Giriş

Bize Kuteybe (b. Said), ona Rişdîn b. Sa'd, ona Ebu Hânî el-Havlânî, ona da Ebu Ali el-Cenbî, Fedâle b. Ubeyd'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah'la (sav) birlikte mescidde oturmakta iken, bir adam geldi, namaz kıldı ve 'Allah’ım beni bağışla, bana merhamet et' diye dua etti. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Ey namaz kılan! Acele ettin. Namaz kılıp oturduğun vakit, önce Allah’a layık olduğu şekilde hamdet, sonra bana salat ve selam getir sonra da duanı yap' buyurdu. Daha sonra başka biri gelip namaz kıldı. Sonra Allah’a hamdetti ve Peygambere salat getirdi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) o kimseye 'Ey namaz kılan! Dua et, duana icabet edilecektir' buyurdu." [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, hasen bir hadistir. Hayve b. Şürayh bu hadisi Ebû Hanî'den rivayet etmiştir. Ebu Hanî'nin ismi Humeyd b. Hânî'dir. Ebu Ali el Cenbî’nin ismi ise Amr b. Mâlik'tir.]


    Öneri Formu
20467 T003476 Tirmizi, Daavât, 64

Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Abdullah b. Yezid el-Mukrî, ona Hayve b. Şureyh, ona Ebu Hânî el-Havlânî, ona da Amr b. Malik el-Cenbî, Fedâle b. Ubeyd’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Nebi (sav), bir adamın Hz. Peygamber'e (sav) salat ve selam getirmeden namazında dua ettiğini işitti ve 'Bu adam acele etti' buyurdu: Sonra onu çağırarak ona ve başkalarına 'Sizden biriniz namaz kıldığında, önce Allah’a hamd ve sena etsin, ardından Nebi’ye salat ve selam getirsin. Sonra da dilediği şekilde duasını yapsın' buyurdu." [ُEbu İsa (Tirmizî), bu hadisin hasen-sahih olduğunu belirtmiştir.]


    Öneri Formu
20468 T003477 Tirmizi, Daavât, 64

Bize Abdân (Abdullah b. Osman), ona Abdullah (b. Mübarek), ona Yunus (b. Yezid)(T); Bize Leys b. Sa'd, ona Yunus (b. Yezid), ona İbn Şihâb, ona da (Abdurrahman) b. Ka'b b. Malik, Câbir b. Abdullah'ın (r.anhüma) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Babam (Ab­dullah b. Amr) Uhud günü şehit oldu. Bir süre sonra alacaklı­ları haklarını istemekte ısrar ettiler. Bunun üzerine Rasulullah'a (sav) geldim ve durumu ona anlattım. Rasulullah (sav) alacaklılardan, hurmalığın olan mahsulünü ka­bul etmelerini ve babama da geride kalan haklarını helal etmelerini istedi. Fakat alacaklı­lar bu teklifi kabul etmediler. Rasulullah (sav) da onlara hurmalığımı vermedi ve onlar için mahsulünü de kestirmedi. Bana dönüp 'Yarın kuşluk vakti sana geleceğim' buyurdu. Ertesi günü sabah olunca, kuşluk vakti geldi, hurmalıkta dolaştı, mahsul için bereket duasında bulundu. Sonra da ben bahçenin mahsulünü topladım. Onunla alacaklıların haklarını tas tamam verdiğim gibi, bize de geriye bir şeyler kaldı. Sonra Ra­sulullah'a (sav) geldim, oturuyordu. Ona olanları haber verdiğimde, yanında oturmakta olan Hz. Ömer'e 'Ey Ömer! Cabir'in söylediğine kulak ver' buyurdu. Hz. Ömer de 'Biz zaten senin Allah’ın Rasulü olduğunu biliyoruz. Vallahi, sen muhakkak Allah’ın peygamberisin!' diye cevap verdi."


    Öneri Formu
20745 B002601 Buhari, Hibe, 21

Bize Yusuf b. İsa, ona Fadl b. Musa, ona Seleme b. Verdân, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir: "Bir adam Rasulullah'a (sav) geldi ve 'Ey Allah'ın Rasulü! Hangi dua daha faziletlidir?' dedi. Rasulullah da (sav) 'Rabbinden dünya ve ahirette afiyet ve bağışlanma dile' buyurdu. Sonra ikinci gün tekrar gelerek 'Ey Allah'ın Rasülü! Hangi dua daha faziletlidir?' diye sordu. Rasulullah (sav) ona aynı cevabı verdi. Üçüncü gün tekrar gelip aynı soruyu sorduğunda, Rasulullah (sav) yine aynı cevabı verdi ve şöyle ilave etti: Sana dünya ve ahirette afiyet verilmişse, zaten felaha ermişsin demektir.” [Tirmizî şöyle demiştir: Hadis bu senedle hasen-garîbdir. Bu hadisi sadece Seleme b. Verdân tarikiyle bilmekteyiz.]


    Öneri Formu
21031 T003512 Tirmizi, Daavât, 84

Bize Abdurrahman b. İbrahim ed-Dımeşkî, ona Velid (b. Müslim); (T) Bize İbrahim b. Musa er-Râzî, ona Velid (b. Müslim) -ki Abdurrahman'ın rivayeti daha eksiksizdir- ona Mervan b. Cünâh, ona Yunus b. Meysere b. Halbes ona da Vasile b. Eska şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) bize müslüman erkeklerden birinin cenaze namazını kıldırdı. O'nun (sav) şöyle dua ettiğini işittim: Allah'ım (cc), şüphesiz falan oğlu falan senin zimmetindedir. Onu kabir fitnesinden muhafaza eyle. Abdurrahman (b. İbrahim)'in rivayetinde şu ilave vardır: Allah'ım (cc), (şüphesiz falan oğlu falan) senin zimmetindedir ve senin ipine sarılmıştır. Onu kabir fitnesinden ve cehennem azabından muhafaza eyle. Sen sözünü yerine getirirsin ve hamde layık olansın. Allah'ım (cc), onun günahlarını bağışla, ona merhamet eyle. Şüphesiz sen çok affedicisin ve merhamet sahibisin." [Abdurrahman (b. İbrahim), Mervan b. Ceünâh'tan aktarırken (haddesenâ değil) 'an' ifadesini kullanmıştır.]


Açıklama: 'Habli civarike' ifadesinde, 'habl' ile kastedilen Kur'an-ı Kerim, 'civar' ile kastedilen ise selamet ve emandır. Dolayısıyla bu ifade, selamete ulaştıran Kur'an-ı Kerim olarak açıklanmıştır.

    Öneri Formu
20488 D003202 Ebu Davud, Cenaiz, 54, 56

Bize Hasan b. Arefe, ona Yezid b. Harun, ona Abdurrahman b. Ebu Bekir el-Kuraşî el-Müleyki, ona Musa b. Ukbe, ona Nâfî, ona da İbn Ömer, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kime dua kapısı açılmış ise ona rahmet kapıları da açılmıştır. Allah’tan, afiyet istenilmesinden daha sevimli bir şey de istenmemiştir. Rasulullah (sav) konuşmasına şöyle devam etti: Dua, başa gelenlere karşı da gelmeyenlere karşı da faydalıdır. Ey Allah’ın kulları, duaya sarılınız." [Tirmizî şöyle demiştir: Bu hadis garîbdir. Bu hadisi sadece Abdurrahman b. Ebu Bekir el-Kureşî el-Müleyki rivayetiyle bilmekteyiz. O, hem Mekkî hem de Müleykî nisbesiyle bilinir. Hadis ilminde zayıf biridir. İlim ehlinden bazıları, hafızası sebebiyle onu zayıf saymıştır. İsrail bu hadisi Abdurrahman b. Ebu Bekir’den, o Musa b. Ukbe’den, o Nâfî’den, o İbn Ömer’den, o da Rasulullah'dan (sav) şöyle nakletmiştir: Allah’tan afiyetten daha sevimli olan bir şey istenmemiştir.]


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: الدُّعَاءَ يَنْفَعُ مِمَّا نَزَلَ وَمِمَّا لَمْ يَنْزِلْ

    Öneri Formu
21196 T003548 Tirmizi, Daavât, 101

Bize Muhammed b. Yahya es-Sekafî el-Mervezî, ona Hafs b. Ğıyâs, ona İbn Cüreyc, ona da Abdurrahman b. Sâbıt, Ebu Ümâme'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah'a (sav) 'Ey Allah’ın Rasulü! Duaların hangisi daha makbuldür?' diye sorulduğunda, 'Gecenin son yarısında ve farz namazlardan sonra yapılan dualardır' cevabını verdi." [Tirmizî şöyle demiştir: Bu hadis hasendir. Ebu Zer ve İbn Ömer’den Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğu da rivayet edilmiştir: 'Gecenin son yarısında yapılan duadır. Zira o vakitte yapılan dua daha değerli ve (kabul edilmeye) daha yakındır' veya benzeri bir ifade kullanmıştır.]


    Öneri Formu
20989 T003499 Tirmizi, Daavât, 78

Bize Muhammed b. Humeyd er-Râzî, ona Fadl b. Musa, ona A'meş (Süleyman b. Mihran), ona da Enes (b. Malik) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) yaprakları kurumuş bir ağacın yanından geçerken, bastonuyla ağaca vurdu ve ağacın yaprakları döküldü. Bunun üzerine 'Bütün övgüler Allah’a (cc) mahsustur. Allah’ı (cc) her türlü noksanlıktan tenzih ederim ve O’nu överim. O’ndan başka ilah yoktur. Allah (cc) en büyüktür' sözlerini söylemek, şu ağacın yapraklarını döktüğü gibi kulun günahlarını döker' buyurdu." [Tirmizî, bu hadisin garîb olduğunu söylemiştir.]


    Öneri Formu
21117 T003533 Tirmizi, Daavât, 97

Bize Abdullah b. Abdurrahman, ona Hayve b. Şürayh b. Yezid el-Hımsî, ona Bakıyye b. Velîd, ona Müslim b. Ziyâd, ona da Enes, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Her kim sabaha kavuştuğunda 'Allah'ım! Seni, arşını taşıyanları, tüm meleklerini ve bütün yarattıklarını şahit kılarak derim ki senden başka ilah yoktur. Senin ortağın yoktur. Muhammed (sav) senin kulun ve resulündür' derse Allah (cc) onun o günkü günahlarını bağışlar. Her kim de bu duayı akşama eriştiğinde yaparsa, Allah (cc) onun o gece işleyeceği günahları bağışlar." [Ebu İsa (Tirmizî), bu hadisin garîb olduğunu söylemiştir.]


    Öneri Formu
20995 T003501 Tirmizi, Daavât, 78

Bize Hasan b. Arefe, ona İsmail b. Ayyâş, ona Abdullah b. Abdurrahman b. Ebu Hüseyin, ona Şehr b. Havşeb, ona da Ebu Ümâme el-Bâhilî, Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Her kim yatağına abdestli olarak girer, uyuyana kadar zikirle meşgul olur ve gecenin herhangi bir vaktinde Allah’tan dünya ve ahiret hayrına dair bir istekte bulunursa, Allah o kimseye bunu mutlaka verir." [Tirmizî şöyle demiştir: Bu hasen-garîb bir hadistir. Bu hadisi aynı zamanda Şehr b. Havşeb, Ebu Zabye’den, o Amr b. Abese’den o da Hz. Peygamber’den (sav) rivayet etmiştir.]


    Öneri Formu
21081 T003526 Tirmizi, Daavât, 92