335 Kayıt Bulundu.
Bize Kuteybe, ona Abdullah b. Vehb, ona Amr b. el-Hâris, ona Derrâc, ona Ebu'l-Heysem, ona Ebû Said rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Ayağı sürçmeyen hiç bir hilim sahibi (yumuşak huylu ve hoşgörülü) kimse yoktur; tecrübe etmeyen hiç bir hikmetli kimse de yoktur." [Ebû İsâ [et-Tirmizî] şöyle demiştir: Bu hasen-garîb bir hadistir. Onu sadece bu tarikiyle biliyoruz.]
Açıklama: Yapılan hatalar, dikkatlerden uzak tutulmaz ise, anlayışlı olmayı; tecrübe etmiş olmak da hikmetli olmayı gerektirir.
Bize İbn Serh, ona Said (İbn Ebu Eyyüb), ona Ebu Merhum, ona da Sehl b. Muaz, ona da babasından (Muaz b. Enes) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Her kim aşırı bir şekilde öfkelenir de -gücü yettiği halde- öfkesine hâkim olursa, Allah o kimseyi kıyamet gününde mahlukatın önünde huzuruna çağırır ve cennet hurilerinden dilediğini almakta serbest bırakır." [Ebu Davud, Ebu Merhum'un adı Abdurrahman b. Meymun'dur dedi.]
Açıklama: Hesap günü Allah'ın kullarından birini mahlukatın önüne çıkarması ve ona tercih hakkı tanıması, sinirlere hakim olmanın ne kadar önemsendiğini gösteren bir anlatım biçimidir.
Bize Muhammed b. Süleyman el-Enbari, ona İbn Nümeyr, ona el-A'meş, ona Abdullah b. Yesar, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla'dan naklettiğine göre şöyle dedi: Hz. Muhammed'in (sav) ashabı bize aktardıklarına göre bir gün O'nunla birlikte yolculuk ederken içlerinden bir adam uyuyakalmış. Bunun üzerine onlardan biri gelip onun yanındaki ipi almış. Adam uyanıp ipi göremeyince korkmuş. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): "Bir Müslümanın başka bir Müslümanı korkutması helal değildir" buyurmuştur.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: لا يحل لمسلم أن يروع مسلما
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys, ona Yahya, ona Muhammed b. Yahya b. Habban, ona Lülüe, ona Ebu Sırme (ra) rivayet etmiştir. -Ebu Davud şöyle demiştir: Bu hadisi rivayet ederken Kuteybe dışındakiler Hz. Peygamber'in ashabından Ebu Sırme demiştir- Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Kim zarar verirse Allah da ona zarar verir. Kim güçlük çıkarırsa Allah da ona güçlük çıkarır."
Bize Ahmed b. Meni', ona Ebu Katan, ona Mübarek, ona Sabit, ona da Enes rivayet etmiştir: "(Gizlice bir derdini açmak üzere) ağzını Peygamber'in (sav) kulağına yaklaştıran hiçbir adam görmedim ki o adam başını (Hz. Peygamber'den) uzaklaştırmadıkça (Rasulullah) başını ondan uzaklaştırmış olsun. Yine (Hz. Peygamber'in) elini tutan hiçbir adam görmedim ki o adam (Hz. Peygamber'in) elini bırakmadıkça (Hz. Peygamber onun) elini bırakmış olsun."
Bize Müsedded, ona Bişr, ona Umare b. Gaziyye, ona kavminden bir adam, ona Cabir b. Abdullah (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kime (yardım) olarak bir şey verilirse eğer imkân bulursa onun karşılığını versin. Eğer verecek bir şey bulamazsa bu iyiliği övsün. İyiliği öven kişi ona karşı teşekkür borcunu yerine getirmiş olur. Her kim yapılan yardımı gizlerse ona nankörlük etmiş olur." [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisi Yahya b. Eyyüb, Umare b. Gaziyye'den, o Şurahbîl'den o da Cabir'den rivayet etmiştir.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu adı söylenmeyen kişi (isnadda kavminden bir adam denilen) Şurahbîl'dir. Sanki ondan hoşlanmadıklarından adını söylemediler.]
Bize Müemmel b. el-Fadl, ona Velid b. Müslim, ona Abdullah b. A'lâ, ona Büsr b. Ubeydullah, ona Ebu İdris el-Havlanî, ona Avf b. Malik el-Eşcaî'den naklettiğine göre şöyle demişti: Tebük savaşında deriden yapılmış bir çadırda bulunan Rasulullah'ın (sav) yanına gittim. Kendisine selam verdim, selamımı aldı ve "(çadıra) gir" dedi. (Çadır küçük olduğundan) Her tarafım (tüm vücudum çadıra) girsin mi, ey Allah'ın Rasulü? diye sorunca "(evet) her tarafın girsin" diye cevap verdi.
Bize İsa b. Hammad, ona Leys, ona Said el-Makburî, ona Beşir b. el-Muharrer, ona Said b. Müseyyeb şöyle rivayet etmiştir: Bir gün Rasulullah (sav) ashabıyla birlikte otururken bir adam Hz. Ebu Bekir'e (ra) sataştı ve onu incitti. Hz. Ebu Bekir adama cevap vermedi. Adam ona ikinci kez sataştı. Hz. Ebu Bekir yine cevap vermedi. Adam üçüncü kez onu rahatsız edince Hz. Ebu Bekir ona gereken cevabı verdi. Hz. Ebu Bekir adama cevap verince Hz. Peygamber (sav) oradan kalktı. Hz. Ebu Bekir Ey Allah'ın Rasulü! Bana kızdınız mı? diye sordu. Rasulullah (sav): "Gökten bir melek inip o adamın sana söylediklerini yalanlıyordu. Ama sen de ona çatmaya başlayınca araya şeytan girdi. Şeytan geldiğinde ben orada oturacak değildim."
Bize Safvan b. Salih, ona Velid ona Osman b. Ebu Âtike şöyle rivayet etmiştir: "(Avf b. Malik, Rasulullah'a) Her tarafım (tüm vücudum çadıra) girsin mi? sözünü sadece çadırın küçüklüğünden dolayı (şaka olsun diye) söylemişti."
Bize Muhammed b. Abdurrahim, ona el-Muallâ b. Mansur, ona Hüşeym, ona Mansur, ona İbn Sirin, ona İbn Ala, ona Ala b. el-Hadrami rivayet ettiğine göre; Hz. Peygamber'e (sav) bir mektup yazmış ve mektuba kendi adıyla (yani el-Ala'dan Allah'ın Resulüne diyerek) başlamıştı."