Öneri Formu
Hadis Id, No:
38276, HM004160
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا إِسْحَاقَ يُحَدِّثُ عَنْ أَبِي الْأَحْوَصِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ
أَنَّهُ قَالَ إِنَّ مُحَمَّدًا صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عُلِّمَ فَوَاتِحَ الْخَيْرِ وَجَوَامِعَهُ وَخَوَاتِمَهُ فَقَالَ إِذَا قَعَدْتُمْ فِي كُلِّ رَكْعَتَيْنِ فَقُولُوا التَّحِيَّاتُ لِلَّهِ وَالصَّلَوَاتُ وَالطَّيِّبَاتُ السَّلَامُ عَلَيْكَ أَيُّهَا النَّبِيُّ وَرَحْمَةُ اللَّهِ وَبَرَكَاتُهُ السَّلَامُ عَلَيْنَا وَعَلَى عِبَادِ اللَّهِ الصَّالِحِينَ أَشْهَدُ أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ ثُمَّ لِيَتَخَيَّرْ أَحَدُكُمْ مِنْ الدُّعَاءِ أَعْجَبَهُ إِلَيْهِ فَلْيَدْعُ بِهِ رَبَّهُ عَزَّ وَجَلَّ وَإِنَّ مُحَمَّدًا صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ أَلَا أُنَبِّئُكُمْ مَا الْعَضْهُ قَالَ هِيَ النَّمِيمَةُ الْقَالَةُ بَيْنَ النَّاسِ وَإِنَّ مُحَمَّدًا صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ إِنَّ الرَّجُلَ يَصْدُقُ حَتَّى يُكْتَبَ صِدِّيقًا وَيَكْذِبُ حَتَّى يُكْتَبَ كَذَّابًا
Tercemesi:
Abdullah b. Mes'ûd'dan (Radıyallahu anh):
Hz. Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem) bize hayırlı şeyleri başlangıcını, bütününü ve sonuna kadar olacak şekilde hayırlı şeylerin hepsini öğretti. O şöyle buyurdu:
"Her iki rekâtta oturduğunuzda şöyle deyin:
"Tahıyyat, salavat ve tayyibat Allah'a aittir. Ey Peygamber! Her türlü selam, Allah'ın rahmeti ve bereketleri üzerine olsun. Selam bizim üzerimize ve Alah'ın salih kulları üzerine olsun. Ben şahidim ki Allah'tan başka ilah yoktur, yine şahidim ki Muhammed Allah'ın kulu ve Rasulüdür."
Sonra o kişi hoşuna giden bir duayı yapmada muhayyerdir. İzzet ve celâl sahibi Rabbine onunla dua etsin."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Mes'ud 4160, 2/149
Senetler:
()
Konular:
Dua, Allah’la iletişim aracı
Dua, en üstünü
Dua, faziletlisi
Dua, tahiyyatta okunacak dualar
Dürüstlük, doğruluk
Namaz, Tahiyyat
Namaz, teşehhüd duası
Tecessüs, gizli halin araştırılması
Yalan, yalancılık
Açıklama: İnkita'dan dolayı isnadı zayıftır. el-Hâris b. Yezîd el-Hadramî'nin Abdullah b. Amr'dan işittiği bilinmemektedir. Ancak bir vasıtayla rivayet etmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
60202, HM006652
Hadis:
حَدَّثَنَا حَسَنٌ حَدَّثَنَا ابْنُ لَهِيعَةَ عَنِ الْحَارِثِ بْنِ يَزِيدَ الْحَضْرَمِيِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو
أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ أَرْبَعٌ إِذَا كُنَّ فِيكَ فَلَا عَلَيْكَ مَا فَاتَكَ مِنْ الدُّنْيَا حِفْظُ أَمَانَةٍ وَصِدْقُ حَدِيثٍ وَحُسْنُ خَلِيقَةٍ وَعِفَّةٌ فِي طعمة
Tercemesi:
Açıklama:
İnkita'dan dolayı isnadı zayıftır. el-Hâris b. Yezîd el-Hadramî'nin Abdullah b. Amr'dan işittiği bilinmemektedir. Ancak bir vasıtayla rivayet etmiştir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Amr b. el-As 6652, 2/627
Senetler:
()
Konular:
Ahlak, güzel ahlak
Dürüstlük, doğruluk
Müslüman, Eman vermek/Emanete riayet
Seçki, Güzel ahlak
Teşvik edilenler, İffetli olmak
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ مُوسَى حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ عَنْ مَعْمَرٍ عَنْ أَيُّوبَ عَنِ ابْنِ أَبِى مُلَيْكَةَ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ مَا كَانَ خُلُقٌ أَبْغَضَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنَ الْكَذِبِ وَلَقَدْ كَانَ الرَّجُلُ يُحَدِّثُ عِنْدَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِالْكِذْبَةِ فَمَا يَزَالُ فِى نَفْسِهِ حَتَّى يَعْلَمَ أَنَّهُ قَدْ أَحْدَثَ مِنْهَا تَوْبَةً . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23699, T001973
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ مُوسَى حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ عَنْ مَعْمَرٍ عَنْ أَيُّوبَ عَنِ ابْنِ أَبِى مُلَيْكَةَ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ مَا كَانَ خُلُقٌ أَبْغَضَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنَ الْكَذِبِ وَلَقَدْ كَانَ الرَّجُلُ يُحَدِّثُ عِنْدَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِالْكِذْبَةِ فَمَا يَزَالُ فِى نَفْسِهِ حَتَّى يَعْلَمَ أَنَّهُ قَدْ أَحْدَثَ مِنْهَا تَوْبَةً . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ .
Tercemesi:
Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’in hiç hoşlanmayıp kızdığı huy/ahlak yalan söylemektir.
Rasûlullah (s.a.v.)’in yanında bir kimse yalan söylerse o kişinin hemen tevbe edip o günahından dolayı temizlenmesini arzu ederdi. Tirmizî: Bu hadis hasendir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Birr ve's-sıla 46, 4/348
Senetler:
()
Konular:
DOĞRULUK VE YALANCILIK
Dürüstlük, doğruluk
KTB, TEVBE, İSTİĞFAR
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7110, M006145
Hadis:
وَحَدَّثَنِى أَبُو الطَّاهِرِ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى جَرِيرُ بْنُ حَازِمٍ عَنْ أَيُّوبَ السَّخْتِيَانِىِّ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ سِيرِينَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لَمْ يَكْذِبْ إِبْرَاهِيمُ النَّبِىُّ عَلَيْهِ السَّلاَمُ قَطُّ إِلاَّ ثَلاَثَ كَذَبَاتٍ ثِنْتَيْنِ فِى ذَاتِ اللَّهِ قَوْلُهُ ( إِنِّى سَقِيمٌ ) . وَقَوْلُهُ ( بَلْ فَعَلَهُ كَبِيرُهُمْ هَذَا ) وَوَاحِدَةً فِى شَأْنِ سَارَةَ فَإِنَّهُ قَدِمَ أَرْضَ جَبَّارٍ وَمَعَهُ سَارَةُ وَكَانَتْ أَحْسَنَ النَّاسِ فَقَالَ لَهَا إِنَّ هَذَا الْجَبَّارَ إِنْ يَعْلَمْ أَنَّكِ امْرَأَتِى يَغْلِبْنِى عَلَيْكِ فَإِنْ سَأَلَكِ فَأَخْبِرِيهِ أَنَّكِ أُخْتِى فَإِنَّكِ أُخْتِى فِى الإِسْلاَمِ فَإِنِّى لاَ أَعْلَمُ فِى الأَرْضِ مُسْلِمًا غَيْرِى وَغَيْرَكِ فَلَمَّا دَخَلَ أَرْضَهُ رَآهَا بَعْضُ أَهْلِ الْجَبَّارِ أَتَاهُ فَقَالَ لَهُ لَقَدْ قَدِمَ أَرْضَكَ امْرَأَةٌ لاَ يَنْبَغِى لَهَا أَنْ تَكُونَ إِلاَّ لَكَ . فَأَرْسَلَ إِلَيْهَا فَأُتِىَ بِهَا فَقَامَ إِبْرَاهِيمُ عَلَيْهِ السَّلاَمُ إِلَى الصَّلاَةِ فَلَمَّا دَخَلَتْ عَلَيْهِ لَمْ يَتَمَالَكْ أَنْ بَسَطَ يَدَهُ إِلَيْهَا فَقُبِضَتْ يَدُهُ قَبْضَةً شَدِيدَةً فَقَالَ لَهَا ادْعِى اللَّهَ أَنْ يُطْلِقَ يَدِى وَلاَ أَضُرُّكِ . فَفَعَلَتْ فَعَادَ فَقُبِضَتْ أَشَدَّ مِنَ الْقَبْضَةِ الأُولَى فَقَالَ لَهَا مِثْلَ ذَلِكَ فَفَعَلَتْ فَعَادَ فَقُبِضَتْ أَشَدَّ مِنَ الْقَبْضَتَيْنِ الأُولَيَيْنِ فَقَالَ ادْعِى اللَّهَ أَنْ يُطْلِقَ يَدِى فَلَكِ اللَّهَ أَنْ لاَ أَضُرَّكِ . فَفَعَلَتْ وَأُطْلِقَتْ يَدُهُ وَدَعَا الَّذِى جَاءَ بِهَا فَقَالَ لَهُ إِنَّكَ إِنَّمَا أَتَيْتَنِى بِشَيْطَانٍ وَلَمْ تَأْتِنِى بِإِنْسَانٍ فَأَخْرِجْهَا مِنْ أَرْضِى وَأَعْطِهَا هَاجَرَ . قَالَ فَأَقْبَلَتْ تَمْشِى فَلَمَّا رَآهَا إِبْرَاهِيمُ عَلَيْهِ السَّلاَمُ انْصَرَفَ فَقَالَ لَهَا مَهْيَمْ قَالَتْ خَيْرًا كَفَّ اللَّهُ يَدَ الْفَاجِرِ وَأَخْدَمَ خَادِمًا ». قَالَ أَبُو هُرَيْرَةَ فَتِلْكَ أُمُّكُمْ يَا بَنِى مَاءِ السَّمَاءِ .
Tercemesi:
Bana Ebû't-Tahir rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Abdullah b. Vehb haber verdi. (Dedi ki) : Bana Cerîr b. Hâzun Eyyûb'u Sahtiyanî'-den, o da Muhammed b. Sîrîn'den, o da Ebû Hüreyre'den naklen haber verdi ki, Ttesûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuşlar:
«Peygamber ibrahim (Aleyhisselam) üç yalandan başka hiç yalan söylememiştir. (Bunların) ikisi Allah'ın zâtına aiddir. Biri ben gerçekten pastayım; diğeri belki bu işi büyükleri olan şu put yapmıştır, demesidir. Bir tanesi de Sâro hakkındadır. İbrahim yanında Sere olduğu halde bir cebbarın memleketine gelmişti. Sâre insanların en güzeli idi. İbrahim ona : Bu cebbar senin benim karım olduğunu bilirse, senin için bana galebe çalar. Binâenaleyh sana sorarsa kendinin kız kardeşim olduğunu haber ver. Çünkü sen İslâm'da benim kıt kardeşimsin. Zira yeryüzünde senle benden başka muslöman bilmiyorum, dedi. Vaktaki Cebbâr'ın memleketine girdiler. Onun bir adamı Sâre'yi gördü. Ve Cebbar'a vararak : Gerçekten senin memleketine öyle bir kadın geldi ki, bu kadının senden başkasına âid olması yakışık olmaz, dedi. Cebbar hemen Sâre'ye adam göndererek onu getirtti. İbrahim (Aleyhisseîâm) namaza kalktı. Sâre, Cebbâr'ın yanına girince Cebbar elini ona uzatmaktan kendini alamadı. Fakat eli şiddetli bir şekilde yakalandı. Bunun üzerine Cebbar ona : Allah'a dua et de elimi salsın! Sana bir zarar vermîyeçeğim, dedi. O da bunu yaptı. Fakat Cebbar saldırışım tekrarladı. Ve eli ilk defakinden daha şiddetli şekilde yakalandı. Cebbar, Sâre'ye deminkinin mislini söyledi. O da yaptı. Fakat Cebbar aynı hareketi tekrarladı. Ve eli İlk İkiden daha şiddetli şekilde yakalandı. Artık Cebbar: Allah'a duâ et, benim elimi salıversin. Allah şahidim olsun sana bir zarar vermiyeceçiim, dedi. O da bunu yaptı ve Cebbâr'ın eli salındı. (Bu sefer) Cebbar, Sâre'yi getiren adamı çağırarak : Sen bana ancak bir şeytan getirmişsin, bana insan getirmemişsin! Bunu hemen memleketimden çıkar. Hficeri de ona veri» dedi.
Râce diyor ki: Sâre yürüyerek döndü, geldi. İbrahim (Alcyhisselam) onun geldiğini görünce ona: Ne haber? diye sordu. Sâre : Hayırdır, Allah facirin elini men etti. Bana da bir hizmetçi İhsan etti, dedi.
Ebû Hüreyre: «Ey gökyüzü suyunun oğullan! İşte anneniz bu kadındir,» demiş.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâil 6145, /991
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
Konular:
Dürüstlük, doğruluk
Peygamberler, Hz. İbrahim ve ailesi