390 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Mansur (el-Huzaî), ona Süfyan (es-Sevrî), ona Ömer b. Said (b. Mesruk b. Hamza), ona Eşas b. Ebu Şa'sa (el-Muharibî), ona da babası (Ebu Şa'sa Süleym b. Esved el-Muharibî) şöyle rivayet etmiştir: "Bir keresinde Ebu Hureyre'yi görmüştüm. Bu arada bir adam ezan okunduktan sonra mescide uğradı fakat içeri girip namaz kılmaksızın geçip gitti. Bunun üzerine Ebu Hureyre, (Bu adam ezan okunduktan sonra mescide geldiği halde namaz kılmadan gittiği için) Ebu'l-Kasım'ın (sav) uygulamasına aykırı hareket etmiş oldu, dedi."
Bize Hafs b. Ömer, ona Şube (b. Haccâc), ona Muhammed b. Ubeydullah Ebu Avn, ona Cabir b. Semure'nin şöyle rivayet ettiğini haber vermiştir. "Ömer (ra), Sa'd b. Ebu Vakkâs'a, 'halk senden namazına varıncaya kadar, her konuda şikâyetçi' dedi. (O da): Ben (namazın) ilk iki rekâtını uzatırım, son iki rekâtını de kısa tutarım. Peygamber'in (sav) namazına uymakta kusur etmem diye cevap verdi. (Hz. Ömer de): Senden beklenen de budur dedi."
Bize İshak b. İbrahim, ona Cerîr, ona MAnsur, ona İbrahim, ona da Alkame şöyle demiştir: Abdullah döğme yapan, yüzlerindeki tüyleri yoldurtan, güzellik için ön dişlerinin aralarını yontup seyrelten ve Allah'ın yarattığını değiştiren kadınlara lanet etmişti. Bunun üzerine Ümmü Yakûb, Abdullah'a “Bu lanetleme de neyin nesi?” dedi. Abdullah “Rasulullah'ın (sav) lanet ettiği kimseye ben niye neye lanet etmeyeyim ki? Hem bu Allah'ın Kitabı'nda var” dedi. Kadın “ben Mushaf'ın iki kabı arasında ne varsa hepsini okudum, ama onu bulamadım” dedi. Abdullah “eğer sen onu hakkıyla okusaydın "Rasul size ne verdiyse onu alın, size neyi da yasak ettiyse ondan da sakının" (Haşr, 7) ayetini bulurdun” dedi
Bize muhammed b. Yusuf, ona Süfyân, ona Mansur, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah şöyle demiştir: Allah, bedenlerine döğme yapan ve yaptıran, yüzünün tüylerini yolan, güzel görünmek için dişlerinin arasını yontarak seyrelten ve Allah'ın yarattığını değiştiren kadınlara lanet etmiştir. Abdullah'ın bu sözü Esed oğullarından Ümmü Yakub denilen bir kadının kulağına gitti ve hemen gelip Abdullah b. Mesûd'a “işittim ki sen şöyle şöyle kadınlara lanet ediyormuşsun” dedi. İbn Mesûd da ona “Rasulullah'ın (sav) lanet ettiği kimselere ben niye lanet etmeyeyim ki? Hem bu zaten bu Allah'ın kitabında da yer almıştır” dedi. Kadın “ben Mushaf'ın iki kapağı arasında ne varsa hepsini okudum, ama senin söylediğini orada bulamadım” dedi. İbn Mesûd da ona “eğer sen onu hakkıyla okumuş olsaydın elbette bulurdun. Sen "Rasul size ne verdiyse onu alın, size neyi yasak ettiyse ondan da sakının" (Haşr, 7) ayetini okumadın mı?” dedi. Kadın “evet” dedi. İbn Mesûd “Rasulullah bunları yasakladı işte” dedi. Kadın “senin aileni de bunları yaparken görüyorum” dedi. İbn Mesûd “git aileme bak bakalım (bunarı yapıyor mu?)” dedi. Kadın gidip baktı, ama aradığı şeyi göremedi. Bunun üzerine İbn Mesûd “eğer ailem böyle yapmış olaydı, bir arada olmazdık” dedi.
Bize Muhammed b. Ahmed ve Ahmed b. Muhammed b. Hanbel, onlara İshak b. Yusuf’un şöyle dediğini rivayet etti: Bize Süfyan es-Sevrî, ona Abdülaziz b. Rufey’in şöyle dediğini rivayet etti: Enes b. Mâlik’e: Rasulullah’tan (sav) iyice bellediğin bir hususu bana anlatır mısın? O (Rasulullah (sav)), Terviye (Haccın rükünlerinden Arafat vakfesine çıkışın başlangıç vakti olan zilhicce ayının sekizinci günü) gününde öğle namazını nerede kıldı? diye sordu. (Enes b. Mâlik): Minâ’da (kıldı), dedi. (Abdülaziz b. Rufey’) dedi ki: Peki, Nefr (Minâ’dan ayrılma) günü ikindi namazını nerede kıldı?. O (Enes b. Mâlik): Ebtah’ta (Mekke ile Mina arasında bir yer) dedi. Sonra da: "Sen emirlerinin (haccı idare etmekle görevli âmirlerinin) yaptıklarının aynısını yap!" dedi.
Bize Muhammed b. Ahmed ve Ahmed b. Muhammed b. Hanbel, onlara İshak b. Yusuf’un şöyle dediğini rivayet etti: Bize Süfyan es-Sevrî, ona Abdülaziz b. Rufey’in şöyle dediğini rivayet etti: Enes b. Mâlik’e: Rasulullah’tan (sav) iyice bellediğin bir hususu bana anlatır mısın? O (Rasulullah (sav)), Terviye (Haccın rükünlerinden Arafat vakfesine çıkışın başlangıç vakti olan zilhicce ayının sekizinci günü) gününde öğle namazını nerede kıldı? diye sordu. (Enes b. Mâlik): Minâ’da (kıldı), dedi. (Abdülaziz b. Rufey’) dedi ki: Peki, Nefr (Minâ’dan ayrılma) günü ikindi namazını nerede kıldı?. O (Enes b. Mâlik): Ebtah’ta (Mekke ile Mina arasında bir yer) dedi. Sonra da: "Sen emirlerinin (haccı idare etmekle görevli âmirlerinin) yaptıklarının aynısını yap!" dedi.
Bize Ya'lâ, ona Muhammed b. İshak, ona Ka'ka' b. Hakîm, ona da Abdurrahman b. Va'le şöyle demiştir: İbn Abbas'a içkinin satışını sordum bana şöyle dedi: Hz. Peygamber'in (sav) Sakîf veya Devs kabilesinden bir dostu vardı. Mekke'nin fethi yılında, Hz. Peygamber'e (sav) bir tulum içki hediye etmişti. Hz. Peygamber (sav) de ona "ey Falanca, Allah'ın içkiyi haram kıldığını bilmiyor musun?" buyurdu. Adam hizmetçisine “bunu götür sat” dedi. Hz. Peygamber (sav) ona "hizmetçine ne söyledin" buyurdu. Adam “ona , satmasını emrettim” dedi. Hz. Peygamber "Şarabın içilmesini haram kılan satışını da haram kıldı" dedi. Bunun üzerine adam emretti ve içki Batha vadisine döküldü.