Giriş


    Öneri Formu
1758 M002016 Müslim, Cum'a, 53


    Öneri Formu
3247 M002074 Müslim, Salâtul İstiska, 5


    Öneri Formu
3746 M002233 Müslim, Cenaiz, 85


    Öneri Formu
3745 M002232 Müslim, Cenaiz, 85


    Öneri Formu
3747 M002234 Müslim, Cenaiz, 86

Bize Harun b. Abdullah, ona Haccac b. Muhammed, ona İbn Cüreyc, ona Ebu Zübeyr ona da Ali el-Ezdî'nin naklettiğine göre İbn Ömer kendilerine şunu öğretmiştir: Rasulullah (sav) yolculuğa çıkmak üzere devesine binip yerleştiğinde üç defa tekbir getirir, ardından "bunu bizim hizmetimize veren Allah eksikliklerden münezzehtir. Yoksa, biz ona güç yetiremezdik. Allah'ım! Bu yolculuğumuzda senden iyilik, takva ve razı olacağın ameli isteriz! Allah'ım! Bu yolculuğumuzu bize kolaylaştır. Allah'ım! Uzak (mesafeyi) bize dür (de yakın olsun). Allah'ım! Yolculuğumuzda bizim sahibimiz, ailemizin ve malımızın vekili sensin! Allah'ım! Yolculuğun sıkıntısından, kederli görünüşünden, aile ve malımın kötü hallere düşmesinden sana sığınırım!" diye dua ederdi. (Yolculuktan) döndüğünde de bunları (tekrar) söyler ve "Allah'a dönenler, tövbe edenler, Rabbimize kulluk edenler ve hamd edenleriz" ilavesinde bulunurdu.


    Öneri Formu
14484 M003275 Müslim, Hac, 425

Bana Muhammed b. Abdullah b. Havşeb, ona Abdülvehhâb, ona Halid, ona İkrime, ona İbn Abbâs şöyle demiştir: Peygamber (sav) Bedir gü­nü "Allah'ım bize söz verdiğin yardımı ve vadettiğin zaferi istiyorum. Allah'ım eğer (aksini) dilersen yeryüzünde artık sana ibadet edilmez (ibadet eden kalmaz)" diye dua etti. Hz. Ebu Bekir, Peygamber'in elini tuttu “(Allah) sana yeter ey Allah'ın Rasulü” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Yakında o topluluk bozguna uğrayacak ve arkalarını dönüp kaça­caklardır" (Kamer, 45) ayetini okuyarak çadırından dışarı çıktı.


    Öneri Formu
30935 B003953 Buhari, Megâzî, 4

Bize Hasan b. Rabî, ona Ebu Ahvas, ona A'meş, ona Ebu Duhâ, ona Mesrûk, ona da Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Peygamber (sav) "İzâ câe nasrullâhi ve'l-feth" Suresi indikten sonra kıldığı her namazda muhak­kak "Subhâneke Rabbena ve bi-hamdike, Allâhummeğfir (Rabbimiz seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz. Bağışla Allah'ım)" derdi.


    Öneri Formu
33561 B004967 Buhari, Tefsir, (Nasr) 1


Açıklama: Hadiste geçen "Ercüvân", Erğuvân kelimesinden Arapçaya nakledilmiş bir kelime olup "kırmızı çiçekleri, güzel rengi ve güzel kokusu ile bilinen bir ağaç" şeklinde açıklanmıştır (İbnü'l-Esîr el-Cezerî, eş-Şâfî fî şerhı Müsnedi'ş-Şâfiî, 1. bsm. thk. Ahmed b. Süleyman, Mektebetü'r-Rüşd, Riyad, 2005, III, 365). BU kelimenin mecâz-ı mürsel yoluyla "kırmızı" renk anlamında kullanıldığı anlaşılmaktadır.

    Öneri Formu
26168 N005378 Nesai, Zînet, 121


    Öneri Formu
14487 M003276 Müslim, Hac, 426