20 Kayıt Bulundu.
Bize Ubeyd b. İsmail, ona Ebu Üsame, ona Hişam, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (sav) Medine'ye hicret edip geldiğinde, babam Ebu Bekir ile Bilal sıtmaya tutuldular. Ebu Bekir, kendisini sıtma nöbeti tuttuğunda “Her kişi ailesi ile birlikte sabahlar. Halbuki ölüm ona pabucunun tasmasından daha yakındır” beytini söylerdi. Bilal ise sıtma nöbeti geçince yüksek sesle “Ah bir bilsem! bir kez olsun Mekke vadisinde geceleyecek miyim, etrafımda ızhır ve celîl otları? Bir gün Mecenne sularına varır mıyım? Bir kere daha görünür mü bana acaba Şâme ve Tafîl?” beytini söyler ve “Allah'ım! Yurdumuzdan çıkıp, veba yurduna gitmeye bizi mecbur bırakan Şeybe b. Rabîa'ya, Utbe b. Rabîa'ya ve Ümeyye b. Halef'e lanet et” diye beddua ederdi. Peygamber (sav) de bunları işittikten sonra "Allah'ım! Bizlere Mekke'yi sevdirdiğin gibi veya ondan daha fazla Medine'yi de sevdir. Allah'ım! Sâf ve müdd ile ölçülen rızıklarımızda bizim için bereket ihsan eyle! Allah'ım! Medine'nin havasını bizim için düzeltip hastalıklardan salim kıl! Hummasını ve sıtmasını da Cuhfe'ye gönder" diye dua etti. Aişe der ki: Biz Medine'ye geldiğimizde, Medine Allah'ın arzı içinde veba hastalığının en yaygın olduğu yerdi. Yine Aişe der ki: Medine'nin Buthân vadisinden acı bir su akardı.
Bize İsmail, ona Malik, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etti: Rasulullah (sav) (Medine'ye) geldiğinde Ebubekir ve Bilal sıtma hastalığına yakalanmışlardı. (Aişe) dedi ki: O ikisinin yanına vardım ve şöyle dedim: — Ey babacığım, kendini nasıl hissediyorsun? Bilal'e de: — Yâ Bilâl! Sen nasılsın? diye sordum. Ebubekir (ra), sıtma nöbetine tutulduğunda şu beyti söylerdi: 'Ailesi içinde sabahlayan her kişiye, Ölüm, ayakkabısının bağından daha çok ona yakındır.' Bilal ise sıtma nöbetini geçirdikten sonra şu beyitleri söyleyerek sesini yükseltirdi:' Ah bir bilseydim; etrafımı sümbül ve yavşanların bezediği Mekke vadisinde bir gece olsa da geceleyebilecek miyim? Bir gün gelip de Ukâz'daki Micenne sularının başına varabilecek miyim? Mekke'nin Şâme ve Tafîl dağları bir daha bana görünecekler mi?' (Urve) dedi ki: (Aişe) şöyle dedi: Rasulullah'a (sav) gelip kendisine olanları haber verdim. O da şöyle buyurdu: "Allah'ım! Mekke'yi bize sevdirdiğin gibi Medine'yi de sevdir! veya onu daha fazla sevdir! Medine'nin havasını bizim için sağlıklı kıl! (Medine'nin) ölçü ve tartısnı bereketli eyle! Medine'nin sıtmasını ondan al da onu Mekke'nin Cuhfe'sine bırak!"
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Vehb b. Cerîr, ona babası, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona da Enes'in (ra) söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Allah'ım! Mekke'ye verdiğin bereketin iki katını Medine'ye ver." Bu hadisi rivayet etmede Cerîr b. Hâzım, Osman b. Ömer'in Yunus'dan rivayetine mütâbaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Osman b. Ömer arasında inkita vardır.
Bize Abdullah b. Abdurrahman b. Behrâm ed-Dârimî, ona Ebu Velid et-Tayâlisî, ona Leys b. Sa'd, ona Eyyûb b. Musa, ona Mekhûl, ona Şurahbîl b. Simt, ona da Selman, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Bir gün ve bir gece sınırda düşmana karşı bekçilik yapmak, bir ay (nafile) oruç tutmaktan ve namaz kılmaktan daha hayırlıdır. Kişi ölecek olursa, dünyada iken yaptığı ameli devam ediyormuş gibi sevap alır, rızkı tastamam kendisine verilir. Ayrıca en büyük fitneden de güvende olur."
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Vehb b. Cerîr, ona babası, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona da Enes'in (ra) söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Allah'ım! Mekke'ye verdiğin bereketin iki katını Medine'ye ver." Bu hadisi rivayet etmede Cerîr b. Hâzım, Osman b. Ömer'in Yunus'dan rivayetine mütâbaat etmiştir.
Bize Yakub b. İbrahim, ona İbn Uleyye, ona Eyyûb, ona Humeyd b. Hilâl, ona da Enes b. Mâlik (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) bize hutbe verip "Sancağı Zeyd aldı ve şehit düştü. Sonra onu Cafer aldı ve şehit düştü. Daha sonra Abdullah b. Revâha aldı ve şehit düştü. Ardından emredilmediği halde onu Hâlid b. Velid aldı ve fetih, onunla müyesser oldu. (Şehit düşen kardeşlerimizin) bizim yanımızda olması beni" ya da "onları mutlu etmez" buyurdu. Ravi der ki: Hz. Peygamber bunları söylerken gözlerinden yaş süzülüyordu.