37 Kayıt Bulundu.
Bize Bişr b. Muhammed, ona Abdullah, ona Hüseyin el-Müktib, ona Atâ b. Ebu Rebâh, ona da Cabir b. Abdullah (r.anhuma) şöyle demiştir: Bir sahâbî kendisine ait bir köleyi müdebber olarak (kendi ölümünden sonra olmak kaydıyla) azat etmişti. Daha kendisi muhtaç duruma düştü. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) bu köleyi aldı ve "bunu benden kim satın alır?" buyurdu. Nuaym b. Abdullah bu köleyi bir bedel ödeyerek satın aldı. Hz. Peygamber (sav) o bedeli alıp sahibine ödedi.
Bize Musa b. İsmail, ona Cüveyriye, ona Nâfi, ona da Abdullah (ra) şöyle demiştir: Biz ticaret kervanlarını yolda karşılayıp onlardan yiyecek satın alırdık. Hz. Peygamber (sav) kervan yiyecek pazarına ulaşmadan alışveriş yapmamızı yasakladı. Ebu Abdullah (el-Buhârî) der ki: Übeydullah'ın rivayeti, kervanı yolda karşılama olayının çarşının üst tarafında olduğunu açıklamaktadır.
Bize Sadaka, ona İbn Uyeyne, ona İbn Ebu Necîh, ona Abdullah b. Kesir, ona Ebu Minhal, ona İbn Abbas (r. anhüma) şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (sav) Medine'ye geldiğinde, Medine halkı selem yoluyla iki-üç sene vadeli hurma alışverişi yapıyorlardı. Peygamber, "Kim herhangi bir şeyde selem yoluyla alışveriş yaparsa ölçeği belirli, tartısı belirli, vadesi belirli olarak yapsın." buyurdu. Bize Ali, ona Süfyân, ona İbn Ebu Necîh, "Belirli bir ölçekte, bilinen bir müddete kadar selef yapsın." şeklinde rivayet etmiştir.
Bize Müsedded, ona Abdulvâhid, ona Ma'mer, ona Abdullah b. Tâvus, ona Babası (Tâvus b. Keysân), ona da İbn Abbas'ın (r.anhuma) rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kervanları pazara girmeden önce yolda karşılamayınız. Şehirli kimse, köylünün malını onun namına cambazlık yaparak satamaz." Tavus derki: Ben İbn Abbas'a, Hz. Peygamber'in "şehirli, köylünün malını satamaz" sözünün anlamını sordum, o da şöyle cevap verdi: "Şehirli, köylüye simsarlık edemez" dedi.
Açıklama: "Garer satışı" tutulmamış balık, avlanmamış hayvan, kayıp bir inek, doğmamış kuzu gibi halihazırda mevcut olmayan veya satıcı tarafından elde edilmemiş bir şeyin satımıdır. Hasât satışı ise bir kişinin taş fırlatıp düştüğü yere kadarki arazisinin bölümünü satmasıdır. Her iki satışta da meçhullük ve aldatma durumu olduğu için yasaklanmıştır. bkz. San'ânî, et-Tahbîr li idâhi meâni't-Teysîr (Şâmile Programı online nüshası), I, 527.