Açıklama: İsnad cidden zayıftır. İçinde "nekâre" vardır. el-Mübarek b. Fedâle tedlis ve tesviye (tedlisin en şerlisi) yapar. Burada ise an'ane yapmıştır.
حدثنا صدقة قال أخبرنا معتمر عن حبيب أبى محمد عن بكر بن عبد الله قال : كان أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم يتبادحون بالبطيخ فإذا كانت الحقائق كانوا هم الرجال
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164078, EM000266
Hadis:
حدثنا صدقة قال أخبرنا معتمر عن حبيب أبى محمد عن بكر بن عبد الله قال : كان أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم يتبادحون بالبطيخ فإذا كانت الحقائق كانوا هم الرجال
Tercemesi:
Bekir İtani Abdullah (Radiyallahu anft/dan rivayet edildiğine göre, şöyle dedi:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'m ashabı, birbirlerine karpuz atarlardı, (birbirlerine şaka edip eğlenirlerdi). Gerçek işler ortaya çıktığı zaman da, onlar erkekler olurlardı, (o işlerin sahipleri olurlardı).[529]
Peygamber Efendimizin ashabı da kendi aralarında ülfet ve ünsiyetî kuvvetlendirmek ve gönüllerini hoş kılmak maksadıyle şakalaşmışlar, fakat asla birbirlerini incitmemişierdir. Diğer taraftan bir vazife ve hizmet ortaya çıktığı zaman, onu en ciddî ve en iyi bjr'fekilde başaran ve yerine getiren kimseler olmuşlardır. Şaka ve ciddiyet ayrı şeylerdir. Bunlar birbirine karıştırılıp vazifeler gevşetilmemelidir.[530]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 266, /241
Senetler:
1. Ashabu'n-Nebi (Ashabu'n-Nebi)
2. Bekir b. Abdullah el-Müzenî (Bekir b. Abdullah b. Amr b. Hilal)
3. Ebu Muhammed Habib b. Muhammed el-Acemi (Habib b. İsa b. Muhammed)
4. Ebu Muhammed Mu'temir b. Süleyman et-Teymi (Mu'temir b. Süleyman b. Tarhân)
5. Ebu Fadl Sadaka b. Fadl el-Mervezî (Sadaka b. Fadl)
Konular:
EĞLENCE KÜLTÜRÜ
Hz. Peygamber, şakalaşması
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Sahabe, birbirlerine sıcak, samimi davranmaları
Şaka, şakalaşma
حدثنا عبد الله بن صالح قال حدثني الليث قال حدثني عقيل عن بن شهاب قال أخبرني عبد الرحمن بن عبد الله بن كعب بن مالك أن عبد الله بن كعب وكان قائد كعب من بنيه حين عمى قال : سمعت كعب بن مالك يحدث حديثه حين تخلف عن رسول الله صلى الله عليه وسلم عن غزوة تبوك فتاب الله عليه وآذن رسول الله صلى الله عليه وسلم بتوبة الله علينا حين صلى صلاة الفجر فتلقاني الناس فوجا فوجا يهنئوني بالتوبة يقولون لتهنك توبة الله عليك حتى دخلت المسجد فإذا برسول الله صلى الله عليه وسلم حوله الناس فقام إلي طلحة بن عبيد الله يهرول حتى صافحني وهنأني والله ما قام إلي رجل من المهاجرين غيره لا أنساها لطلحة
حدثنا يحيى بن بشر قال حدثنا قبيصة قال حدثنا سفيان عن رباح عن أبي عبيد الله عن مجاهد قال : لقيني رجل من أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم فأخذ بمنكبى من ورائى قال أما إني أحبك قال أحبك الذي أحببتنى له فقال لولا أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال إذا أحب الرجل الرجل فليخبره أنه أحبه ما أخبرتك قال ثم أخذ يعرض على الخطبة قال أما إن عندنا جارية أما إنها عوراء
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164783, EM000543
Hadis:
حدثنا يحيى بن بشر قال حدثنا قبيصة قال حدثنا سفيان عن رباح عن أبي عبيد الله عن مجاهد قال : لقيني رجل من أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم فأخذ بمنكبى من ورائى قال أما إني أحبك قال أحبك الذي أحببتنى له فقال لولا أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال إذا أحب الرجل الرجل فليخبره أنه أحبه ما أخبرتك قال ثم أخذ يعرض على الخطبة قال أما إن عندنا جارية أما إنها عوراء
Tercemesi:
— «Mücahid'den, şöyle anlattığı rivayet edilmiştir:
— Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in ashabından bir adam bana yetişip, arkamdan omuzumu tuttu. Dedi ki:
— Haberin olsun, seni seviyorum. Ben:
— Beni kim için (kimin rızası için) sevdinse, seni de o sevsin, dedim. Sonra dedi ki:
— Eğer Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
«— insan, insanı sevdiği zaman, onu sevdiğini ona haber versin.» diye buyurmayaydı, ben sana bildirmezdim. Mücahid dedi ki:
— Sonra adam beni karşısına alıp anlattı: Yanımızda bir cariye var; öyleki ahlâkı düşüktür, dedi.»[1054]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 543, /431
Senetler:
()
Konular:
Sahabe, birbirlerine sıcak, samimi davranmaları
Sosyalleşme, temel prensipler
حدثنا أبو اليمان قال حدثنا شعيب بن أبى حمزة قال حدثنا أبو الزناد عن الأعرج عن أبى هريرة : أن الأنصار قالت للنبي صلى الله عليه وسلم اقسم بيننا وبين إخواننا النخيل قال لا فقالوا تكفونا المؤونة ونشرككم في الثمرة قالوا سمعنا وأطعنا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164802, EM000561
Hadis:
حدثنا أبو اليمان قال حدثنا شعيب بن أبى حمزة قال حدثنا أبو الزناد عن الأعرج عن أبى هريرة : أن الأنصار قالت للنبي صلى الله عليه وسلم اقسم بيننا وبين إخواننا النخيل قال لا فقالوا تكفونا المؤونة ونشرككم في الثمرة قالوا سمعنا وأطعنا
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine; göre, Ensar, (Medîneli ashab), Peygamber (SalîallahU Aleyhi ve Sellem)'e şöyle dediler:
— Bizimle (Muhacir) kardeşlerimiz arasında hurma bahçesini böl. Hz. Peygamber (Sallaîlahü Aleyhi ve Sellem):
«— Hayır!» buyurdu. Ensar, (Muhacirlere) dediler ki:
— O halde bizi işçilikten kurtarın, (siz çalışın da) meyvalarda sizi ortak edelim. Onlar da :
— Peki, kabul ettik, dediler.[1089]
Mekke müşriklerinin Müslümanlara ettikleri eziyetler son haddine ulaştıktan sonra hicret izni çıktığı zaman, Müslümanlardan dileyenler bütün eşya ve arazilerini bırakarak Mekke'den çıkmışlardı! Medine'ye malsız ve mülksüz misafir olan ve «Muhacirin» adını alan ashab-ı kiramı Medîne li ashab (Ensar) üstün bîr sevgi ve bağlılıkla karşıladılar. Öyle ki, arazî ve mallarına onları ortak etmek istemişlerdi. Hz. Peygamber Efendimiz ilerideki fetihlerle elde edilecek ganimet ve genişlik halini önceden bildiğinden böyle bir ortaklığa rıza göstermemişlerdi. Ancak bağ ve bahçelerin bakım ve İşçiliği Muhacirlere ait olmak üzere elde edilecek mahsulün yarı yarıya paylaşılması, Ensar tarafından teklif edilmiş ve bu teklif memnuniyetle Muhacirler tarafından kabul edilmişti. Böylece İslâm'da muhtaçlara yardım işi tahakkuk ederek ortaklık meşruiyet! doğdu.[1090]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 561, /449
Senetler:
()
Konular:
Ensar, ensarın fazileti
Kardeşlik, muhacir ve ensar arasında
Kazanç, Emeği ile geçinmek
Sahabe, birbirlerine sıcak, samimi davranmaları
Ticaret, Ortaklık
Yardımseverlik, yol sorana rehberlik etmek
حدثنا عبدة قال حدثنا بقية قال حدثنا محمد بن زياد قال : أدركت السلف وانهم ليكونون في المنزل الواحد بأهاليهم فربما نزل على بعضهم الضيف وقدر أحدهم على النار فيأخذها صاحب الضيف لضيفه فيفقد القدر صاحبها فيقول من أخذ القدر فيقول صاحب الضيف نحن أخذناها لضيفنا فيقول صاحب القدر بارك الله لكم فيها أو كلمة نحوها قال بقية وقال محمد والخبز إذا خبزوا مثل ذلك وليس بينهم الا جدر القصب قال بقية وأدركت أنا ذلك محمد بن زياد وأصحابه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165018, EM000739
Hadis:
حدثنا عبدة قال حدثنا بقية قال حدثنا محمد بن زياد قال : أدركت السلف وانهم ليكونون في المنزل الواحد بأهاليهم فربما نزل على بعضهم الضيف وقدر أحدهم على النار فيأخذها صاحب الضيف لضيفه فيفقد القدر صاحبها فيقول من أخذ القدر فيقول صاحب الضيف نحن أخذناها لضيفنا فيقول صاحب القدر بارك الله لكم فيها أو كلمة نحوها قال بقية وقال محمد والخبز إذا خبزوا مثل ذلك وليس بينهم الا جدر القصب قال بقية وأدركت أنا ذلك محمد بن زياد وأصحابه
Tercemesi:
Bukayye, Muhammed ibni Ziyad'dan rivayet ettiğine göre, Muhammed şöyle demiştir:
«— Selefe, (ashab devrine) yetiştim. Onlar kendi aileleriyle bir evde imiş gibiydiler. Çok defa onlardan birinin evine müsafir konuklardı; ve onlardan birinin tenceresi de ateş üzerinde bulunurdu. Müsafir sahibi, komşusunun bu tenceresini müsafiri için alırdı. (Bundan haberi olmıyan) tencere sahibi, tenceresini arardı da derdi ki, tencereyi kim aldı? Müsafir sahibi (komşu): Onu biz misafirimiz için aldık, derdi. Tencere sahibi de: Allah onun bereketini size versin, (yahut buna benzer söz) söylerdi.
Bukayye demiştir ki, Muhammed şöyle dedi : Ekmek pişirdikleri zaman da böyle yaparlardı; aralarında kamıştan örülmüş engelden başka duvar yoktu.
Bukayye demiştir ki, ben buna yetiştim: Muhammed ibni Zİyad'a ve arkadaşlarına...[199]
Gerçekten bu haberde rivayet edildiği gibi, ashabı kiram aralarındaki yakın sevgi ve bağlılığın bereketiyle bir aile ferdleri gibi yaşıyor, hatta bundan daha ileriye vararak din kardeşlerini kendilerine, öz çocuklarına tercih ediyorlardı. Mallarının yarısını muhtaç kardeşlerine vermişler, kendileri yemeyip misafirlerine ikram etmişler, kardeşlerini kurtarmak için Allah yolunda can vermişlerdi. Bunlara dair geniş ve uzun hâdiseler tarih ve siyer kitaplarında mevcuttur. Burada birkaç örneğini, merhum müfessir Muhammed Hamdi Yazır'dan kısaca dinleyelim :
«Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellenu'e bir adam geldi ve :
— Ey Allah'ın Resulü, açlıktan dermansız kaldım, dedi.
Hz. Peygamber saadethanelerine haber gönderdi; fakat onların yanlarında, bu aç'a verilebilecek bir şey bulunmadı. Bunun üzerine Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)
Bu adamı bu gece misafir edip, kamını doyuracak yok mudur ki, Allah ona rahmet buyursun.» dedi.
Hemen Ebû Ta Iha kalkıp:
— Ben, ya Resûlallah diye cevap verdi. Derhal o adamı evine götürdü. Zevcesine de, Allah'ın Peygamberinin müsafirine ikram et, diye tenbİh etti. Zevcesi :
— Vallahi, çocuğuma verecek yemekten başka yanımda bir şey yoktur, dedi. Kocası dedi ki :
— O halde çocuk akşam yemeği istediği vakit, onu uyut ve lâmbayı da söndürüver. Peygamber in müsafiri için, biz bu geceyi ac geçiştirivere-lim. Nihayet böyle yaptılar ve kardeşlerini nefisleri üzerine tercih ettiklerinden Allah Tealâ onlardan hoşnud olmuş ve haklarında şu âyet-i kerîme nazil olmuştur:
«Kendilerinde ihtiyaç olsa bile, (mümin.kardeşlerini) nefisleri üzerine tercih ederler.» (Haşr sûresi, âyet: 9)
Yine ashabdan birine bir koyun başı hediye edildi. O da : Falan kimse bizden daha muhtaçtır, deyip ona gönderildi. O diğer birine, o da başka birine göndererek tam yedi ev dolaştı. Nihayet koyun başı evvelkine döndü. İşte bir rivayete göre de, yukarda ki âyet-i kerîme bu hâdise üzerine nazil olmuştur.
Yermûlc savaşında, şehidler içinde son nefesine gelmiş olan yaralıların, kendilerine verilen bir yudum suyu bjje içmeyİp, yanında İnleyen arkadaşına/ o arkadaş da diğer bir arkadaşa göndermek suretiyle din kardeşlerini nefisleri üzerine seçtikleri tarihte geçen vakıadır.» (Kuran Dili Hak Dİnİ : C. IV, s. 4843, 4844, 1. bsk.)
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 739, /584
Senetler:
()
Konular:
Komşuluk, komşuluk ilişkileri
Sahabe, birbirlerine sıcak, samimi davranmaları
Yaşam, Hz. Peygamber dönemi hayat standartı
حدثنا عبد الرحمن بن المبارك قال حدثنا سفيان بن حبيب قال حدثنا شعبة قال حدثنا عمرو عن ذكوان عن صهيب قال : رأيت عليا يقبل يد العباس ورجليه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165676, EM000976
Hadis:
حدثنا عبد الرحمن بن المبارك قال حدثنا سفيان بن حبيب قال حدثنا شعبة قال حدثنا عمرو عن ذكوان عن صهيب قال : رأيت عليا يقبل يد العباس ورجليه
Tercemesi:
Suheyb'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
— Ali'yi gördüm, (amcası) Abbas'm elini ve ayaklarım öpüyordu.[676]
Hz. Abbas'm azadltsı olan Suheyb'in anlattığına göre de, Hz. AIİ, amcası Abbas'm hem elini, hem de ayaklarını öpmüştür. Zühd ve takvası, hem de baba yerinde amcası bulunması sebebiyle, ona karşı yapılan bu hareket bir tevazu ve hürmet nişanesidir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 976, /770
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
Konular:
Sahabe, birbirlerine sıcak, samimi davranmaları
Saygı ve muhabbet, el öpmek, çocukları öpmek vs.
حدثنا عبيد الله بن سعيد قال حدثنا خالد بن خداش قال حدثنا عبد الله بن وهب المصري عن قريش البصري هو بن حيان عن ثابت البناني : أن أنسا كان إذا أصبح دهن يده بدهن طيب لمصافحة إخوانه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165715, EM001012
Hadis:
حدثنا عبيد الله بن سعيد قال حدثنا خالد بن خداش قال حدثنا عبد الله بن وهب المصري عن قريش البصري هو بن حيان عن ثابت البناني : أن أنسا كان إذا أصبح دهن يده بدهن طيب لمصافحة إخوانه
Tercemesi:
Sabit El-Bünânî'den rivayet edildiğine göre, Enes hazretleri sabah olunca, kardeşleriyle musafaha etmek için hoş bir koku ile elini yağlardı.[751]
Selâmdan sonra musafaha etmek, tanışıp sevişmek ve görüşmek için yapılan bir sünnet olduğundan, buna teşvik yolunda tatlı bir hava ile neş'e-lendirmek için hoş kokulu esansların erkekler arasında kullanılmasında bir mahzur bulunmayıp, İyi bir iş olduğu anlaşılmaktadır. Zaten İslâm dini temizliği, iyiliği ve hoşluğu emreder.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1012, /793
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Muhammed Sabit b. Eslem el-Bünanî (Sabit b. Eslem)
3. Ebu Bekir Kureyş b. Hayyan el-Icli (Kureyş b. Hayyan)
4. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
5. Ebu Heysem Halid b. Hidaş el-Mühellebi (Halid b. Hidaş b. Aclan)
6. Ebu Kudame Ubeydullah b. Saîd el-Yeşkurî (Ubeydullah b. Saîd b. Yahya)
Konular:
Sahabe, birbirlerine sıcak, samimi davranmaları
Tokalaşma, Musafaha, tokalaşma, musâfaha, el sıkışma, kucaklaşma