51 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Kaze'a, ona Malik, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zübeyir, ona da Hz. Âişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: Utbe b. Ebu Vakkâs kardeşi Sa'd b. Ebu Vakkâs'a “Zem'a'nın cariyesinin doğan (Abdurrahman), benim çocuğumdur, Bu çocuğu himayene al” diye vasiyet etti. Mekke'nin fethedildiği sene Mekke'ye varıldığında, Sa'd b. Ebu Vakkâs bu çocuğu aldı ve “bu çocuk kardeşimin oğludur. Nesebimize katılması konusunda kardeşim bana vasiyet etmiştir” dedi. Abd b. Zem'a da ayağa kalkıp “bu, benim kardeşimdir, babamın cariyesinin oğlu olup babamın döşeğinde doğmuştur” dedi. Her iki taraf iddialarını Hz. Peygamber'e taşıdılar. Sa'd b. Ebu Vakkâs “Ey Allah'ın Rasûlü, bu çocuk kardeşimin oğludur. Nesebimize katılması konusunda kardeşim bana vasiyet etmiştir” dedi. Abd b. Zem'a da “bu, benim kardeşimdir, babamın cariyesinin oğlu olup babamın döşeğinde doğmuştur” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Ey Abd b. Zem'a, bu çocuk senin kardeşindir" dedi, ardından "çocuk (doğduğu) döşeğe aittir. Zina eden erkeğe de mahrumiyet düşer" buyurdu. Sonra Hz. Peygamber (sav) çocuğun Utbe'ye benzediğini görünce eşi Sevde bt. Zem'a'ya "ey Sevde! Bundan sonra sen de Abdurrahman'ın yanında örtünü üzerine al, örtün" buyurdu. Abdurrahman, bu vakitten sonra vefat edinceye kadar, Sevde'yi örtüsüz olarak görmedi.
Bize İshak, ona Muhammed b. Yusuf, ona Evzâî, ona Zührî, ona da Sehl b. Sa'd şöyle söylemiştir: "Uveymir, Aclân oğullarının reisi olan Âsim b. Adiyy'e geldi: 'Bir kimse karısını başka bir kimse ile zina ederken bulsa ve zina edeni öldürse, siz ona kısas mı uygularsınız? Yoksa bu kimsenin durumu nasıl olur? dedi. Bu meseleyi kendisi için Rasûlullah'a (sav) sormasını istedi. Bunun üzerine Asım, Hz. Peygamber'e (sav) gelip, 'Ey Allah'ın Rasûlü!' diye başlayarak sordu. Fakat Rasulullah bu sorulardan hoşlanmadı. Sonra Uveymir, Asım b. Adiyy'e durumu sordu. O da 'Rasulullah böyle sorulan çirkin gördü ve ayıpladı.' dedi. Bunun üzerine Uveymir: 'Vallahi vazgeçmem, bunu Rasalullah'a (sav) kendim sorarım.' dedi sonra da gidip: 'Bir kimse karısını başka bir kimse ile zina ederken bulsa ve zina edeni öldürse, siz de ona kısas mı uygularsınız? Yoksa bu kimsenin durumu nasıl olur? Bu konuda siz ne dersiniz?' diye sordu. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Sen ve eşinin hakkında Allah ayet indirmiştir." dedi. Sonra da bu çifte, Allah'ın kendi kitabında ifade ettiği gibi mülaene yapmayı emretti. Ve ilk önce erkek, karısına karşı lanetle yemin etti. (Sonra da kadın böyle yaptı.) Ardından Uveymir: 'Ey Allah'ın Rasûlü! Bu kadınla evli kalırsam, ona zulmetmiş olurum.' dedi kadını boşadı. Uveymir ile karısının bu olayından sonra mülaene yapan çiftlerin -kocanın boşamasıyla- ayrılmaları bir sünnet (uygulama) oldu. Sonra Rasulullah, orada bulunanlara: "Bakınız! Eğer bu kadın gözleri kara ve iri, kalçaları büyük, bacakları şişkin olarak gelirse o zaman ben, Uveymir'in bu kişi hakkında doğru söylediğini kabul ederim. Ama eğer o, tüyleri sanki sıcak bir çöl kumunda gibi ince ve hafifse, o zaman ben Uveymir'in onun hakkında yalan söylediğini düşünürüm." dedi. Sonra kadın, Rasulullah'ın Uveymir'i doğruladığı üzere ve tasvir ettiği şekilde çocuk getirdi. Bu sebeple çocuk sonra anasına nisbet edildi.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Yezid b. Harun, oma Hammâd b. Seleme; (T) Bize Muhammed b. Yahya, ona Süleyman b. Harb; (T) Bize Harun b. Hayyan, ona Abdülaziz b. Muğire, o ikisine Hammad b. Seleme, ona Akîl b. Talha es-Sülemi, ona Müslim b. Heydam, ona da Eş'as b. Kays şöyle demiştir: Ben Kinde heyeti içinde Rasulullah'ın (sav) yanına vardım. Onlar beni kendi içlerinde en değerli kişi olarak görürlerdi. Ben “ey Allah'ın Rasulü, Siz bizden değil misiniz?” dedim. Hz. Peygamber (sav) "Biz Nadır b. Kinâne oğullarıyız. Biz anamızı iffetsizlikle itham etmeyiz ve babalarımıza nispetimizi reddetmeyiz" buyurdu. Râvi der ki: Bundan sonra Eş'as b. Kays “Kureyş kabilesinden herhangi bir adamın Nadr b. Kinâne'den olmadığını iddia eden kim bana getirilirse onu (iftira cezası olarak) had vururum” derdi.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Yezid b. Harun, oma Hammâd b. Seleme; (T) Bize Muhammed b. Yahya, ona Süleyman b. Harb; (T) Bize Harun b. Hayyan, ona Abdülaziz b. Muğire, o ikisine Hammad b. Seleme, ona Akîl b. Talha es-Sülemi, ona Müslim b. Heydam, ona da Eş'as b. Kays şöyle demiştir: Ben Kinde heyeti içinde Rasulullah'ın (sav) yanına vardım. Onlar beni kendi içlerinde en değerli kişi olarak görürlerdi. Ben “ey Allah'ın Rasulü, Siz bizden değil misiniz?” dedim. Hz. Peygamber (sav) "Biz Nadır b. Kinâne oğullarıyız. Biz anamızı iffetsizlikle itham etmeyiz ve babalarımıza nispetimizi reddetmeyiz" buyurdu. Râvi der ki: Bundan sonra Eş'as b. Kays “Kureyş kabilesinden herhangi bir adamın Nadr b. Kinâne'den olmadığını iddia eden kim bana getirilirse onu (iftira cezası olarak) had vururum” derdi.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Yezid b. Harun, oma Hammâd b. Seleme; (T) Bize Muhammed b. Yahya, ona Süleyman b. Harb; (T) Bize Harun b. Hayyan, ona Abdülaziz b. Muğire, o ikisine Hammad b. Seleme, ona Akîl b. Talha es-Sülemi, ona Müslim b. Heydam, ona da Eş'as b. Kays şöyle demiştir: Ben Kinde heyeti içinde Rasulullah'ın (sav) yanına vardım. Onlar beni kendi içlerinde en değerli kişi olarak görürlerdi. Ben “ey Allah'ın Rasulü, Siz bizden değil misiniz?” dedim. Hz. Peygamber (sav) "Biz Nadır b. Kinâne oğullarıyız. Biz anamızı iffetsizlikle itham etmeyiz ve babalarımıza nispetimizi reddetmeyiz" buyurdu. Râvi der ki: Bundan sonra Eş'as b. Kays “Kureyş kabilesinden herhangi bir adamın Nadr b. Kinâne'den olmadığını iddia eden kim bana getirilirse onu (iftira cezası olarak) had vururum” derdi.