2015 Kayıt Bulundu.
Bize Hasan b. Rebi‘, ona Ebu Ahves, ona Eş‘as, ona Muaviye b. Suveyd, ona da Bera b. Azib (ra) şöyle rivayet etti: "Peygamber (sav) bize yedi şeyi emretti, yedi şeyi de yasakladı. Bize hastayı ziyaret etmeyi, cenazelere katılmayı, aksırana يرحمك الله /Allah sana rahmet etsin demeyi, yeminle istenilen şeyi yapmayı, mazluma yardım etmeyi, selamı yaymayı ve davet edene icabet etmeyi emretti. Bize altın yüzükleri, gümüş kabı, (hayvanların üzerine örtülen) kırmızı ipekten örtüleri, kassî adı verilen kaburga desenli ipek elbiseyi (Mısır-Şam tarafında yapılan bir tür kumaştır), kalın ipekten üretilen altın işlemeli elbiseyi ve ibrişim adı da verilen ince ipek iplerle dokunmuş elbiseyi yasakladı." [Ebu Avane ve Şeybânî, Eş‘as’tan rivayetlerinde “selamı yaymak” ifadesinde ona mutabaat etmişlerdir.]
Açıklama: Aşağıdaki tarik muallaktır; Buhari ile Süleyman b. Feyruz arasında inkita' vardır.
Bize Hasan b. Rebi‘, ona Ebu Ahves, ona Eş‘as, ona Muaviye b. Suveyd, ona da Bera b. Azib (ra) şöyle rivayet etti: "Peygamber (sav) bize yedi şeyi emretti, yedi şeyi de yasakladı. Bize hastayı ziyaret etmeyi, cenazelere katılmayı, aksırana يرحمك الله /Allah sana rahmet etsin demeyi, yeminle istenilen şeyi yapmayı, mazluma yardım etmeyi, selamı yaymayı ve davet edene icabet etmeyi emretti. Bize altın yüzükleri, gümüş kabı, (hayvanların üzerine örtülen) kırmızı ipekten çulları, kassî adı verilen kaburga desenli ipek elbiseyi (Mısır-Şam tarafında yapılan bir tür kumaştır), kalın ipekten üretilen altın işlemeli elbiseyi ve ibrişim adı da verilen ince ipek ipliklerden dokunmuş ipek elbiseyi yasakladı." [Ebu Avane ve Şeybânî, Eş‘as’tan rivayetlerinde “selamı yaymak” ifadesinde ona mutabaat etmişlerdir.]
Açıklama: Aşağıdaki tarik muallaktır; Buhari ile Vazzah b. Abdullah arasında inkita' vardır.
Bize Şeyban b. Ferruh ve Ebu Kamil –Lafız Ebu Kamil’e aittir-; onlara Ebu Avâne, ona Abdurrahman b. el-Esam, Enes b. Malik’in şöyle anlattığını rivayet etti: Rasûlullah (sav) Ömer'e (ra) ince ipekten dokunmuş (sündüs) bir cübbe gönderdi. Bunun üzerine Ömer 'Bunu bana gönderdin. Ama onun hakkında (daha önce) neler söylemiştin!.' dedi. Rasûlullah "Onu ben sana giyesin diye göndermedim. Ancak parasından istifade edesin diye gönderdim." cevabını verdi.
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, İshak b. İbrahim el-Hanzalî, Yahya b. Habîb ve Haccac b. Şâir -Lafız İbn Habîb’e aittir-; bunlara Ravh b. Ubâde , ona İbn Cüreyc, ona Ebü’z-Zübeyr, Câbir b. Abdullah’ın (ra) şöyle anlattığını rivayet etmişlerdir: 'Hz. Peygamber (sav) bir gün kendisine hediye edilen ince ipekten dokunmuş (dîbâ/ibrişim) bir kaftan giydi. Sonra onu çarçabuk çıkararak Ömer b. Hattab’a (ra) gönderdi. 'Onu ne çabuk çıkardın ya Rasûlallah!' dediler. O da "Onu bana Cebrail yasakladı." buyurdu. Derken ağlayarak Ömer (ra) geldi ve 'Ya Rasûlallah! Bir şeyden hoşlanmadın ve onu bana verdin! Benim halim ne olacak?' dedi. Rasûlullah "Onu ben sana giyesin diye değil, ancak satasın diye verdim!." buyurdu. Bunun üzerine Ömer onu iki bin dirheme sattı.
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, İshak b. İbrahim el-Hanzalî, Yahya b. Habîb ve Haccac b. Şâir -Lafız İbn Habîb’e aittir-; bunlara Ravh b. Ubâde, ona İbn Cüreyc, ona Ebü’z-Zübeyr, Câbir b. Abdullah’ın (ra) şöyle anlattığını rivayet etmişlerdir: 'Hz. Peygamber (sav) bir gün kendisine hediye edilen ince ipekten dokunmuş (dîbâ veya ibrişim) bir kaftan giydi. Sonra onu çarçabuk çıkararak Ömer b. Hattab’a (ra) gönderdi. 'Onu ne çabuk çıkardın ya Rasulallah!' dediler. O da "Onu bana Cebrail yasakladı." buyurdu. Derken ağlayarak Ömer geldi ve “Ya Rasûlallah! Bir şeyden hoşlanmadın ve onu bana verdin! Benim halim ne olacak?' dedi. Rasûlullah "Onu ben sana giyesin diye değil, ancak satasın diye verdim!." buyurdu. Bunun üzerine Ömer onu iki bin dirheme sattı.
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, İshak b. İbrahim el-Hanzalî, Yahya b. Habîb ve Haccac b. Şâir -Lafız İbn Habîb’e aittir-; bunlara Ravh b. Ubâde, ona İbn Cüreyc, ona Ebü’z-Zübeyr, Câbir b. Abdullah’ın şöyle anlattığını rivayet etmişlerdir: 'Hz. Peygamber (sav) bir gün kendisine hediye edilen ince ipekten dokunmuş (dîbâ veya ibrişim) bir kaftan giydi. Sonra onu çarçabuk çıkararak Ömer b. Hattab’a (ra) gönderdi. 'Onu ne çabuk çıkardın ya Rasulallah!' dediler. O da "Onu bana Cebrail yasakladı." buyurdu. Derken ağlayarak Ömer geldi ve 'Ya Rasulallah! Bir şeyden hoşlanmadın ve onu bana verdin! Peki benim halim ne olacak?' dedi. Rasûlullah "Onu ben sana giyesin diye değil, satasın diye verdim!" buyurdu. Bunun üzerine Ömer onu iki bin dirheme sattı.
Açıklama: سَدَاهَا:Erişi, dokuma tezgâhlarında boyuna, uzunlamasına atılan iplik لَحْمَتُهَا:Argaç, argıç veya argeç, dokuma tezgâhlarında enine atılan iplik ya da atkı.
Bana Ebü't-Tâhir ile Harmele b. Yahya -Lafız Harmele’ye aittir-; bu ikisine İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Salim b. Abdullah, Abdullah b. Ömer’in (ra) şöyle anlattığını rivayet etti: 'Ömer b. el-Hattâb (ra) pazarda satılan kalın ipek kumaştan (istebrak) yapılmış bir elbise buldu. Ve onu alarak Rasûlullah’a getirdi: 'Ya Rasulallah! Bunu satın al. Bayram ve heyetler için onunla süslenirsin' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Bu ancak nasibi olmayanların giysisidir." buyurdu. Aradan Allah’ın (cc) dilediği kadar bir süre geçti. Sonra Rasûlullah (sav) ona ibrişim adı da verilen ince ipekten (dîbâc) yapılmış bir cübbe gönderdi. Ardından Ömer, cübbe ile yola çıktı ve onu Rasûlullah’a getirerek 'Ya Rasûlallah! "Bu ancak nasibi olmayanların giysisidir." veya "Bunu ancak nasibi olmayanlar giyer." dedin. Sonra da onu bana gönderdin?' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Onu satarsın ve bir ihtiyacını görürsün!" cevabını verdi.