254 Kayıt Bulundu.
Bize Âsım b. Ali, ona İbn Ebu Zi’b, ona el-Makburî, ona babası (Keysan), ona da Ebu Hureyre (ra), Hz. Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Ey Müslüman kadınlar! Bir kadın, bir koyun ayağı bile olsa komşusunun hediyesini sakın hor görmesin."
Açıklama: Hz. Peygamber basit veya küçük olsa da verilen hediyenin hakir görülmemesini dolayısıyla kabul edilmesini önermiştir. Her insanın kendi imkanları ölçüsünde eş, dost ve komşuları ile hediyeleşmesine imkan sağlayan bir uyarıda bulunmuştur.
Bize İbrahim b. Münzir, ona Ma’n, ona İbrahim b. Tahman, ona Muhammmed b. Ziyad, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber’e (sav) bir yiyecek maddesi getirildiği zaman “Bu hediye midir yoksa sadaka mıdır?” diye sorardı. Eğer “Sadakadır” denilirse Hz. Peygamber (sav) sahâbîlerine “Siz yiyiniz!” buyurur, kendisi yemezdi. Eğer “Hediyedir” denilirse Hz. Peygamber (sav) hemen sahâbîleriyle birlikte yemeye başlardı."
Açıklama: Rivayette "darabe bi yedihi" hemen o işe başlamak anlamındadır. bkz. (Bedrüddin el-Aynî, Ebû Muhammed Mahmûd b. Ahmed, Umdetü'l-kârî fi şerhi sahihi'l-Buhârî, (Beyrut: Dârü İhyâi Türasi'l-Arabî, ts.), 13/135.)
Said’in Katâde’den nakline göre Enes, o ince atlas cübbeyi Hz. Peygamber’e (sav) Dûmetü'l-Cendel Meliki Ukeydir hediye etmişti dedi.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Said b. Ebu Arube arasında inkıta vardır.
Bize Haccâc, ona Şu’be rivâyet etti; (T) Yine bize Ali b. Abdullah, ona Şebâbe, ona Şu’be, ona Ebû İmrân, ona da Talha b. Abdullah Hz. Aişe’nin (ra) şöyle anlattığını rivayet etti: "(Hz. Peygamber’e,) “Yâ Rasûlallah! Benim iki komşum vardır. Hediyemi bunlardan öncelikle hangisine vereyim?” diye sordum. Rasûlullah (sav), “Kapısı sana en yakın olan komşuna ver” buyurdu.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu’be, ona Ebu İmran el-Cevnî, ona Temîm b. Mürre oğullarından Talha b. Abdullah, ona da Hz. Âişe şöyle rivayet etti: "Hz. Peygamber’e, 'Yâ Rasulallah! Benim iki komşum var, bunların hangisine önce hediye vereyim?' dedim. 'Kapısı sana en yakın olan komşuna' buyurdu."
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Mâlik, ona Nâfi’ Abdullah b. Ömer’in şöyle anlattığını rivayet etti: (Babam) Ömer b. el-Hattab, mescidin kapısı yanında (satılık) ibrişimle karışık alaca kumaştan yapılmış bir elbise gördü de “Yâ Rasûlallah! Keşke bunu satın alsan da cuma günü ve sana elçiler geldiği zaman giysen” dedi. Hz. Peygamber (sav) de: “Bunu ahirette nasibi olmayanlar giyer” buyurdu. Sonra Hz. Peygamber'e o ipeklilerden birçok elbiseler geldi. Hz. Peygamber (sav) onlardan birisini Ömer b. el-Hattab’a verdi. Ömer “Ya Rasulallah! Bunu bana giydiriyorsun. Halbuki sen Utarid’in elbisesi hakkında neler söylemiştin!” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber “Ben onu sana giyesin diye vermedim ki” buyurdu. Hz. Ömer, müteakiben o elbiseyi Mekke'de bulunan müşrik bir kardeşine verdi.
Açıklama: hadis bu isnadla zayıftır, mütabileriyle hasendir.
Bize Ebu Yeman, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Ubeydullah b . Abdullah b. Utbe, ona İbn Abbas, ona da Hz. Peygamber'in sahabilerinden Sa'b b. Cessâme'nin şöyle anlattığını rivayet etti: Cessâme, Ebvâ veya Veddân denilen yerde Resulullah'a (sav) ihramlı iken bir yaban eşeği hediye eder, fakat Hz. Peygamber (sav) bunu kabul etmeyip geri çevirir. Sa'b (olayın devamını) şöyle anlatır: Resul-i Ekrem (sav), hediyemi geri çevirmesinden dolayı yüzümde beliren memnuniyetsizliği görünce "Senin hediyeni geri çevirmek bizden kaynaklanmamıştır, fakat bizler ihramlıyız" buyurmuştur.
Bize Haccac b. Minhal, ona Şu’be, ona Abdulmelik b. Meysera, ona Zeyd b. Vehb, ona da Hz. Ali (ra) şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) bana siyerâ (ibrişimle karışık alaca bezden yapılmış) bir elbise hediye etti. Ben de onu giydim. Fakat Onun (Hz. Peygamber'in) yüzünde öfke gördüm. Bunun üzerine ben de onu parçalayıp hanımlarıma dağıttım.