653 Kayıt Bulundu.
Bize Nasr b. Abdurrahman el-Kûfî, ona Ebu Katan, ona Hamza ez-Zeyyât, ona Ebu İshak, ona Said b. Cübeyr, ona İbn Abbas, ona da Übey b. Ka’b şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) bir kişiyi anıp ona dua ettiğinde, duaya önce kendisinden başlardı." [Ebu İsa (Tirmizi), bu hadisin hasen-garib-sahih olduğunu söylemiş, İsnaddaki Eba Katan’ın isminin Amr b. Heysem olduğunu belirtmiştir.]
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyân b. Uyeyne, ona Ebu İshak el-Hemdânî, ona da Berâ b. Âzib, Hz. Peygamber'in (sav) kendisine şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Sana, yatağına uzanacağında söyleyeceğin bazı kelimeler (dua) öğreteyim mi? Zira o gece ölecek olursan fıtrat üzere tertemiz ölmüş olur, sabaha çıkarsan da hayra ermiş olarak sabahlamış olursun. Şöyle dua et: Allah'ım! Nefsimi sana teslim ettim, yüzümü sana döndüm, işimi sana emanet ettim. Hem azabından korkarım, hem nimetini arzularım. Sırtımı da sana dayadım. Senden başka dayanağım ve sığınağım yok, ancak sen varsın. İndirdiğin Kitabına ve gönderdiğin Peygamberine iman ettim. Berâ duayı '...gönderdiğin Rasul'e iman ettim' şeklinde tekrar ettiğimde, Hz. Peygamber (sav) eliyle göğsüme vurdu ve '...gönderdiğin Nebî'ne iman ettim' şeklinde söyle buyurdu." [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hasen bir hadistir ve Berâ'dan bir çok senedle nakledilmiştir. Bu hadisi Mansur b. Mu'temir, Sa'd b. Ubeyde'den, o Berâ'dan, o da Hz. Peygamber'den benzer şekilde, ancak '...yatağına abdestli bir şekilde girersen..." ifadesiyle nakletmiştir. Bu konuda Râfi b. Hadîc'den de hadis rivayet edilmiştir.]
Açıklama: Aşağıdaki tarik muallaktır; Tirmizi ile Mansur b. Mu'temir arasında inkıta vardır.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Said b. Müseyyeb ve Ebu Selem b. Abdurrahman, o ikisine Ebu Hüreyre'nin söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "İmam amin dediğinde siz de amin deyiniz. Kimin amin demesi meleklerin amin demesine denk gelirse daha önce işlemiş olduğu günahları affedilir." İbn Şihâb şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) (imam olduğu halde) "amin" derdi.
Açıklama: Rivayet, İbn Hacer'e göre muallak olmayıp mürsel bir hadistir (Fethü'l-bari, Darü'l-Marife, II, 265).
Bize Kuteybe (b. Said), ona (Abdullah) b. Lehîa, ona Ebu Zübeyr (Muhammed b. Müslim), ona da Cabir (b. Abdullah), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Her kim Allah’a (cc) dua ederse, yapılan dua bir günah işlemek veya akraba ile bağı koparmak için olmadığı sürece, Allah (cc) ya onun dileğini yerine getirir ya da benzeri bir kötülüğü o kişiden defeder." [Bu konuda Ebu Said ve Ubâde b. Samit’ten de hadis rivayet edilmiştir.]
Bize İsmail b. Mesud, ona Bişr, ona Asım b. Küleyb, ona Ebu Bürde, ona da Ali şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) bana 'Allah'ım beni doğru yola ilet, (bütün işlerimi) istikamet üzere yapmayı ve başarıyla tamamlamayı nasip et' diyerek dua etmemi söyledi ve şu şu parmaklarıma yüzük takmamı yasakladı. Bişr, işaret parmağını ve orta parmağını göstermiş, Nesâî ise, Asım'ın, “iki parmaktan birine” dediğini rivayet etmiştir."
Bize Ebu Musa Muhammed b. Müsenna, İbrahim b. Yakup ve diğer pek çok kimse, onlara Hammâd b. İsa el-Cüheni, ona Hanzala b. Ebu Süfyan el-Cümahî, ona Salim b. Abdullah, ona da babası (Abdullah b. Ömer), Ömer b. Hattâb'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), dua ederken ellerini kaldırdığı zaman, onları yüzüne sürmeden indirmezdi." [Muhammed b. Müsenna rivayetinde hadis '...ellerini yüzüne meshetmeden indirmezdi' şeklinde geçmektedir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hadis sahih-garîbdir. Bu rivayetin sadece Hammâd b. İsa tarikiyle nakledildiğini bilmekteyiz. Hammâd bu hadisinde teferrüd etmiş (hadisi tek başına rivayet etmiş), ayrıca hadis rivayeti de az bir kimsedir. Ondan sadece bazı kimseler hadis rivayet etmiştir. Hanzala b. Ebu Süfyân sika (güvenilir) bir kimsedir. Yahya b. Said el-Kattân onun güvenilir olduğunu söylemiştir.]
Bize Eyyüb b. Muhammed el-Vezzân, ona Haccac, ona İbn Cüreyc, ona Ziyad, ona Muhammed b. Aclan, ona Amir b. Abdullah b. Zübeyr, ona da Abdullah b. Zübeyr şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) tahiyyatta dua ederken şehadet parmağını kaldırır fakat hareket ettirmezdi. İbn Cüreyc der ki: Amr, kendi rivayetinde şöyle bir ilavede bulunmuştur: Bana Amir b. Abdullah b. Zübeyir'in dediğine göre babası (Abdullah b. Zübeyir, Hz. Peygamber'in (sav) tahiyyatta bu şekilde dua ettiğini ve sol elini sol baldırı üzerine koyduğunu görmüştür."
Bize İsmail b. Mesud, ona Hâlid, ona Said, ona Katade, ona Yunus b. Cübeyr, ona Hittân b. Abdullah, ona da Ebu Musa “Allah’ın Nebisi (sav) bize bir hutbe verdi. Bize sünnetimizi (yolumuzu) açıkladı, namazımızı öğretti ve şöyle buyurdu” diye rivayet etmiştir: "Namaz kıldığınız zaman saflarınızı dosdoğru tutun, sonra içinizden biri imam olsun. İmam tekbir getirdiği zaman siz de tekbir alın. İmam 'gayr'il-mağdûbi aleyhim velâ'd-dâllîn' dediği zaman, siz de 'âmin' deyin, Allah duanızı kabul edecektir. İmam tekbir alıp rükûa vardığında siz de tekbir alıp rükûa varın. Ancak imam sizden önce rükûa varır ve sizden önce kalkar." [Allah’ın Nebisi (sav) şöyle buyurdu:] "İşte bu (imamın önce rükua gitmesi ve önce rükudan kalkması) ötekine (sizin sonra rükû gitmeniz ve sonra rükudan kalkmanıza) denktir. (Yani aynı sevabı alırsınız.) İmam 'Semiallahu limen hamideh' dediği zaman siz de 'Allahumme Rabbenâ lekel-hamd' deyiniz, Allah sizin duanızı işitir (kabul eder). Çünkü şüphesiz Allah, nebisinin dili üzere 'Allah kendisine hamd edeni işitmiştir' buyurmuştur. İmam tekbir alıp secdeye vardığı zaman siz de tekbir alıp secdeye varınız, şüphesiz imam sizden önce secdeye varır ve sizden önce kalkar. [Allah’ın Nebisi (sav) şöyle buyurdu:] İşte bu (imamın önce secdeye gitmesi ve önce secdeden kalkması) ötekine (sizin sonra secdeye gitmeniz ve sonra secdeden kalkmanıza) denktir. (Yani aynı sevabı alırsınız.) Tahiyatta ise sizin her birinizin ilk söyleyeceği söz 'Ettahiyyâtu, ettayyibâtu, es-selavâtu lillahi, selamun aleyke eyyuhen nebiyyu, ve rahmetullahi ve barekâtu, selamun aleynâ ve alâ ibadillahi’s-salihin, eşhedu en lâ ilahe illallah ve eşhedu enne muhammeden abduhu ve rasuluh' olsun. İşte bunlar yedi kelime olup, namazın tahiyyatı budur."
Bize Abbas b. Abdülazim, ona Ömer b. Yunus, ona İkrme b. Ammar, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona da Ebu Seleme b. Abdurrahman şöyle demiştir: "Aişe'ye, “Rasulullah (sav) gece namazına ne ile başlardı” diye sordum bana “Rasulullah (sav) Namaza şöyle başlardı” cevabını verdi: "Allah'ım! Ey Cebrail'in, Mikail'in ve İsrafil'in Rabbi, gökleri ve yeri yaratan! Görüneni ve görünmeyeni her şeyi bilen, kullarının arasında gerçek hükmü veren sensin. Allah'ım! Beni daima hidayette kıl, Sen dilediğine dosdoğru yolu gösterensin."
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Said b. Müseyyeb ve Ebu Selem b. Abdurrahman, o ikisine Ebu Hüreyre'nin söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "İmam amin dediğinde siz de amin deyiniz. Kimin amin demesi meleklerin amin demesine denk gelirse daha önce işlemiş olduğu günahları affedilir." İbn Şihâb şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) "amin" derdi.