Giriş

Bize Süleyman b. Davud Ebu Rabî, ona İsmail b. Cafer, ona Nâfi b. Mâlik b. Ebu Âmir Ebu Süheyl, ona babası, (Malik b. Ebu Âmir) ona da Ebu Hureyre’nin (ra) rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurmuştur: "Münafığın alâmeti üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, kendisine emanet verildiğinde emanete hainlik eder, söz verdiği zaman sözünde durmaz"


    Öneri Formu
26444 B002749 Buhari, Vesâyâ, 8

Bize Muhammed b. Abdullah er-Rakâşî, ona Yezid b. Zürey, ona Said, ona Salim b. Ebu'l-Ca'd, ona Ma'dân b. Ebu Talha, ona da Hz. Peygamber’in azatlısı Sevbân, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "İnsanın ruhu, bedeninden şu üç şeyden uzak olarak ayrılırsa, o kişi kişi cennete girer: Kibir, hainlik ve borç."


    Öneri Formu
44991 DM002634 Darimi, Buy'u, 52


Açıklama: İsnadı Şeyhân'ın şartlarına göre sahihtir.

    Öneri Formu
42588 HM000827 İbn Hanbel, I, 105

Bize İbrahim b. Musa, ona Hişâm, ona Ma'mer, ona Zührî, ona da Urve'nin bildird,iğine göre Aişe (ra) şöyle anlatmıştır: "Müslümanlardan birçok kişi Habeşistan'a muhacir olarak gittiler. Ebu Bekir de muhacir olmak üzere hazırlık yapmıştı. Bu sırada Peygamber (sav) ona 'Sabret, çünkü ben, bana da (hicret için) izin verileceğini ümit etmekteyim' buyurdu. Bunun üzerine Ebu Bekir 'Babam anam Sana feda olsun! Böyle bir izin gelmesini umuyor musunuz?' diye sordu. Rasulullah (sav) da 'Evet' diye cevap verdi. Bunun üzerine Ebu Bekir de Hz. Peygamber'e (sav) hicrette yoldaşlık etmek üzere beklemeye koyuldu. Bu arada Ebu Bekir, evinde bulunan kuvvetli iki binek devesini, dört ay boyunca ağaç yapraklarıyla besledi." Urve'nin rivayetine göre Âişe şöyle demiştir: "Bir gün biz güneşin en sıcak anında Ebu Bekir'in evinde oturuyorduk. Ev halkından biri Ebu Bekir'e 'İşte Rasulullah, bize gelmesine alışık olmadığımız bir saatte, ba­şına bir sargı sarıp yüzünü örtmüş olarak geliyor' dedi. Ebu Bekir de 'Babam anam O'na feda olsun! Vallahi O'nu bu saatte bura­ya muhakkak mühim bir iş getirmiştir' dedi. Ardından Peygamber (sav) geldi, içeri girmeye izin istedi, Ebu Bekir içeriye buyur etti, Hz. Peygamber (sav) içeriye girdi de Ebu Bekir'e 'Yanında kim varsa dışarı çıkar' buyurdu, Ebu Bekir 'Babam Sana feda olsun ey Allah'ın Rasulü! Onlar ancak Senin ehlin ve mahremindir (yabancı yoktur)' dedi. Rasulullah (sav) 'Bana Mekke'den çıkmak hususunda izin verilmiştir' buyur­du. Ebu Bekir de 'Ey Allah'ın Rasulü! Babam Sana feda olsun! Ben de sana refakat etmek, seninle birlikte bulunmak isterim' dedi. Rasulullah (sav) 'Evet (sen de benimle birlikte olacaksın)' buyurdu. Ebu Bekir 'Babam sana feda olsun, ey Allah'ın Rasulü! Şu iki binitten birini al' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Ancak bedeliyle alırım' buyurdu." Âişe der ki: "Biz Rasulullah (sav) ile Ebu Bekir'in sefer malzemelerini ça­bucak hazırladık. Her ikisi için bir dağarcık içinde bir miktar azık hazırlayıp bir sofra olarak koyduk. Ağzı bağlanacağı sıra Ebu Bekir'in kızı, kardeşim Esma, belinin kuşağından bir parça kesip ayırdı ve onun­la dağarcığın ağzını bağladı. İşte bundan dolayı Esmâ'ya "Zâtu'n-Nitâkayn (İki Kuşaklı)" diye isim verildi. Sonra Rasulullah (sav) ile Ebu Bekir, Sevr denilen dağdaki bir mağaraya ulaştılar. Ve orada üç gece kaldılar. Her gece yanlarında Ebu Bekr'in oğlu Abdullah gecelerdi. Abdullah kıvrak zekâlı ve becerikli bir gençti. Seher vakti onların yanlarından ayrılır, Mekke'de Kureyş ile geceyi geçirmiş gibi sabaha uyanırdı. Abdullah, Rasulullah ile Ebu Bekir hakkında Kureyş müşriklerinin hilelerinden duyduğu şeyleri akılında tutar, sonunda karanlık basınca gelir, Rasulullah ile babası Ebu Bekir'e gelip olup bitenleri haber verir­di. Ebu Bekir'in kölesi Âmir b. Fuheyre (o civarda) bol sütlü sağmal koyun otlatır ve akşam bir süre geçince Rasulullah (sav) ile Ebu Bekir'e getirirdi. Onlar da taze süt içerek gecelerlerdi. Nihayet gece­nin sonunda Âmir b. Fuheyre (mağaranın önüne gelir) sağmal ko­yuna seslenirdi (ve alır, otlatmaya götürürdü). Rasulullah (sav) ile Ebu Bekir'in mağarada bulundukları üç gecenin hepsinde Âmir bu şekilde davranırdı."


    Öneri Formu
18697 B005807 Buhari, Libâs, 16

Bize Abdullah b. Muhammed b. Esma, ona Cüveyriye, ona Nafi, ona İbn Ömer şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sav) Hendek gazvesinden dönünce bize 'Hiç kimse ikindi namazını, Kurayza oğulları yurduna ulaşmadan kılmasın' buyurdu. Sahabeden bir kısmı yolda iken ikindi namazının vakti girdi (Güneş batmak üzereydi. Bunun üzerine ashâb ikiye ayrıldı.) Bazısı 'biz oraya varmadan namazımızı kılmayız' dedi. Bir kısmı da 'hayır, Hz. Peygamber'in maksadı bu değildi. Biz namazımızı kılacağız' dediler. Durum Hz. Peygamber'e (sav) anlatılınca, onların hiçbirisini kınamadı."


    Öneri Formu
5971 B000946 Buhari, Salatu'l-Havf, 5

Bize Muhammed b. Alâ, ona İbn İdris, ona İbn Aclân, ona (Ebu Saîd) el-Makburî ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasullulah (sav) şöyle dua ederdi: "Allah'ım, açlıktan sana sığınırım. Zira o pek fena bir dosttur. Hıyanetten de sana sığınırım, çünkü o pek fena bir sırdaştır."


    Öneri Formu
23492 N005470 Nesai, İstiâze, 19


    Öneri Formu
2402 M004743 Müslim, İmare, 30


    Öneri Formu
2404 M004744 Müslim, İmare, 30


    Öneri Formu
2405 M004745 Müslim, İmare, 30