2015 Kayıt Bulundu.
Bize Süleyman b. Harb, ona Şu’be; (T) bize Muhammed b. Beşşar, ona Gunder, ona Şu’be, ona Abdulmelik b. Meysera, ona Zeyd b. Vehb, Hz. Ali’nin (ra) şöyle dediğini rivayet etti: "Hz. Peygamber bana siyerâ elbisesi denilen ibrişimle karışık alaca kumaştan bir tür elbise giydirdi. Müteakiben ben o elbiseyi giyerek dışarı çıktığımda, Rasûlullah’ın (sav) yüzündeki öfkeyi gördüm. Bunun üzerine elbiseyi parçalayıp, eşlerim arasında bölüştürdüm."
Açıklama: Ahmed b. Hanbel Hz. Fatma ve onun (Hz. Peygamber'in) halası Müslim rivayetinde "Fevatım fatmalar" arasında İbn Hacer bunların Hz. Fatma ve Hz. Ali'nin annesi Fatma bintiii Esed b. Hişam olduğu beyan edilmiştir. Ahmed b. Hanbel, Müsned, thk. Şuayb el-Arnaud-Adil Mürşid vd. (yy.: Müessetür-risâle, 1421/2001), 2/360; Müslim b. Haccâc, el-Müsnedü'l-sahihi'l-muhtasar bi naklil adli anil adli ila rasülilahi sallahü aleyhi vesellem, thk. Muhammed Fuad Abdül bâkî (Beyrut: Daru İhyai Türasi'l-Arabî, ts.) 3/1645; İbn Hacer, Ahmed b. Ali, Fethul bâri şerhi sahihil Buharî, thk. Muhammed Fuat Abdülbâkî ( Beyrut: daru'l-Ma'rife, 1379), 1/285.
Bize Hasan b. Rebi‘, ona Ebu Ahves, ona Eş‘as, ona Muaviye b. Suveyd, ona da Bera b. Azib (ra) şöyle rivayet etti: "Peygamber (sav) bize yedi şeyi emretti, yedi şeyi de yasakladı. Bize hastayı ziyaret etmeyi, cenazelere katılmayı, aksırana يرحمك الله /Allah sana rahmet etsin demeyi, yeminle istenilen şeyi yapmayı, mazluma yardım etmeyi, selamı yaymayı ve davet edene icabet etmeyi emretti. Bize altın yüzükleri, gümüş kabı, (hayvanların üzerine örtülen) kırmızı ipekten çulları, ipek şeritli pamuk elbiseyi (Mısır-Şam tarafında yapılan bir tür kumaştır), kalın ipekten üretilen altın işlemeli elbiseyi ve ibrişimli ipek elbiseyi yasakladı." [Ebu Avane ve Şeybânî, Eş‘as’tan rivayetlerinde “selamı yaymak” ifadesinde ona mutabaat etmişlerdir.]
Bize Süleyman b. Harb, ona Şu’be, ona Eş’as b. Süleym, ona da Muaviye b. Süveyd b. Mukarrin, ona da Bera b. Azib şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) bize yedi şeyi emretti, yedi şeyi de yasakladı. Emrettikleri şunlardı: "Hastayı ziyaret etmek, cenaze törenine katılıp namazını kılmak, aksırana (yerhamukellah diyerek) hayır duada bulunmak, davet edenin davetine icabet etmek, selamı almak, mazluma yardım etmek, yemin edenin yeminini bozdurmamak." Yasakladığı şeyler ise şunlardı: "Altın yüzük -yahut altın halka- takmak, ipek elbise giymek, ipek parça kullanılan elbise giymek, ipek astarlı elbise giymek ve (kırmızı) ipekli eğer yastığı kullanmak."
Bize Kuteybe, ona Cerir, ona eş-Şeybani, ona Eş’as b. Ebu Şa’sa, ona Muaviye b. Süveyd b. Mukarrin, ona da Bera b. Azib şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) bize yedi şeyi yapmamızı emretti: "Hastayı ziyaret etmek, cenaze törenine katılıp namazını kılmak, aksırana (yerhamukellah diyerek) hayır duada bulunmak, zayıfa yardım etmek, zulme uğramışa yardım etmek, selamı insanlar arasında yaymak, yemin edenin yeminini bozdurmamak. Rasulullah bize gümüş kaptan içmeyi, altın yüzük takmayı, ipek eğerlere binmeyi, ipek elbise giymeyi, ince atlas (dibac), kass ipeği ve kalın atlas (istebrak) kumaşından elbise giymeyi yasakladı."
Açıklama: Hadiste hem İştimâlu's-sammâ adı verilen giyiniş şeklinin, hem de altında bir iç giysi olmaksızın tek örtü içinde ayakları dikerek oturma anlamına gelen ihtibanın yasaklanmasının sebebi, her iki giyim/örtünüş tarzının da avret yerinin görünme riskini barındırıyor olmalarıdır.
Açıklama: Müslim'in şartlarına göre sahihtir.
Açıklama: Müslim'in şartlarına göre isnadı sahihtir.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Abdussamed, ona babası (Abddülvaris b. Said), ona da Yahya b. Ebu İshak şöyle rivayet etti: Salim b. Abdullah bana “İstebrak nedir?” dedi. Ben de “Dîbâc denilen ipek kumaşın kalın ve sert olan türüdür” dedim. O da ben, babam Abdullah b. Ömer’den işittim, şöyle diyordu dedi: Hz. Ömer, bir adamın üzerinde istebrak kumaştan yapılmış bir takım elbise gördü ve o takım elbiseyi Hz. Peygamber’e getirdi de “Yâ Rasûlallah! Bu takım elbiseyi satın al da insanların hey’etleri senin huzuruna geldikleri zaman onu giy! dedi.” Hz. Peygamber: “ipek elbiseyi ancak (ahiretten) nasibi olmayan kimse giyer” buyurdu. Aradan bir süre geçti. Sonra Hz. Peygamber (sav) Hz. Ömer’e (istebrak türünden ipek) bir takım elbise gönderdi. Hz. Ömer hemen bu elbiseyi Peygamber'e getirdi ve “(Yâ Rasulallah!) Bunun benzeri olan takım elbise hakkında o söylediklerin ortada dururken bunu bana gönderdin?” dedi. Hz. Peygamber: “Ben bunu sana ancak (satılıp da) karşılığında bir mal elde edesin diye gönderdim” dedi. [(Ravi) “İbn Ömer bu hadisten dolayı kumaşta (ipek) nişan olmasından hoşlanmazdı” demiştir.]
Açıklama: Sahihu'l-buhârî ravilerinden Müstemli ve Hamevî لِتُصِيبَ بِهَا şeklinde مَالاً temyizi zikretmeden nakletmişlerdir. bkz. Kastallânî, Ahmed b. Muhammed b. Ebî Bekr b. Abdilmelik, İrşâdü's-sârî li şerhi sahihi'l-Buhârî (Mısır: el-Matbaatü'l-Kübrâ el-Emiriyye, 1323), 9/55.
Açıklama: Hadiste geçen "Hepinizin iki elbisesi var mı ki?" ifadesi, İslam'ın ilk yıllarında giyim malzemesinin kıtlığına işaret etmektedir. Çünkü söz konusu yıllarda genellikle bir örtü veya kumaş parçasına bürünerek giyinme tarzı yaygın idi. Alt ve üst olmak üzere biraz daha gelişmiş takım elbisenin veya Sirval/şalvar veya tübban/ kısa don gibi alt giysilerin ilerleyen zaman içinde ortaya çıktıkları anlaşılmaktadır.