Giriş

Bize Hüseyin b. Muhammed, ona Şerîk, ona Câbir, ona Hayseme, ona da Enes b. Malik'in şöyle anlattığını rivayet etti: "Hz. Peygamber (sav) ile birlikte hasta olan Zeyd b. Erkam'ı ziyaret etmek üzere evine gittik. Zeyd, gözlerinden rahatsızdı. Efendimiz (sav) "Ey Zeyd! Gözlerinde böyle bir rahatsızlık olduğunda ne yapardın?" diye sordu. Zeyd, "Bu durumda sabrederdim ve sevabını Allah'tan beklerdim!" dedi. Hz. Peygamber (sav) "Gözlerinde böyle bir rahatsızlık olduğunda ve sabrettiğinde Allah'a günahsız olarak kavuşursun" buyurdu.


Açıklama: mütabileriyle hasendir.

    Öneri Formu
60875 HM012614 İbn Hanbel, III, 156

Bize Hasan b. Musa, ona Hilal b. Ebu Davud el-Habatî Ebu Hişâm, ona da kardeşi Harun b. Ebu Davud'un şöyle anlattığını rivayet etti: (Hastalığı sırasında) Enes b. Mâlik'e geldim ve "Ey Ebu Hamza! (Bulunduğun) Mekan uzak. (Ama) Biz ise seni ziyaret etmekten hoşlanıyoruz" dedim. Enes, başını kaldırdı ve dedi ki: Hz. Peygamber'in (sav) şöyle dediğini duydum: "Kim bir hastayı ziyaret ederse rahmete gark olur. Yanında oturursa rahmete boğulur." Bunun üzerine "Ey Allah’ın Rasulü! Bu dedikleriniz, hastaları ziyaret eden sağlıklı kimseler içindir. (Peki) Hastalara neler vardır?" diye sordum. Rasulullah (sav) "Onların da günahları dökülür (gider)" buyurdu.


Açıklama: mütabileriyle sahihtir.

    Öneri Formu
61313 HM012813 İbn Hanbel, III, 174

Bize Hasan b. Musa, ona Hilal b. Ebu Davud el-Habatî Ebu Hişâm, ona kardeşi Hârân b. Ebu Davud'un şöyle anlattığını rivayet etti: (Hastalığı sırasında) Enes b. Mâlik'e geldim ve "Ey Ebu Hamza! (Bulunduğun) Mekan uzak. (Ama) Biz ise seni ziyaret etmekten hoşlanıyoruz" dedim. Enes, başını kaldırdı ve dedi ki: Hz. Peygamber'in (sav) şöyle dediğini duydum: "Kim bir hastayı ziyaret ederse rahmete gark olur. Yanında oturursa rahmete boğulur." Bunun üzerine "Ey Allah'ın Rasulü! Bu dedikleriniz, hastaları ziyaret eden sağlıklı kimseler içindir. (Peki) Hastalara neler vardır?" dedim. Resulullah (sav) "Onların da günahları dökülür (gider)" buyurdu.


Açıklama: mütabileriyle sahihtir.

    Öneri Formu
63300 HM013708 İbn Hanbel, III, 255

Bize Yunus, ona Ebu Ma'şer, ona Abdurrahman b. Abdullah el-Ensârî'nin şöyle anlattığını rivayet etti: Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm, Ömer b. el-Hakem b. Sevbân’ın huzuruna girdi ve "Ey Ebu Hafs! Bize Hz. Peygamber'den (sav) hakkında hiç ihtilaf olmayan bir hadis rivayet et!" dedi. O da Ka'b b. Mâlik'ten Resul-i Ekrem'in (sav) şu sözünü nakletti: "Kim bir hastayı ziyaret ederse rahmete gark olur. Yanında oturursa o rahmete [iyice] dalar. Sizler inşallah rahmete [iyice] dalarsınız."


Açıklama: Hadis hasen, isnad ise Ebu Ma'şer'in zayıf bir ravi olmasından dolayı zayıftır. Hadis hakkında vehm olmuştur, bu yüzden hadis Ka'b b. Mâlik'in hadisi olarak verilmiştir. Ancak doğru olan hadisin Câbir'in hadisi olmasıdır.

    Öneri Formu
64449 HM015890 İbn Hanbel, III, 461

Bize İshak b. İsa, ona Mâlik, ona Yezîd b. Husayfe, ona Amr b. Abdullah b. Ka'b, ona Nâfi b. Cübeyr, ona Osman b. Ebu'l-Âs'ın şöyle dediğini rivayet etti: (Bir gün) Resul-i Ekrem (sav) bana geldi. Öyle bir sancı çekiyordum ki nerede ise ölmek üzereydim. Hz. Peygamber (sav) bana: "(Ağrıyan yerini) sağ elinle yedi kez meshet! Ve 'Eûzü bi izzetillâhi ve kudretihî min şerri mâ ecidu' (Duyduğum acıların şerrinden Allah'ın izzetine ve kudretine sığınıyorum!) de" buyurdu. Ben de dediğini yaptım. Allah duyduğum sancıyı giderdi. Ve ben (o günden beri) gerek aileme ve gerekse başkalarına bu duayı okumalarını (hep) tavsiye ediyorum.


    Öneri Formu
64681 HM016383 İbn Hanbel, IV, 22

Bize Yahya b. Adem, ona Süfyân, ona Eş'as b. Ebu Şa'sa, ona da Muaviye b. Süveyd b. Mukarrin, Berâ b. Âzib'in şöyle dediğini rivayet etti: "Rasulullah (sav), bize yedi şeyi emretti, yedi şeyi de yasakladı. Bize hastayı ziyaret etmeyi, cenazelere katılmayı, davet eden(in davetin)e icabet etmeyi, (aramızda) selamı yaymayı, aksırana 'Yerhamükellâh' (Allah sana merhamet eylesin) demeyi, yeminle istenilen şeyi yapmayı ve mazluma yardım etmeyi emretti. Bize altın yüzükleri, gümüş kapları, ipeği, ibrişimli (işlemelerde kullanılan kalınca bükülmüş ipek iplikli) ipek elbiseyi, kalın ipekten üretilen altın işlemeli elbiseyi, (hayvanların üzerine örtülen) kırmızı ipekten çulları ve ipek şeritli pamuk elbiseyi (Mısır-Şam tarafında yapılan bir tür kumaştır) yasakladı."


    Öneri Formu
67633 HM018847 İbn Hanbel, IV, 299

Bize Vekî', ona A'meş, ona da Ebu Süfyân, Câbir'in şöyle dediğini rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) atından bir hurma ağacı gövdesinin üzerine düştü ve ayağı çıktı. Bunun üzerine onu ziyaret etmek üzere huzuruna girdik. Namaz kılıyordu. Biz de Ona (sav) uyup ayakta namaz kıldık. Namaz bitince şöyle buyurdu "İmam ancak kendisine uyulmak için öne geçirilir. Ayakta namaz kılarsa siz de ayakta namaz kılın! Oturarak namaz kılarsa siz de oturarak namaz kılın. Farslılar'ın büyüklerine yaptığı gibi imam otururken ayakta durmayın!"


Açıklama: Hz. Peygamber'in (as) yaralı olduğu dönemde cemaate oturarak namaz kıldırdığı ve cemaatten de oturmalarını istediği anlamındaki rivayet Hz. Aişe, Enes b. Malik, Cabir b. Abdullah ve Ebu Hüreyre'den gelmiştir. Fakat "Farisiler gibi büyüklerinize kalkmayın" anlamına gelen bölüm sadece Cabir b. Abdullah'tan aktarılmaktadır (İbn Ebi Şeybe, Musannef, II, 115 vd.). Bu hadis namazda imam otururken cemaatin de oturması gerektiğini göstermektedir. Bununla birlikte Ehl-i hadisten bazı alimler, Resulullah'ın (sav) vefatına sebep olan hastalığı sırasında kendisinin Hz. Ebubekir'e oturarak imam olmasını, Hz. Ebubekir'in de Resulullah'a (sav) ayakta uymasını ve cemaati yönlendirmesini delil getirerek önceki hükmün mensuh olduğunu savunmuşlardır. (İbn Huzeyme, Sahîh, II, 776). Buhârî'nin aktardığına göre bu görüşü Humeydî savunmuştur (Buhârî, Sahîh, I, 139). Bazı alimler imam oturarak namaz kıldırsa bile cemaatin ayakta namaz kılması gerektiğini söylemişlerdir. Süfyân es-Sevrî, Mâlik b. Enes, İbnü'l-Mübârek ve Şâfiî bunlar arasındadır (Tirmizî, Sünen, II, 194). isnadı kavîdir.

    Öneri Formu
62158 HM014254 İbn Ebi Şeybe, Musannef, II, 115, 235; VII, 286; Buhari, el-Edebü'l-müfred, s. 533; İbn Mace, Sünen, II, 296; Ebu Davud, Sünen, I, 451; Ebu Ya'la el-Mevsıli, Müsned, III, 411; İbn Huzeyme, Sahih, II, 775; III, 53.

Bize Süreyc, ona el-Mu'âfâ, ona Muğîra b. Ziyâd, ona Ubâde b. Nüsiyy, ona Esved b. Sa'lebe, Ubâde b. es-Sâmit'in şöyle dediğini rivayet etti: "Hz. Peygamber (sav), Ensar'dan bazı kimselerle beni hastayken ziyaret etmek üzere yanıma geldi. 'Şehit kimdir biliyor musunuz?' diye sordu. Herkes sustu. Tekrar 'Şehit kimdir biliyor musunuz?' diye sordu. Yine kimse cevap vermedi. Tekrar 'Şehit kimdir biliyor musunuz?' diye (üçüncü kez) sordu. Eşime (sırtımın arkasına bir şey koyarak) beni doğrult dedim. O da beni doğrulttu. Sonra "Müslüman olup, hicret etmiş ve sonra Allah yolunda öldürülmüş kişi şehittir" dedim. Resulullah (sav) "O halde ümmetimden şehit olanların sayısı azdır" buyurdu (ve şöyle devam etti): "Allah yolunda öldürülmek şehadettir. Karın ağrısından ölmek şehadettir, boğulma şehadettir, lohusanın ölümü şehadettir."


Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte sahihtir.

    Öneri Formu
72353 HM023078 İbn Hanbel, V, 317

Bize Abdussamed, ona Sâbit, ona Âsım, ona Selmân, ona Şamlı bir adam, ona Cünâde, ona da Ubâde b. es-Sâmit'in şöyle anlattığını rivayet etti: "Rasulullah'ı (sav) hastayken ziyaret etmek üzere huzuruna girdim. O kadar acı çekiyordu ki şiddetini ancak Allah bilir. Akşam üzeri tekrar gittim. Bu sefer rahatlamıştı ve daha iyi görünüyordu. Kendisine 'Sabah yanınıza geldim. O kadar acı çekiyordunuz ki şiddetini ancak Allah bilir, akşam geldim iyileşmişsiniz' dedim. Rasulullah (sav) bana "Ey Ubâde! Cibrîl (as) bana beni iyileştiren bir rukye yaptı. Sana bu rukyeyi öğreteyim mi?" dedi. Ben de elbette dedim. Hz. Peygamber (sav) 'Allah'ın adıyla sana sıkıntı veren her hasetçinin ve gözün kıskançlığından Allah'ın adıyla sana rukye yapıyorum. Sana şifa veren Allah'ın adıyla.' ifadelerini dile getirdi.


Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte sahih li ğayrihidir.

    Öneri Formu
72620 HM023139 İbn Hanbel, V, 323

Bize Affân, ona Şu'be, ona Ebu Bekir b. Hafs, ona Ebu Musabbih veya İbn Musabbih –Şüphe eden Ebu Bekir'dir-, ona da İbnü’s-Simt, Ubâde b. es-Sâmit'in şöyle anlattığını rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) Abdullah b. Ravâha'yı hastayken ziyaret etti. (Resulullah (sav) içeri girdiğinde) Abdullah yatağından geri çekilerek ona oturacak bir yer bırakamadı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Ümmetimin şehitleri kimlerdir biliyor musunuz?" diye sordu. Orada bulunanlar 'Müslümanın öldürülmesi şehadettir' dediler. Resulullah (sav) "Bu durumda ümmetimin şehitleri azdır" dedi ve (şöyle devam etti): "Vebadan ölüm şehadettir, çocuğu tarafından öldürülen (doğum yaparken ölen) kadın (dahil olmak üzere bu ölümlerin) tümü, şehadettir."


    Öneri Formu
72615 HM023136 İbn Hanbel, V, 323