191 Kayıt Bulundu.
Bana Ahmed b. Yusuf el-Ezdî, ona Ömer b. Hafs b. Ğıyâs, ona babası (Hafs b. Ğıyâs), ona el-A'meş, ona Şakîk, ona Amr b. Hâris, ona da Abdullah (b. Mesud'un) karısı Zeyneb; (T) Ravi (A'meş) der ki: Ben bu rivayeti İbrahim'e (en-Nehaî) anlattım; bana İbrahim, ona Ebu Ubeyde, ona Amr b. Hâris ona da Abdullah'ın (b. Mesud) karısı Zeyneb' isnadıyla bu rivayetin birebir aynısını rivayet etti ve Zeyneb'in "Mescitteydim. Hz. Peygamber (sav) beni gördü ve 'Takılarınızdan da olsa sadaka verin' buyurdu." dediğini rivayet etti, ardından hadisi, Ebu Ahvas'ın rivayet ettiği hadise benzer şekilde aktardı.
Açıklama: Bahsi geçen Ebu Ahvas (Sellâm b. Süleym el-Hanefî) rivayeti bkz. M002318 numaralı hadis.
Bana Hasan b. Ali el-Hulvânî ve Ebu Bekir b. İshak, onlara İbn Ebu Meryem, ona Muhammed b. Cafer, ona Zeyd b. Eslem, ona Iyaz b. Abdullah, ona da Ebu Said el-Hudrî (ra), Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir; (T) Bize Yahya b. Eyyub, Kuteybe ve İbn Hucr, onlara İsmail b. Cafer, ona Amr b. Ebu Amr, ona el-Makburî, ona da Ebu Hureyre (ra), İbn Ömer'in (ra) Hz. Peygamber'den (sav) rivayet ettiği hadisin aynısını rivayet etmiştir.
Açıklama: İlgili rivayet için bkz. [M000241] numaralı hadis.
Bana Ahmed b. Yusuf el-Ezdî, ona Ömer b. Hafs b. Ğıyâs, ona babası (Hafs b. Ğıyâs), ona el-A'meş, ona Şakîk, ona Amr b. Hâris, ona da Abdullah (b. Mesud'un) karısı Zeyneb; (T) Ravi (A'meş) der ki: Ben bu rivayeti İbrahim'e (en-Nehaî) anlattım; bana İbrahim, ona Ebu Ubeyde, ona Amr b. Hâris ona da Abdullah'ın (b. Mesud) karısı Zeyneb' isnadıyla bu rivayetin birebir aynısını rivayet etti ve Zeyneb'in "Mescitteydim. Hz. Peygamber (sav) beni gördü ve 'Takılarınızdan da olsa sadaka verin' buyurdu." dediğini rivayet etti, ardından hadisi, Ebu Ahvas'ın rivayet ettiği hadise benzer şekilde aktardı.
Açıklama: Bahsi geçen Ebu Ahvas (Sellâm b. Süleym el-Hanefî) rivayeti bkz. M002318 numaralı hadis.
Bize Muhammed b. Rumh b. Muhacir el-Mısrî, ona Leys, ona İbn Had, ona Abdullah b. Dinar, ona da Abdullah b. Ömer şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) 'Ey kadınlar topluluğu! Sadaka veriniz, çokça istiğfar ediniz. Cehennemliklerin çoğunu kadınlardan gördüm' buyurdu. kadınların zekilerinden biri 'biz ne yaptık cehennemlikleri çoğu biz olduk?' diye sordu. Hz. Peygamber 'çok lanet ediyorsunuz. Kocalarınıza karşı nankörlük ediyorsunuz. Akıl ve dini noksan olanlardan sizin kadar akıllı kimseye galip geleni görmedim' buyurdu. O kadın 'ey Allah'ın Rasulü! Akıl ve din noksanlığı nedir?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) 'akıl noksanlığı iki kadının şehadetinin bir erkeğin şehadetine denk gelmesidir. (Hayız olduğunuzda) günlerce namaz kılamaması ve Ramazan'da oruç tutamaması. İşte bu da din eksikliğidir."
Bize Kuteybe b. Said, ona Abdülaziz b. Rüveyfi', ona Zeyd b. Vehb, ona da Ebu Zer (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Bir gece (dışarı) çıktım. Baktım ki Rasulullah (sav) yanında kimse olmadan tek başına yürümekte. Kendisiyle beraber birinin yürümesini hoş görmüyor sandım. Ayın gölgesinde yürümeye başladım. Bana bakıp beni gördü ve “O da kim?” buyurdu. Ben de “Ebu Zer! Allah canımı sana feda kılsın” dedim. “Ey Ebu Zer! Gel!” buyurdu. Bir müddet beraber yürüdük. Sonra Hz. Peygamber (sav), “Allah'ın kendisine mal verip onu sağına, soluna, önüne, arkasına dağıtan ve onunla iyi işler yapan hariç, mal biriktirip çoğaltanlar Kıyamet günü azaltacak olanlardır!” buyurdu. Bir müddet daha yürüdük. Bana, “Burada otur!” dedi ve beni etrafı taşlık olan bir arazide oturtup “Yanına dönene dek burada otur!” buyurdu. Taşlık içinde kendisini göremeyene dek gitti. Geri dönmesi uzadı, sonra kendisini bana doğru gelirken işittim; “Hırsızlık yapıp zina etse de mi?” buyuruyordu. Geldiğinde dayanamayıp “Yâ Rasulullah! Allah canımı sana feda eylesin! Taşlık tarafında kimle konuştun? Sana cevap veren birini de duymadım!” dedim. Nebî (sav) şöyle buyurdu: O Cebrâîl (as) idi. Taşlık tarafında bana göründü ve “Ümmetini müjdele! Allah'a bir şeyi ortak koşmadan ölen cennete girer” dedi. Ben, “Ey Câbrâîl! Hırsızlık yapıp zina etse de mi?” dedim. “Evet” dedi. Ben, “Hırsızlık yapıp zina etse de mi?” dedim. “Evet! Hatta içki içse bile” dedi." [Nadr der ki: Bu hadisi bize Şube, Habîb b. Ebu Sâbit, A'meş, Abdülaziz b. Rüfey ve Zeyd b. Vehb de rivayet etmiştir. Ebu Abdullah der ki: Ebu Sâlih'in, Ebu Derdâ'dan naklettiği hadis mürsel olup sahih değildir. Sadece bilinmesini istedik. Sahih olan, Ebu Zer'in naklettiği hadistir. Ebu Abdullah'a, “Atâ b. Yesâr'ın, Ebu Derdâ'dan naklettiği hadisin durumu nedir?” soruldu, o da “Aynı şekilde mürsel olup sahih değildir. Sahih olan, Ebu Zer'in rivayetidir” dedi. Ebu Abdullah der ki: Ebu Derdâ'nın, "Kişi Ölüm döşeğinde 'Allah'tan başka ilah yoktur' dediği zaman" hadisinin üstünü çizin.]
Bana Hasan b. Ali el-Hulvânî ve Ebu Bekir b. İshak, onlara İbn Ebu Meryem, ona Muhammed b. Cafer, ona Zeyd b. Eslem, ona Iyaz b. Abdullah, ona da Ebu Said el-Hudrî (ra), Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir; (T) Bize Yahya b. Eyyub, Kuteybe ve İbn Hucr, onlara İsmail b. Cafer, ona Amr b. Ebu Amr, ona el-Makburî, ona da Ebu Hureyre (ra), İbn Ömer'in (ra) Hz. Peygamber'den (sav) rivayet ettiği hadisin aynısını rivayet etmiştir.
Bize Kuteybe b. Said, ona Abdülaziz b. Rüveyfi', ona Zeyd b. Vehb, ona da Ebu Zer (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Bir gece (dışarı) çıktım. Baktım ki Rasulullah (sav) yanında kimse olmadan tek başına yürümekte. Kendisiyle beraber birinin yürümesini hoş görmüyor sandım. Ayın gölgesinde yürümeye başladım. Bana bakıp beni gördü ve “O da kim?” buyurdu. Ben de “Ebu Zer! Allah canımı sana feda kılsın” dedim. “Ey Ebu Zer! Gel!” buyurdu. Bir müddet beraber yürüdük. Sonra Hz. Peygamber (sav), “Allah'ın kendisine mal verip onu sağına, soluna, önüne, arkasına dağıtan ve onunla iyi işler yapan hariç, mal biriktirip çoğaltanlar Kıyamet günü azaltacak olanlardır!” buyurdu. Bir müddet daha yürüdük. Bana, “Burada otur!” dedi ve beni etrafı taşlık olan bir arazide oturtup “Yanına dönene dek burada otur!” buyurdu. Taşlık içinde kendisini göremeyene dek gitti. Geri dönmesi uzadı, sonra kendisini bana doğru gelirken işittim; “Hırsızlık yapıp zina etse de mi?” buyuruyordu. Geldiğinde dayanamayıp “Yâ Rasulullah! Allah canımı sana feda eylesin! Taşlık tarafında kimle konuştun? Sana cevap veren birini de duymadım!” dedim. Nebî (sav) şöyle buyurdu: O Cebrâîl (as) idi. Taşlık tarafında bana göründü ve “Ümmetini müjdele! Allah'a bir şeyi ortak koşmadan ölen cennete girer” dedi. Ben, “Ey Câbrâîl! Hırsızlık yapıp zina etse de mi?” dedim. “Evet” dedi. Ben, “Hırsızlık yapıp zina etse de mi?” dedim. “Evet! Hatta içki içse bile” dedi." [Nadr der ki: Bu hadisi bize Şube, Habîb b. Ebu Sâbit, A'meş, Abdülaziz b. Rüfey ve Zeyd b. Vehb de rivayet etmiştir. Ebu Abdullah der ki: Ebu Sâlih'in, Ebu Derdâ'dan naklettiği hadis mürsel olup sahih değildir. Sadece bilinmesini istedik. Sahih olan, Ebu Zer'in naklettiği hadistir. Ebu Abdullah'a, “Atâ b. Yesâr'ın, Ebu Derdâ'dan naklettiği hadisin durumu nedir?” soruldu, o da “Aynı şekilde mürsel olup sahih değildir. Sahih olan, Ebu Zer'in rivayetidir” dedi. Ebu Abdullah der ki: Ebu Derdâ'nın, "Kişi Ölüm döşeğinde 'Allah'tan başka ilah yoktur' dediği zaman" hadisinin üstünü çizin.]
Bize Kuteybe b. Said, ona Abdülaziz b. Rüveyfi', ona Zeyd b. Vehb, ona da Ebu Zer (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Bir gece (dışarı) çıktım. Baktım ki Rasulullah (sav) yanında kimse olmadan tek başına yürümekte. Kendisiyle beraber birinin yürümesini hoş görmüyor sandım. Ayın gölgesinde yürümeye başladım. Bana bakıp beni gördü ve “O da kim?” buyurdu. Ben de “Ebu Zer! Allah canımı sana feda kılsın” dedim. “Ey Ebu Zer! Gel!” buyurdu. Bir müddet beraber yürüdük. Sonra Hz. Peygamber (sav), “Allah'ın kendisine mal verip onu sağına, soluna, önüne, arkasına dağıtan ve onunla iyi işler yapan hariç, mal biriktirip çoğaltanlar Kıyamet günü azaltacak olanlardır!” buyurdu. Bir müddet daha yürüdük. Bana, “Burada otur!” dedi ve beni etrafı taşlık olan bir arazide oturtup “Yanına dönene dek burada otur!” buyurdu. Taşlık içinde kendisini göremeyene dek gitti. Geri dönmesi uzadı, sonra kendisini bana doğru gelirken işittim; “Hırsızlık yapıp zina etse de mi?” buyuruyordu. Geldiğinde dayanamayıp “Yâ Rasulullah! Allah canımı sana feda eylesin! Taşlık tarafında kimle konuştun? Sana cevap veren birini de duymadım!” dedim. Nebî (sav) şöyle buyurdu: O Cebrâîl (as) idi. Taşlık tarafında bana göründü ve “Ümmetini müjdele! Allah'a bir şeyi ortak koşmadan ölen cennete girer” dedi. Ben, “Ey Câbrâîl! Hırsızlık yapıp zina etse de mi?” dedim. “Evet” dedi. Ben, “Hırsızlık yapıp zina etse de mi?” dedim. “Evet! Hatta içki içse bile” dedi." [Nadr der ki: Bu hadisi bize Şube, Habîb b. Ebu Sâbit, A'meş, Abdülaziz b. Rüfey ve Zeyd b. Vehb de rivayet etmiştir. Ebu Abdullah der ki: Ebu Sâlih'in, Ebu Derdâ'dan naklettiği hadis mürsel olup sahih değildir. Sadece bilinmesini istedik. Sahih olan, Ebu Zer'in naklettiği hadistir. Ebu Abdullah'a, “Atâ b. Yesâr'ın, Ebu Derdâ'dan naklettiği hadisin durumu nedir?” soruldu, o da “Aynı şekilde mürsel olup sahih değildir. Sahih olan, Ebu Zer'in rivayetidir” dedi. Ebu Abdullah der ki: Ebu Derdâ'nın, "Kişi Ölüm döşeğinde 'Allah'tan başka ilah yoktur' dediği zaman" hadisinin üstünü çizin.]
Bize Kuteybe b. Said, ona Abdülaziz b. Rüveyfi', ona Zeyd b. Vehb, ona da Ebu Zer (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Bir gece (dışarı) çıktım. Baktım ki Rasulullah (sav) yanında kimse olmadan tek başına yürümekte. Kendisiyle beraber birinin yürümesini hoş görmüyor sandım. Ayın gölgesinde yürümeye başladım. Bana bakıp beni gördü ve “O da kim?” buyurdu. Ben de “Ebu Zer! Allah canımı sana feda kılsın” dedim. “Ey Ebu Zer! Gel!” buyurdu. Bir müddet beraber yürüdük. Sonra Hz. Peygamber (sav), “Allah'ın kendisine mal verip onu sağına, soluna, önüne, arkasına dağıtan ve onunla iyi işler yapan hariç, mal biriktirip çoğaltanlar Kıyamet günü azaltacak olanlardır!” buyurdu. Bir müddet daha yürüdük. Bana, “Burada otur!” dedi ve beni etrafı taşlık olan bir arazide oturtup “Yanına dönene dek burada otur!” buyurdu. Taşlık içinde kendisini göremeyene dek gitti. Geri dönmesi uzadı, sonra kendisini bana doğru gelirken işittim; “Hırsızlık yapıp zina etse de mi?” buyuruyordu. Geldiğinde dayanamayıp “Yâ Rasulullah! Allah canımı sana feda eylesin! Taşlık tarafında kimle konuştun? Sana cevap veren birini de duymadım!” dedim. Nebî (sav) şöyle buyurdu: O Cebrâîl (as) idi. Taşlık tarafında bana göründü ve “Ümmetini müjdele! Allah'a bir şeyi ortak koşmadan ölen cennete girer” dedi. Ben, “Ey Câbrâîl! Hırsızlık yapıp zina etse de mi?” dedim. “Evet” dedi. Ben, “Hırsızlık yapıp zina etse de mi?” dedim. “Evet! Hatta içki içse bile” dedi." [Nadr der ki: Bu hadisi bize Şube, Habîb b. Ebu Sâbit, A'meş, Abdülaziz b. Rüfey ve Zeyd b. Vehb de rivayet etmiştir. Ebu Abdullah der ki: Ebu Sâlih'in, Ebu Derdâ'dan naklettiği hadis mürsel olup sahih değildir. Sadece bilinmesini istedik. Sahih olan, Ebu Zer'in naklettiği hadistir. Ebu Abdullah'a, “Atâ b. Yesâr'ın, Ebu Derdâ'dan naklettiği hadisin durumu nedir?” soruldu, o da “Aynı şekilde mürsel olup sahih değildir. Sahih olan, Ebu Zer'in rivayetidir” dedi. Ebu Abdullah der ki: Ebu Derdâ'nın, "Kişi Ölüm döşeğinde 'Allah'tan başka ilah yoktur' dediği zaman" hadisinin üstünü çizin.]
Bize Muhammed b. Rumh b. Muhacir, ona Leys, ona Yahya b. Said, ona Abdurrahman b. Kasım, ona Muhammed b. Cafer b. Zübeyr, ona Abbad b. Abdullah b. Zübeyr, ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: "Bir adam Rasulullah'a (sav) gelip 'Yandım!' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Neden?' diye sorunca, 'Ramazan ayının gündüz vakti hanımımla beraber oldum' dedi. Nebî (sav) 'Sadaka ver, sadaka ver' buyurdu. Adam 'Yanımda hiçbir şey yok ki' deyince, Rasulullah (sav) ondan oturmasını istedi. Derken Hz. Peygamber'e (sav) içinde yemek bulunan iki kap geldi. Rasulullah (sav) adama o yiyeceği (verip) sadaka olarak dağıtmasını emretti."