Öneri Formu
Hadis Id, No:
1861, M004396
Hadis:
وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَابْنُ بَشَّارٍ قَالُوا حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ عَنْ شُعْبَةَ عَنْ مَنْصُورٍ بِإِسْنَادِهِمُ [عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنْ عُبَيْدِ بْنِ نُضَيْلَةَ عَنِ الْمُغِيرَةِ بْنِ شُعْبَةَ] الْحَدِيثَ بِقِصَّتِهِ [أَنَّ امْرَأَةً قَتَلَتْ ضَرَّتَهَا بِعَمُودِ فُسْطَاطٍ فَأُتِىَ فِيهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَضَى عَلَى عَاقِلَتِهَا بِالدِّيَةِ وَكَانَتْ حَامِلاً فَقَضَى فِى الْجَنِينِ بِغُرَّةٍ . فَقَالَ بَعْضُ عَصَبَتِهَا أَنَدِى مَنْ لاَ طَعِمَ وَلاَ شَرِبَ وَلاَ صَاحَ فَاسْتَهَلَّ وَمِثْلُ ذَلِكَ يُطَلُّ قَالَ فَقَالَ « سَجْعٌ كَسَجْعِ الأَعْرَابِ »] . غَيْرَ أَنَّ فِيهِ فَأَسْقَطَتْ فَرُفِعَ ذَلِكَ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَضَى فِيهِ بِغُرَّةٍ وَجَعَلَهُ عَلَى أَوْلِيَاءِ الْمَرْأَةِ . وَلَمْ يَذْكُرْ فِى الْحَدِيثِ دِيَةَ الْمَرْأَةِ .
Tercemesi:
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Muhammed b. El-Müsennâ ve İbni Beşşâr da rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize Muhammed b. Ca'fer, Şu'be'den, o da Mansûr'dan naklen isnadlari ile bu hadîsi olduğu gibi rivayet ettiler. Yalnız onda şu da vardır: «Kadın çocuğunu düşürdü. Ve bu mesele Peygamber (Sallallahü Aleyhi veSellern) *e arzolundu da o çocuk hakkında gurre ile hüküm buyurdu. Bu işi kadının velîlerinin üzerine serdi.» Hadîste «kadının diyeti»ni zikretmemiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Kasâme ve'l-Muhâribîn 4396, /714
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, itaat, boyun eğmek,
Sahabe, Hz. Peygamber'e itiraz, verdiği bir karara
Yargı, davalaşma
Yargı, diyet
Yargı, diyet, ceninin veya çocuğun diyeti
Yargı, diyeti, suçlunun yakınlarının ödemesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2129, M004476
Hadis:
وَحَدَّثَنَا عَمْرٌو النَّاقِدُ حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ بْنِ سَعْدٍ حَدَّثَنَا أَبِى عَنْ صَالِحٍ ح وَحَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ كِلاَهُمَا عَنِ الزُّهْرِىِّ بِهَذَا الإِسْنَادِ [أَخْبَرَنِى عُرْوَةُ بْنُ الزُّبَيْرِ عَنْ زَيْنَبَ بِنْتِ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم] نَحْوَ حَدِيثِ يُونُسَ [أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم سَمِعَ جَلَبَةَ خَصْمٍ بِبَابِ حُجْرَتِهِ فَخَرَجَ إِلَيْهِمْ فَقَالَ « إِنَّمَا أَنَا بَشَرٌ وَإِنَّهُ يَأْتِينِى الْخَصْمُ فَلَعَلَّ بَعْضَهُمْ أَنْ يَكُونَ أَبْلَغَ مِنْ بَعْضٍ فَأَحْسِبُ أَنَّهُ صَادِقٌ فَأَقْضِى لَهُ فَمَنْ قَضَيْتُ لَهُ بِحَقِّ مُسْلِمٍ فَإِنَّمَا هِىَ قِطْعَةٌ مِنَ النَّارِ فَلْيَحْمِلْهَا أَوْ يَذَرْهَا »] . وَفِى حَدِيثِ مَعْمَرٍ قَالَتْ سَمِعَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم لَجَبَةَ خَصْمٍ بِبَابِ أُمِّ سَلَمَةَ .
Tercemesi:
Bize Amru'n-Nâkıd da rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Yakûb b. İbrahim b. Sa'd rivayet etti. (Dedi ki) : Bize babam, Sâlih'den naklen rivayet etti. H.
Bize Abd b. Humeyd dahi rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Abdürraizâk haber verdi. (Dedi ki) : Bize Ma'mer haber verdi.
Her iki râvi Zührî'den bu isnâdla Yûnus'un hadîsi gibi rivayette bulunmuşlardır. Ma'mer'in hadîsinde:
«Ümmü Seleme demiş ki: Peygamber (Sallallahii Aleyhi ve Sellem), Ümmü Seleme'nin kapısı önünde davacı yaygaraları işitti.» cümlesi vardır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Akdiye 4476, /728
Senetler:
()
Konular:
Yargı, davalaşma
عبد الرزاق عن إبراهيم بن محمد عن يزيد بن عبد الله عن محمد بن إبراهيم عن سليمان بن يسار عن عبد الله بن أبي أمية عن عمر مثله ، وزاد : وألحقه بالاول.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
82414, MA013451
Hadis:
عبد الرزاق عن إبراهيم بن محمد عن يزيد بن عبد الله عن محمد بن إبراهيم عن سليمان بن يسار عن عبد الله بن أبي أمية عن عمر مثله ، وزاد : وألحقه بالاول.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Talak 13451, 7/354
Senetler:
()
Konular:
Çocuk, nesebinin tayini
Yargı, çocuk nesebini tayin etme/ belirleme
Yargı, davalaşma
Yargı, davayı ispatta bilirkişiye danışma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2161, M004497
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ حَدَّثَنَا مَعْمَرٌ عَنْ هَمَّامِ بْنِ مُنَبِّهٍ قَالَ هَذَا مَا حَدَّثَنَا أَبُو هُرَيْرَةَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرَ أَحَادِيثَ مِنْهَا وَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « اشْتَرَى رَجُلٌ مِنْ رَجُلٍ عَقَارًا لَهُ فَوَجَدَ الرَّجُلُ الَّذِى اشْتَرَى الْعَقَارَ فِى عَقَارِهِ جَرَّةً فِيهَا ذَهَبٌ فَقَالَ لَهُ الَّذِى اشْتَرَى الْعَقَارَ خُذْ ذَهَبَكَ مِنِّى إِنَّمَا اشْتَرَيْتُ مِنْكَ الأَرْضَ وَلَمْ أَبْتَعْ مِنْكَ الذَّهَبَ . فَقَالَ الَّذِى شَرَى الأَرْضَ إِنَّمَا بِعْتُكَ الأَرْضَ وَمَا فِيهَا - قَالَ - فَتَحَاكَمَا إِلَى رَجُلٍ فَقَالَ الَّذِى تَحَاكَمَا إِلَيْهِ أَلَكُمَا وَلَدٌ فَقَالَ أَحَدُهُمَا لِى غُلاَمٌ وَقَالَ الآخَرُ لِى جَارِيَةٌ . قَالَ أَنْكِحُوا الْغُلاَمَ الْجَارِيَةَ وَأَنْفِقُوا عَلَى أَنْفُسِكُمَا مِنْهُ وَتَصَدَّقَا » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Râfi' rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Abdürrazzâk rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ma'mer, Hemmâm b. Müneb-bih'den rivayet etti. Hemmâm: Bize Ebû Hüreyre'nin Resûiüllah (Sallailahü Aleyhi ve Sellem)den rivayet ettiği budur; demiş ve bir takım hadîsler zikretmiş; ez cümle : Resûlüllah {Saüallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle de buyurmuşlar :
«Bir adam birinden akarını satın almış. Akarı satın atan zât onun akarında içi altın dolu bir küp bulmuş. Bunun üzerine akarı satın alan :
— Altınını benden al! Zîra ben senden yalnız yeri satın aldım; altını satın almadım! demiş. Yeri satan da :
— Ben sana yeri ve içinde olanı sattım! demiş. Müteakiben btr zatın huzuruna dâvaya çıkmışlar. Huzurunda-muhakeme oldukları zât:
— Çocuklarınız var mı? diye sormuş. Biri :
— Benim bir oğlum vardır; demiş. Dteki de :
— Benim brr kızım vardır; demiş. Hakim :
— Bu oğlana bu kızı nikahlayın! Bundan her ikiniz harcayın! Ve te-sadduk edin! demiş.»
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Akdiye 4497, /732
Senetler:
()
Konular:
Define, gömü, Akarda bulunan define
Yargı, davalaşma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24270, N005427
Hadis:
أَخْبَرَنَا عَلِىُّ بْنُ سَعِيدِ بْنِ مَسْرُوقٍ قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِى زَائِدَةَ عَنْ نَافِعِ بْنِ عُمَرَ عَنِ ابْنِ أَبِى مُلَيْكَةَ قَالَ كَانَتْ جَارِيَتَانِ تَخْرُزَانِ بِالطَّائِفِ فَخَرَجَتْ إِحْدَاهُمَا وَيَدُهَا تَدْمَى فَزَعَمَتْ أَنَّ صَاحِبَتَهَا أَصَابَتْهَا وَأَنْكَرَتِ الأُخْرَى فَكَتَبْتُ إِلَى ابْنِ عَبَّاسٍ فِى ذَلِكَ فَكَتَبَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَضَى أَنَّ الْيَمِينَ عَلَى الْمُدَّعَى عَلَيْهِ وَلَوْ أَنَّ النَّاسَ أُعْطُوا بِدَعْوَاهُمْ لاَدَّعَى نَاسٌ أَمْوَالَ نَاسٍ وَدِمَاءَهُمْ فَادْعُهَا وَاتْلُ عَلَيْهَا هَذِهِ الآيَةَ ( إِنَّ الَّذِينَ يَشْتَرُونَ بِعَهْدِ اللَّهِ وَأَيْمَانِهِمْ ثَمَنًا قَلِيلاً أُولَئِكَ لاَ خَلاَقَ لَهُمْ فِى الآخِرَةِ ) حَتَّى خَتَمَ الآيَةَ فَدَعَوْتُهَا فَتَلَوْتُ عَلَيْهَا فَاعْتَرَفَتْ بِذَلِكَ فَسَرَّهُ .
Tercemesi:
Ebu Müleyke (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Taifte iki cariye boncuk yapıyorlardı. Onlardan biri eli kanayarak geldi ve arkadaşının vurduğunu iddia etti. Öbürü ise inkar etti. Ben de bu davanın halledilebilmesini temin için İbn Abbas’a mektup yazdım. O da bana şu cevabı verdi: Rasûlullah (s.a.v), davalarda iddiada bulunan kimselere yemin teklif ederdi. Eğer her iddia eden davacıya istediği verilse herkes insanların kanları ve malları hakkında hak iddia eder hale gelirdi. (Dolayısıyla delil getirmek iddia edip dava edene yemin de, inkar edene düşer) İnkar eden ve yemin teklif edeceğin o cariyeyi çağır ve ona şu ayeti oku: “Doğrusu Allah’a verdikleri sözü ve yeminleri az bir menfaat karşılığında değiştirenler var ya işte onlar öteki dünyanın nimetlerinden faydalanamayacaklardır. Allah kıyamet günü onlarla ne konuşacak ne yüzlerine bakacak ne de onları günahlarından arındıracaktır ve onlar için acıklı bir azâb vardır.” (Ali İmran 72.) Onu çağırdım ve kendisine ayeti okudum. Ayeti dinleyince suçunu itiraf etti ve bu hal beni sevindirdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Âdâbu'l-kadâ 36, /2435
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Abdullah b. Ebu Müleyke el-Kureşî (Abdullah b. Ubeydullah b. Züheyr b. Abdullah)
3. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
4. Yahya b. Zekeriyya el-Hemdani (Yahya b. Zekeriyya b. Halid b. Meymun b. Feyruz)
5. Ali b. Said el-Kindi (Ali b. Said b. Mesruk b. Ma'dân)
Konular:
Yargı, davalaşma
Yargı, Hakimlik
Yemin, yeminle istenileni vermek