650 Kayıt Bulundu.
Bize Sevrî, ona Ammâr ed-Dühnî, ona da bir adam, İbn Abbâs'dan (ra) rivayet ettiğine göre, İbn Abbâs bir şehrin önde geleni olan bir adama (Yahudi bir din adamına) selamla başlayan bir mektup yazdı (yazdırdı). (Mektubu yazdırdığı kişi) ona: 'Bu konuda (Allah'ın selamını vermekle) hata ediyorsun' deyince, İbn Abbâs ona 'Selam olan sadece Allah'tır (cc)' dedi.
Açıklama: Rivayetin metninde eksiklik olduğu için metne bağlı kalarak tercüme edildiğinde doğru bir mana çıkmamaktadır. Rivayetin Taberî'nin Tefsir'inde (9/438) bulunan bir başka versiyonu dikkate alındığında metin doğru bir şekilde anlaşılabilmektedir. Söz konusu metnin tercümesi şu şekildedir: Ammâr ed-Dühnî bir adamdan Küreyb'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: İbn Abbâs beni çağırdı (mektup yazmamı isteyerek) "'Bismillahirrahmânirrahîm (Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla), Abbâs oğlu Abdullah'tan Teymâ'nın (Yahudi) din adamı falancaya. Sana selam olsun. Ben de senin gibi kendisinden başka ilah olmayan Allah'a hamdederim. Mektubun asıl konusuna gelecek olursak...' diye yaz" dedi. Ben ona: "Mektuba 'Selam senin üzerine olsun' diye başlıyorsun" deyince İbn Abbâs: "Selam olan sadece Allah'tır (cc)" karşılığını verdi.
Bize Sevrî, Mansur'dan rivayet ettiğine göre o şöyle demiştir: İbrahim ve Mücahid'e: 'Şu kabile reisine nasıl mektup yazayım?' diye sordum. İbrahim: ''es-Selâmu aleyküm (Selam üzerinize olsun)' diye yaz' cevabını verdi. Mücahid de: ''es-Selâmu alâ menittebea'l-hüdâ (Selam hidayete tabi olanların üzerine olsun)' diye yaz!' dedi.
Bize Ebu'l-Yemân, ona İsmail b. Ayyâş ona da Damdam b. Zür'a, Şüreyh b. Ubeyd'in şöyle dediğini rivayet etti: Sevbân, Humus'ta hastalanmıştı. Humus valisi Abdullah b. Kurt el-Ezdî idi. Vali Sevbân'ı ziyaret etmedi. Yemen'in Zilkelâ' kabilesinden birisi Sevbân'ı ziyaret etmek üzere evine geldi. Sevbân adama "Yazma bilir misin?" diye sordu. Adam "Evet bilirim" deyince Sevbân '(Diyeceklerimi) yaz' dedi. Ve şunları yazdırdı: Emîn (Vali) Abdullah b. Kurt'a Rasulullah'ın azatlısı Sevbân'dan… İmdi. Musa ve İsa peygamberlerin azatlısı karşında olsalar da onları ziyaret ederdin (değil mi?)." Sonra mektubu katladı ve 'Bunu valiye ulaştırabilir misin?' diye sordu. Yemen'li 'Evet!' diye cevap verdi ve Sevbân'ın mektubu ile birlikte yola koyuldu ve mektubu İbn Kurt'a teslim etti. Vali Abdullah, mektubu okuyunca dehşet içinde ayağa kalktı. Orada bulunanlar, 'Hayırdır? Bir şey mi oldu?' diye sordular. Vali Sevbân'a geldi ve huzuruna girip onu ziyaret etti. Yanında bir süre oturdu. Sonra tam kalkacaktı ki Sevbân ridâsını yakaladı. 'Otur da sana Hz. Peygamber'den (sav) duyduğum bir hadisi rivayet edeyim!' dedi ve şöyle devam etti: 'Hz. Peygamber (sav), "Ümmetimden yetmiş bin kişi sorgusuz sualsiz ve azap görmeden cennete girecek. Her bin kişinin yanı sıra yetmiş bin kişi daha girecek" (diye müjdeledi) dedi.
Bize Yahya b. Bişr, ona Hakem b. Mübarek, ona Abbâd b. Abbâd, ona da Asım el-Ahvel, Ebu Osman en-Nehdi'nin şöyle dediğini rivayet etti: Ebû Musa, bir kabilenin reisine, içinde ona selam söylediği bir mektup yazdı. Kendisine: 'O kâfir olduğu halde ona selam mı veriyorsun?' denilince Ebu Musa, 'O, bana mektup yazdı ve (mektubunda) bana selam verdi. Ben de ona karşılık verdim' cevabını verdi.
Bize Abdurrezzak, ona da Sevrî, Mansur'un şöyle dediğini rivayet etti: İbrahim ve Mücahid'e, 'Kabile reisine nasıl mektup yazayım?' diye sordum. İbrahim: 'es-Selâmu aleyküm (Selam üzerinize olsun' diye yaz" cevabını verdi. Mücahid ise: 'es-Selâmu alâ menittebea'l-hüdâ (Selam hidayete tabi olanların üzerine olsun)' diye yaz' dedi.
Bize İsmail b. İbrahim, ona Ebu Hayyân, ona da Medine'de bir şeyh şöyle demiştir: Abdullah b. Ebu Evfâ Haruriler ile savaşma iradesinde olan Übeydullah'a bir mektup yazdırdı. Arkadaşım olan katibe "mektuptan bir kopya da bana yap" dedim o da yaptı. (mektupta yazdığına göre) Hz. Peygamber (sav) "düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyiniz. Allah'tan (ac) afiyet isteyiniz. Düşmanla karşılaştığınız zaman da sabrediniz ve biliniz ki cennet muhakkak kılıçların gölgeleri altındadır." buyurmuştur. Ravi der ki: Hz. Peygamber (sav), güneş batı tarafına doğru meyledene kadar bekler öyle düşmana hücum eder sonra da şu duayı ederdi: "Ey Kitabı indiren, bulutları yürüten, orduları bozguna uğratan Allah'ım! Sen onları hezimete uğrat ve bizi muzaffer eyle."
Açıklama: Sahih hadistir. Bu isnad hatalı olduğu için zayıftır. "لم يقمه أبو حيان". Ebu Hayyan'ın kendisinden naklettiği şeyhi mübhemdir.