153 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Küreyb, ona Muhammed b. Fudayl, ona Hamza ez-Zeyyât, ona Ziyad et-Tâî, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Bizler 'Yâ Rasulullah! Bize ne oluyor da senin huzurundayken kalplerimiz yumuşuyor, dünyaya aldırış etmiyoruz ve ahiret ehlinden oluyoruz. Senin huzurundan ayrılıp da ailemizle bir araya geldiğimizde ve evlatlarımızı kokladığımızda, önceki halimizden eser kalmıyor?' dedik. Rasulullah (sav) 'Şayet huzurumdan ayrıldığınızda da haliniz öyle kalsaydı, melekler sizi evlerinizde ziyaret ederdi. Sizler günah işlemeseydiniz, muhakkak ki Allah (cc) günah işleyip de kendilerini affedeceği başka kimseleri yaratırdı' buyurdu. Ben 'Yâ Rasulullah! Mahlukat neyden yaratılmıştır?' dediğimde, 'Sudan' buyurdu. 'Peki ya cennet neden yapılmıştır?' dediğimse ise 'Malzemesi gümüşten ve altından olan tuğladan, harcı hoş kokulu miskten, taşları inci ve yakuttan, toprağı ise zaferândandır. Oraya girenler, nimetlere nail olur, üzüntüye kapılmaz, sonsuza kadar hayatta kalır ve ölmezler. Elbiseleri eskimez, gençlikleri de son bulmaz' buyurdu. Ardından da 'Şu üç kişinin duası geri çevrilmez: Adeletli yöneticinin, iftar ederken oruçlunun ve mazlumun duası. Allah mazlumun duasını bulutların üzerine çıkarır, o dua için göğün kapıları açılır ve Rab azze ve celle 'İzzetim hakkı için, bir zaman sonra dahi olsa sana muhakkak yardım edeceğim' buyurur' dedi." [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, isnadı pek sağlam olmayan bir hadis olup bana göre muttasıl da değildir. Bu hadis, Ebu Hureyre vasıtası ile Nebî'den (sav) başka bir isnadla da nakledilmiştir.]
Bize Ahmed b. Amr b. Serh ile Hâris b. Miskîn, o ikisine İbn Vehb, ona Mâlik ve Yunus, onlara İbn Şihâb, ona Humeyd b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kim Allah (ac) yolunda ikişer ikişer (çokça) infak ederse, cennette ona 'Ey Allah’ın kulu! İşte bu gerçek bir hayırdır' diye nida edilir. Namaz ehlinden/namaza özenle devam edenler, cennete namaz kapısından; cihadı çokça yapanlar, cihad kapısından; sadakayı bol bol verenler, sadaka kapısından; oruca devam edenler de Reyyân kapısından çağırılacaklardır. Ebu Bekr es-Sıddîk 'Ey Allah’ın Rasulü! Bir kişinin illa da bu kapılardan birinden çağrılması zorunlu mudur? Peki bütün bu kapıların hepsinden çağırılacak bir kimse var mıdır?' diye sorduğunda, Rasulullah (sav) 'Evet vardır. Ben senin de o kimselerden olacağını umuyorum' buyurdu."
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Cerîr, ona Umâra, ona Ebu Zur'a, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Cennete ilk girecek olan zümre, dolunay gibi parlak olacak. Ardından girecek olanlar da gökte en parlak yıldız gibi parıldayacak. Onların küçük veya büyük abdeste çıkma, tükürme ve sümkürme ihtiyaçları olmaz. Tarakları altın, terleri misk, buhurdanlıklarının yakıtı Uluvve ve Uncûc denilen güzel kokulu bir çubuk, eşleri iri ve şahin gözlü dilberlerdir. Onlar bir tek erkeğin, babaları Adem'in suretinde olup boyları altmış ziradır."