653 Kayıt Bulundu.
Bize Harun b. Said el-Eyli, ona (Abdullah) b. Vehb, ona Muaviye b. Salih, ona Habib b. Ubeyd, ona da Cübeyr b. Nüfeyr, Avf b. Malik'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) bir cenazenin namazını kıldırmıştı. Cenaze için yaptığı duadan şu söyledikleri aklımda kaldı: 'Allah'ım (cc), onu bağışla, ona acı ve afiyet ihsan eyle. Onu affet, cennette kaldığı yerde en güzel şekilde onu ağırla. Kabrini geniş eyle. (Günahlarını) su, kar ve buz ile yıka. Beyaz elbiseyi kirden arındırdığın gibi onu günahlarından arındır. Ahirette ona şimdiki yurdundan daha hayırlısını, şimdiki ailesinden daha hayırlısını ve dünyadaki eşinden daha hayırlısını ver. Onu cennetine yerleştir ve kabir azabından- yahut cehennem azabından- onu koru'." [Avf b. Malik, (yaptığı bu duayı görünce) o cenazenin ben olmasını istedim. Hadisin ravilerinden (Muaviye b. Salih) dedi ki: Bana benzer bir hadisi, Abdurrahman b. Cübeyr, ona babası (Cübeyr b. Nüfeyr) ona da Avf b. Malik, Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.]
Bize İshak b. İbrahim, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona da Muaviye b. Salih bu iki isnadla, İbn Vehb'in hadisinin benzerini rivayet etti.
Bize Nasr b. Ali el-Cehdamî ve İshak b. İbrahim, o ikisine İsa b. Yunus, ona Ebu Hamza el-Hımsî; (T) Bize Ebu Tahir ve Harun b. Said el-Eylî, o ikisine (Abdullah) b. Vehb, ona Amr b. Hâris, ona Ebu Hamza b. Süleym, ona Abdurrahman b. Cübeyr b. Nüfeyr, ona babası (Cübeyr b. Nüfeyr), ona da Avf b. Malik el-Eşcaî, Rasulullah'ın (sav) cenaze namazı kılarken şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah'ım! Bu vefat edene mağfiret eyle. Ona rahmetinle muamele eyle ve onu affet. Ona afiyet ver, gideceği yerde ona ikramda bulun ve yerini genişlet. Kendisini su, kar ve dolu ile yıka ve beyaz elbisenin kirlerden temizlenmesi gibi onu günahlarından arındır. Bu kimseye dünyadaki evinden daha hayırlı bir ev, ailesinin yerine daha hayırlı bir aile, eşinin yerine de daha hayırlı bir eş nasip eyle. Bu kimseyi kabrin fitnesinden ve cehennem azabından da koru." [Avf dedi ki: Rasulullah'ın (sav) cenazeye yaptığı bu duadan dolayı ölenin kendim olmasını dilemiştim.]
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye ve Vekî, onlara A'meş, ona da Ubeyd b. Hasan, İbn Ebu Evfâ'nın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) rükûdan sırtını doğrulttuğunda, 'Allah kendisine hamd edenin hamdini işitmiştir. Rabbim! Gökler dolusu, yer dolusu ve onlardan başka dilediğin her şeyin dolusu kadar hamd, yalnız sana mahsustur."
Bize Muhammed b. Müsennâ ve İbn Beşşâr, onlara Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona da Ubeyd b. Hasan, Abdullah b. Ebu Evfâ’nın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) şu duayı yapardı 'Allah'ım, Ey Rabbimiz! Gökler dolusu, yer dolusu ve onun dışında dilediğin her bir şeyin dolusu kadar hamd sana mahsustur'."
Bana Muhammed b. Müsennâ ve İbn Beşşâr, ona İbn Müsennâ, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Mecze'e b. Zâhir, ona da Abdullah b. Ebu Evfâ, Nebi'yi (sav) şöyle derken duyduğunu rivayet etmiştir: "Allah'ım! Gökler dolusu, yer dolusu ve ondan başka dilediğin her şeyin dolusu kadar hamd sana mahsustur. Allah'ım, beni kar, dolu ve soğuk su ile temizle. Allah’ım! Beni beyaz bir elbisenin kirden temizlendiği gibi, küçük ve büyük günahlardan arındır."
Bize Ubeydullah b. Muâz, ona babası; (T) Bize Züheyr b. Harb, ona Yezid b. Harun, o ikisine Şu'be, hadisi bu isnad ile rivayet etmiştir. Ancak hadisin Muâz rivayetinde 'Beyaz elbisenin kirden temizlendiği gibi (onu arındır)' ifadesi, Yezid rivayetinde 'Kirden paklandığı gibi' şeklinde geçmektedir.
Bana Seleme b. Şebîb, ona Hasan b. A'yen, ona Ma'kil, ona Ebu Zübeyr, ona da Cabir'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Geceleyin öyle bir an vardır ki, müslüman bir kul ona denk getirip Allah’tan bir hayır dileyecek olursa, Allah mutlaka o kuluna istediğini verir."
Bize Muhammed b. Mesud, ona Zeyd b. Hubâb, ona Kamil Ebu'l-Alâ, ona Habib b. Ebu Sabit, ona da Said b. Cübeyr, İbn Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) iki secde arasında şöyle derdi: 'Allah'ım! Beni bağışla, bana merhamet et, bana afiyet ver, beni hidayet üzere kıl ve beni rızıklandır'."
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Vekî b. Cerrâh, ona Süfyân es-Sevrî, ona Ebu Halid ed-Dâlânî, ona İbrahim es-Seksekî, ona da Abdullah b. Ebu Evfâ şöyle rivayet etmiştir: "Bir adam Nebi'ye (sav) gelerek 'Benim Kur'an'dan bir şey ezberleme imkanım yok. Bana onun yerine geçecek (namazda söyleyeceğim) bir şeyler öğret' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Subhanallahi velhamdülillahi ve lâ ilâhe illallahu vallahu ekber (Allah'ı her türlü noksanlıktan tenzih ederim, bütün hamdler O'nadır. Allah'tan başka ilâh yoktur. O en büyüktür. Bütün güç ve kudret de ancak Allah'a aittir) duasını oku' buyurdu. Adam 'Ey Allah'ın Rasulü! Bu Allah(ı tazim ve övgü) içindir. Peki kendim için ne okuyayım?' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Allah'ım! Bana acı, beni rızıklandır, bana afiyet ver ve beni hidayet üzerek kıl' diye dua et' buyurdu. Adam ayağa kalkınca, Hz. Peygamber (sav) avuçlarını açıp gösterdi ve 'Adam ellerini hayırla işte şöyle doldurmuştur' buyurdu.