646 Kayıt Bulundu.
Bize Mahmud b. Gaylân, ona Ebu Davud, ona Şu'be, ona İbn Ebu Leylâ, ona kardeşi İsa b. Abdurrahman, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona da Ebu Eyyub'un naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Biriniz hapşırdığı zaman 'Elhamdü lillâhi alâ külli hâl/Her halim için Allah'a (cc) hamd olsun' desin. Onun duasına karşılık verecek olan da 'Yerhamükallah/Allah (cc) seni bağışlasın' desin. Hapşıran da buna mukabil 'Yehdîkümüllahu ve yuslihu bâleküm/Allah (cc) sizi hidayetten ayırmasın ve halinizi ıslah eylesin' desin. Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona İbn Ebu Leylâ hadisin bir benzerini aynı isnadla nakletti. (Tirmizî) dedi ki: Şu'be bu hadisi, İbn Ebû Leyla'dan, o Ebu Eyyub'den, o da Rasulullah'tan (sav) bu şekilde nakletmiştir. İbn Ebu Leyla bazen hadisi karıştırır, kâh (Ebu Eyyub'den, o da Rasulullah'tan (sav) diyerek, kâh (Ali'den, o da Rasulullah'tan (sav) diyerek rivayet ederdi. (Tirmizi dedi ki:) Bize Muhammed b. Beşşâr ve Muhammed b. Yahyâ es-Sekafî el-Mervezî, onlara Yahya b. Said el-Kattân, ona İbn Ebu Leylâ, ona kardeşi İsa, ona Abdurrahman b. Ebu Leylâ, ona da Ali (ra) Rasulullah'tan (sav) hadisin bir benzerini nakletmiştir.
Açıklama: İbn Ebu Leyla Muhammed b. Abdurrahman el-Ensârî - Daifü'l-hadis olmakla tenkid edilmektedir.
Bize Mahmud b. Gaylân, ona Ebu Davud, ona Şu'be, ona İbn Ebu Leylâ, ona kardeşi İsa b. Abdurrahman, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona da Ebu Eyyub'un naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Biriniz hapşırdığı zaman 'Elhamdü lillâhi alâ külli hâl/Her halim için Allah'a (cc) hamd olsun' desin. Onun duasına karşılık verecek olan da 'Yerhamükallah/Allah (cc) seni bağışlasın' desin. Hapşıran da buna mukabil 'Yehdîkümüllahu ve yuslihu bâleküm/Allah (cc) sizi hidayetten ayırmasın ve halinizi ıslah eylesin' desin. Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona İbn Ebu Leylâ hadisin bir benzerini aynı isnadla nakletti. (Tirmizî) dedi ki: Şu'be bu hadisi, İbn Ebû Leyla'dan, o Ebu Eyyub'den, o da Rasulullah'tan (sav) bu şekilde nakletmiştir. İbn Ebu Leyla bazen hadisi karıştırır, kâh (Ebu Eyyub'den, o da Rasulullah'tan (sav) diyerek, kâh (Ali'den, o da Rasulullah'tan (sav) diyerek rivayet ederdi. (Tirmizi dedi ki:) Bize Muhammed b. Beşşâr ve Muhammed b. Yahyâ es-Sekafî el-Mervezî, onlara Yahya b. Said el-Kattân, ona İbn Ebu Leylâ, ona kardeşi İsa, ona Abdurrahman b. Ebu Leylâ, ona da Ali (ra) Rasulullah'tan (sav) hadisin bir benzerini nakletmiştir.
Açıklama: İbn Ebu Leyla Muhammed b. Abdurrahman el-Ensârî - Daifü'l-hadis olmakla tenkid edilmektedir.
Bize Mahmud b. Gaylân, ona Ebu Davud, ona Şu'be, ona İbn Ebu Leylâ, ona Kardeşi İsa b. Abdurrahman, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona da Ebu Eyyub'un naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Biriniz hapşırdığı zaman 'Elhamdü lillâhi alâ külli hâl/Her halim için Allah'a (cc) hamd olsun.' desin. Onun duasına karşılık verecek olan da 'Yerhamükallah/Allah (cc) seni bağışlasın' desin. Hapşıran da buna mukabil 'Yehdîkümüllahu ve yuslihu bâleküm/Allah (cc) sizi hidayetten ayırmasın ve halinizi ıslah eylesin' desin. Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona İbn Ebu Leylâ hadisin bir benzerini aynı isnadla nakletti. (Tirmizi) dedi ki: Aynı şekilde bu hadisi Şu'be, İbn Ebu Leyla'dan, o Eyyub'dan, o da Rasulullah'tan (sav) nakletmiştir. İbn Ebu Leyla bazen bu hadisi karıştırarak (Ebu Eyyub'dan, o da Rasulullah'tan (sav) yerine) 'Ali'den, o da Rasulullah'dan (sav)' şeklinde rivayet ederdi. (Tirmizi dedi ki:) Bize Muhammed b. Beşşâr ve Muhammed b. Yahyâ es-Sekafî el-Mervezî, onlara Yahya b. Said el-Kattân, ona İbn Ebu Leylâ, ona kardeşi İsa, ona Abdurrahman b. Ebu Leylâ, ona da Ali (ra) Rasulullah'tan (sav) hadisin bir benzerini nakletmiştir.
Açıklama: İbn Ebu Leyla Muhammed b. Abdurrahman el-Ensârî - Daifü'l-hadis olmakla tenkid edilmektedir.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve İbn Nümeyr, lafız İbn Nümeyr'e aittir-onlara Ebu Usâme ve Muhammed b. Bişr, onlara Zekeriya b. Ebu Zâide, ona Saîd b. Ebu Bürde, ona da Enes b. Mâlik Hz. Peygamber'i (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kulun yemeğini yedikten sonra, içeceğini içtikten sonra 'elhamdülillah' (Allah'a hamdolsun) demesi Allah'ın hoşuna gider"'
Bana Malik, ona Hişam b. Urve şöyle dedi: Babam Urve, ilaçlar dahil bütün yiyecek ve içeceklerde yeyip ve içtikten sonra devamlı şöyle dua ederdi: 'Bize doğru yolu gösteren, bizi yediren ve içiren, bize çeşitli nimetleri veren Allah'a (cc) hamdolsun. Allah her şeyden büyüktür. Allahım! Biz her sıkıntıda senin lütfunu gördük. Nimetin sayesinde her türlü hayır ile sabahladık ve akşama erdik. Senden nimetini tamamlamanı ve biz şükrünü yapabilme fırsatı vermeni istiyoruz. Senin nimetinden başka nimet, senden başka da ilah yoktur. Sensin Salihlerin ilahı ve alemlerin Rabbı. Bütün övgüler Allah'a mahsustur. Allah'tan başka ilah yoktur. Allah dilediğini dilediği gibi yapar. Güç ve kuvvet ancak Allah'tandır. Allahım! verdiğin rızkı bereketlendir ve bizi cehennem azabından koru. Yahya der ki: İmam Malik'e 'bir kadın, mahremi olmayan yabancı erkeklerle veya kölesiyle yemek yiyebilir mi?' diye soruldu. İmam Malik şöyle cevap verdi: 'Bir kadının herhangi bir erkekle yemek yemesi, din yönünden belli kurallara uygun şekilde olursa bir mahzur yoktur. Bir kadın kocasıyla yemek yiyen diğer erkeklerle veya kardeşiyle birlikte yemek yiyen diğer yabancı erkeklerle yemek yiyebilir. Aralarında soydan veya evlenme neticesinde veya süt emme sonucu meydana gelen akrabalık bulunmayan yabancı bir erkekle bir kadının yalnız başlarına kalması mekruhtur.'
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve İbn Nümeyr, lafız İbn Nümeyr'e aittir-onlara Ebu Usâme ve Muhammed b. Bişr, onlara Zekeriya b. Ebu Zâide, ona Saîd b. Ebu Bürde, ona da Enes b. Mâlik Hz. Peygamber'i (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kulun yemeğini yedikten sonra, içeceğini içtikten sonra 'elhamdülillah' (Allah'a hamdolsun) demesi Allah'ın hoşuna gider"
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve İbn Nümeyr, lafız İbn Nümeyr'e aittir-onlara Ebu Usâme ve Muhammed b. Bişr, onlara Zekeriya b. Ebu Zâide, ona Saîd b. Ebu Bürde, ona da Enes b. Mâlik Hz. Peygamber'i (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kulun yemeğini yedikten sonra, içeceğini içtikten sonra 'elhamdülillah' (Allah'a hamdolsun) demesi Allah'ın hoşuna gider"
Bize Ebu Saîd el-Eşec, ona Hafs b. Ğiyâs ve Ebu Halid el-Ahmer, ona Haccâc b. Ertâ, ona Riyâh b. Abîde, ona Hafs, ona Ebu Saîd'in kardeşinin oğlu ona da Ebu Saîd şöyle rivayet etmiştir: Rasûlullah (sav), yediği ve içtiği zaman: “Bizi yediren, içiren ve Müslümanlardan kılan Allah’a hamdolsun."