Bize Hennâd b. Serî, ona İbn Mübarek, ona İkrime b. Ammar, ona Simak el-Hanefî, ona İbn Abbas, ona Ömer b. Hattab; (T)
Bize Züheyr b. Harb, ona Ömer b. Yunus el-Hanefî, ona İkrime b. Ammar, ona Ebu Zümeyl Simak el-Hanefî, ona Abdullah b. Abbas, ona da Ömer b. Hattab şöyle rivayet etmiştir:
"Bedir günü olduğunda Rasulullah (sav) müşriklere baktı da onların bin kişi, ashabının ise üç yüz on dokuz kişi olduğunu gördü. Sonra Hz. Peygamber kıbleye yönelip Rabbine “Allah'ım! Bana verdiğin vaadi yerine getir! Allah'ım! Bana bulunduğun vaadi ver! Allah'ım! Ehl-i İslâm'dan olan bu topluluk yenilirse yeryüzünde sana kulluk edilmez” diye yakardı. Ellerini uzatmış vaziyette Rabbine dua etmeye devam ederken omuzundaki yeleği düşüverdi. Ebu Bekir onun yanına gelip yeleğini alıp onu omuzuna koydu. Ardından, Hz. Peygamber'e (sav) arkasından sarıldı ve “ey Allah'ın Nebî'si! Rabbine yakarışın yeter! O, sana bulunduğu vaadi yerine getirecektir” dedi. Bunun üzerine Aziz ve Celil Allah “hani siz Rabbinizden yardım istiyordunuz da o size icabet edip sizleri nişanlı bin melekle destekleyeceğim” ayetini indirdi. Böylece Allah, Hz. Peygamber'e (sav) meleklerle yardım etti."
Ebu Zümeyl, İbn Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Müslümanlardan biri o gün, önünde olan bir müşriki takip ederken, birden üst tarafında bir kamçı sesi ve “Hayzûm! Atıl” diyen bir süvari sesi işitti. Önündeki müşrike baktı ve onu boylu boyunca yatarken gördü. Sanki kırbaç darbesiyle burnu kırılmış, yüzü yarılmıştı. (Kırbaç darbelerinin) tüm (yerleri) simsiyahtı! Ensarlı adam gelip bunu Rasulullah'a (sav) anlattı. Hz. Peygamber (sav) “doğru söyledin! Bu, üçüncü kat semadan gelen yardımdır” buyurdu. Müslümanlar o gün yetmiş (müşriği) öldürdüler ve yetmiş (kişiyi de) esir aldılar."
Ebu Zümeyr, İbn Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "(Müslümanlar) esirleri aldıklarında Rasulullah (sav) Ebu Bekir ve Ömer'e “bu esirler hakkında ne dersiniz” buyurdu. Ebu Bekir “ey Allah'ın Nebî'si! Onlar amca ve kabile çocuklarıdır! Onlardan, kafirlere karşı bize kuvvet olsun diye fidye alman (gerektiğini) düşünüyorum. (Hem böylece) umulur ki Allah, onları İslâm'a yönlendirir” dedi. Rasulullah (sav) “ey Hattab'ın oğlu! Sen ne dersin” buyurdu. (Ömer der ki:) Ben “vallahi! Hayır, ya Rasulullah! Ben Ebu Bekir gibi düşünmüyorum! Ancak ben, bize müsaade buyurursan boyunlarını vurmayı uygun görüyorum. Ali'ye izin ver de Akîl'in boynunu vursun! Ban da falancayı” -râvilerden biri Ömer'in akrabalarından olduğunu söylemiştir- “ver de boynunu vurayım! (Çünkü) onlar küfrün önde gelenleri ve eşrafıdırlar” dedim. Hz. Peygamber (sav) Ebu Bekir'in dediğine meyletti de benim dediğime meyletmedi. Ertesi gün olduğunda geldim de Rasulullah (sav) ile Ebu Bekir'i oturmuşlar (ve) ağlar vaziyette (görüverdim)! Ben “ya Rasulullah! Senin ve arkadaşının neden dolayı ağladığını bana haber ver! Ağlanacak bir şey varsa ben de ağlayayım. Ağlanacak bir şey yoksa da ağlamak suretiyle ağlamanıza ortak olayım” dedim. Nebî (sav) “fidye almalarından dolayı arkadaşlarına (gelecek musibetin) bana arz olmasından dolayı ağlıyorum! Onların azabı, bana bu ağaçtan” -Allah'ın Nebî'sine (sav) yakın olan ağaçtan- “daha yakın (olarak) gösterildi” buyurdu. Sonra Aziz ve Celil Allah “Hiçbir peygambere, düşmanın belini kırıp yeryüzünde hâkimiyetini iyice perçinleyinceye ve dînini insanlar arasında yerleştirinceye kadar esirleri olması uygun değildir. Siz, dünyanın geçici menfaatini istiyorsunuz, halbuki Allah âhireti kazanmanızı diliyor. Allah, kudreti dâimâ üstün gelen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olandır. Eğer affedileceğinize dair önceden Allah tarafından verilmiş bir hüküm olmasaydı, esirlere bedel olarak aldığınız fidyeden dolayı elbette size büyük bir azap dokunacaktı. Ama artık elde ettiğiniz ganimetlerden helâl ve temiz olarak yiyin ve Allah’a karşı gelmekten sakının. Hiç şüphesiz Allah, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.” (Enfal, 67-69) ayetlerini indirdi ve ganimeti onlara helal kıldı."
Açıklama: "فَاخْضَرَّ ذَلِكَ أَجْمَعُ" ifadesinin, "(Kırbaç darbelerinin) tüm (yerleri) simsiyahtı!" şeklinde anlaşılabileceğine dair bk. Aliyyü'l-Kârî, Mirkâtü'l-mefâtih, IX, 3782.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2537, M004588
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِىِّ حَدَّثَنَا ابْنُ الْمُبَارَكِ عَنْ عِكْرِمَةَ بْنِ عَمَّارٍ حَدَّثَنِى سِمَاكٌ الْحَنَفِىُّ قَالَ سَمِعْتُ ابْنَ عَبَّاسٍ يَقُولُ حَدَّثَنِى عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ قَالَ لَمَّا كَانَ يَوْمُ بَدْرٍ ح وَحَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ - وَاللَّفْظُ لَهُ - حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ يُونُسَ الْحَنَفِىُّ حَدَّثَنَا عِكْرِمَةُ بْنُ عَمَّارٍ حَدَّثَنِى أَبُو زُمَيْلٍ - هُوَ سِمَاكٌ الْحَنَفِىُّ - حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبَّاسٍ قَالَ حَدَّثَنِى عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ قَالَ لَمَّا كَانَ يَوْمُ بَدْرٍ نَظَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى الْمُشْرِكِينَ وَهُمْ أَلْفٌ وَأَصْحَابُهُ ثَلاَثُمِائَةٍ وَتِسْعَةَ عَشَرَ رَجُلاً فَاسْتَقْبَلَ نَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْقِبْلَةَ ثُمَّ مَدَّ يَدَيْهِ فَجَعَلَ يَهْتِفُ بِرَبِّهِ "اللَّهُمَّ أَنْجِزْ لِى مَا وَعَدْتَنِى اللَّهُمَّ آتِ مَا وَعَدْتَنِى اللَّهُمَّ إِنْ تَهْلِكْ هَذِهِ الْعِصَابَةُ مِنْ أَهْلِ الإِسْلاَمِ لاَ تُعْبَدْ فِى الأَرْضِ." فَمَازَالَ يَهْتِفُ بِرَبِّهِ مَادًّا يَدَيْهِ مُسْتَقْبِلَ الْقِبْلَةِ حَتَّى سَقَطَ رِدَاؤُهُ عَنْ مَنْكِبَيْهِ فَأَتَاهُ أَبُو بَكْرٍ فَأَخَذَ رِدَاءَهُ فَأَلْقَاهُ عَلَى مَنْكِبَيْهِ ثُمَّ الْتَزَمَهُ مِنْ وَرَائِهِ. وَقَالَ يَا نَبِىَّ اللَّهِ كَذَاكَ مُنَاشَدَتُكَ رَبَّكَ فَإِنَّهُ سَيُنْجِزُ لَكَ مَا وَعَدَكَ فَأَنْزَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ "(إِذْ تَسْتَغِيثُونَ رَبَّكُمْ فَاسْتَجَابَ لَكُمْ أَنِّى مُمِدُّكُمْ بِأَلْفٍ مِنَ الْمَلاَئِكَةِ مُرْدِفِينَ)" فَأَمَدَّهُ اللَّهُ بِالْمَلاَئِكَةِ. قَالَ أَبُو زُمَيْلٍ فَحَدَّثَنِى ابْنُ عَبَّاسٍ قَالَ بَيْنَمَا رَجُلٌ مِنَ الْمُسْلِمِينَ يَوْمَئِذٍ يَشْتَدُّ فِى أَثَرِ رَجُلٍ مِنَ الْمُشْرِكِينَ أَمَامَهُ إِذْ سَمِعَ ضَرْبَةً بِالسَّوْطِ فَوْقَهُ وَصَوْتَ الْفَارِسِ يَقُولُ أَقْدِمْ حَيْزُومُ. فَنَظَرَ إِلَى الْمُشْرِكِ أَمَامَهُ فَخَرَّ مُسْتَلْقِيًا فَنَظَرَ إِلَيْهِ فَإِذَا هُوَ قَدْ خُطِمَ أَنْفُهُ وَشُقَّ وَجْهُهُ كَضَرْبَةِ السَّوْطِ فَاخْضَرَّ ذَلِكَ أَجْمَعُ. فَجَاءَ الأَنْصَارِىُّ فَحَدَّثَ بِذَلِكَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ:
"صَدَقْتَ ذَلِكَ مِنْ مَدَدِ السَّمَاءِ الثَّالِثَةِ." فَقَتَلُوا يَوْمَئِذٍ سَبْعِينَ وَأَسَرُوا سَبْعِينَ. قَالَ أَبُو زُمَيْلٍ قَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ فَلَمَّا أَسَرُوا الأُسَارَى قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لأَبِى بَكْرٍ وَعُمَرَ
"مَا تَرَوْنَ فِى هَؤُلاَءِ الأُسَارَى." فَقَالَ أَبُو بَكْرٍ يَا نَبِىَّ اللَّهِ هُمْ بَنُو الْعَمِّ وَالْعَشِيرَةِ أَرَى أَنْ تَأْخُذَ مِنْهُمْ فِدْيَةً فَتَكُونُ لَنَا قُوَّةً عَلَى الْكُفَّارِ فَعَسَى اللَّهُ أَنْ يَهْدِيَهُمْ لِلإِسْلاَمِ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"مَا تَرَى يَا ابْنَ الْخَطَّابِ." قُلْتُ لاَ وَاللَّهِ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا أَرَى الَّذِى رَأَى أَبُو بَكْرٍ وَلَكِنِّى أَرَى أَنْ تُمَكِّنَّا فَنَضْرِبَ أَعْنَاقَهُمْ فَتُمَكِّنَ عَلِيًّا مِنْ عَقِيلٍ فَيَضْرِبَ عُنُقَهُ وَتُمَكِّنِّى مِنْ فُلاَنٍ - نَسِيبًا لِعُمَرَ - فَأَضْرِبَ عُنُقَهُ فَإِنَّ هَؤُلاَءِ أَئِمَّةُ الْكُفْرِ وَصَنَادِيدُهَا فَهَوِىَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَا قَالَ أَبُو بَكْرٍ وَلَمْ يَهْوَ مَا قُلْتُ فَلَمَّا كَانَ مِنَ الْغَدِ جِئْتُ فَإِذَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَبُو بَكْرٍ قَاعِدَيْنِ يَبْكِيَانِ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَخْبِرْنِى مِنْ أَىِّ شَىْءٍ تَبْكِى أَنْتَ وَصَاحِبُكَ فَإِنْ وَجَدْتُ بُكَاءً بَكَيْتُ وَإِنْ لَمْ أَجِدْ بُكَاءً تَبَاكَيْتُ لِبُكَائِكُمَا. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"أَبْكِى لِلَّذِى عَرَضَ عَلَىَّ أَصْحَابُكَ مِنْ أَخْذِهِمُ الْفِدَاءَ لَقَدْ عُرِضَ عَلَىَّ عَذَابُهُمْ أَدْنَى مِنْ هَذِهِ الشَّجَرَةِ." شَجَرَةٍ قَرِيبَةٍ مِنْ نَبِىِّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم. وَأَنْزَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ "(مَا كَانَ لِنَبِىٍّ أَنْ يَكُونَ لَهُ أَسْرَى حَتَّى يُثْخِنَ فِى الأَرْضِ)" إِلَى قَوْلِهِ "(فَكُلُوا مِمَّا غَنِمْتُمْ حَلاَلاً طَيِّبًا)" فَأَحَلَّ اللَّهُ الْغَنِيمَةَ لَهُمْ.
Tercemesi:
Bize Hennâd b. Serî, ona İbn Mübarek, ona İkrime b. Ammar, ona Simak el-Hanefî, ona İbn Abbas, ona Ömer b. Hattab; (T)
Bize Züheyr b. Harb, ona Ömer b. Yunus el-Hanefî, ona İkrime b. Ammar, ona Ebu Zümeyl Simak el-Hanefî, ona Abdullah b. Abbas, ona da Ömer b. Hattab şöyle rivayet etmiştir:
"Bedir günü olduğunda Rasulullah (sav) müşriklere baktı da onların bin kişi, ashabının ise üç yüz on dokuz kişi olduğunu gördü. Sonra Hz. Peygamber kıbleye yönelip Rabbine “Allah'ım! Bana verdiğin vaadi yerine getir! Allah'ım! Bana bulunduğun vaadi ver! Allah'ım! Ehl-i İslâm'dan olan bu topluluk yenilirse yeryüzünde sana kulluk edilmez” diye yakardı. Ellerini uzatmış vaziyette Rabbine dua etmeye devam ederken omuzundaki yeleği düşüverdi. Ebu Bekir onun yanına gelip yeleğini alıp onu omuzuna koydu. Ardından, Hz. Peygamber'e (sav) arkasından sarıldı ve “ey Allah'ın Nebî'si! Rabbine yakarışın yeter! O, sana bulunduğu vaadi yerine getirecektir” dedi. Bunun üzerine Aziz ve Celil Allah “hani siz Rabbinizden yardım istiyordunuz da o size icabet edip sizleri nişanlı bin melekle destekleyeceğim” ayetini indirdi. Böylece Allah, Hz. Peygamber'e (sav) meleklerle yardım etti."
Ebu Zümeyl, İbn Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Müslümanlardan biri o gün, önünde olan bir müşriki takip ederken, birden üst tarafında bir kamçı sesi ve “Hayzûm! Atıl” diyen bir süvari sesi işitti. Önündeki müşrike baktı ve onu boylu boyunca yatarken gördü. Sanki kırbaç darbesiyle burnu kırılmış, yüzü yarılmıştı. (Kırbaç darbelerinin) tüm (yerleri) simsiyahtı! Ensarlı adam gelip bunu Rasulullah'a (sav) anlattı. Hz. Peygamber (sav) “doğru söyledin! Bu, üçüncü kat semadan gelen yardımdır” buyurdu. Müslümanlar o gün yetmiş (müşriği) öldürdüler ve yetmiş (kişiyi de) esir aldılar."
Ebu Zümeyr, İbn Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "(Müslümanlar) esirleri aldıklarında Rasulullah (sav) Ebu Bekir ve Ömer'e “bu esirler hakkında ne dersiniz” buyurdu. Ebu Bekir “ey Allah'ın Nebî'si! Onlar amca ve kabile çocuklarıdır! Onlardan, kafirlere karşı bize kuvvet olsun diye fidye alman (gerektiğini) düşünüyorum. (Hem böylece) umulur ki Allah, onları İslâm'a yönlendirir” dedi. Rasulullah (sav) “ey Hattab'ın oğlu! Sen ne dersin” buyurdu. (Ömer der ki:) Ben “vallahi! Hayır, ya Rasulullah! Ben Ebu Bekir gibi düşünmüyorum! Ancak ben, bize müsaade buyurursan boyunlarını vurmayı uygun görüyorum. Ali'ye izin ver de Akîl'in boynunu vursun! Ban da falancayı” -râvilerden biri Ömer'in akrabalarından olduğunu söylemiştir- “ver de boynunu vurayım! (Çünkü) onlar küfrün önde gelenleri ve eşrafıdırlar” dedim. Hz. Peygamber (sav) Ebu Bekir'in dediğine meyletti de benim dediğime meyletmedi. Ertesi gün olduğunda geldim de Rasulullah (sav) ile Ebu Bekir'i oturmuşlar (ve) ağlar vaziyette (görüverdim)! Ben “ya Rasulullah! Senin ve arkadaşının neden dolayı ağladığını bana haber ver! Ağlanacak bir şey varsa ben de ağlayayım. Ağlanacak bir şey yoksa da ağlamak suretiyle ağlamanıza ortak olayım” dedim. Nebî (sav) “fidye almalarından dolayı arkadaşlarına (gelecek musibetin) bana arz olmasından dolayı ağlıyorum! Onların azabı, bana bu ağaçtan” -Allah'ın Nebî'sine (sav) yakın olan ağaçtan- “daha yakın (olarak) gösterildi” buyurdu. Sonra Aziz ve Celil Allah “Hiçbir peygambere, düşmanın belini kırıp yeryüzünde hâkimiyetini iyice perçinleyinceye ve dînini insanlar arasında yerleştirinceye kadar esirleri olması uygun değildir. Siz, dünyanın geçici menfaatini istiyorsunuz, halbuki Allah âhireti kazanmanızı diliyor. Allah, kudreti dâimâ üstün gelen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olandır. Eğer affedileceğinize dair önceden Allah tarafından verilmiş bir hüküm olmasaydı, esirlere bedel olarak aldığınız fidyeden dolayı elbette size büyük bir azap dokunacaktı. Ama artık elde ettiğiniz ganimetlerden helâl ve temiz olarak yiyin ve Allah’a karşı gelmekten sakının. Hiç şüphesiz Allah, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.” (Enfal, 67-69) ayetlerini indirdi ve ganimeti onlara helal kıldı."
Açıklama:
"فَاخْضَرَّ ذَلِكَ أَجْمَعُ" ifadesinin, "(Kırbaç darbelerinin) tüm (yerleri) simsiyahtı!" şeklinde anlaşılabileceğine dair bk. Aliyyü'l-Kârî, Mirkâtü'l-mefâtih, IX, 3782.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cihâd ve's-Siyer 4588, /750
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
3. Ebu Zümeyl Simak b. Velid el-Hanefî (Simak b. Velid)
4. İkrime b. Ammar el-Îclî (İkrime b. Ammar b. Ukbe)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
6. Ebu Serî Hennâd b. Serî et-Temîmî (Hennad b. Serî b. Musab b. Ebu Bekir)
Konular:
BEDİR GAZVESİ
Dua, dua ederken kıbleye yönelmek
KTB, DUA
KTB, KIBLE
Savaş, esirlere muamele
Siyer, Bedir Savaşı
Yardım, Müslümanlara nasip olan ilahi yardımlar
Bize Ebu Bekir b. Ebi Şeybe, ona Vekî’, ona Süfyan, ona Asım b. Ubeydullah, ona Salim, ona İbn Ömer’in haber verdiğine göre Ömer (ra) umre yapmak için Rasulullah’tan (sav) izin istedi. Rasulullah (sav) da, ona izin verdi ve
"Kardeşciğim, duana bizi de ortak et, bizi de (duadan) unutma." buyurdu.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30194, İM002894
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ سُفْيَانَ عَنْ عَاصِمِ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ سَالِمٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ عَنْ عُمَرَ أَنَّهُ اسْتَأْذَنَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فِى الْعُمْرَةِ فَأَذِنَ لَهُ وَقَالَ لَهُ: "يَا أُخَىَّ أَشْرِكْنَا فِى شَىْءٍ مِنْ دُعَائِكَ وَلاَ تَنْسَنَا".
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebi Şeybe, ona Vekî’, ona Süfyan, ona Asım b. Ubeydullah, ona Salim, ona İbn Ömer’in haber verdiğine göre Ömer (ra) umre yapmak için Rasulullah’tan (sav) izin istedi. Rasulullah (sav) da, ona izin verdi ve
"Kardeşciğim, duana bizi de ortak et, bizi de (duadan) unutma." buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Menâsik 5, /470
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
4. Asım b. Ubeydullah el-Kuraşi (Asım b. Ubeydullah b. Asım b. Ömer b. Hattab)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
7. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Adab, izin isteme adabı
DUA ZAMAN VE MEKAN İLİŞKİSİ
Dua, başkası için dua etmek
Dua, hacca veya umreye gidenden dua istemek
KTB, DUA
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10342, D001498
Hadis:
- حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ عَاصِمِ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ سَالِمِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عُمَرَ - رضى الله عنه - قَالَ اسْتَأْذَنْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فِى الْعُمْرَةِ فَأَذِنَ لِى وَقَالَ
"لاَ تَنْسَنَا يَا أُخَىَّ مِنْ دُعَائِكَ." فَقَالَ كَلِمَةً مَا يَسُرُّنِى أَنَّ لِى بِهَا الدُّنْيَا قَالَ شُعْبَةُ ثُمَّ لَقِيتُ عَاصِمًا بَعْدُ بِالْمَدِينَةِ فَحَدَّثَنِيهِ وَقَالَ
"أَشْرِكْنَا يَا أُخَىَّ فِى دُعَائِكَ."
Tercemesi:
Bize Süleyman b. Harb, ona Şube, ona Asım b. Ubeydullah, ona Salim b. Abdullah, ona babası İbn Ömer'in (ra) haber verdiğine göre Ömer (ra) şöyle demiştir: Umre yapmak için Rasulullah'tan (sav) izin istedim. Rasulullah (sav) da bana izin verdi ve "kardeşim duanda bizi de unutma," dedi. Bana öyle bir şey söyledi ki, onun yerine dünyalar benim olsa, beni o kadar sevindirmezdi.
(Ravilerden) Şube dedi ki: Daha sonra Medine'de Asım'la karşılaştım, aynı hadisi bana nakletti ve "duana bizi de ortak et, ey kardeşim" buyurdu, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Vitr 359, /351
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
4. Asım b. Ubeydullah el-Kuraşi (Asım b. Ubeydullah b. Asım b. Ömer b. Hattab)
5. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
6. Ebu Eyyüb Süleyman b. Harb el-Vâşihî (Süleyman b. Harb b. Büceyl)
Konular:
Dua, başkası için dua etmek
KTB, DUA
Bize Kuteybe b. Said, ona Yakub b. Abdurrahman el-Kârî, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Allah, her gece, ilk üçte biri geçince dünya semasına iner ve “gerçek hükümdar ve melik benim. Yok mu dua eden, onun duasını kabul edeyim! Yok mu benden isteyen, ona isteğini vereyim! Yok mu benden af dileyen, onu affedeyim” buyurur. Bu durum, fecir doğana dek devam eder."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6248, M001773
Hadis:
وَحَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ - وَهُوَ ابْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْقَارِىُّ - عَنْ سُهَيْلِ بْنِ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ "يَنْزِلُ اللَّهُ إِلَى السَّمَاءِ الدُّنْيَا كُلَّ لَيْلَةٍ حِينَ يَمْضِى ثُلُثُ اللَّيْلِ الأَوَّلُ فَيَقُولُ أَنَا الْمَلِكُ أَنَا الْمَلِكُ مَنْ ذَا الَّذِى يَدْعُونِى فَأَسْتَجِيبَ لَهُ مَنْ ذَا الَّذِى يَسْأَلُنِى فَأُعْطِيَهُ مَنْ ذَا الَّذِى يَسْتَغْفِرُنِى فَأَغْفِرَ لَهُ فَلاَ يَزَالُ كَذَلِكَ حَتَّى يُضِىءَ الْفَجْرُ."
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said, ona Yakub b. Abdurrahman el-Kârî, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Allah, her gece, ilk üçte biri geçince dünya semasına iner ve “gerçek hükümdar ve melik benim. Yok mu dua eden, onun duasını kabul edeyim! Yok mu benden isteyen, ona isteğini vereyim! Yok mu benden af dileyen, onu affedeyim” buyurur. Bu durum, fecir doğana dek devam eder."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salâtu'l-müsâfirîn ve Kasruhâ 1773, /297
Senetler:
()
Konular:
DUA ZAMAN VE MEKAN İLİŞKİSİ
Dua, geceleri yapılacak dualar
Dua, kabul saati
İbadet, Gece ibadeti
KTB, DUA
KTB, NAMAZ,
Bize Kuteybe, ona Yakub b. Abdurrahman el-İskenderânî, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası (Ebu Salih es-Semmân), ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Allah, her gece, ilk üçte birlik (zaman dilimi) geçince dünya semâsına tenezzül eder ve “gerçek hükümdar ve melik benim. Yok mu dua eden, onun duasını kabul edeyim! Yok mu benden isteyen, ona isteğini vereyim! Yok mu benden af dileyen, onu affedeyim” buyurur. Bu durum, fecir doğana dek devam eder."
[Bu konuda Ali b. Ebu Tâlib, Ebu Said, Rifâ'a el-Cühenî, Cübeyr b. Mut'im, İbn Mesud, Ebu Derdâ ve Osman b. Ebu Âs'tan da hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa der ki: Ebu Hureyre hadisi, hasen-sahih bir hadistir. Bu hadis, Ebu Hureyre vasıtasıyla Nebî'den (sav) pek çok tarik ile nakledilmiştir. Hz. Peygamber'den (sav), "Allah (ac), gecenin son üçte biri kaldığında (dünya semâsına) tenezzül eder" şeklinde de nakledilmiştir ki bu, rivayetlerin en sahihidir]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12298, T000446
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الإِسْكَنْدَرَانِىُّ عَنْ سُهَيْلِ بْنِ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « يَنْزِلُ اللَّهُ إِلَى السَّمَاءِ الدُّنْيَا كُلَّ لَيْلَةٍ حِينَ يَمْضِى ثُلُثُ اللَّيْلِ الأَوَّلُ فَيَقُولُ أَنَا الْمَلِكُ مَنْ ذَا الَّذِى يَدْعُونِى فَأَسْتَجِيبَ لَهُ مَنْ ذَا الَّذِى يَسْأَلُنِى فَأُعْطِيَهُ مَنْ ذَا الَّذِى يَسْتَغْفِرُنِى فَأَغْفِرَ لَهُ فَلاَ يَزَالُ كَذَلِكَ حَتَّى يُضِىءَ الْفَجْرُ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ وَأَبِى سَعِيدٍ وَرِفَاعَةَ الْجُهَنِىِّ وَجُبَيْرِ بْنِ مُطْعِمٍ وَابْنِ مَسْعُودٍ وَأَبِى الدَّرْدَاءِ وَعُثْمَانَ بْنِ أَبِى الْعَاصِ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَبِى هُرَيْرَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَقَدْ رُوِىَ هَذَا الْحَدِيثُ مِنْ أَوْجُهٍ كَثِيرَةٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . وَرُوِىَ عَنْهُ أَنَّهُ قَالَ « يَنْزِلُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ حِينَ يَبْقَى ثُلُثُ اللَّيْلِ الآخِرُ » . وَهُوَ أَصَحُّ الرِّوَايَاتِ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Yakub b. Abdurrahman el-İskenderânî, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası (Ebu Salih es-Semmân), ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Allah, her gece, ilk üçte birlik (zaman dilimi) geçince dünya semâsına tenezzül eder ve “gerçek hükümdar ve melik benim. Yok mu dua eden, onun duasını kabul edeyim! Yok mu benden isteyen, ona isteğini vereyim! Yok mu benden af dileyen, onu affedeyim” buyurur. Bu durum, fecir doğana dek devam eder."
[Bu konuda Ali b. Ebu Tâlib, Ebu Said, Rifâ'a el-Cühenî, Cübeyr b. Mut'im, İbn Mesud, Ebu Derdâ ve Osman b. Ebu Âs'tan da hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa der ki: Ebu Hureyre hadisi, hasen-sahih bir hadistir. Bu hadis, Ebu Hureyre vasıtasıyla Nebî'den (sav) pek çok tarik ile nakledilmiştir. Hz. Peygamber'den (sav), "Allah (ac), gecenin son üçte biri kaldığında (dünya semâsına) tenezzül eder" şeklinde de nakledilmiştir ki bu, rivayetlerin en sahihidir]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 211, 2/307
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Yezid Süheyl b. Ebu Salih es-Semmân (Süheyl b. Zekvan)
4. Yakub b. Abdurrahman el-Kârî (Yakub b. Abdurrahman b. Muhammed)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Dua, geceleri yapılacak dualar
Dua, kabul saati
KTB, DUA
KTB, NAMAZ,
Bana Muhammed b. Abdullah b. Havşeb, ona Abdülvehhâb, ona Halid, ona İkrime, ona İbn Abbâs; (T)
Bana Muhammed, ona Affân b. Müslim, ona Vuheyb, ona Halid, ona İkrime ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir:
"Peygamber (sav) Bedir günü, çadırında “Allah'ım bize söz verdiğin yardımı ve vadettiğin zaferi istiyorum. Allah'ım eğer (aksini) dilersen yeryüzünde bugünden sonra sana ibadet edilmez (ibadet eden kalmaz)” diye dua etti. Hz. Ebu Bekir, Peygamber'in elini tuttu “yeter ey Allah'ın Rasulü, Rabbine karşı duada çok ısrarcı oldun” dedi. Bunun üzerine, zırhını giyinmiş olarak ayaklanan Rasulullah (sav) “Yakında o topluluk bozguna uğrayacak ve arkalarını dönüp kaçacaklardır” [Kamer, 54/45] ayetini okuyarak çadırından dışarı çıktı."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
287330, B004875-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ حَوْشَبٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ حَدَّثَنَا خَالِدٌ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ . وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدٌ حَدَّثَنَا عَفَّانُ بْنُ مُسْلِمٍ عَنْ وُهَيْبٍ حَدَّثَنَا خَالِدٌ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ - رضى الله عنهما - أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ وَهْوَ فِى قُبَّةٍ يَوْمَ بَدْرٍ « اللَّهُمَّ إِنِّى أَنْشُدُكَ عَهْدَكَ وَوَعْدَكَ ، اللَّهُمَّ إِنْ تَشَأْ لاَ تُعْبَدْ بَعْدَ الْيَوْمِ » . فَأَخَذَ أَبُو بَكْرٍ بِيَدِهِ فَقَالَ حَسْبُكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، أَلْحَحْتَ عَلَى رَبِّكَ . وَهْوَ يَثِبُ فِى الدِّرْعِ ، فَخَرَجَ وَهْوَ يَقُولُ « ( سَيُهْزَمُ الْجَمْعُ وَيُوَلُّونَ الدُّبُرَ ) » .
Tercemesi:
Bana Muhammed b. Abdullah b. Havşeb, ona Abdülvehhâb, ona Halid, ona İkrime, ona İbn Abbâs; (T)
Bana Muhammed, ona Affân b. Müslim, ona Vuheyb, ona Halid, ona İkrime ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir:
"Peygamber (sav) Bedir günü, çadırında “Allah'ım bize söz verdiğin yardımı ve vadettiğin zaferi istiyorum. Allah'ım eğer (aksini) dilersen yeryüzünde bugünden sonra sana ibadet edilmez (ibadet eden kalmaz)” diye dua etti. Hz. Ebu Bekir, Peygamber'in elini tuttu “yeter ey Allah'ın Rasulü, Rabbine karşı duada çok ısrarcı oldun” dedi. Bunun üzerine, zırhını giyinmiş olarak ayaklanan Rasulullah (sav) “Yakında o topluluk bozguna uğrayacak ve arkalarını dönüp kaçacaklardır” [Kamer, 54/45] ayetini okuyarak çadırından dışarı çıktı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 5, 2/272
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Ebu Menâzil Halid el-Hazzâ (Halid b. Mihran)
4. Ebu Bekir Vüheyb b. Hâlid el-Bâhilî (Vüheyb b. Hâlid b. Aclân)
5. Ebu Osman Affân b. Müslim el-Bahilî (Affân b. Müslim b. Abdullah)
6. Muhammed b. Yahya ez-Zühli (Muhammed b. Yahya b. Abdullah b. Halid)
Konular:
BEDİR GAZVESİ
Hz. Peygamber, duaları
KTB, DUA
Siyer, Bedir Savaşı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21237, T003562
Hadis:
حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ وَكِيعٍ حَدَّثَنَا أَبِى عَنْ سُفْيَانَ عَنْ عَاصِمِ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ سَالِمٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ عَنْ عُمَرَ أَنَّهُ اسْتَأْذَنَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فِى الْعُمْرَةِ فَقَالَ: « أَىْ أُخَىَّ أَشْرِكْنَا فِى دُعَائِكَ وَلاَ تَنْسَنَا » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Süfyan b. Vekî’, ona babası (Vekî’), ona Süfyan, ona Asım b. Ubeydullah, ona Salim, ona da İbn Ömer’in naklettiğine göre Ömer (ra) Umre için Rasulullah’tan (sav) izin istedi. Hz. Peygamber, ona “Kardeşim, duana bizi de ortak et, bizi unutma.” buyurdu. Ebu İsa (Tirmizi) “bu hadis, hasen-sahihtir” demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Da'vât 109, 5/559
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
4. Asım b. Ubeydullah el-Kuraşi (Asım b. Ubeydullah b. Asım b. Ömer b. Hattab)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
7. Ebu Muhammed Süfyan b. Veki' er-Ruâsî (Süfyan b. Veki' b. Cerrâh b. Melîc b. Adî)
Konular:
Dua, başkası için dua etmek
Dua, dua etme adabı
Dua, hacca veya umreye gidenden dua istemek
KTB, DUA
Umre
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20201, T003386
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو مُوسَى مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَإِبْرَاهِيمُ بْنُ يَعْقُوبَ وَغَيْرُ وَاحِدٍ قَالُوا حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ عِيسَى الْجُهَنِىُّ عَنْ حَنْظَلَةَ بْنِ أَبِى سُفْيَانَ الْجُمَحِىِّ عَنْ سَالِمِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ: كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذَا رَفَعَ يَدَيْهِ فِى الدُّعَاءِ لَمْ يَحُطَّهُمَا حَتَّى يَمْسَحَ بِهِمَا وَجْهَهُ . قَالَ مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى فِى حَدِيثِهِ لَمْ يَرُدَّهُمَا حَتَّى يَمْسَحَ بِهِمَا وَجْهَهُ . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ حَمَّادِ بْنِ عِيسَى . وَقَدْ تَفَرَّدَ بِهِ وَهُوَ قَلِيلُ الْحَدِيثِ وَقَدْ حَدَّثَ عَنْهُ النَّاسُ و حَنْظَلَةُ بْنُ أَبِى سُفْيَانَ ثِقَةٌ وَثَّقَهُ يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ الْقَطَّانُ .
Tercemesi:
Bize Ebu Musa Muhammed b. Müsenna (el-Anezî), İbrahim b. Yakup (es-Sa'dî), ve diğer başka hocalar, onlara Hammad b. İsa el-Cüheni, ona Hanzala b. Ebu Süfyan el-Cümahi, ona Ebu Ömer Salim b. Abdullah (el-Adevî), ona da babası (İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî), (Ebu Hafs) Ömer b. Hattab (el-Adevî)'nin şöyle dediğini rivayet etti:
Rasulullah (sav), duâda ellerini kaldırdığı zaman onları yüzüne sürmedikçe indirmezdi. Muhammed b. Müsenna kendi rivâyetinde: “Onları yüzüne sürmedikçe indirmezdi” demektedir. (Tirmizî rivâyet etmiştir.)Tirmizî: Bu hadis sahih garibtir. Sadece Hammad b. İsa'nın rivâyetiyle bilmekteyiz. Bu hadisi tek başına rivâyet etmiştir. Bu kimsenin hadis rivâyeti azdır. Bazı kimseler ondan hadis rivâyet etmişlerdir. Hanzala b. Ebu Süfyân sika (güvenilir) bir kimsedir. Yahya b. Said el-Kattân onun olduğunu söyledi. Yahya b. Said el-Kattân onun olduğunu söyledi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Da'vât 11, 5/463
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
4. Hanzala b. Ebu Süfyan el-Cümahi (Hanzala b. Esved b. Abdurrahman b. Safvan)
5. Hammad b. İsa el-Cüheni (Hammad b. İsa b. Ubeyde b. Tufeyl)
6. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Dua, dua ederken ellerin kaldırılması
Dua, dua etme adabı
Dua, duadan sonra elleri yüze sürmek
Hz. Peygamber, duaları
KTB, DUA
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20354, T003428
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا أَزْهَرُ بْنُ سِنَانٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ وَاسِعٍ قَالَ: قَدِمْتُ مَكَّةَ فَلَقِيَنِى أَخِى سَالِمُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ فَحَدَّثَنِى عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ: « مَنْ دَخَلَ السُّوقَ فَقَالَ: لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكُ لَهُ لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ يُحْيِى وَيُمِيتُ وَهُوَ حَىٌّ لاَ يَمُوتُ بِيَدِهِ الْخَيْرُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ كَتَبَ اللَّهُ لَهُ أَلْفَ أَلْفِ حَسَنَةٍ وَمَحَا عَنْهُ أَلْفَ أَلْفِ سَيِّئَةٍ وَرَفَعَ لَهُ أَلْفَ أَلْفِ دَرَجَةٍ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ . وَقَدْ رَوَاهُ عَمْرُو بْنُ دِينَارٍ - وَهُوَ قَهْرَمَانُ آلِ الزُّبَيْرِ عَنْ سَالِمِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ هَذَا الْحَدِيثَ نَحْوَهُ
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Meni', ona Yezid b. Harun, ona Ezher b. Sinan, ona da Muhammed b. Vâsi' şöyle demiştir: Mekke’ye geldiğimde kardeşim Salim b. Abdullah b. Ömer beni karşılamıştı. Babasından ve dedesinden rivayet ederek Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu söyledi: "Her kim çarşıya girdiğinde şöyle derse: 'Allah’tan başka ilah yoktur. Sadece o vardır, O’nun ortağı yoktur. Saltanat onundur. Hamd ona mahsustur, hayat veren ve öldüren O’dur. Kendisi tek ölümsüz olandır ve her zaman diridir. Tüm hayırlar onun elindedir ve o her şeye güç yetirendir.' Allah bunu söyleyen kimseye binlerce kere sevap yazar, binlerce günahını da siler ve derecesini binlerce kere yükseltir.
Tirmizî dedi ki: Bu hadis garibtir. Zübeyr ailesinin kahramanlarındandır. Amr b. Dinar, Salim b. Abdullah’tan bu hadisin bir benzerini bize rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Da'vât 36, 5/491
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Vâsi' el-Ezdî (Muhammed b. Vâsi' b. Cabir b. Ahnes)
5. Ebu Halid Ezher b. Sinan el-Kuraşî (Ezher b. Sinan)
6. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
7. Ahmed b. Meni' el-Begavî (Ahmed b. Meni' b. Abdurrahman)
Konular:
Dua, af sebebi
Dua, eve girip çıkarken
Hz. Peygamber, duaları
KTB, DUA
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20404, T003443
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ مُوسَى الْفَزَارِىُّ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ خُثَيْمٍ عَنْ حَنْظَلَةَ عَنْ سَالِمٍ أَنَّ ابْنَ عُمَرَ كَانَ يَقُولُ لِلرَّجُلِ إِذَا أَرَادَ سَفَرًا ادْنُ مِنِّى أُوَدِّعْكَ كَمَا كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُوَدِّعُنَا . فَيَقُولُ: « أَسْتَوْدِعُ اللَّهَ دِينَكَ وَأَمَانَتَكَ وَخَوَاتِيمَ عَمَلِكَ » . قَالَ: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ مِنْ حَدِيثِ سَالِمِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ .
Tercemesi:
İbn Ömer: Yolculuğa çıkmak isteyen bir kimseye şöyle derdi: “Yaklaş bana seni Rasûlullah (s.a.v.)’in bizi uğurladığı gibi uğurlayayım; Dinini, Allah’a olan sorumluluğunu ve işlerinin sonunun iyi olmasını Allah’a emanet ederim.” (Tirmizî rivâyet etmiştir) Tirmizî: Sâlim rivâyeti olarak bu hadis bu şekliyle hasen sahih garibtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Da'vât 43, 5/499
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Hanzala b. Ebu Süfyan el-Cümahi (Hanzala b. Esved b. Abdurrahman b. Safvan)
4. Ebu Ma'mer Said b. Huseym el-Hilalî (Said b. Huseym b. Raşid)
5. Ebu Muhammed İsmail b. Musa (İsmail b. Musa)
Konular:
Dua, sefere çıkarken, dönerken, konaklama yerinde
Hz. Peygamber, duaları
KTB, DUA
Sahâbe, sahabilerin sünnete uyma hassasiyetleri