Öneri Formu
Hadis Id, No:
39680, DM001026
Hadis:
أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَوْنٍ أنبأنا خَالِدٌ عَنْ لَيْثٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْقَاسِمِ عَنْ أَبِيهِ قَالَ : أَتَتِ امْرَأَةٌ إِلَى عَائِشَةَ فَقَالَتْ : أَقْضِى مَا تَرَكْتُ مِنْ صَلاَتِى فِى الْحَيْضِ عِنْدَ الطُّهْرِ؟ فَقَالَتْ عَائِشَةُ : أَحَرُورِيَّةٌ أَنْتِ؟ كُنَّا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فَكَانَتْ إِحْدَانَا تَحِيضُ وَتَطْهُرُ فَلاَ يَأْمُرُنَا بِالْقَضَاءِ.
Tercemesi:
Bize Amr b. Avn haber verip (dedi ki), bize Hâlid, Leys'ten, (O) Abdurrahman İbnu'l-Kâsım'dan, (O da) babasından (naklen) haber verdi (ki, Abdurrahman'in babası) şöyle dedi: Bir kadın Hz. Aişe'ye gelmiş ve, "hayızda kılamadığım namazlarımı), temizlik (halinde) kaza edecek miyim?" demişti de Hz. Aişe şöyle karşılık vermişti: "Harûriyye misin sen? Biz Rasûlulîah'la -sallallahu aleyhi ve sellem- beraberdik. Bizden biri hayız olur, temizlenirdi de, O, bize (namazları) kaza etmeyi emretmezdi.'
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Tahâret 102, 1/677
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Muhammed Kasım b. Muhammed et-Teymî (Kasım b. Muhammed b. Ebu Bekir es-Sıddîk)
3. Ebu Muhammed Abdurrahman b. Kasım et-Teymî (Abdurrahman b. Kasım b. Muhammed b. Ebu Bekir Sıddîk)
4. Leys b. Ebu Süleym el-Kuraşi (Leys b. Eymen b. Züneym)
5. Halid b. Abdullah et-Tahhan (Halid b. Abdullah b. Abdurrahman)
6. Ebu Osman Amr b. Avn es-Sülemî (Amr b. Avn b. Evs b. Ca'd)
Konular:
Namaz, Hayız, gören kadının namazı
Namaz, kaza etmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
39681, DM001027
Hadis:
أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ عِيسَى حَدَّثَنَا شَرِيكٌ عَنْ كَثِيرِ بْنِ إِسْمَاعِيلَ قَالَ قُلْتُ لِفَاطِمَةَ يَعْنِى بِنْتَ عَلِىٍّ : أَتَقْضِينَ الصَّلاَةَ أَيَّامَ حَيْضِكِ؟ قَالَتْ : لاَ.
Tercemesi:
Bize İshak b. Isa haber verip (dedi ki), bize Şerîk, Kesîr b. İsma'il'den, O'nun şöyle dediğini rivayet etti: Fâtıma'ya -yani bint Ali'ye-; "hayız günlerindeki (kılamadığın) namazları kaza eder misin?" demiştim. O da, "hayır" demişti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Tahâret 102, 1/677
Senetler:
1. Fatıma bt. Ali b. Ebu Talib (Fatıma bt. Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim)
2. Kesir b. İsmail et-Teymi (Kesir b. İsmail)
3. Ebu Abdullah Şerik b. Abdullah el-Leysi (Şerik b. Abdullah b. Ebu Nemr)
4. İshak b. İsa el-Bağdadi (İshak b. İsa b. Necih)
Konular:
Namaz, Hayız, gören kadının namazı
Namaz, kaza etmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
39682, DM001028
Hadis:
أَخْبَرَنَا سَعِيدُ بْنُ الرَّبِيعِ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ يَزِيدَ الرِّشْكِ قَالَ سَمِعْتُ مُعَاذَةَ عَنْ عَائِشَةَ سَأَلَتْهَا امْرَأَةٌ : أَتَقْضِى الْحَائِضُ الصَّلاَةَ؟ قَالَتْ : أَحَرُورِيَّةٌ أَنْتِ؟ قَدْ حِضْنَ نِسَاءُ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فَأَمَرَهُنَّ يَجْزِينَ. قَالَ عَبْدُ اللَّهِ مَعْنَاهُ : أَلاَّ يَقْضِينَ.
Tercemesi:
Bize Sa'îd İbnu'r-Rebî1 haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Yezîd er-Rişk'ten, O'nun şöyle dediğini rivayet etti: Muâze'yi, Hz. Âişe'den (şöyle rivayet ederken) işittim: Bir kadın ona (yani Hz. Âişe'ye); "hayızlı kadın, (hayız halinde kılamadığı) namazları kaza eder mi?" diye sormuş, O da şöyle cevap vermişti: "Harûriyye misin sen? Rasûlullah'm -sallallahu aleyhi ve sellem- kadınları hayız olmuşlardı da O, onlara (namazları) kaza etmelerini emretmiş miydi?" Abdullah (ed-Dârimi) dedi ki: Bunun mânâsı, "onlar (namazları) kaza etmezler" demektir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Tahâret 102, 1/677
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ümmü Sahba Muaze bt. Abdullah el-Adeviyye (Muaze bt. Abdullah)
3. Ebu Ezher Yezid b. Ebu Yezid el-Basrî (Yezid b. Şerik b. Rişk)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Zeyd Saîd b. Rabî' el-Haraşî (Saîd b. Rabî')
Konular:
Namaz, Hayız, gören kadının namazı
Namaz, kaza etmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
72017, HM022913
Hadis:
حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ ثَابِتٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ رَبَاحٍ عَنْ أَبِي قَتَادَةَ قَالَ
كُنَّا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي سَفَرٍ فَقَالَ إِنَّكُمْ إِنْ لَا تُدْرِكُوا الْمَاءَ غَدًا تَعْطَشُوا وَانْطَلَقَ سَرَعَانُ النَّاسِ يُرِيدُونَ الْمَاءَ وَلَزِمْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَمَالَتْ بِرَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ رَاحِلَتُهُ فَنَعَسَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَدَعَمْتُهُ فَأَدْعَمَ ثُمَّ مَالَ فَدَعَمْتُهُ فَأَدْعَمَ ثُمَّ مَالَ حَتَّى كَادَ أَنْ يَنْجَفِلَ عَنْ رَاحِلَتِهِ فَدَعَمْتُهُ فَانْتَبَهَ فَقَالَ مَنْ الرَّجُلُ قُلْتُ أَبُو قَتَادَةَ قَالَ مُذْ كَمْ كَانَ مَسِيرُكَ قُلْتُ مُنْذُ اللَّيْلَةِ قَالَ حَفِظَكَ اللَّهُ كَمَا حَفِظْتَ رَسُولَهُ ثُمَّ قَالَ لَوْ عَرَّسْنَا فَمَالَ إِلَى شَجَرَةٍ فَنَزَلَ فَقَالَ انْظُرْ هَلْ تَرَى أَحَدًا قُلْتُ هَذَا رَاكِبٌ هَذَانِ رَاكِبَانِ حَتَّى بَلَغَ سَبْعَةً فَقَالَ احْفَظُوا عَلَيْنَا صَلَاتَنَا فَنِمْنَا فَمَا أَيْقَظَنَا إِلَّا حَرُّ الشَّمْسِ فَانْتَبَهْنَا فَرَكِبَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَسَارَ وَسِرْنَا هُنَيْهَةً ثُمَّ نَزَلَ فَقَالَ أَمَعَكُمْ مَاءٌ قَالَ قُلْتُ نَعَمْ مَعِي مِيضَأَةٌ فِيهَا شَيْءٌ مِنْ مَاءٍ قَالَ ائْتِ بِهَا فَأَتَيْتُهُ بِهَا فَقَالَ مَسُّوا مِنْهَا مَسُّوا مِنْهَا فَتَوَضَّأَ الْقَوْمُ وَبَقِيَتْ جَرْعَةٌ فَقَالَ ازْدَهِرْ بِهَا يَا أَبَا قَتَادَةَ فَإِنَّهُ سَيَكُونُ لَهَا نَبَأٌ ثُمَّ أَذَّنَ بِلَالٌ وَصَلَّوْا الرَّكْعَتَيْنِ قَبْلَ الْفَجْرِ ثُمَّ صَلَّوْا الْفَجْرَ ثُمَّ رَكِبَ وَرَكِبْنَا فَقَالَ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ فَرَّطْنَا فِي صَلَاتِنَا فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَا تَقُولُونَ إِنْ كَانَ أَمْرَ دُنْيَاكُمْ فَشَأْنُكُمْ وَإِنْ كَانَ أَمْرَ دِينِكُمْ فَإِلَيَّ قُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ فَرَّطْنَا فِي صَلَاتِنَا فَقَالَ لَا تَفْرِيطَ فِي النَّوْمِ إِنَّمَا التَّفْرِيطُ فِي الْيَقَظَةِ فَإِذَا كَانَ ذَلِكَ فَصَلُّوهَا وَمِنْ الْغَدِ وَقْتَهَا ثُمَّ قَالَ ظُنُّوا بِالْقَوْمِ قَالُوا إِنَّكَ قُلْتَ بِالْأَمْسِ إِنْ لَا تُدْرِكُوا الْمَاءَ غَدًا تَعْطَشُوا فَالنَّاسُ بِالْمَاءِ فَقَالَ أَصْبَحَ النَّاسُ وَقَدْ فَقَدُوا نَبِيَّهُمْ فَقَالَ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِالْمَاءِ وَفِي الْقَوْمِ أَبُو بَكْرٍ وَعُمَرُ فَقَالَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَمْ يَكُنْ لِيَسْبِقَكُمْ إِلَى الْمَاءِ وَيُخَلِّفَكُمْ وَإِنْ يُطِعْ النَّاسُ أَبَا بَكْرٍ وَعُمَرَ يَرْشُدُوا قَالَهَا ثَلَاثًا فَلَمَّا اشْتَدَّتْ الظَّهِيرَةُ رَفَعَ لَهُمْ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ هَلَكْنَا عَطَشًا تَقَطَّعَتْ الْأَعْنَاقُ فَقَالَ لَا هُلْكَ عَلَيْكُمْ ثُمَّ قَالَ يَا أَبَا قَتَادَةَ ائْتِ بِالْمِيضَأَةِ فَأَتَيْتُهُ بِهَا فَقَالَ احْلِلْ لِي غُمَرِي يَعْنِي قَدَحَهُ فَحَلَلْتُهُ فَأَتَيْتُهُ بِهِ فَجَعَلَ يَصُبُّ فِيهِ وَيَسْقِي النَّاسَ فَازْدَحَمَ النَّاسُ عَلَيْهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَا أَيُّهَا النَّاسُ أَحْسِنُوا الْمَلَأَ فَكُلُّكُمْ سَيَصْدُرُ عَنْ رِيٍّ فَشَرِبَ الْقَوْمُ حَتَّى لَمْ يَبْقَ غَيْرِي وَغَيْرُ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَصَبَّ لِي فَقَالَ اشْرَبْ يَا أَبَا قَتَادَةَ قَالَ قُلْتُ اشْرَبْ أَنْتَ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ إِنَّ سَاقِيَ الْقَوْمِ آخِرُهُمْ فَشَرِبْتُ وَشَرِبَ بَعْدِي وَبَقِيَ فِي الْمِيضَأَةِ نَحْوٌ مِمَّا كَانَ فِيهَا وَهُمْ يَوْمَئِذٍ ثَلَاثُ مِائَةٍ
قَالَ عَبْدُ اللَّهِ فَسَمِعَنِي عِمْرَانُ بْنُ حُصَيْنٍ وَأَنَا أُحَدِّثُ هَذَا الْحَدِيثَ فِي الْمَسْجِدِ الْجَامِعِ فَقَالَ مَنْ الرَّجُلُ قُلْتُ أَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ رَبَاحٍ الْأَنْصَارِيُّ قَالَ الْقَوْمُ أَعْلَمُ بِحَدِيثِهِمْ انْظُرْ كَيْفَ تُحَدِّثُ فَإِنِّي أَحَدُ السَّبْعَةِ تِلْكَ اللَّيْلَةَ فَلَمَّا فَرَغْتُ قَالَ مَا كُنْتُ أَحْسِبُ أَنَّ أَحَدًا يَحْفَظُ هَذَا الْحَدِيثَ غَيْرِي قَالَ حَمَّادٌ وَحَدَّثَنَا حُمَيْدٌ الطَّوِيلُ عَنْ بَكْرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ الْمُزَنِيِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ رَبَاحٍ عَنْ أَبِي قَتَادَةَ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِمِثْلِهِ وَزَادَ قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِذَا عَرَّسَ وَعَلَيْهِ لَيْلٌ تَوَسَّدَ يَمِينَهُ وَإِذَا عَرَّسَ الصُّبْحَ وَضَعَ رَأْسَهُ عَلَى كَفِّهِ الْيُمْنَى وَأَقَامَ سَاعِدَهُ
Tercemesi:
Ebû Katâde' den (Radıyallahu anh):
Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ile birlikte yolculukta beraberdik ve şöyle dedi:
"Eğer yarın suya ulaşamazsanız susuz kalırsınız."
İnsanların hızlıları/öncüleri su aramak için ayrıldı, Rasûlullah'ın yanından ayrılmadım. Bineği Rasûlullah'ı hafifçe eğdi, Rasûlullah uyukluyordu. Ben (düşmesin diye) onu doğrulttum ve o doğruldu. Sonra tekrar eğildi, ben doğrulttum, o da doğruldu, sonra tekrar eğildi, hatta neredeyse bineğinden düşecekti, ben tekrar doğrulttum ve uyandı, şöyle dedi:
"Kim bu kişi?" Ben:
'Ebû Katâde' dedim.
"(Benimle olan) yolculuğun ne zamandan beri devam ediyor?"
'Geceden beri.' ,
"O'nun Peygamberi'ni koruduğun gibi Allah da seni korusun!" dedi. Sonra şöyle buyurdu:
"Dinlenmek için konaklasak herhalde (daha iyi olacak),"
Bir ağaç tarafına yöneldi, orada konakladı. Sonra bana dedi ki:
"Bak bakalım, (bizden gelen) birini görüyor musun?" Ben:
'İşte şu bir süvari, şu iki süvari...' diye saydım ve gelenler yedi kişiye
ulaştı. Rasûlullah:
"(Nöbetçi bırakarak) namazımızı koruyun!" dedi.
Biz uykuya (öyle) dalmışız ki ancak güneşin ısısı bizi uyandırdı.
Kalktık, Rasûlullah bineğine bindi ve yürüdü, biz de yürüdük az bir süre.
Sonra bineğinden indi ve:
"Yanınızda su var mı?" deyince ben:
'Evet, içinde biraz su olan bir kap (abdest kırbası) var' dedim.
Rasûlullah şöyle buyurdu:
"Onu bana getir!"
Kabı kendisine getirince (topluluğa) dedi ki:
"o kaptan hafif abdest alın, o kaptan alın!"
Topluluk ondan abdest aldı ve kapta az bir su kaldı, Rasûlullah:
"Ey Ebû Katâde! O kabı sakla/gözetle, ilerde ona ihtiyaç duyulacak"
dedi. Sonra Bilal ezan okudu, sabah namazından önce iki rekat kıldılar, sonra da sabah namazını kıldılar ve Rasûlullah bineğine bindi, biz de bineklerimize bindik. Oradakiler birbirlerine:
'Namazımızda kusurlu/ihmalkar davrandık' deyince Rasûlullah şöyle
buyurdu:
"Ne diyorsunuz? Dünya ile ilgili konu ise sizi ilgilendirir, dininizle ilgili bir konu da beni." Biz:
'Namazımızda kusurlu/ihmalkar davrandık' deyince Rasûlullah:
"Uykudaki durum kusur sayılmaz, ancak uyanıkken olursa kusur
sayılır. Durum böyle olduğunda o namazın (kazasını) kılın, ertesi günü de
namazı vaktinde kllın!"dedi. Sonra ekledi:
"Halkın görüşü nedir, tahmin edin!"
Orada bulunanlar:
'Sen dün, insanlar suyla beraberken eğer siz suya ulaşamazsanız susuz
kalacaksınız' demiştin, (şu anda) insanlar suya muhtaç, (diye hatırlattılar.)
(Ebû Katâde) anlatmaya devam etti:
İnsanlar Peygamberlerini gözden kaybettikleri bir halde sabaha ulaştılar ve birbirlerine şöyle dediler:
'Rasûlullah suyla beraber (herhalde).'
Orada Ebû Bekir ve Ömer de vardı, onlar:
'Ey İnsanlar! Rasûlullah sizden önce o suyu kullanacak ve sizi geride bırakacak birisi değildir.' .
(Oradakiler: Rasûlullah aranızda,) eğer insanlar Ebû Bekir ile Ömer' e uyarlarsa doğruya ulaşırlar, dedi. Bunu üç kere tekrarladı.
Öğle sıcağı arttığında Rasûlullah onların yanına çıkageldi. Dediler ki:
. 'Ey Allah'ın Rasûlü! Boyunlar kopacak şekilde susuzluktan helak olduk.' Rasûlullah:
"Helak olmayacaksınız" dedi ve ekledi:
"Ey Ebû Katâde! Kabı getir!"
Ben kendisine kabı getirdim. Bana:
"Bana su kabını aç/çöz!" dedi.
Kabı açıp, kendisine getirdim. Rasûlullah suyu dökmeye, insanlara su
ikram etmeye başladı. İnsanlar bir anda hücum ettiler. Rasûlullah:
"Ey İnsanlar! Başkalarını da düşünün! Hepiniz kabımdan bu suya
ulaşacaksınız (korkmayın)" dedi.
Oradaki herkes sudan içti, sonunda ben ve Rasûlullah kaldık.
Rasûlullah benim için suyu döktü ve :
"İç, Ey Ebû Katâde!" dedi. Ben de: .
'Sen iç, Ey Allah'ın Rasûlü!' diye cevap verinçe şöyle buyurdu: "Topluluğa su ikram eden en son (içer)."
Ben o sudan içtim. Benden sonra Rasûlullah içti. Onlar o gün üç yüz
kişi oldukları halde kapta önceki su öylece duruyordu (eksilmemişti).
(Ravi) Abdullah şöyle dedi: Ben hadisi büyük mescidde naklederken beni İmran b. Husayn dinledi ve şöyle dedi:
'Kim bu kişi?' Ben de:
'Abdullah b. Rebah el-Ensarî'yim' dedim. İmran:
'Bu topluluk, hadislerini daha iyi bilir. Nasıl naklettiğine dikkat et! O gece orada bulunan yedi kişiden birisiydim. Ben sözümü bitirince o şöyle dedi:
'Benden başka birinin bu hadisi ezberlediğini zannetmiyordum.'
Ebû Katâde' den başka yolla gelen rivayette de benzeri nakledildi,
ziyade olarak:
Rasûlullah yolculukta gece istirahat edeceğinde sağ kolunu yastık yapardı (ve uyurdu), sabah(a yakın) istirahat ettiğinde ise başını sağ avucuna koyar ve kolunu da dikerdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Katade el-Ensarî 22913, 7/502
Senetler:
()
Konular:
Hadis Rivayeti, ihtiyat
Hadis, ezberde korunması
Hadis, öğrenimi/öğretimi
Hz. Peygamber, beşer olarak
Hz. Peygamber, dua/beddua ettiği kişi/kabileler
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Hz. Peygamber, Kişiliği, Hayatı ve Örnekliği
Hz. Peygamber, mucizeleri
Hz. Peygamber, örnekliği
Hz. Peygamber, sahabe ile ilişkisi
Hz. Peygamber, yatış şekli
İnsan, Uyku, mahiyeti ve uyku halinde sorumluluk/sorumsuzluk
İslam, kolaylık dinidir
Müslüman, peygamber sevgisi
Namaz, kaza etmek
Namaz, mekruh vakitler
Namaz, sabah namazı
Namaz, seferde kılmak, cemaatle yetişmiş olmak vs
Namaz, seferde namazları kısaltmak
Namaz, uyuyarak geçirmek,
Namaz, vakti geçmiş namazı cemaatle kılmak
Namaz, vakti geçtikten sonra kılmak
Namaz,seferde Sünnet namazlar, nafile, vs
Sahabe, mucizevî/harikulade olaylar, sahabenin karşılaştığı
Sahâbe, sahabiler ve hadîs
Sorumlululuk, herkes konumuna göre
عبد الرزاق عن عبد الله بن عمر عن حميد الطويل عن أنس بن مالك قال : دخل رجل والنبي صلى الله عليه وسلم في صلاته ، وله نفس ، فقال حين دخل : الحمد لله كثيرا مباركا طيبا ، فلما فرغ رسول الله صلى الله عليه وسلم من صلاته فقال : من صاحب الكلمات ؟ مرتين ، فقال رجل : أنا يارسول الله ! قال : لقد رأيتها [ يبتدرها ] اثنا عشر ملكا أيهم يسبق بها ، فيحيي الله تبارك وتعالى ، قال فقال له النبي صلى الله عليه وسلم : ما لي أسمع نفسك ؟ قال : أقيمت الصلاة فأسرع ، قال : إذا سمعت الاقامة فامش على هيئتك ، فما أدركت فصل ، وما فاتك فاقض.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
89355, MA002560
Hadis:
عبد الرزاق عن عبد الله بن عمر عن حميد الطويل عن أنس بن مالك قال : دخل رجل والنبي صلى الله عليه وسلم في صلاته ، وله نفس ، فقال حين دخل : الحمد لله كثيرا مباركا طيبا ، فلما فرغ رسول الله صلى الله عليه وسلم من صلاته فقال : من صاحب الكلمات ؟ مرتين ، فقال رجل : أنا يارسول الله ! قال : لقد رأيتها [ يبتدرها ] اثنا عشر ملكا أيهم يسبق بها ، فيحيي الله تبارك وتعالى ، قال فقال له النبي صلى الله عليه وسلم : ما لي أسمع نفسك ؟ قال : أقيمت الصلاة فأسرع ، قال : إذا سمعت الاقامة فامش على هيئتك ، فما أدركت فصل ، وما فاتك فاقض.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Salât 2560, 2/77
Senetler:
()
Konular:
Dua, makbul-müstecap dualar
Hz. Peygamber, üslubu, sözü tekrarı
İman, Melekler, Melek-insan ilişkisi
KTB, İMAN
Namaz, kaza etmek
Namaz, namazı tamamlama
عبد الرزاق عن معمر عن الزهري عن عروة عن عبد القاري أن عمر بن الخطاب قال : من نام عن حزبه أو قال عن جزئه من الليل فقرأه فيما بين صلاة الفجر إلى صلاة الظهر ، فكأنما قرأة من الليل.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
94856, MA004748
Hadis:
عبد الرزاق عن معمر عن الزهري عن عروة عن عبد القاري أن عمر بن الخطاب قال : من نام عن حزبه أو قال عن جزئه من الليل فقرأه فيما بين صلاة الفجر إلى صلاة الظهر ، فكأنما قرأة من الليل.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Salât 4748, 3/50
Senetler:
()
Konular:
İbadet, Gece ibadeti
Namaz, kaza etmek
عبد الرزاق عن الثوري عن يونس عن الحسن أن رجلا رأى عمر بن الخطاب يصلي في حين لم يكن يصلي فيه من النهار فقال له ، فقال فاتني من الليل وقد قال الله (وهو الذي جعل الليل والنهار خلفة لمن أراد أن يذكر أو أراد شكورا) .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
94857, MA004749
Hadis:
عبد الرزاق عن الثوري عن يونس عن الحسن أن رجلا رأى عمر بن الخطاب يصلي في حين لم يكن يصلي فيه من النهار فقال له ، فقال فاتني من الليل وقد قال الله (وهو الذي جعل الليل والنهار خلفة لمن أراد أن يذكر أو أراد شكورا) .
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Salât 4749, 3/50
Senetler:
()
Konular:
İbadet, Gece ibadeti
Kur'an, Ayet Yorumu
Namaz, kaza etmek
عبد الرزاق عن الثوري عن منصور عن إبراهيم قال : كان يعجبهم الزيادة في العمل و ، يكرهون النقصان ، والاقسام ديمة ، وإذا فاتهم شئ من الليل قضوه بالنهار.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
94858, MA004750
Hadis:
عبد الرزاق عن الثوري عن منصور عن إبراهيم قال : كان يعجبهم الزيادة في العمل و ، يكرهون النقصان ، والاقسام ديمة ، وإذا فاتهم شئ من الليل قضوه بالنهار.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Salât 4750, 3/51
Senetler:
()
Konular:
İbadet, Gece ibadeti
Namaz, kaza etmek
عبد الرزاق عن إبراهيم بن محمد عن أبان بن أبي عباس عن زرارة بن أوفي عن عائشة قالت : كان رسول الله صلى الله عليه وسلم إذا لم يصل من الليل شيئا صلى من النهار اثني عشر ركعة .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
94859, MA004751
Hadis:
عبد الرزاق عن إبراهيم بن محمد عن أبان بن أبي عباس عن زرارة بن أوفي عن عائشة قالت : كان رسول الله صلى الله عليه وسلم إذا لم يصل من الليل شيئا صلى من النهار اثني عشر ركعة .
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Salât 4751, 3/51
Senetler:
()
Konular:
İbadet, Gece ibadeti
Namaz, kaza etmek
عبد الرزاق عن الثوري عن أبي المشرفي قال : سمعت الحسن يقول : إذا فات رجلا شئ من الليل فلم يصل ، فلا بأس أن يطيل في ركعتي الفجر .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
94860, MA004752
Hadis:
عبد الرزاق عن الثوري عن أبي المشرفي قال : سمعت الحسن يقول : إذا فات رجلا شئ من الليل فلم يصل ، فلا بأس أن يطيل في ركعتي الفجر .
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Salât 4752, 3/51
Senetler:
()
Konular:
İbadet, Gece ibadeti
Namaz, kaza etmek