652 Kayıt Bulundu.
Bize Ali b. Muhammed, ona Vekî, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona Ebu Ubeyde, ona da Abdullah şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) yatağına yattığında sağ elini yanağının altına koyar ve 'Allah'ım! kullarını dirilttiğin -veya bir araya topladığın- günün azabından beni koru' diye dua ederdi."
Açıklama: Ebu Ubeyde ile İbn Mesud arasında inkıta' vardır.
Bize Ebu Hasan Muhammed b. Mukâtil, ona Abdullah (b. Mübarek), ona Süleyman et-Teymî, ona da Ebu Osman (en-Nehdî), Ebu Musa el-Eş'arî’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasûlullah (sav) bir yükselti veya bir tepeye çıktığında, adamın biri sesini yükselterek şöyle söyledi: Allah'tan başka ilah yoktur, Allah en büyüktür. Rasulullah (sav) katırının üstünde 'Siz ne sağıra ne de olmayan birine dua ediyorsunuz' buyurdu. Sonra da 'Ey Ebu Musa yahut Ey Abdullah! Sana cennet hazinesinden bir kelamı öğreteyim mi?' diye sordu. Ben 'Evet' dediğimde, Rasulullah (sav) 'Güç ve kuvvet ancak Allah'a mahsustur' kelimesini söyledi."
Bize Ali b. Muhammed, ona Vekî, ona Süfyân, ona Ebu İshâk, ona Berâ b. Âzib şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) bir adama "Gece yatağa yattığında şöyle dua et" buyurdu: "Allah'ım! Yüzümü sana döndüm, sırtımı sana dayadım, işimi sana teslim ettim. Mükafatını umar, azabından korkarım. Senden başka sığınağım, senden başka kurtuluşum yoktur. Senin indirdiğin kitaba ve gönderdiğin peygambere iman ettim." "Eğer bunu söylediğin gece ölürsen fıtrat üzere ölürsün. Sabaha çıkarsan da büyük bir hayra sahip olursun."
Bize Amr b. Avn, ona Hüşeym, ona Ebu Belc, ona Zeyd Ebu Hakem el-Anezî, ona Bera b. Azib'in (ra) naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "İki Müslüman karşılaştıklarında, birbiriyle tokalaşıp, sonra Aziz ve Celil olan Allah'a hamd ederek bağışlanma dilerse, ikisinin de günahları bağışlanır."
Bize Ali b. Muhammed, ona Vekî, ona İbrahim b. Yezid, ona Ebu Zübeyir, ona da Cabir şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) bize hutbe verdi ve 'Medine halkı Zü’l-Huleyfe’de, Şâm halkı Cuhfe’de, Yemen halkı Yelemlem’de, Necid halkı, Karn’da, Meşrık (Irak) halkı da Zâtu Irk’ta ihrama girer' buyurdu, ardından yüzünü ufka doğru dönüp 'Allah’ım, onların kalplerini (İslâmiyet’e) yönelt' diye dua etti."
Bize Ubeyd b. İsmaili ona Ebu Üsame, ona Hişam, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona da Aişe (r.anha) şöyle demiştir: "Namazında sesini ne çok yükselt ne de çok kıs" (İsrâ, 17/110) ayeti dua etme hakkında inmiştir.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Sümey, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "İmam 'ğayri'l-mağdûbi 'aleyhim velâ'd-dâllîn' deyince siz de 'Âmin' deyiniz. Kimin (Âmin) demesi, meleklerin deyişine denk gelirse geçmiş günahları bağışlanır."
Bize Muhammed b. Sabbah, ona Cerir, ona Asım el-Ahvel, ona Ebu Osman, ona da Ebu Musa şöyle demiştir: "Ben, 'La havle ve lâ kuvvete illâ billah' derken Hz. Peygamber (sav) beni duydu ve 'ey Abdullah b. Kays, sana cennet hazinelerinden bir kelimeyi göstereyim mi?' buyurdu. Ben de 'Bildir ey Allah'ın Rasulü' dedim. Hz.Peygamber (sav) 'Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah' buyurdu."
Bize Ali b. Muhammed, ona Vekî, ona Ameş, ona Mücahid, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona da Ebu Zer şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sav) bana, 'Sana cennet hazinelerinden bir hazineyi göstereyim mi?' dedi. Ben de 'Evet ya Rasulullah' dedim. Bunun üzerine 'Lâ havle ve lâ kuvvete illâ Billah' buyurdu"
Bize Amr b. Hammad, ona Kaza‘a b. Süveyd, ona Humeyd, ona da A‘rec şöyle demiştir: "Kur’ân’ı okuduktan sonra dua eden bir kimsenin duasına dört bin melek 'Âmin' der."