175 Kayıt Bulundu.
Bize Kuteybe, ona Hammâd b. Zeyd, ona Sâbit el-Bünânî, ona Abdullah b. Rebâh el-Ensârî, ona da Ebu Katâde şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'e (sav) uykudan dolayı kaçırılan namaz hakkında sordular, Hz. Peygamber (sav) de şöyle buyurmuştur: "Bu durumda kusur yoktur. Kusur sadece uyanıklık halindedir. Sizden biri namazını unuttuğunda ya da uykudan dolayı (kılamadığında) onu hatırladığında kılsın" [Bu konuda İbn Mesud, Ebu Meryem, İmrân b. Husayn, Cübeyr b. Mut'im, Ebu Cuhayfe, Ebu Said, Amr b. Ümeyye ed-Damrî ve İbn Ebu Necâşî olan ve kendisine Zû Mihber ya da Zû Mahmer denilen birinden de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa der ki: Ebu Katâde hadisi, hasen-sahih bir hadistir. İlim ehli, uykudan dolayı ya da unutarak namazı kaçıran kimse hakkında ihtilaf etmişlerdir. Bir kimse, uyansa ya da hatırlasa ancak bu durum güneşin doğması ya da batması (gibi kaçırdığı) namazın vakti içerisinde olmasa ne yapması gerektiği konusunda, bazıları, “güneşin doğduğu ya da battığı (bir vakitte de olsa) uyandığında ya da hatırladığında (namazını) kılar” demiştir. Bu görüş Ahmed, İshak, Şâfiî ve Mâlik'in görüşüdür. Bazıları da “güneş doğana ya da batana dek namaz kılamaz” demiştir.]
Açıklama: ''ذَكَرُوا لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَوْمَهُمْ عَنِ الصَّلاَةِ'' ifadesi tercüme edilirken mana dikkate alınmıştır. ''أَوْ نَامَ عَنْهَا'' ifadesinin hadisin râvilerin şüphesinden kaynaklandığına dair bilgiye rastlanmadığından hadisin orijinalinden gibi tercümeye yansıtılmıştır.
Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Nadr b. Şümeyl, ona Salih b. Ebu Ahdar, ona (İbn Şihab) ez-Zührî, ona da Said b. Müseyyib'in rivayet ettiğine göre Ebu Hureyre şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) Hayber Savaşı'ndan dönerken gece boyu yolculuk etti. Nihayet uykusu gelince devesini çöktürdü ve konakladı. Sanra da “Ey Bilal! Gece bizim için nöbet tut” buyurdu. Bilal, gece bir süre namaz kıldı. Ardından güneşin doğacağı ufka doğru yüzünü dönüp bineğine yaslandı, gözlerine yenik düştü ve uyuyakaldı. Onlardan hiç biri de uyanamadı. İçlerinden ilk uyanan kişi, Hz. Peygamber (sav) oldu. Hemen “Ey Bilal!” diye seslendi. Bilal “Babam sana feda olsun, ya Rasulallah! Sizi yakalayan (uyku), beni de yakaladı” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) “Develerinizi kaldırıp yola koyulun” buyurdu. Daha sonra Hz. Peygamber (sav) devesini tekrar çöktürdü, abdest aldı ve vaktinde nasıl acele etmeden kılıyorsa öylece namazını kıldı. Ardından “Beni hatırlayıp anmak için namaz kıl” (Taha, 14) ayetini okudu." [Tirmizi der ki: Bu hadis, diğer sika ravilerin rivayetinden farklıdır. Zührî yoluyla Said b. Müseyyib'ten bu hadisi, bir çok hadis hafızı rivayet etmiş ancak rivayetlerinde “Ebu Hureyre” kaydına yer vermemişlerdir. Salih b. Ahdar da hadis konusunda zayıf kabul edilmektedir. Kendisi, Yahya b. Said el-Kattân ve daha başkaları tarafından zayıf olarak nitelendirilmiştir.]
Bana Yahya, ona Malik, ona İbn Şihâb, ona da Said b. el-Müseyyeb şöyle rivayet emiştir: "Rasulullah (sav) Hayber dönüşü gecenin son vaktine kadar yola devam etti, sonra istirahate çekildi ve Bilâl’e “Bizim için sabah namazını gözetle!” buyurdu. Rasulullah (sav) ve ashabı uyudu. Bilâl de kendisi için takdir edildiği kadarı ile nöbet tuttuktan sonra, fecrin doğuşuna yakın bir zamanda devesine yaslandı, ancak gözlerine hâkim olamadı. Ne Rasulullah (sav), ne Bilâl ne de kafiledekilerden herhangi bir kimse güneş ışıkları üzerlerine gelinceye kadar uyanmadı. Rasulullah (sav) irkilircesine uyandı. Bilâl “Ey Allah’ın Rasulü, seni etkileyen hal (uyku) beni de etkiledi” dedi. Rasulullah (sav) “Haydi yola koyulun” buyurdu. Onlar da bineklerini yerlerinden kaldırdılar ve bir süre yola devam ettikten sonra Rasulullah (sav) Bilâl’e verdiği emir üzerine namaz için kamet getirdi. Rasulullah (sav) onlara sabah namazını kıldırdı. Namazın kazasını bitirdikten sonra da şöyle buyurdu: Namazı unutan bir kimse onu hatırladığı zaman kılsın. Çünkü şanı mübarek ve yüce Allah, Kitabında: “Beni hatırladığın zaman namaz kıl” (Taha, 14) buyurmuştur” dedi"
Bize Behz, ona Şube, ona Sa'd b. İbrahim, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Namaza sakin bir şekilde gelin, yetişebildiğiniz kadarını cemaatle kılın; yetişemediğiniz kısmını tamamlayın."