Öneri Formu
Hadis Id, No:
3644, M002165
Hadis:
وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ وَإِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ جَمِيعًا عَنْ أَبِى مُعَاوِيَةَ - قَالَ زُهَيْرٌ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ خَازِمٍ - حَدَّثَنَا عَاصِمٌ عَنْ حَفْصَةَ عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ قَالَتْ لَمَّا نَزَلَتْ هَذِهِ الآيَةُ "(يُبَايِعْنَكَ عَلَى أَنْ لاَ يُشْرِكْنَ بِاللَّهِ شَيْئًا) (وَلاَ يَعْصِينَكَ فِى مَعْرُوفٍ)" قَالَتْ كَانَ مِنْهُ النِّيَاحَةُ. قَالَتْ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِلاَّ آلَ فُلاَنٍ فَإِنَّهُمْ كَانُوا أَسْعَدُونِى فِى الْجَاهِلِيَّةِ فَلاَ بُدَّ لِى مِنْ أَنْ أُسْعِدَهُمْ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"إِلاَّ آلَ فُلاَنٍ."
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Züheyr b. Harb ve İshak b. İbrahim, onlara Ebu Muaviye (Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr), ona Asım el-Ahvel, ona da Hafsa'nın (bt. Sirin) rivayet göre Ümmü Atiyye (r. anha) şöyle demiştir: "Ey Peygamber! İnanmış kadınlar, Allah'a hiçbir ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, başkasının çocuğunu sahiplenerek kocasına isnadda bulunmamak ve uygun olanı işlemekte sana karşı gelmemek şartıyla sana beyat etmek üzere geldikleri zaman, onları kabul et; onlara Allah'tan bağışlanma dile, doğrusu Allah, bağışlayandır, acıyandır." (Mümtehine 60/12) ayeti nazil olunca Hz. Peygamber'in (sav) aldığı bey'at arasında ağıt yakma konusu da vardı. Kendisine dedim ki: Ya Rasulullah! Falan ailesine yapılacak ağıt hariç olsun. Onlar cahiliye zamanında ağıt konusunda bana yardımcı olmuştu. Dolayısıyla benim de mutlaka onlara yardımcı olmam gerekir. Bunun üzerine Rasulullah (sav); "falan ailesi hariç" buyurdular.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cenâiz 2165, /363
Senetler:
1. Ümmü Atıyye el-Ensariyye (Nesibe bt. Ka'b)
2. Ümmü Hüzeyl Hafsa bt. Sirin (Hafsa bt. Sirin)
3. Ebu Abdurrahman Asım el-Ahvel (Asım b. Süleyman)
4. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
5. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
Konular:
Biat, bağlılık bildirimi
cahiliye, âdetleri
Cahiliye, adetlerini sürdürmek
Kabilecilik, sahabe arasında
Kadın, cenazeyi takip etmemesi
Kadın, hak ve sorumlulukları
Kadın, Hz. Peygamber döneminde
Kadın, siyaseti
Kadın, sosyal hayatta
KTB, ÖLÜM
Sahabe, Hz. Peygamber'e itirazları
Sahâbe, sahabilerin sünnete uyma hassasiyetleri
Sahabe, sünneti sorarak öğrenmeleri
Sünnet, Cahiliyeden devam eden
Tokalaşma, Musafaha, , kadınlarla musafaha / tokalaşmak / el sıkışmak
وَحَدَّثَنَاهُ ابْنُ أَبِى عُمَرَ حَدَّثَنَا مَرْوَانُ - يَعْنِى الْفَزَارِىَّ - حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ عُبَيْدٍ الطَّائِىُّ عَنْ عَلِىِّ بْنِ رَبِيعَةَ عَنِ الْمُغِيرَةِ بْنِ شُعْبَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مِثْلَهُ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3631, M002159
Hadis:
وَحَدَّثَنَاهُ ابْنُ أَبِى عُمَرَ حَدَّثَنَا مَرْوَانُ - يَعْنِى الْفَزَارِىَّ - حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ عُبَيْدٍ الطَّائِىُّ عَنْ عَلِىِّ بْنِ رَبِيعَةَ عَنِ الْمُغِيرَةِ بْنِ شُعْبَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مِثْلَهُ.
Tercemesi:
Bize İbn Ebu Ömer, ona Mervan -Fezâri, ona Said b. Ubeyd et-Tâî, ona Ali b. Rabî'a, ona Mugîra b. Şube, ona da Peygamber'den (sav) naklen bu hadisin benzerini rivayet etti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cenâiz 2159, /362
Senetler:
()
Konular:
Biat, Hz. Peygambere biat etmek
Biat, kadınların
Kabilecilik, sahabe arasında
Kadın, Hz. Peygamber döneminde
Kadın, kadınlara yönelik yasaklar
Kadın, sosyal hayatta
Tokalaşma, Musafaha, , kadınlarla musafaha / tokalaşmak / el sıkışmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3638, M002163
Hadis:
حَدَّثَنِى أَبُو الرَّبِيعِ الزَّهْرَانِىُّ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ حَدَّثَنَا أَيُّوبُ عَنْ مُحَمَّدٍ عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ قَالَتْ
"أَخَذَ عَلَيْنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَعَ الْبَيْعَةِ أَلاَّ نَنُوحَ فَمَا وَفَتْ مِنَّا امْرَأَةٌ إِلاَّ خَمْسٌ أُمُّ سُلَيْمٍ وَأُمُّ الْعَلاَءِ وَابْنَةُ أَبِى سَبْرَةَ امْرَأَةُ مُعَاذٍ أَوِ ابْنَةُ أَبِى سَبْرَةَ وَامْرَأَةُ مُعَاذٍ."
Tercemesi:
Bana Ebu Rabi' ez-Zehrânî (Süleyman b. Davud el-Atekî), ona Hammad (b. Zeyd el-Ezdî), ona Eyyüb (es-Sahtiyânî), ona da Muhammed'in (b. Sirin el-Ensarî) rivayet ettiğine göre Ümmü Atiyye (r. anha) şöyle demiştir:
"Rasulullah (sav) bey'at esnasında, içimizden bir kadın öldüğü vakit ağıt yakmayacağımıza dair bizden söz aldı. Fakat beş kadın hariç içimizden hiçbiri bu sözüne sadık kalamadı. Bu beş kadın; Ümmü Süleym, Ümmü Alâ, Muaz'ın karısı bt.Ebu Süleym ya da -ravi tereddüt etmiştir- Bt. Ebu Süleym ve Muaz'ın karısıdır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cenâiz 2163, /362
Senetler:
1. Ümmü Atıyye el-Ensariyye (Nesibe bt. Ka'b)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Sirin el-Ensarî (Muhammed b. Sirin)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
5. Ebu Rabi' Süleyman b. Davud el-Atekî (Süleyman b. Davud)
Konular:
Biat, bağlılık bildirimi
cahiliye, âdetleri
Cenaze, Yas tutma, ölünün ardından tutulan yasın müddeti
Kabilecilik, sahabe arasında
Kadın, akıl ve dini eksik mi?
Kadın, değeri ve konumu
Kadın, hak ve sorumlulukları
Kadın, Hz. Peygamber döneminde
Kadın, kadınlara yönelik yasaklar
Kadın, sosyal hayatta
Kadın-Erkek, kadın-erkek ilişkileri
KTB, CENAZE, CENAİZ
KTB, YARATILIŞ
Müslüman, Sadakat, Güvenilirlik, Hiyanet
Sahabe, Hz. Peygamber'den sonraki durumları
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller
Sünnet, Cahiliyeden devam eden
Tokalaşma, Musafaha, , kadınlarla musafaha / tokalaşmak / el sıkışmak
Yaratılış, Kadının kaburga kemiğinden yaratılması
Yemin, yemin kültürü ve lafızları
Yönetici, itaat ve sınırları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
5970, M001669
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى قَالَ قَرَأْتُ عَلَى مَالِكٍ عَنْ أَبِى النَّضْرِ أَنَّ أَبَا مُرَّةَ مَوْلَى أُمِّ هَانِئٍ بِنْتِ أَبِى طَالِبٍ أَخْبَرَهُ أَنَّهُ سَمِعَ أُمَّ هَانِئٍ بِنْتَ أَبِى طَالِبٍ تَقُولُ ذَهَبْتُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَامَ الْفَتْحِ فَوَجَدْتُهُ يَغْتَسِلُ وَفَاطِمَةُ ابْنَتُهُ تَسْتُرُهُ بِثَوْبٍ - قَالَتْ - فَسَلَّمْتُ فَقَالَ
"مَنْ هَذِهِ." قُلْتُ أُمُّ هَانِئٍ بِنْتُ أَبِى طَالِبٍ. قَالَ
"مَرْحَبًا بِأُمِّ هَانِئٍ." فَلَمَّا فَرَغَ مِنْ غُسْلِهِ قَامَ فَصَلَّى ثَمَانِىَ رَكَعَاتٍ مُلْتَحِفًا فِى ثَوْبٍ وَاحِدٍ. فَلَمَّا انْصَرَفَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ زَعَمَ ابْنُ أُمِّى عَلِىُّ بْنُ أَبِى طَالِبٍ أَنَّهُ قَاتِلٌ رَجُلاً أَجَرْتُهُ فُلاَنُ بْنُ هُبَيْرَةَ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"قَدْ أَجَرْنَا مَنْ أَجَرْتِ يَا أُمَّ هَانِئٍ."
[قَالَتْ أُمُّ هَانِئٍ وَذَلِكَ ضُحًى.]
Tercemesi:
Bize Yahya b. Yahya, ona Malik, ona Ebu Nadr, ona Ebu Talib'in kızı Ümmü Hâni'nin azadlısı Ebu Mürre'nin ona haber verdiğine göre o, Ebu Talib'in kızı Ümmü Hâni'yi şöyle derken dinlemiştir: Mekke'nin fethi senesinde Rasulullah'ın (sav) yanına gittim, onun gusletmekte olduğunu gördüm. Kızı Fatıma da bir perde ile onu örtüyordu. (Ümmü Hâni) dedi ki: Selam verdim, Allah Rasulü; "bu kim" buyurdu. Ben; Ebu Talib'in kızı Ümmü Hâni dedim. O; "Ümmü Hâni'ye merhaba" buyurdu. Guslünü bitirince kalkıp namaza durdu, bir tek elbiseye bürünmüş olduğu halde sekiz rekât kıldı. Namazını bitirince ben; ey Allah'ın Rasulü, anamın oğlu Ali b. Ebu Talib benim kendisine himaye verdiğim Hubeyre oğlu filanı öldüreceğini söylüyor dedim. Rasulullah (sav); "ey Ümmü Hâni, sen kimi himayene aldınsa biz de ona himaye verdik" buyurdu.
[Ümmü Hâni dedi ki: Bu hadise kuşluk vaktinde olmuştu.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salâtu'l-müsâfirîn ve Kasruhâ 1669, /283
Senetler:
1. Ümmü Hani Fahite bt. Ebu Talib el-Haşimiyye (Fahite bt. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Hişam b. Adbümenaf)
2. Ebu Mürra Yezid (Yezid Mevla Ukayl)
3. Ebu Nadr Salim b. Ebu Ümeyye el-Kuraşî (Salim b. Ebu Ümeyye)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Zekeriyya Yahya b. Yahya en-Neysâbûrî (Yahya b. Yahya b. Bekir b. Abdurrahman)
Konular:
Kadın, sosyal hayatta
Kadın-Erkek, kadın-erkek ilişkileri
KTB, NAMAZ,
Namaz, Nafile namazlar, Duha/Kuşluk Namazı
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ أَبِى حَازِمٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ سَهْلِ بْنِ سَعْدٍ السَّاعِدِىِّ قَالَ جَاءَتِ امْرَأَةٌ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ جِئْتُ أَهَبُ لَكَ نَفْسِى قَالَ فَنَظَرَ إِلَيْهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَصَعَّدَ النَّظَرَ فِيهَا وَصَوَّبَهُ ثُمَّ طَأْطَأَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم رَأْسَهُ فَلَمَّا رَأَتِ الْمَرْأَةُ أَنَّهُ لَمْ يَقْضِ فِيهَا شَيْئًا جَلَسَتْ فَقَامَ رَجُلٌ مِنْ أَصْحَابِهِ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنْ لَمْ يَكُنْ لَكَ بِهَا حَاجَةٌ فَزَوِّجْنِيهَا . فَقَالَ « وَهَلْ عِنْدَكَ مِنْ شَىْءٍ » . قَالَ لاَ وَاللَّهِ يَا رَسُولَ اللَّهِ . فَقَالَ « اذْهَبْ إِلَى أَهْلِكَ فَانْظُرْ هَلْ تَجِدُ شَيْئًا » . فَذَهَبَ ثُمَّ رَجَعَ فَقَالَ لاَ وَاللَّهِ مَا وَجَدْتُ شَيْئًا . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « انْظُرْ وَلَوْ خَاتَمًا مِنْ حَدِيدٍ » . فَذَهَبَ ثُمَّ رَجَعَ فَقَالَ لاَ وَاللَّهِ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَلاَ خَاتَمًا مِنْ حَدِيدٍ وَلَكِنْ هَذَا إِزَارِى - قَالَ سَهْلٌ مَا لَهُ رِدَاءٌ فَلَهَا نِصْفُهُ - فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَا تَصْنَعُ بِإِزَارِكَ إِنْ لَبِسْتَهُ لَمْ يَكُنْ عَلَيْهَا مِنْهُ شَىْءٌ وَإِنْ لَبِسَتْهُ لَمْ يَكُنْ عَلَيْكَ شَىْءٌ » . فَجَلَسَ الرَّجُلُ حَتَّى إِذَا طَالَ مَجْلِسُهُ قَامَ فَرَآهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مُوَلِّيًا فَأَمَرَ بِهِ فَدُعِىَ فَلَمَّا جَاءَ قَالَ « مَاذَا مَعَكَ مِنَ الْقُرْآنِ » . قَالَ مَعِى سُورَةُ كَذَا وَسُورَةُ كَذَا عَدَّدَهَا . فَقَالَ « تَقْرَؤُهُنَّ عَنْ ظَهْرِ قَلْبِكَ » . قَالَ نَعَمْ . قَالَ « اذْهَبْ فَقَدْ مَلَّكْتُكَهَا بِمَا مَعَكَ مِنَ الْقُرْآنِ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13817, B005087
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ أَبِى حَازِمٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ سَهْلِ بْنِ سَعْدٍ السَّاعِدِىِّ قَالَ جَاءَتِ امْرَأَةٌ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ جِئْتُ أَهَبُ لَكَ نَفْسِى قَالَ فَنَظَرَ إِلَيْهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَصَعَّدَ النَّظَرَ فِيهَا وَصَوَّبَهُ ثُمَّ طَأْطَأَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم رَأْسَهُ فَلَمَّا رَأَتِ الْمَرْأَةُ أَنَّهُ لَمْ يَقْضِ فِيهَا شَيْئًا جَلَسَتْ فَقَامَ رَجُلٌ مِنْ أَصْحَابِهِ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنْ لَمْ يَكُنْ لَكَ بِهَا حَاجَةٌ فَزَوِّجْنِيهَا . فَقَالَ « وَهَلْ عِنْدَكَ مِنْ شَىْءٍ » . قَالَ لاَ وَاللَّهِ يَا رَسُولَ اللَّهِ . فَقَالَ « اذْهَبْ إِلَى أَهْلِكَ فَانْظُرْ هَلْ تَجِدُ شَيْئًا » . فَذَهَبَ ثُمَّ رَجَعَ فَقَالَ لاَ وَاللَّهِ مَا وَجَدْتُ شَيْئًا . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « انْظُرْ وَلَوْ خَاتَمًا مِنْ حَدِيدٍ » . فَذَهَبَ ثُمَّ رَجَعَ فَقَالَ لاَ وَاللَّهِ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَلاَ خَاتَمًا مِنْ حَدِيدٍ وَلَكِنْ هَذَا إِزَارِى - قَالَ سَهْلٌ مَا لَهُ رِدَاءٌ فَلَهَا نِصْفُهُ - فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَا تَصْنَعُ بِإِزَارِكَ إِنْ لَبِسْتَهُ لَمْ يَكُنْ عَلَيْهَا مِنْهُ شَىْءٌ وَإِنْ لَبِسَتْهُ لَمْ يَكُنْ عَلَيْكَ شَىْءٌ » . فَجَلَسَ الرَّجُلُ حَتَّى إِذَا طَالَ مَجْلِسُهُ قَامَ فَرَآهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مُوَلِّيًا فَأَمَرَ بِهِ فَدُعِىَ فَلَمَّا جَاءَ قَالَ « مَاذَا مَعَكَ مِنَ الْقُرْآنِ » . قَالَ مَعِى سُورَةُ كَذَا وَسُورَةُ كَذَا عَدَّدَهَا . فَقَالَ « تَقْرَؤُهُنَّ عَنْ ظَهْرِ قَلْبِكَ » . قَالَ نَعَمْ . قَالَ « اذْهَبْ فَقَدْ مَلَّكْتُكَهَا بِمَا مَعَكَ مِنَ الْقُرْآنِ » .
Tercemesi:
-.......Sehl ibn Sa'd es-Sâidî (R) şöyle demiştir: Rasûlullah (S)'a bir kadın geldi de:
— Yâ Rasûlallah! Ben nefsimi Sana hibe etmeye (mehirsiz Seninle evlenmeye) geldim, dedi.
Râvî dedi ki: Rasûlullah kadına baktı, bakışını kadın üzerinde yukarı kaldırdı, aşağıya indirdi, sonra da Rasûlullah başını eğdi. Kadın, Rasûlullah'ın kendisi hakkında hiçbir hüküm vermediğini görünce oturdu. Bu sırada sahâbîlerinden bir adam ayağa kalktı da:
— Yâ Rasûlallah! Eğer Sen'in bu kadına bir hacetin yoksa, beni bu kadınla evlendir, dedi.
Rasûlullah:
— "Yanında mehr verecek birşey var mı?" dedi. O sahâbî:
— Hayır vallahi yâ Rasûlallah! dedi. Rasûlullah:
— "Ailenin yanına git de, bak birşey bulacak mısın?"'buyurdu. Bunun üzerine o zât gitti, sonra dönüp geldi de:
— Hayır vallahi, hiçbirşey bulamadım, dedi. Rasûlullah:
— "Bak, demirden bir yüzük olsun (getir)" buyurdu. Sahâbî dönüp geldi de:
— Hayır, yâ Rasûlallah! Demirden bir halka bile bulamadım. Lâkin şu izârım (belden aşağı ihramım) var Râvî Sehl: Bu fakîr sahâbînin (izârı üzerine giyecek) ridâsı yoktu, dedi-, bu izârımın yarısı kadının olsun, dedi.
Rasûlullah:
— "Sen izârınla ne iş yapabilirsin (neye yarar)? Onu sen giyersen kadının üstünde ondan birşey bulunmaz, açıkta kalır; onu kadın giyerse senin üzerinde birşey olmaz (sen çıplak kalırsın)" buyurdu.
Bu söz üzerine adamcağız bulunduğu yere oturdu. Nihayet bu oturuşu uzayınca da (ümîdsizce) kalkıp gitti. Rasûlullah bu zâtın ümîdsizce dönüp gittiğini gördü de, onun çağırılmasım emretti. Adam gelince:
— "Kur'ân'dan ezberinde ne var?" diye sordu. Adam:
— Ezberimde şu sûre var, şu sûre var! diye birtakım sûreleri saydı. Bunun üzerine Rasûlullah:
— "Sen bu sûreleri ezberinden okuyor musun?" dedi. O zât:
— Evet okuyorum, dedi. Rasûlullah:
— "Git, Kur'ân 'dan ezberindeki bu sûrelerle seni bu kadına mâlik kıldım (yânî seni onunla evlendirdim)" buyurdu
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Nikah 14, 2/330
Senetler:
1. Sehl b. Sa'd es-Sâidi (Sehl b. Sa'd b. Malik b. Halid b. Sa'lebe)
2. Ebû Hazim Seleme b. Dînar (Seleme b. Dînar)
3. Ebu Temmam Abdülaziz b. Ebu Hâzım el-Mahzûmî (Abdülaziz b. Seleme b. Dinar)
4. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Kadın, sosyal hayatta
Nikah, mehir