653 Kayıt Bulundu.
Bize İshak b. İbrahim, ona (Ebu Muhammed Abdülvehhab) es-Sakafî, ona Halid el-Hazzâ, ona Ebu Osman (en-Nehdî), ona da Ebu Musa (el-Eş'arî) 'Hz. Peygamber'le (sav) bir gazvede idik diyerek başlamış ve önceki hadisin benzerini şöyle rivayet etmiştir: Nebi (sav) ile bir gazvede beraberdik. İnsanlar yüksek sesle tekbir getirmeye başladılar. Bunun üzerine Nebi (sav); "ey insanlar! Kendinize çekidüzen verin. Siz ne sağıra ne de olmayan birine dua ediyorsunuz. Muhakkak sizinle beraber olan, her şeyinizi işiten ve size çok yakın birine dua ediyorsunuz" buyurdu. Ben de onun arkasındaydım ve lâ havle velâ kuvvete illâ billâh' diyordum. Bunun üzerine Hz. Peygamber; "ey Abdullah b. Kays! Sana cennet hazinelerinden bir hazine göstereyim mi" buyurdu. Ben; tabi ki Ey Allah'ın Rasulü deyince, "lâ havle velâ kuvvete illâ billâh (Güç ve kuvvet ancak Allah'a mahsustur) de" buyurdu. [Ancak bu rivayette 'Sizin dua etmekte olduğunuz (Allah), her birinize üzerinde olduğu devesinin boynundan daha yakındır' demiş, lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh zikrinden bahsetmemiştir.]
Bize İshak b. İbrahim, ona Nadr b. Şümeyl, ona Osman b. Ğıyâs, ona Ebu Osman (en-Nehdî) ona da Ebu Musa el-Eş'arî şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) bana; "sana cennet hazinelerinden bir kelime -yahut cennet hazinelerinden bir hazine göstereyim mi" diye sordu. Ben; elbette deyince, "la havle vela kuvvate illa billah (Göç ve kuvvet ancak Allah'a (cc) mahsustur)" kelimesini söyledi.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Veki'; (T) Bize Ubeydullah b. Muaz, ona babası Muaz; (T) Bize İbn Müsenna, ona İbn Ebu Adî, onlara da Şube'den hadisi bu isnatla rivayet etmişlerdir. Ancak Muaz hadisinde; geceleyin yatağınıza yattığınızda ilavesi vardır.
Bize Ubeydullah b. Muaz el-Anberî, ona babası (Muâz el-Anberî), ona Şube, ona Ebu İshak, ona Ebu Bürde b. Ebu Musa el-Eş'arî, ona da babası (Ebu Musa el-Eş'arî) Hz. Peygamber'in (sav) şöyle dua ettiğini rivayet etti: "Allahume'ğfir lî hatîetî ve cehli ve israfı fî emri kullihî ve mâ ente alemu bihi minni. Allâhumme'ğfir lî hatâyâye ve amdi ve cehli ve hezlî ve kullu zâlike indî. Allâhumme'ğfir lî mâ kaddemtu ve mâ ahhartu ve mâ esrartu ve mâ a'lentu. Ente'l-Mukaddim ve ente'l-Muahhır. Ve ente alâ külli şey'in kadîr. Rabb'im! Benim günahımı, bilgisizliğimi, her işimdeki israfımı ve benden daha iyi bilmekte olduğun kusurlarımı bağışla. Allah'ım, benim hatalarımı, kasten ya da farkına varmadan işlediklerimi, şakalarımı, kısacası bende bulunan tüm günahlarımı bağışla. Allah'ım, önceden yaptığım ya da daha sonra yapacağım, gizlediğim ya da açığa vurduğum bütün günahlarımı Sen bağışla. Öne geçiren de Sensin, arkaya bırakan da. Sen her şeye gücü yetensin."
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Muhammed b. Aclân, ona Said el-Makburî, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) yolculuğa çıktığında şöyle dua ederdi: "Allah’ım, bu yolculuğumuzda sahibimiz, geride bıraktığımız hane halkımıza vekilimiz Sensin. Allah’ım, yolculuğun meşakkatinden, dönüşün üzüntüsünden, (dönüşte kötü bir durumla karşılaşmaktan), ailemizde ve malımızda kötü bir manzarayla karşılaşmaktan Sana sığınırım. Allah'ım! Yeryüzünü bizim için dür, yolculuğu bize kolaylaştır!"
Bize Musa b. Mervan er-Rakkî, ona Şuayb b. İshak, ona Evzâî, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebu Seleme (b. Abdurrahman) ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) bir cenazenin namazını kıldırdı ve şöyle dua etti: Allah'ım! Sen dirimize ölümüze, küçüğümüze büyüğümüze, erkeğimize kadınımıza, burada bulunanlara bulunmayanlara mağfirette bulun. Allah'ım! Bizden yaşattığını iman üzere yaşat, anını aldıklarının da İslam üzere canını al. Allah'ım! Bu mevtanın sevabından bizi de mahrum etme ve sonra da bizi saptırma."
Bize Ebu Ma'mer Abdullah b. Amr, ona Abdulvâris (el-Anberî), ona Ebu Cülâs Ukbe b. Seyyâr ona da Ali b. Şemmâh şöyle rivayet etmiştir: "Mervan (b. Hakem)'in Ebu Hureyre'ye 'Cenaze namazı kıldırırken Hz. Peygamber'den (sav) ne duydun?' diye sorduğuna şahit oldum. Ebu Hureyre 'Bu dediklerinden sonra mı hala bana soruyorsun?' deyince, Mervan 'Evet' diye cevapladı. Zira ikisi arasında bu konuşmadan önce kısa bir münakaşa olmuştu. Ebu Hureyre 'Allah'ım! Sen onun Rabbisin. Onu sen yarattın, İslam'la şereflendirdin. Ruhunu da sen aldın. Onun gizlisini de açığını da en iyi sen bilirsin. Senin huzurunda şefaatçi olarak bulunmaktayız, onun günahlarını bağışla' buyurduğunu nakletti." [Ebû Davud şöyle demiştir: Şu'be, Ali b. Şemmâh'ın adını Osman b. Şemmâs diye söyleyerek yanılmıştır. Ayrıca Ahmed b. İbrahim'in Ahmed b. Hanbel'e şöyle dediğini duydum: Ben Hammad b. Zeyd'in hangi meclisine katıldıysam, Abdulvâris (el-Anberî) ile Cafer b. Süleyman'dan hadis rivayet etmeyi yasaklamıştır.]