Giriş

Ravi der ki: "Rasulullah (sav), bir gün özel bir meclis kurmuştu. O esnada Cebrâil (as) geldi, Hz. Peygamber'in (sav) önüne oturdu ve ellerini Rasulullah’ın (sav) dizlerinin üzerine koyarak 'Ey Allah’ın Rasulü! Bana İslâm'ın ne olduğunu haber ver' dedi. Rasulullah (sav) 'İslâm; yüzünü Allah’a teslim etmen ve 'Lâ ilâhe illâllâhu vahdehû lâ şerîke leh. Ve enne Muhammeden abduhû ve rasûluh - Allah’tan başka ilah yoktur, O’nun ortağı yoktur. Muhammed O’nun kulu ve elçisidir.’ diye şehâdette bulunmandır' buyurdu. Cebrâil 'Eğer bunu yaparsam Müslüman olmuş olur muyum?' dedi. Rasulullah (sav) 'Evet, bunları yaparsan İslâm’a girmiş olursun' buyurdu. 'Cebrâil tekrar 'Ey Allah’ın Rasulü! İmanın ne olduğunu bana anlat' dedi. Rasulullah (sav) 'İmân; Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere iman etmendir. Ölümün hak olduğuna, öldükten sonra dirilişe, cennet ve cehennemin varlığına, hesap gününe, mizana (amellerin tartılacağına) ve kaderin hayır ve şer yönüyle tamamına iman etmendir' buyurdu. Cebrâil 'Eğer bunu yaparsam Mümin olur muyum?' dedi. Rasulullah (sav) 'Evet, bunu yaparsan iman etmiş olursun' buyurdu. Cebrâil 'Ey Allah’ın Rasulü! Bana ihsanın ne olduğunu anlat' dedi. Rasulullah (sav) 'İhsan; Allah’a, O’nu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Her ne kadar sen O’nu görmesen de şüphesiz O seni görmektedir' buyurdu. Cebrâil 'Ey Allah’ın Rasulü! Kıyâmet ne zaman kopacak?' dedi. Rasulullah (sav) 'Subhânallah! (Bu) beş gaybî bilgidendir ki onları Allah’tan başka kimse bilemez' buyurdu ve 'Şüphesiz Allah, kıyamet saatinin ilmini kendinde tutar. Yağmuru O indirir. Rahimlerde olanı O bilir. Hiçbir nefis yarın ne kazanacağını bilemez. Hiçbir can nerede öleceğini bilmez. Allah her şeyi bilendir, her şeyden haberdardır.' [Lokmân, 31/34] ayetini okudu. Sonra 'Ama istersen sana kıyametin bazı alâmetlerini haber vereyim' buyurdu. Cebrâil 'Evet, ey Allah’ın Rasulü, anlat' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Cariyenin, efendisini doğurduğunu gördüğünde, koyun sahiplerinin (çobanların) yüksek binalar yapmakta birbirleriyle yarıştığını gördüğünde, baldırı çıplak, karnı aç ve muhtaç kimselerin toplumun önderleri olduğunu gördüğünde (bil ki kıyamet yaklaşmıştır). Cebrâil 'Ey Allah’ın Rasulü! Bu koyun sahipleri, yalın ayaklı, aç ve muhtaç insanlar kimlerdir?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) de 'Onlar Bedevilerdir' buyurdu."


    Öneri Formu
40993 HM002926 İbn Hanbel, I, 319


    Öneri Formu
2512 M004796 Müslim, İmare, 59


    Öneri Formu
31750 B004627 Buhari, Tefsir, (Maide) 1

Bize İshak, ona Cerir, ona Ebu Hayyân, ona da Ebu Zür'a, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: "Bir gün Rasulullah (sav), meydanda, insan­lar içinde oturuyordu. Derken yürüyerek bir adam geldi 'Ey Allah'ın Rasulü! İman nedir?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) 'İman Allah'a, meleklerine, peygamberlerine ve Allah'a kavuşma­ya inanman ve yine öldükten sonra son dirilmeye inanmandır' diye cevap verdi. Adam 'Ey Allah'ın Rasulü! İslam nedir?' diye sordu. Rasulullah (sav) 'İslâm Allah'a kulluk etmen ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmaman, namazı kılman, farz kılınan zekâtı vermen ve ramazanda oruç tutmandır' buyurdu. Adam 'Ey Allah'ın Rasulü! İhsan nedir?' diye sordu. Rasulallah (sav) 'İhsan, Allah'ı görüyormuşsun gibi ibadet etmendir. Her ne kadar sen Allah'ı görmesen de şüphesiz O seni görür' buyurdu. Adam 'Ey Allah'ın Rasulü! Kıyamet ne zaman?' dedi. Rasulullah (sav) 'Bu konuda sorulan, sorandan daha bilgili değildir. Lâkin ben sana onun alametlerini haber ve­receğim. Kadın kendi efendisini doğurduğu zaman, işte bu, kıyame­tin alametlerindendir. Yalın ayaklı, çıplak kimseler, insanların başına yönetici olduklarında, işte bu da kıyametin alametlerindendir. Kıyametin vakti, Allah'tan başka kimsenin bilemeyeceği beş gaip (bilinmez) için­dedir' buyurdu ve 'Kıyamet vakti hakkındaki bilgi, ancak Allah'ın katındadır. Yağmuru O yağdırır, rahimlerde olanı O bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Yine hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Şüphesiz Allah, her şeyi bilendir, her şeyden haberdardır.' [Lokman, 31/34] ayetini okudu. Sonra adam ayrılıp gitti. Rasulullah (sav) 'Onu bana geri getirin' buyurdu. Sahâbîler onu geri çevirmek için aradılar, fakat hiçbir şey göre­mediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Bu Cibril'di, insanlara dinlerini öğretmek için geldi' bu­yurdu"


    Öneri Formu
32760 B004777 Buhari, Tefsir, (Lokmân)2


    Öneri Formu
2520 M004800 Müslim, İmare, 62


    Öneri Formu
2521 M004801 Müslim, İmare, 63


    Öneri Formu
2524 M004804 Müslim, İmare, 65


    Öneri Formu
2525 M004805 Müslim, İmare, 66