653 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Beşşâar, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Muaviye b. Salih, ona Abdurrahman b. Cübeyr b. Nüfeyr, ona babası (Cübeyr b. Nüfeyr), ona da Avf b. Malik şöyle rivayet etmiştir: "Bir cenazenin namazını kıldırırken, Rasulullah'ın (sav) dua ettiğini duydum. O duasından aklımda kalanlar şunlardır: 'Allah’ım onu affet, ona merhamet et. Elbisenin kirden temizlendiği gibi onu dolu (yağmur, kar) ile günahlarından arındır'." [Tirmizî, bu hadisin hasen sahih olduğunu belirtmiştir. Muhammed b. İsmail (Buhârî) de bu konudaki en sahih hadisin bu olduğunu söylemiştir.]
Bize Ebu Nuaym, ona Süfyan, ona Sevr, ona da Halid b. Ma’dân, Ebu Ümame’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) sofrasını kaldırdığı zaman şöyle dua ederdi: 'Rabbimiz! Tertemiz ve çok, bereketli, ne kadar yapsak da yetersiz kalacak, dilimizden düşürmediğimiz ve vazgeçemediğimiz tüm övgüler sanadır Allah'ım."
Bize Yahya b. Musa, ona Vekî [b. Cerrâh], ona Zekeriya b. İshak el-Mekkî, ona Yahya b. Abdullah b. Sayfî, ona İbn Abbas'ın azatlısı Ebu Ma'bed, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), Muaz b. Cebel'i Yemen'e göndermiş ve ona 'Mazlumun duasından sakın. Çünkü onun duasıyla Allah (cc) arasında hiç bir engel yoktur' buyurmuştur."
Bize Abdürrezzak, ona Mamer, ona Hemmam b. Münebbih Ebu Hureyre'yi şöyle derken işittiğini haber vermiştir: Hz. Peygamber (sav)şöyle buyurdu: "Biriniz 'Allahım dilersen beni affet!' 'Allah'ım dilersen bana rahmet et!' 'Allah'ım dilersen beni rızıklandır!' demesin. Aksine duasında ısrarcı olsun. Çünkü Allah dilediğini yapar, onu zorlayacak hiçbir şey yoktur."
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ömer b. Yunus el-Yemâmî, ona İkrime b. Ammâr, ona Ebu Zümeyl, ona da Abdullah b. Abbas, Ömer b. Hattâb'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Allah'ın Nebî'si (sav) müşriklere şöyle bir baktı, onlar bin kişi, ashabı ise üç yüz on küsür kişi idi. Bunun üzerine Allah'ın Nebî'si (sav) kıbleye yöneldi, ardından ellerini kaldırdı ve şöyle diyerek Rabbine yakarmaya başladı: 'Allah'ım! Bana olan vadini yerine getir. Allah'ım! Bana vadettiğini ver. Allah'ım! Müslümanlardan oluşan şu topluluğu helak edecek olursan, yeryüzünde artık sana ibadet edilmez.' Omuzlarından elbisesi düşene dek, ellerini kaldırmış ve kıbleye yönelmiş vaziyette Rabbine yakarmaya devam etti. Hemen Ebu Bekir gelip elbisesine aldı ve omuzlarına koydu. Ardından Hz. Peygamber'e dokunup 'Ey Allah'ın Nebî'si! Rabbine yakarman yeter. Şüphesiz O, sana olan vadini yerine getirecektir' dedi. Bunun üzerine Allah (cc) (Hani siz Rabbinizden yardım istiyordunuz. O da sizin duanıza peş peşe gelen bin melekle destekleyerek icabet etmişti) ayetini indirdi (Enfâl, 8/9) ve Allah (cc) onları meleklerle destekledi." [Tirmizî hadis hakkında şu değerlendirmelerde bulunmuştur: Bu hadis, hasen-sahih-garib bir rivayettir. Hz. Ömer'den gelen bu rivayeti, sadece İkrime b. Ammâr'ın, Ebu Zümeyl'den rivayetiyle biliyoruz. Ebu Zümeyl'in adı Simâk el-Hanefî'dir. Bu olay da Bedir günü gerçekleşmiştir.]
Bize Ahmed b. Amr b. Serh, ona İbn Vehb, ona Amr b. Hâris, ona Ebu Hamza b. Süleym, ona Abdurrahman b. Cubeyr, ona babası, ona da Avf b. Mâlik şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah’ın (sav) bir cenazenin namazını kılarken şöyle dua ettiğini duydum: 'Allah’ım! Onu bağışla, ona mağfiret et, günahlarını affet, ona afiyet ver, ona huzurunda ikramda bulun, girdiği yeri (kabrini) genişlet. Onu su, kar ve dolu ile yıka, beyaz bir elbisenin kirden arındığı gibi onu da günahlarından arındır. Ona bu yurdundan daha hayırlı bir yurt, bu ailesinden daha hayırlı bir aile, zevcesinden daha hayırlı zevce ver. Onu kabir azabından ve cehennem azabından koru.' Hadisi nakleden Avf dedi ki: Rasulullah’ın (sav), mevtaya yaptığı bu duadan dolayı, ölmüş kişinin yerinde olmayı temenni ettim."
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Merhum b. Abdulaziz el-Attâr, ona Ebu Neâme es-Sa'dî, ona da Ebu Osman en-Nehdî, Ebu Musa el Eş'arî’nin (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) ile birlikte bir savaşta idik. Savaşı bitip de Medîne’ye dönerken insanlar tekbir getirmeye başladılar ve seslerini de yükselttiler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Şüphesiz Rabbiniz sağır veya kayıp değildir. O bindiğiniz hayvanın başıyla sizin aranızda olacak kadar size yakındır (hemen önünüzdedir)' buyurdu. Bana da 'Ey Abdullah b. Kays! Sana cennet hazinelerinden bir hazineyi haber vereyim mi; o, La havle vela kuvvete illa billah zikridir' buyurdu." [Tirmizî şöyle demiştir: Bu hasen bir hadistir. Ebu Osman en Nehdî’nin ismi Abdurrahman b. Mül’dür. Ebu Neâme es Sa'dî’nin ismi de Amr b. İsa'dır. Bu hadisi bize İshâk b. Mansur, ona Ebu Asım, ona Humeyd b. Ebu Melîh, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber’den (sav) benzer şekilde rivayet etmiştir.]
Bize Amr b. Osman, ona Bakiyye, ona Safvan, ona Şureyh b. Ubeyd, ona Zübeyr b. Velid, ona da Abdullah b. Ömer şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) yolculuğa çıktığında ve gece olduğunda şöyle dua ederdi: Ey yeryüzü! Benim de senin de Rabbimiz Allah'tır. Senin şerrinden, içinde olanların şerrinden, senin içinde yaratılanların şerrinden ve üzerinde yürüyenlerin şerrinden Allah'a sığınırım. Aslandan, büyük yılanlardan, yılan ve akrepten, şu belde sakinlerinden, ata ve evlat her türlü insanoğlundan sana sığınırım."
Açıklama: "وَمِنْ وَالِدٍ وَمَا وَلَدَ" ifadesinin, "İblis ve şeytanlardan sana sığınırım " şeklinde anlaşılabileceğine dair bk. Âzîmâbâdî, Avnu'l-Ma'bûd, VII, 189.
Bize Hasan b. Ali, ona Yahya b. İshak es-Seylehînî, ona Hammâd b. Seleme, ona Ebu Cafer el-Hatmî, ona Muhammed b. Ka'b, ona da Abdullah el-Hatmî şöyle rivayet etmiştir: "Nebî (sav) orduyu uğurlamak istediğinde 'Dininiz, emanetiniz ve amellerinizin sonuçları (hakkında) sizi Allah'a ısmarlıyorum' derdi."
Bize Süveyd b. Said, ona Abdülaziz b. Muhammed ed-Derâverdî, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Nebî (sav), evlenen kimseleri tebrik etmek istediğinde şöyle derdi: Allah size bereket versin, O’nun bereketi üzerinizde olsun ve ikinizi hayırlı bir şekilde bir arada tutsun."