Giriş

Bize Ahmed b. Yunus, ona Ebu Bekir b. Ayyaş, ona el-A'meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah'tan rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Kalbinde hardal tanesi ağırlığınca kibir olan kimse cennete giremez. Kalbinde hardal tanesi kadar iman olan kimse cehenneme girmez." [Ebû Davud şöyle dedi: Bu hadisi el-Kasmelî, A'meş'ten benzer şekilde rivayet etmiştir.]


Açıklama: Bu tarik muallaktır; musannif ile ile Abdülaziz b. Müslim arasında inkita vardır.

    Öneri Formu
274950 D004091-2 Ebu Davud, Libas, 26

Bize Hallâd b. Yahya, ona Süfyân, ona Mansur ve A'meş, onlara Ebu Vâil, ona da İbn Mesud (ra.) şöyle söylemiştir: Bir adam gelip Hz. Peygamber'e (sav.); 'Ey Allah'ın rasulü, bizler cahiliye döneminde yaptıklarımızdan sorumlu tutulacak mıyız?' diye sordu. Rasulullah (sav) şöyle cevap verdi: "Müslüman olduktan sonra güzel yaşayan, cahiliye döneminde yaptıklarından sorumlu tutulmaz. Fakat Müslüman olduktan sonra kötü işler yapan (irtidat edip kafir olarak ölen) hem önceki hem de sonraki yaptıklarından sorumlu tutulur."


Açıklama: Bu konuda ana ilke, İslâm’ın geçmiş günahları sileceğidir. Bir kâfir Müslüman olursa, küfür halinde iken işlediği günahları bağışlanır. “Küfredenlere söyle: Eğer vazgeçerlerse, geçmiş günahları affedilecektir” (el-Enfâl, 8/38) meâlindeki âyet bunu ifâde etmektedir. Buna mukabil Müslüman iken dinini değiştirirse; “Kim imandan sonra küfre girerse, bütün ameli boşa gider” (el-Mâide, 5/5) meâlindeki âyet mucibince, daha önce yapmış olduğu hiçbir ameli değer ifâde etmez. Dolayısıyla hem İslâm’dan önceki günahlarından ve hem de İslâm’dan sonraki günahlarından muâheze edilir. Bu insan irtidattan sonra tekrar İslâm’a girecek olursa, yine yeni Müslüman olmuş sayılır ve irtidat halinde iken işlediklerinden muâheze edilmemesi umulur.

    Öneri Formu
279200 B006921-2 Buhari, İstitâbetü'l-Mürteddîn, 1

Bize Hallâd b. Yahya, ona Süfyân, ona Mansur ve A'meş, onlara Ebu Vâil, ona da İbn Mesud (ra.) şöyle söylemiştir: Bir adam gelip Hz. Peygamber'e (sav.); 'Ey Allah'ın rasulü, bizler cahiliye döneminde yaptıklarımızdan sorumlu tutulacak mıyız?' diye sordu. Rasulullah (sav) şöyle cevap verdi: "Müslüman olduktan sonra güzel yaşayan, cahiliye döneminde yaptıklarından sorumlu tutulmaz. Fakat Müslüman olduktan sonra kötü işler yapan (irtidat edip kafir olarak ölen) hem önceki hem de sonraki yaptıklarından sorumlu tutulur."


    Öneri Formu
27366 B006921 Buhari, İstitâbetü'l-Mürteddîn, 1

Bize İshak b. İbrahim, ona da Vekî; (T) Bize Yahya, ona Vekî, ona A’meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah (ra.) şöyle demiştir: "İman eden ve imanlarına herhangi bir haksızlık bulaştırmayanlar var ya, işte güven onlarındır" (En'âm, 6/82) ayeti indiği zaman, bu hüküm Rasulullah’ın (sav) ashabına ağır geldi ve “Hangimiz kendine haksızlık yapmaz ki?” dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Burada kastedilen, sizin zannettiğiniz gibi zulüm değildir. O ancak Lokman'ın, oğluna ‘Yavrucuğum, Allah'a ortak koşma. Çünkü O’na ortak koşmak çok büyük bir haksızlıktır' (Lokman, 31/13) ayetindeki zulümdür."


    Öneri Formu
27424 B006937 Buhari, İstitâbetü'l-Mürteddîn, 9

Bize Ahmed b. Yunus, ona Ebu Bekir b. Ayyaş, ona el-A'meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah'tan rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Kalbinde hardal tanesi ağırlığınca kibir olan kimse cennete giremez. Kalbinde hardal tanesi kadar iman olan kimse cehenneme girmez." [Ebû Davud şöyle dedi: Bu hadisi el-Kasmelî, A'meş'ten benzer şekilde rivayet etmiştir.]


    Öneri Formu
31260 D004091 Ebu Davud, Libas, 26

Bize Kuteybe b. Saîd, ona Cerîr, ona A'meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah b. Mes'ûd (ra.) şöyle demiştir: "İmân edip de imanlarına zulüm (haksızlık, şirk) bulaştırmayanlar var ya! İşte güven onlarındır" (En'âm, 82) ayeti indiğinde Bu ayetin hükmü, Rasulullah'ın (sav) ashabına ağır geldi ve “hangimiz imanına haksızlık karıştırmaz ki?” dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Buradaki zulüm kelimesi, sizin düşündüğünüz manada değildir. Lokman'ın kendi oğluna hitaben söylediği 'Şüphesiz ki şirk elbette büyük bir zulümdür' (Lokman, 31/13) sözünü işitmedin mi?"


    Öneri Formu
32758 B004776 Buhari, Tefsir, (Lokmân) 1

Bize İshak b. İbrahim, ona da Vekî; (T) Bize Yahya, ona Vekî, ona A’meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah (ra.) şöyle rivayet etmiştir: "İman eden ve imanlarına herhangi bir haksızlık bulaştırmayanlar var ya, işte güven onlarındır." (En'âm, 6/82) ayeti indiği zaman, bu hüküm Rasulullah’ın (sav) ashabına ağır geldi ve “Hangimiz kendine haksızlık yapmaz ki?” dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Burada kastedilen, sizin zannettiğiniz gibi zulüm değildir. O ancak Lokman'ın, oğluna ‘Yavrucuğum, Allah'a ortak koşma. Çünkü O’na ortak koşmak çok büyük bir haksızlıktır' (Lokman, 31/13) ayetindeki zulümdür."


    Öneri Formu
279199 B006937-2 Buhari, İstitâbetü'l-Mürteddîn, 9


    Öneri Formu
7273 M006186 Müslim, Fadâilu's Sahabe, 13

Bize Kuteybe b. Said, ona Leys, ona Said b. Ebu Said, ona Abdullah b. Ebu Katâde, ona da Ebu Katâde, Rasulullah'tan (sav) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) aralarında ayağa kalkıp insanlara, Allah yolunda cihatla Allah'a imanın amellerin en faziletlisi olduğunu buyurmuştu. Bunun üzerine bir adam ayağa kalkıp 'Ey Allah'ın Rasulü! Allah yolunda öldürülecek olsam, (bütün) günahlarım bağışlanır mı?' diye sordu. Rasulullah da (sav) 'Evet; sabreder, sevabını yalnız Allah'tan bekler, savaşta geri kaçmadan ileri atılıp Allah yolunda öldürülecek olursan bağışlanır' buyurdu. Sonra Rasulullah (sav) adama 'Nasıl demiştin?' diye sordu. Adam tekrar 'Allah yolunda öldürülecek olsam, (bütün) günahlarım bağışlanır mı?' dedi. Rasulullah da (sav) 'Evet; sabreder, sevabını yalnız Allah'tan bekler, geri kaçmadan hep ileri gider ve Allah yolunda öldürülürsen, kul hakkına giren borçların hariç bütün günahların bağışlanır. Bunu bana (az önce) Cebrail söyledi' buyurdu."


    Öneri Formu
3055 M004880 Müslim, İmare, 117

Hani havârîler "Ey Meryem oğlu İsa, Rabbin bize gökten, donatılmış bir sofra indirebilir mi?" demişlerdi. O, "İman etmiş kimseler iseniz Allah'tan korkun" cevabını vermişti.


    Öneri Formu
53762 KK5/112 Mâide, 5, 112