Bize Yahya b. Yahya, ona Malik ona da İshak b. Abdullah, Enes b. Malik'ten şöyle işittiğini rivayet etmiştir: Ebu Talha, Medine'de Ensar'ın en zenginiydi. Malları içerisinde en çok sevdiği yer, Mescidin karşısında bulunan Beyrahâ denilen bahçesiydi. Rasulullah (sav) bahçeye girer ve orada bulunan tatlı sudan içerdi.
"Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe gerçek manada iyilik yapmış olmasınız" 3/92 ayeti nazil olunca Ebu Talha Rasulullah'ın (sav) yanına gelerek, Ey Allah'ın Rasulü! Şüphesiz Allah Teâlâ kitabında; "sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe gerçek manada iyilik yapmış olmasınız" 3/92 buyuruyor. Benim en çok sevdiğim malım Beyrahâ bahçesidir. O bahçeyi Allah için sadaka olarak veriyorum. Onunla Allah katında iyiliğe ulaşmayı ve benim için ahiret azığı olmasını umuyorum. Ey Allah'ın Rasulü, o bahçeyi Allah'ın uygun gördüğü yerde kullan dedi. Hz. Peygamber de (sav);"işte kazançlı mal budur" ya da "işte sevap kazandıran mal budur" dedikten sonra, "bahçe hakkında senin daha önce söylediklerini duymuştum. Ben onu kendi akrabalarına vermeni uygun görüyorum" dedi. Ebu Talha da öyle yapacağım, Ey Allah'ın Rasulü dedi. Ebu Talha bahçeyi akrabaları ve amcasının oğulları arasında taksim etti.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4050, M002315
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى قَالَ قَرَأْتُ عَلَى مَالِكٍ عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى طَلْحَةَ أَنَّهُ سَمِعَ أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ يَقُولُ كَانَ أَبُو طَلْحَةَ أَكْثَرَ أَنْصَارِىٍّ بِالْمَدِينَةِ مَالاً وَكَانَ أَحَبَّ أَمْوَالِهِ إِلَيْهِ بَيْرَحَى وَكَانَتْ مُسْتَقْبِلَةَ الْمَسْجِدِ وَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَدْخُلُهَا وَيَشْرَبُ مِنْ مَاءٍ فِيهَا طَيِّبٍ. قَالَ أَنَسٌ فَلَمَّا نَزَلَتْ هَذِهِ الآيَةُ "(لَنْ تَنَالُوا الْبِرَّ حَتَّى تُنْفِقُوا مِمَّا تُحِبُّونَ)" قَامَ أَبُو طَلْحَةَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ إِنَّ اللَّهَ يَقُولُ فِى كِتَابِهِ "(لَنْ تَنَالُوا الْبِرَّ حَتَّى تُنْفِقُوا مِمَّا تُحِبُّونَ)" وَإِنَّ أَحَبَّ أَمْوَالِى إِلَىَّ بَيْرَحَى وَإِنَّهَا صَدَقَةٌ لِلَّهِ أَرْجُو بِرَّهَا وَذُخْرَهَا عِنْدَ اللَّهِ فَضَعْهَا يَا رَسُولَ اللَّهِ حَيْثُ شِئْتَ. قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"بَخْ ذَلِكَ مَالٌ رَابِحٌ ذَلِكَ مَالٌ رَابِحٌ قَدْ سَمِعْتُ مَا قُلْتَ فِيهَا وَإِنِّى أَرَى أَنْ تَجْعَلَهَا فِى الأَقْرَبِينَ." فَقَسَمَهَا أَبُو طَلْحَةَ فِى أَقَارِبِهِ وَبَنِى عَمِّهِ.
Tercemesi:
Bize Yahya b. Yahya, ona Malik ona da İshak b. Abdullah, Enes b. Malik'ten şöyle işittiğini rivayet etmiştir: Ebu Talha, Medine'de Ensar'ın en zenginiydi. Malları içerisinde en çok sevdiği yer, Mescidin karşısında bulunan Beyrahâ denilen bahçesiydi. Rasulullah (sav) bahçeye girer ve orada bulunan tatlı sudan içerdi.
"Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe gerçek manada iyilik yapmış olmasınız" 3/92 ayeti nazil olunca Ebu Talha Rasulullah'ın (sav) yanına gelerek, Ey Allah'ın Rasulü! Şüphesiz Allah Teâlâ kitabında; "sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe gerçek manada iyilik yapmış olmasınız" 3/92 buyuruyor. Benim en çok sevdiğim malım Beyrahâ bahçesidir. O bahçeyi Allah için sadaka olarak veriyorum. Onunla Allah katında iyiliğe ulaşmayı ve benim için ahiret azığı olmasını umuyorum. Ey Allah'ın Rasulü, o bahçeyi Allah'ın uygun gördüğü yerde kullan dedi. Hz. Peygamber de (sav);"işte kazançlı mal budur" ya da "işte sevap kazandıran mal budur" dedikten sonra, "bahçe hakkında senin daha önce söylediklerini duymuştum. Ben onu kendi akrabalarına vermeni uygun görüyorum" dedi. Ebu Talha da öyle yapacağım, Ey Allah'ın Rasulü dedi. Ebu Talha bahçeyi akrabaları ve amcasının oğulları arasında taksim etti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2315, /388
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Yahya İshak b. Abdullah el-Ensârî (İshak b. Abdullah b. Zeyd b. Sehl)
3. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
4. Ebu Zekeriyya Yahya b. Yahya en-Neysâbûrî (Yahya b. Yahya b. Bekir b. Abdurrahman)
Konular:
Sadaka, paylaşmaya önce yakınlardan başlamak
Sadaka, paylaşmaya teşvik
Sahabe, Kur'an'a ve sünnete bağlılık
Zekat, kimlere zekat verilebilir?
Bize Ebu Yeman, ona Şuayb, ona Ebu Zinad, ona A’rec, ona da Ebu Hureyre Rasulullah’ın (sav) şöyle dediğini nakletti:
"Aziz ve Celil olan Allah 'Ey kulum, sen (fakirlere) infak et ki, ben de sana edeyim' buyurdu. Rasul-i Ekrem (devamla şöyle) dedi: Allah’ın eli doludur (Nimetleri boldur.) (Kullarına) infakı onu eksiltmez. O gece-gündüz daima akar. (Rasulullah devamla) dedi ki: Allah'ın göğü ve yeri yarattığı günden beri infak ettiği (nimetlerin) ne kadar olduğunu bana söyleyebilir misiniz? Şüphesiz ki O'nun infakı, elindeki (hazinelerindeki) nimetlerinden hiçbir şey eksiltmemiştir. Çünkü O'nun Arş'ı (tahtı) su üzerindedir. Ve (amel ve rızıkların) terazisi O'nun elindedir, (nasibi ve rızkı bazen) kısar, (bazen de) artırır."
["İ’terâke= Senin başına gelip çattı", "Aravtu= Onu uzanıp aldım" kökünden ve İftiâl veznindedir. Ve "Fulânun ya'rûhu (Filan onu uzanıp alıyor) ve İ’terânî (Bana isabet ediyor, başıma geldi)" fiilleri de bu köktendir.
“Âhizun bi nâsihatihâ= Çünkü her canlının kontrolü O’nun elindedir. (Hud, 11/56). Her şey onun mülkünde, idaresinde ve tasarrufundadır. "Anîdun", "Anûdun", "Ânidun" kelimeleri de aynı manaya olup "Çok inatçı" demektir ki vurgulu bir şekilde böbürlenmeyi ifade eder.
“Ista'marakum'' Size orayı mamur hale getirme görevi verdi." (Hûd 11/61. "A’martuhu'd-dâra fehye umrâ" denilir ki, "Ben evi yaşadığı müddetçe ona mülk yaptım" demektir. "Nekirahum", "Enkerahum", "Istenkerahum"; bunların hepsi bir ma'nâya olup "Onlardan hoşlanmadı anlamına gelir.
"İnnehu hamîdun mecîdun = Şüphe yok ki, O, asıl hamde layık, hayrı, ihsanı çok olandır." "Mecîd", "macid" kökünden olup faîl veznidir. "Hamîd" de "Hamide (Hamdetti)" fiilinden olup "Mahmûd", övülen manasınadır.
'Siccîlun", sert ve büyük demektir. "Siccîl" ve "Siccîn" aynı manayadır, bunlardaki lâm ile nûn, zâid harflerden olmaları ve her biri diğerine çevrilebilmeleri bakımından iki kardeştirler. (Câhiliye ve İslâm devirlerine erişmiş muhadram) Şâir Temîm b. Mukbil de bu manaya delil olacak şu beyti söylemiştir.
"Nice yaya askerler kuşluk vaktinde miğferlerin yerlerine yani başlara öyle şiddetli darbe indiriyorlar ki, yiğitler bunu birbirlerine tavsiye ediyorlar." Bu beyitte geçen "Siccîn" kelimesi "şiddetli" anlamınadır.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32095, B004684
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الْيَمَانِ أَخْبَرَنَا شُعَيْبٌ حَدَّثَنَا أَبُو الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
" قَالَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ أَنْفِقْ أُنْفِقْ عَلَيْكَ - وَقَالَ - يَدُ اللَّهِ مَلأَى لاَ تَغِيضُهَا نَفَقَةٌ ، سَحَّاءُ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ - وَقَالَ - أَرَأَيْتُمْ مَا أَنْفَقَ مُنْذُ خَلَقَ السَّمَاءَ وَالأَرْضَ فَإِنَّهُ لَمْ يَغِضْ مَا فِى يَدِهِ ، وَكَانَ عَرْشُهُ عَلَى الْمَاءِ ، وَبِيَدِهِ الْمِيزَانُ يَخْفِضُ وَيَرْفَعُ" .
[( اعْتَرَاكَ ) افْتَعَلْتَ مِنْ عَرَوْتُهُ أَىْ أَصَبْتُهُ ، وَمِنْهُ يَعْرُوهُ وَاعْتَرَانِى ( آخِذٌ بِنَاصِيَتِهَا ) أَىْ فِى مِلْكِهِ وَسُلْطَانِهِ . عَنِيدٌ وَعَنُودٌ وَعَانِدٌ وَاحِدٌ ، هُوَ تَأْكِيدُ التَّجَبُّرِ ، ( اسْتَعْمَرَكُمْ ) جَعَلَكُمْ عُمَّارًا ، أَعْمَرْتُهُ الدَّارَ فَهْىَ عُمْرَى جَعَلْتُهَا لَهُ . ( نَكِرَهُمْ ) وَأَنْكَرَهُمْ وَاسْتَنْكَرَهُمْ وَاحِدٌ ( حَمِيدٌ مَجِيدٌ ) كَأَنَّهُ فَعِيلٌ مِنْ مَاجِدٍ . مَحْمُودٌ مِنْ حَمِدَ . سِجِّيلٌ الشَّدِيدُ الْكَبِيرُ . سِجِّيلٌ وَسِجِّينٌ وَاللاَّمُ وَالنُّونُ أُخْتَانِ ، وَقَالَ تَمِيمُ بْنُ مُقْبِلٍ وَرَجْلَةٍ يَضْرِبُونَ الْبَيْضَ ضَاحِيَةً ضَرْبًا تَوَاصَى بِهِ الأَبْطَالُ سِجِّينَا]
Tercemesi:
Bize Ebu Yeman, ona Şuayb, ona Ebu Zinad, ona A’rec, ona da Ebu Hureyre Rasulullah’ın (sav) şöyle dediğini nakletti:
"Aziz ve Celil olan Allah 'Ey kulum, sen (fakirlere) infak et ki, ben de sana edeyim' buyurdu. Rasul-i Ekrem (devamla şöyle) dedi: Allah’ın eli doludur (Nimetleri boldur.) (Kullarına) infakı onu eksiltmez. O gece-gündüz daima akar. (Rasulullah devamla) dedi ki: Allah'ın göğü ve yeri yarattığı günden beri infak ettiği (nimetlerin) ne kadar olduğunu bana söyleyebilir misiniz? Şüphesiz ki O'nun infakı, elindeki (hazinelerindeki) nimetlerinden hiçbir şey eksiltmemiştir. Çünkü O'nun Arş'ı (tahtı) su üzerindedir. Ve (amel ve rızıkların) terazisi O'nun elindedir, (nasibi ve rızkı bazen) kısar, (bazen de) artırır."
["İ’terâke= Senin başına gelip çattı", "Aravtu= Onu uzanıp aldım" kökünden ve İftiâl veznindedir. Ve "Fulânun ya'rûhu (Filan onu uzanıp alıyor) ve İ’terânî (Bana isabet ediyor, başıma geldi)" fiilleri de bu köktendir.
“Âhizun bi nâsihatihâ= Çünkü her canlının kontrolü O’nun elindedir. (Hud, 11/56). Her şey onun mülkünde, idaresinde ve tasarrufundadır. "Anîdun", "Anûdun", "Ânidun" kelimeleri de aynı manaya olup "Çok inatçı" demektir ki vurgulu bir şekilde böbürlenmeyi ifade eder.
“Ista'marakum'' Size orayı mamur hale getirme görevi verdi." (Hûd 11/61. "A’martuhu'd-dâra fehye umrâ" denilir ki, "Ben evi yaşadığı müddetçe ona mülk yaptım" demektir. "Nekirahum", "Enkerahum", "Istenkerahum"; bunların hepsi bir ma'nâya olup "Onlardan hoşlanmadı anlamına gelir.
"İnnehu hamîdun mecîdun = Şüphe yok ki, O, asıl hamde layık, hayrı, ihsanı çok olandır." "Mecîd", "macid" kökünden olup faîl veznidir. "Hamîd" de "Hamide (Hamdetti)" fiilinden olup "Mahmûd", övülen manasınadır.
'Siccîlun", sert ve büyük demektir. "Siccîl" ve "Siccîn" aynı manayadır, bunlardaki lâm ile nûn, zâid harflerden olmaları ve her biri diğerine çevrilebilmeleri bakımından iki kardeştirler. (Câhiliye ve İslâm devirlerine erişmiş muhadram) Şâir Temîm b. Mukbil de bu manaya delil olacak şu beyti söylemiştir.
"Nice yaya askerler kuşluk vaktinde miğferlerin yerlerine yani başlara öyle şiddetli darbe indiriyorlar ki, yiğitler bunu birbirlerine tavsiye ediyorlar." Bu beyitte geçen "Siccîn" kelimesi "şiddetli" anlamınadır.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 2, 2/199
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Davud A'rec Abdurrahman b. Hürmüz (Abdurrahman b. Hürmüz)
3. Ebu Zinad Abdullah b. Zekvan el-Kuraşi (Abdullah b. Zekvan)
4. Şuayb b. Ebu Hamza el-Ümevi (Şuayb b. Dinar)
5. Ebu Yeman Hakem b. Nafi' el-Behrânî (Hakem b. Nafi')
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın ihsanı ve nimetleri
İnfak, Allah yolunda
İnfak, infak edersen Allah da sana infak eder
Kur'an, tefsiri, bazı ayetlerin
Sadaka, paylaşmaya teşvik
Açıklama: İlgili rivayet için bkz. M000241 numaralı hadis.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
801, M000242
Hadis:
وَحَدَّثَنِيهِ أَبُو الطَّاهِرِ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ عَنْ بَكْرِ بْنِ مُضَرَ عَنِ ابْنِ الْهَادِ بِهَذَا الإِسْنَادِ مِثْلَهُ
["يَا مَعْشَرَ النِّسَاءِ تَصَدَّقْنَ وَأَكْثِرْنَ الاِسْتِغْفَارَ فَإِنِّى رَأَيْتُكُنَّ أَكْثَرَ أَهْلِ النَّارِ." فَقَالَتِ امْرَأَةٌ مِنْهُنَّ جَزْلَةٌ وَمَا لَنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ أَكْثَرَ أَهْلِ النَّارِ. قَالَ "تُكْثِرْنَ اللَّعْنَ وَتَكْفُرْنَ الْعَشِيرَ وَمَا رَأَيْتُ مِنْ نَاقِصَاتِ عَقْلٍ وَدِينٍ أَغْلَبَ لِذِى لُبٍّ مِنْكُنَّ." قَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَا نُقْصَانُ الْعَقْلِ وَالدِّينِ قَالَ "أَمَّا نُقْصَانُ الْعَقْلِ فَشَهَادَةُ امْرَأَتَيْنِ تَعْدِلُ شَهَادَةَ رَجُلٍ فَهَذَا نُقْصَانُ الْعَقْلِ وَتَمْكُثُ اللَّيَالِىَ مَا تُصَلِّى وَتُفْطِرُ فِى رَمَضَانَ فَهَذَا نُقْصَانُ الدِّينِ.]
Tercemesi:
Bana Ebu Tahir, ona İbn Vehb, ona Bekir b. Mudar, ona da İbn Hâd şeklindeki bu isnadla o hadisin aynısını rivayet etti.
[Rasulullah (sav); "ey kadınlar topluluğu! Sadaka verin ve çokça istiğfarda bulunun. Şüphesiz ben; siz kadınların, cehennem ahalisinin çoğunluğunu teşkil ettiğinizi gördüm" buyurdu. Kadınlardan akıllı ve hitabeti güçlü olan biri dedi ki; Bizim durumumuz ne ola ki ya Rasulullah! Cehennem ahalisinin çoğunluğunu oluşturuyoruz? Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Siz kadınlar, genel olarak çokça lanet eder ve kocalarınıza nankörlük yaparsınız. Aklı ve dini eksik olan kişilerden olup da akıllı bir erkeğe galip gelen sizden başka birini görmedim!" Kadın; ya Rasulullah! Aklın ve dinin noksanlığı nedir? diye sordu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle cevap verdi: "Aklın noksanlığı, iki kadının şahitliğinin, bir erkeğin şahitliğine denk olmasıdır. İşte bu, aklın noksanlığıdır. Kadın, namaz kılmadan ve Ramazan'da oruç tutmadan günler ve geceler geçirir. İşte bu da dinin noksanlığıdır."]
Açıklama:
İlgili rivayet için bkz. M000241 numaralı hadis.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 242, /57
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Dinar el-Kuraşî (Abdullah b. Dinar)
3. Ebu Abdullah Yezid b. Hâd el-Leysî (Yezid b. Abdullah b. Üsame b. Hâd)
4. Bekir b. Mudar el-Kuraşî (Bekir b. Mudar b. Muhammed)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ebu Tahir Ahmed b. Amr el-Kuraşî (Ahmed b. Amr b. Abdullah)
Konular:
Kadın, akıl ve dini eksik mi?
Kadın, değeri ve konumu
Oruç, hayızlı kadının oruç tutması
Sadaka, fazileti
Sadaka, paylaşmaya teşvik
حَدَّثَنَا ابْنُ السَّرْحِ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى ابْنُ لَهِيعَةَ وَعَمْرُو بْنُ الْحَارِثِ عَنْ بُكَيْرِ بْنِ الأَشَجِّ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ يَسَارٍ بِهَذَا الْخَبَرِ قَالَ فَأُتِىَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِتَمْرٍ فَأَعْطَاهُ إِيَّاهُ وَهُوَ قَرِيبٌ مِنْ خَمْسَةَ عَشَرَ صَاعًا قَالَ
"تَصَدَّقْ بِهَذَا." قَالَ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ عَلَى أَفْقَرَ مِنِّى وَمِنْ أَهْلِى فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"كُلْهُ أَنْتَ وَأَهْلُكَ."
Açıklama: İlgili rivayet için bkz. D002213 numaralı hadis.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13180, D002217
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ السَّرْحِ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى ابْنُ لَهِيعَةَ وَعَمْرُو بْنُ الْحَارِثِ عَنْ بُكَيْرِ بْنِ الأَشَجِّ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ يَسَارٍ بِهَذَا الْخَبَرِ قَالَ فَأُتِىَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِتَمْرٍ فَأَعْطَاهُ إِيَّاهُ وَهُوَ قَرِيبٌ مِنْ خَمْسَةَ عَشَرَ صَاعًا قَالَ
"تَصَدَّقْ بِهَذَا." قَالَ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ عَلَى أَفْقَرَ مِنِّى وَمِنْ أَهْلِى فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"كُلْهُ أَنْتَ وَأَهْلُكَ."
Tercemesi:
Bize (Ahmed b. Amr) b. Serh, ona (Abdullah) b. Vehb, ona (Abdullah) b. Lehîa (el-Hadramî) Amr b. Haris (el-Ensarî), ona Bükeyr b. Eşec, ona Süleyman b. Yesar bu rivayet nakletmiştir. Buna göre söz konusu rivayette Seleme b. Sahr (ra) şöyle demiştir: Rasulullah'a (sav) bir miktar hurma getirildi. Rasulullah (sav) hurmayı Seleme b. Sahr'a (ra) verdi. Hurmalar yaklaşık on beş sâ' idi. Rasulullah (sav) ona; "Bunları sadaka olarak ver," buyurdu. Seleme b. Sahr (ra); Ya Rasulallah! Benden ve ailemden daha fakir birilerine mi? diye karşılık verdi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu.
"Ailenle birlikte onu yiyebilirsin."
Açıklama:
İlgili rivayet için bkz. D002213 numaralı hadis.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Talak 17, /515
Senetler:
1. Ebu Türâb Süleyman b. Yesar el-Hilâlî (Süleyman b. Yesar el-Hilâlî)
2. Ebu Abdullah Bükeyr b. Abdullah el-Kuraşî (Bükeyr b. Abdullah b. Eşec)
3. Amr b. Haris el-Ensarî (Amr b. Haris b. Yakub)
4. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
5. Ebu Tahir Ahmed b. Amr el-Kuraşî (Ahmed b. Amr b. Abdullah)
Konular:
Niyet, Sadaka, niyet ve samimiyet esastır
Sadaka, paylaşmaya önce yakınlardan başlamak
Sadaka, paylaşmaya teşvik
Sadaka, verilecek yerler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9710, B001434
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحِيمِ عَنْ حَجَّاجِ بْنِ مُحَمَّدٍ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ قَالَ أَخْبَرَنِى ابْنُ أَبِى مُلَيْكَةَ عَنْ عَبَّادِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الزُّبَيْرِ أَخْبَرَهُ عَنْ أَسْمَاءَ بِنْتِ أَبِى بَكْرٍ - رضى الله عنهما - أَنَّهَا جَاءَتْ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « لاَ تُوعِى فَيُوعِىَ اللَّهُ عَلَيْكِ ، ارْضَخِى مَا اسْتَطَعْتِ » .
Tercemesi:
Bize Ebu Asım, ona İbn Cüreyc; (T) Bize Muhammed b. Abdürrahim, ona Haccac b. Muhammed, ona İbn Cüreyc, ona İbn Ebu Müleyke, ona da Abbad b. Abdullah b. Zübeyr şöyle demiştir: Esman bt. Ebu Bekir, Raulullah'a gelmişti. Rasulullah (sav) ona: "Sakın kaplarda para saklama! Saklarsan, Allah ta senden (nimetini) saklar. Gücün yettiği kadar sadaka ver."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 22, 1/472
Senetler:
1. Esma bt. Ebu Bekir el-Kuraşiyye (Esma bt. Ebu Bekir b. Ebu Kuhafe)
2. Abbad b. Abdullah el-Kuraşi (Abbad b. Abdullah b. Zübeyir b. Avvam)
3. Abdullah b. Ebu Müleyke el-Kureşî (Abdullah b. Ubeydullah b. Züheyr b. Abdullah)
4. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
5. Ebu Âsım Dahhâk b. Mahled en-Nebîl (Dahhâk b. Mahled)
Konular:
Bereket, malın bereketinin kaybolması
Cimrilik, zemmedilişi
KTB, SADAKA
Para, Kazanç, paranın piyasadan çekilmesi
Sadaka, paylaşmaya teşvik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9717, B001438
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ بُرَيْدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِى بُرْدَةَ عَنْ أَبِى مُوسَى عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « الْخَازِنُ الْمُسْلِمُ الأَمِينُ الَّذِى يُنْفِذُ - وَرُبَّمَا قَالَ يُعْطِى - مَا أُمِرَ بِهِ كَامِلاً مُوَفَّرًا طَيِّبٌ بِهِ نَفْسُهُ ، فَيَدْفَعُهُ إِلَى الَّذِى أُمِرَ لَهُ بِهِ ، أَحَدُ الْمُتَصَدِّقَيْنِ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Alâ, ona Ebu Üsame, ona Büreyd b. Abdullah, ona Ebu Bürde, ona da Ebu Musa'nın rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
“Kendisine vermesi emredileni (sadakayı) tam, eksiksiz ve gönül hoşluğu ile verme işini icra eden veya veren -Efendimiz (sav) böyle demiş de olabilir- müslüman ve güvenilir depo memuru, sadaka veren iki hayır sahibinden birisidir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 1438, 1/473
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Bürde b. Ebu Musa el-Eş'arî (Amir b. Abdullah b. Kays b. Süleym)
3. Büreyd b. Abdullah el-Eşari (Büreyd b. Abdullah b. Ebu Bürde)
4. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
5. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
KTB, SADAKA
Sadaka, efendinin verilmesini istediği malı vermek
Sadaka, paylaşmaya teşvik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10466, B001462
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى مَرْيَمَ أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ قَالَ أَخْبَرَنِى زَيْدٌ عَنْ عِيَاضِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ - رضى الله عنه - خَرَجَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى أَضْحًى أَوْ فِطْرٍ إِلَى الْمُصَلَّى ثُمَّ انْصَرَفَ فَوَعَظَ النَّاسَ وَأَمَرَهُمْ بِالصَّدَقَةِ فَقَالَ « أَيُّهَا النَّاسُ تَصَدَّقُوا » . فَمَرَّ عَلَى النِّسَاءِ فَقَالَ « يَا مَعْشَرَ النِّسَاءِ تَصَدَّقْنَ ، فَإِنِّى رَأَيْتُكُنَّ أَكْثَرَ أَهْلِ النَّارِ » . فَقُلْنَ وَبِمَ ذَلِكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ « تُكْثِرْنَ اللَّعْنَ وَتَكْفُرْنَ الْعَشِيرَ ، مَا رَأَيْتُ مِنْ نَاقِصَاتِ عَقْلٍ وَدِينٍ أَذْهَبَ لِلُبِّ الرَّجُلِ الْحَازِمِ مِنْ إِحْدَاكُنَّ يَا مَعْشَرَ النِّسَاءِ » . ثُمَّ انْصَرَفَ فَلَمَّا صَارَ إِلَى مَنْزِلِهِ جَاءَتْ زَيْنَبُ امْرَأَةُ ابْنِ مَسْعُودٍ تَسْتَأْذِنُ عَلَيْهِ فَقِيلَ يَا رَسُولَ اللَّهِ هَذِهِ زَيْنَبُ فَقَالَ « أَىُّ الزَّيَانِبِ » . فَقِيلَ امْرَأَةُ ابْنِ مَسْعُودٍ . قَالَ « نَعَمِ ائْذَنُوا لَهَا » . فَأُذِنَ لَهَا قَالَتْ يَا نَبِىَّ اللَّهِ إِنَّكَ أَمَرْتَ الْيَوْمَ بِالصَّدَقَةِ ، وَكَانَ عِنْدِى حُلِىٌّ لِى ، فَأَرَدْتُ أَنْ أَتَصَدَّقَ بِهِ ، فَزَعَمَ ابْنُ مَسْعُودٍ أَنَّهُ وَوَلَدَهُ أَحَقُّ مَنْ تَصَدَّقْتُ بِهِ عَلَيْهِمْ . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « صَدَقَ ابْنُ مَسْعُودٍ ، زَوْجُكِ وَوَلَدُكِ أَحَقُّ مَنْ تَصَدَّقْتِ بِهِ عَلَيْهِمْ » .
Tercemesi:
Bize İbn Ebu Meryem, ona Muhammed b. Cafer, ona Zeyd b. Eslem, ona İyaz b. Abdullah, ona da Ebu Said el-Hudrî (ra) rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav) bir Kurban ya da Ramazan Bayramı'nda namazgaha çıktı. Namazı bitirdikten sonra döndü, insanlara öğüt verip sadaka vermelerini emretti ve şöyle buyurdu: 'Ey insanlar! Sadaka verin.' Ardından kadınların yanına geldi ve onlara; 'Ey kadınlar topluluğu! Sadaka verin. Şüphesiz ben; siz kadınların, cehennem ahalisinin çoğunluğunu teşkil ettiğinizi gördüm.' Kadınlar; 'Bunun sebebi nedir? Ya Rasulallah!' diye sordular. Rasulullah (sav); 'Çünkü [siz kadınlar, genel olarak] çokça la'net eder ve kocalarınıza nankörlük yaparsınız. Aklı ve dini eksik olan kişilerden olup da kararlı bir erkeğin aklını, sizden çok daha etkili bir şekilde çelebilecek hiç kimseyi görmedim!' buyurdu. Sonra da oradan ayrıldı. Evine gelince (Abdullah) b. Mesud'un (ra) karısı Zeynep (r. anhâ) geldi ve huzuruna girmek için izin istedi. Kendisine; 'Ya Rasulallah! Bu, Zeynep'tir (huzuruna girmek için izin istiyor).' denildi. 'Hangi Zeynep?' diye sorunca '(Abdullah) b. Mesud'un karısı.' diye cevap verildi. Bunun üzerine; 'Evet, kendisine izin verin.' buyurdu ve ona izin verildi. Zeynep (r. anhâ) dedi ki;
- Ey Allah'ın Peygamberi! Bu gün sadaka verilmesini emrettin. Benim de yanımda bir takım vardı. İstedim ki onu sadaka olarak vereyim. Fakat (Abdullah) b. Mesut, bunu sadaka olarak verebileceğim kişiler içerisinde en fazla hak sahibi olan kişilerin kendisi ve oğlu olduğunu iddia etti.
Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav):
- (Abdullah) b. Mesud doğru söylemiş. Kocan ve oğlun, bunu sadaka olarak verebileceğin kişiler içerisinde en fazla hak sahibi olan kişilerdir.
Buyurdular"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 44, 1/479
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. İyaz b. Abdullah el-Kuraşî (iyaz b. Abdullah b. Abdurrahman b. Mamer b. Abdullah)
3. Ebu Üsame Zeyd b. Eslem el-Kuraşî (Zeyd b. Eslem)
4. Muhammed b. Cafer el-Ensari (Muhammed b. Cafer b. Ebu Kesir)
5. Said b. Ebu Meryem el-Cümehî (Said b. Hakem b. Muhammed b. Salim b. Meryem)
Konular:
Kadın, akıl ve dini eksik mi?
Kadın, cehennemliklerin çoğunun kadınlardan olması
KTB, SADAKA
Nankörlük, kadının kocasına karşı nankörlüğü
Sadaka, paylaşmaya önce yakınlardan başlamak
Sadaka, paylaşmaya teşvik
حَدَّثَنَا ابْنُ السَّرْحِ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى ابْنُ لَهِيعَةَ وَعَمْرُو بْنُ الْحَارِثِ عَنْ بُكَيْرِ بْنِ الأَشَجِّ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ يَسَارٍ بِهَذَا الْخَبَرِ قَالَ فَأُتِىَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِتَمْرٍ فَأَعْطَاهُ إِيَّاهُ وَهُوَ قَرِيبٌ مِنْ خَمْسَةَ عَشَرَ صَاعًا قَالَ
"تَصَدَّقْ بِهَذَا." قَالَ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ عَلَى أَفْقَرَ مِنِّى وَمِنْ أَهْلِى فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"كُلْهُ أَنْتَ وَأَهْلُكَ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
270650, D002217-2
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ السَّرْحِ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى ابْنُ لَهِيعَةَ وَعَمْرُو بْنُ الْحَارِثِ عَنْ بُكَيْرِ بْنِ الأَشَجِّ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ يَسَارٍ بِهَذَا الْخَبَرِ قَالَ فَأُتِىَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِتَمْرٍ فَأَعْطَاهُ إِيَّاهُ وَهُوَ قَرِيبٌ مِنْ خَمْسَةَ عَشَرَ صَاعًا قَالَ
"تَصَدَّقْ بِهَذَا." قَالَ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ عَلَى أَفْقَرَ مِنِّى وَمِنْ أَهْلِى فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"كُلْهُ أَنْتَ وَأَهْلُكَ."
Tercemesi:
Bize (Ahmed b. Amr) b. Serh, ona (Abdullah) b. Vehb, ona (Abdullah) b. Lehîa (el-Hadramî) Amr b. Haris (el-Ensarî), ona Bükeyr b. Eşec, ona Süleyman b. Yesar bu rivayet nakletmiştir. Buna göre söz konusu rivayette Seleme b. Sahr (ra) şöyle demiştir: Rasulullah'a (sav) bir miktar hurma getirildi. Rasulullah (sav) hurmayı Seleme b. Sahr'a (ra) verdi. Hurmalar yaklaşık on beş sâ' idi. Rasulullah (sav) ona; "Bunları sadaka olarak ver," buyurdu. Seleme b. Sahr (ra); Ya Rasulallah! Benden ve ailemden daha fakir birilerine mi? diye karşılık verdi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu.
"Ailenle birlikte onu yiyebilirsin."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Talak 17, /515
Senetler:
1. Ebu Türâb Süleyman b. Yesar el-Hilâlî (Süleyman b. Yesar el-Hilâlî)
2. Ebu Abdullah Bükeyr b. Abdullah el-Kuraşî (Bükeyr b. Abdullah b. Eşec)
3. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Lehîa el-Hadramî (Abdullah b. Lehîa b. Ukbe)
4. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
5. Ebu Tahir Ahmed b. Amr el-Kuraşî (Ahmed b. Amr b. Abdullah)
Konular:
Niyet, Sadaka, niyet ve samimiyet esastır
Sadaka, paylaşmaya önce yakınlardan başlamak
Sadaka, paylaşmaya teşvik
Sadaka, verilecek yerler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
278676, B001434-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحِيمِ عَنْ حَجَّاجِ بْنِ مُحَمَّدٍ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ قَالَ أَخْبَرَنِى ابْنُ أَبِى مُلَيْكَةَ عَنْ عَبَّادِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الزُّبَيْرِ أَخْبَرَهُ عَنْ أَسْمَاءَ بِنْتِ أَبِى بَكْرٍ - رضى الله عنهما - أَنَّهَا جَاءَتْ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « لاَ تُوعِى فَيُوعِىَ اللَّهُ عَلَيْكِ ، ارْضَخِى مَا اسْتَطَعْتِ » .
Tercemesi:
Bize Ebu Asım, ona İbn Cüreyc; (T) Bize Muhammed b. Abdürrahim, ona Haccac b. Muhammed, ona İbn Cüreyc, ona İbn Ebu Müleyke, ona da Abbad b. Abdullah b. Zübeyr şöyle demiştir: Esman bt. Ebu Bekir, Raulullah'a gelmişti. Rasulullah (sav) ona: "Sakın kaplarda para saklama! Saklarsan, Allah ta senden (nimetini) saklar. Gücün yettiği kadar sadaka ver."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 22, 1/472
Senetler:
1. Esma bt. Ebu Bekir el-Kuraşiyye (Esma bt. Ebu Bekir b. Ebu Kuhafe)
2. Abbad b. Abdullah el-Kuraşi (Abbad b. Abdullah b. Zübeyir b. Avvam)
3. Abdullah b. Ebu Müleyke el-Kureşî (Abdullah b. Ubeydullah b. Züheyr b. Abdullah)
4. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
5. Ebu Muhammed Haccac b. Muhammed el-Mesîsî (Haccac b. Muhammed)
6. Muhammed b. Abdurrahim el-Kuraşi (Muhammed b. Abdurrahim b. Ebu Züheyr)
Konular:
Bereket, malın bereketinin kaybolması
Cimrilik, zemmedilişi
Para, Kazanç, paranın piyasadan çekilmesi
Sadaka, paylaşmaya teşvik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
43226, HM003358
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِيٍّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَابِسٍ قَالَ سَمِعْتُ ابْنَ عَبَّاسٍ يَقُولُ
خَرَجْتُ مَعَ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَوْمَ فِطْرٍ أَوْ أَضْحًى فَصَلَّى ثُمَّ خَطَبَ ثُمَّ أَتَى النِّسَاءَ فَوَعَظَهُنَّ وَذَكَّرَهُنَّ وَأَمَرَهُنَّ بِالصَّدَقَةِ
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Abbas b. Abdulmuttalib 3358, 1/892
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Abdurrahman b. Abis en-Nehai (Abdurrahman b. Abis b. Rabî'a)
3. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
4. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
Konular:
Hz. Peygamber, kadınlara vaazı
Kadın, bayram namazına katılması
Sadaka, paylaşmaya teşvik