175 Kayıt Bulundu.
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Yahya b. Zekeriyya b. Ebu Zâide ve Yezid b. Harun, onlara Hişam b. Hassan, ona Muhammed b. Sirin, ona Ubeyde, ona da Ali şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber, Hendek savaşında düşmana "bizleri orta namazdan, ikindi namazından alıkoydular; Allah onların evlerini ve kabirlerini ateşle doldursun" şeklinde beddua etti.
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Hemmâm, ona Katade, ona da Enes b. Malik, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Namazı unutan hatırladığı zaman kılsın. Onun bundan başka kefareti yoktur."
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Yezîd; (T) bana Abdurrahman, ona Yahya b. Saîd, onlara Hişam, ona Muhammed, ona Ubeyde, ona da Ali (ra)şöyle demiştir: Peygamber (sav) Hendek günü "Müşrikler bizi güneş batıncaya kadar ikindi namazını kılmaktan alıkoydular. Allah onların kabirlerini ve evlerini - ya da içlerini- ateş doldursun" buyurdu. Râvî Yahya rivayette "(بُيُوتَهُمْ) evlerini" kelimesi mi yoksa "(أَجْوَافَهُمْ) içlerini" kelimesi mi kullanıldığı konusunda ikileme düşmüştür.
Bize MekkÎ b. İbrahim, ona Hişâm, ona Yahya, ona Ebu Seleme, ona da Cabir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir: Ömer b. Hattâb (ra) Hendek günü güneş battıktan sonra geldi ve “ey Allah'ın Rasulü, neredeyse, ikindi namazını kılamadan güneş batacaktı” diyerek Kureyş kafirlerine sövmeye başladı. Peygamber (sav) "vallahi ben de kılamadım" buyurdu. Sonra Peygamber (sav) ile birlikte Bathân'a varıp konakladık. Peygamber (sav) namaz için abdest aldı, biz de namaz için abdest aldık. Ardından Peygamber (sav) güneş battıktan sonra önce ikindi namazını, ardından akşam namazını kıldırdı.
Bana Yahya, ona Malik, ona İbn Şihâb, ona da Said b. el-Müseyyeb şöyle rivayet emiştir: "Rasulullah (sav) Hayber dönüşü gecenin son vaktine kadar yola devam etti, sonra istirahate çekildi ve Bilâl’e “Bizim için sabah namazını gözetle!” buyurdu. Rasulullah (sav) ve ashabı uyudu. Bilâl de kendisi için takdir edildiği kadarı ile nöbet tuttuktan sonra, fecrin doğuşuna yakın bir zamanda devesine yaslandı, ancak gözlerine hâkim olamadı. Ne Rasulullah (sav), ne Bilâl ne de kafiledekilerden herhangi bir kimse güneş ışıkları üzerlerine gelinceye kadar uyanmadı. Rasulullah (sav) irkilircesine uyandı. Bilâl “Ey Allah’ın Rasulü, seni etkileyen hal (uyku) beni de etkiledi” dedi. Rasulullah (sav) “Haydi yola koyulun” buyurdu. Onlar da bineklerini yerlerinden kaldırdılar ve bir süre yola devam ettikten sonra Rasulullah (sav) Bilâl’e verdiği emir üzerine namaz için kamet getirdi. Rasulullah (sav) onlara sabah namazını kıldırdı. Namazın kazasını bitirdikten sonra da şöyle buyurdu: Namazı unutan bir kimse onu hatırladığı zaman kılsın. Çünkü şanı mübarek ve yüce Allah, Kitabında: “Beni hatırladığın zaman namaz kıl” (Taha, 14) buyurmuştur” dedi"
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Yezîd; (T) bana Abdurrahman, ona Yahya b. Saîd, onlara Hişam, ona Muhammed, ona Ubeyde, ona da Ali (ra)şöyle demiştir: Peygamber (sav) Hendek günü "Müşrikler bizi güneş batıncaya kadar ikindi namazını kılmaktan alıkoydular. Allah onların kabirlerini ve evlerini - ya da içlerini- ateş doldursun" buyurdu. Râvî Yahya rivayette "(بُيُوتَهُمْ) evlerini" kelimesi mi yoksa "(أَجْوَافَهُمْ) içlerini" kelimesi mi kullanıldığı konusunda ikileme düşmüştür.
Açıklama: Metindeki ''مَلأَ اللَّهُ بُيُوتَهُمْ وَقُبُورَهُمْ نَارًا'' ifadesinin tercümedeki gibi anlaşılabileceğine dair bk. Avnü'l-Ma'bûd, II, 57.