653 Kayıt Bulundu.
Bize Hafs b. Ömer, ona Şu'be (b. Haccâc), ona Mansur (b. Mu'temir), ona Zer (b. Abdullah), ona Yüsey el-Hadramî, ona da Numan b. Beşir, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Dua ibadetin kendisidir. Nitekim Kur'an-ı Kerîm'de (Rabbiniz 'Bana dua edin, duanıza cevap vereyim' buyurmuştur.) (Mü'min, 40/60)."
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Abdülmelik b. Muhammed b. Eymen, ona Abdullah b. Yakub b. İshak, ona biri, ona Muhammed b. Ka'b el-Kurazî, ona da Abdullah b. Abbas, Rasulullah'ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "(Evlerin dış) duvarlarına (gösteriş için) örtü asmayınız. Kardeşinin yazdıklarına onun izni olmadan bakan, ancak cehennem ateşine bakmış olur. Allah'tan avuçlarınızın dışı ile değil içi ile isteyiniz. Duayı bitirince de avuçlarınızı yüzünüze sürünüz." [Ebû Davud dedi ki: Bu hadis Muhammed b. Ka'b'dan tamamı da zayıf olan birçok senedle rivayet edilmiştir. İçlerinde en üstünü rivayet ettiğimiz bu seneddir, ancak o da zayıftır.]
Bize Süleyman b. Abdulhamid el-Behrânî, ona İsmail b. Ayyâş, ona Damdam (b. Zür'a el-Hadramî), ona Ebu Zabye (el-Kilâî), ona Ebu Bahriyye es-Sekûnî, ona da Malik b. Yesâr es-Sekûnî el-Avfi, Resulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah'tan bir şey istemek için dua ettiğinizde, avuçlarınızın dışıyla değil içiyle dua ediniz." [Ebu Davud, Süleyman b. Abdulhamid'in 'Bize göre Mâlik b. Yesâr sahabidir' sözünü de nakletmiştir.]
Bize Ahmed b. Amr b. Serh, ona İbn Vehb, ona Abdurrahman b. Ziyad, ona Ebu Abdurrahman, ona da Abdullah b. Amr b. Âs, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "En çabuk icabet edilen dua, bir kişinin diğerine gıyabında yaptığı duadır."
Bize İbrahim b. Hasan el-Mıssîsî, ona Haccâc, ona İbn Cüreyc, ona Ziyad, ona Muhammed b. Aclân, ona Âmir b. Abdullah, ona da Abdullah b. Zübeyr şöyle rivayet etmiştir: "Nebi (sav), dua ettiğinde parmağı ile işaret eder ve parmağını hareket ettirmezdi." [İbn Cüreyc, bu hadisi Amr b. Dinar'dan, o Âmir'den, o da babasından şu ziyade ile nakletmiştir: 'Hz. Peygamber'i (sav), sol elini sol uyluğuna koymuş vaziyette dua ederken gördüm'.]
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Yahya, ona İbn Aclân, ona Âmir b. Abdullah b. Zübeyr, ona da babası (Abdullah b. Zübeyr) bu hadisi rivayet edip, 'Gözü, işaretinden ayrılmazdı' ifadesini de zikretmiştir. [(Ebu Davud), Haccâc rivayetinin daha eksiksiz olduğunu belirtmiştir.]
Bize Ahmed b. Yunus, ona Zâide, ona da Husayn b. Abdurrahman şöyle rivayet etmiştir: Umâre b. Rüveybe, Bişr b. Mervan'ı cuma günü (minberde parmak aralarını açarak) dua ederken gördü. Bunun üzerine Umare 'Allah, o elleri kahretsin!' dedi. Bize Zâide, ona Husayn, ona da Umâre şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'ı (sav) minberde (dua ederken) gördüm. Umâre, baş parmağını işaret parmağının yanında tutarak 'İşte şundan daha fazla parmaklarını açmıyordu' demiştir."
Bize Müsedded, ona Bişr b. Mufaddal, ona Abdurrahman b. İshak, ona Abdurrahman b. Muaviye, ona İbn Ebu Zübâb, ona da Sehl b. Sa'd şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'ı (sav) ne minberinde ne de başka bir yerde ellerini (parmak aralarını) açarak dua ederken gördüm. Sehl, işaret parmağıyla baş ve orta parmağını birleştirerek 'Ancak işte sadece şöyle dua yaparken gördüm' demiştir."
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Muhammed b. Ebu Ubeyde, ona babası, ona A'meş, ona Talha el-Eyâmî, ona Zer, ona Said b. Abdurrahman b. Ebzâ, ona babası, ona da Übey b. Ka'b şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) vitir namazında selam verdiğinde 'Her şeyin mutlak maliki ve her türlü kusurdan uzak olan (Allah'ı), bütün eksikliklerden tenzih ederim' derdi."
Bize Musa b. İsmail, ona Hammâd, ona Atâ b. Sâib, ona babası (Sâib b. Mâlik), ona da Abdullah b. Amr şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) zamanında güneş tutulmuştu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) namaza durdu. Kıyamı o kadar uzattı ki neredeyse rükûa gitmeyecekti. Sonra da hiç doğrulmayacakmış gibi uzun bir rükû yaptı. Daha sonra başını kaldırdı ve sanki secdeye gitmeyecekmiş gibi ayakta kaldı. Sonunda secdeye kapandı ve sanki başını kaldırmayacakmış gibi orada kaldı. Sonra secdeden doğruldu ve ikinci secdeye hiç gitmeyecekmiş gibi uzun bir süre oturdu. Ardından ikinci secdeyi yapıp, başını hiç kaldırmayacakmış gibi orada da kaldı. Sonra ikinci rekatta da böyle yaptı. Namazın son secdesinde de 'üf üf' diyerek derin nefes verdi ve 'Ey Rabbim! Sen, ben aralarında iken onlara azap etmeyeceğini vadetmemiş miydin? Onlar istiğfara devam ettikleri müddetçe kendilerine azap etmeyeceğini vadetmemiş miydin?' diye dua etti ve namazını bitirdi. Bu esnada güneş tutulması da bitmişti." [Sonra hadisin râvisi (Sâib b. Mâlik) rivayetin kalan kısmını da zikretti.]