Giriş

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Ebu Küreyb ve Züheyr b. Harb -Lafız Züheyr’indir- bunlara Veki’, ona Mis’ar, ona Ebu Avn es-Sakafi, ona Ebu Salih el-Hanefî, Hz. Ali’nin şöyle anlattığını rivayet etti: Dûmetülcendel’in (Hıristiyan) yönetcisi Ükeydir, Hz. Peygamber’e (sav) ipek bir elbise hediye etti. Hz. Peygamber (sav) de onu Ali’ye vererek “Bunu parçala da Fatmalar arasında taksim et” buyurdu. Ebu Bekir’le Ebu Küreyb “Fatmalar arasında” değil de “Kadınlar arasında” ifadesini kullandılar.


Açıklama: Hadiste zikri geçen Fatmalar, Hz. Peygamber'in kızı Fatma, Hz. Ali'nin annesi Fatma binti Esed b. Hişam ve Hz. Hamza'nın kızı Fatma ve ismini unuttuğum diğer bir Fatma'dır. bkz. Tahâvî, Ebû Ca'fer Ahmed b. Muhammed b. Selâme, Şerhu Maani'l-Asâr, thk. Muhammed Zührî en-Naccâr -Muhammed Seyyit el-Câd (el-Medinetü'l-Münevverâ, Alemü'l-kütüb, 1414/1994), 4/253.

    Öneri Formu
4695 M005422 Müslim, Libas ve Zînet,18

Bize Hennâd b. es-Serrî, ona Ebu Bekir b. Ayyâş, ona Yahya b. Hâni, ona Ubu Huzeyfe, ona Abdulmelik b. Muhammed b. Beşir, Abdurrahman b. Alkame es-Sakafî’nin şöyle anlattığını rivayet etti: Sakîf heyeti Hz. peygamber'e (sav) gelmiş ve hediye de getirmişlerdi. Hz. Peygamber “Bu getirdiğiniz hediye midir, yoksa sadaka mıdır?” diye sordu. (Sonra şöyle devam etti) “Eğer hediye ise bu hediye ile Allah’ın Rasulü memnun edilmek ve (heyetin) ihtiyacı giderilmek istenmiştir. Eğer sadaka ise Allah’ın rızası kazanılmak istenmiştir.” Sakîf heyeti, “Hayır bu sadaka değil hediyedir” dediler.Hz. Peygamber (sav) de onların getirdikleri bu hediyeyi kabul etti. Heyetle beraber oturup konuştu. Onlara bazı şeyler sordu, onlar da Hz. Peygamber'e (sav) sordular. (O kadar çok oturup konuştular ki) öğle ile ikindi namazını birlikte kıldı.


Açıklama: İsnadında yer alan ravilerden Ebû Bekir b. Ayyaş el-Esedi ömrünün sonunda hafızası zayıflamakla tenkide uğramıştır. Bazı nüshalrda Yahya b. Ebî Hani şeklinde yanlış nakiller vardır doğrusu Yahya b. Hanidir. İbn Huzeyfe nispeti bilinmemktedir. Yahya b. Hanî Ebu Huzeyfe Abdullah b. Muhammed el-Kufî'den bu rivayeti dışında rivayeti bilinmemekte hali meçhul bir ravidir. Ayrıca onun da rivayet ettiği Ebu Beşir Abdulmelik b. Muahmed el-Kufî de hali meçhuldür. Bu rivayetin isnadında tenkide uğrayan ravileri sebebiyle zayıf bir rivayettir. bkz. Muhammed b. Ali b. Adem b. Musâ el-Etyobî el-Vallâvî, Şerhu Süne'n-Nesâi (Zahiretü'l-Ukba fi şerhi'l-Müctebâ), (yy.:d3arü âli birevm, 1424/2003), 30/261.

    Öneri Formu
29664 N003789 Nesai, Umrâ, 5

Bize Hennâd, ona Yunus b. Bükeyr, ona Ömer b. Zerr, ona Mücahid, Ebu Hureyre’nin şöyle anlattığın rivayet etti: (Peygamberimizin kurduğu) Suffa Okulunun öğrencileri, Müslümanların konuk severliği sayesinde geçimlerini sürdürüyorlardı. Onların ne bir aileleri ne de servetleri vardı. Tek olan Allah’a and olsun ki bazı zamanlar, açlıktan baygınlık geçirir ve karnıma taş bağlardım. Bir gün, insanların geçtikleri yol üzerine oturdum. Ebu Bekir yoldan geçiyordu. Ona Allah’ın kitabından bir ayetin manasını sordum. (Aslında asıl) maksadım beni doyurmasıydı. Ancak yoluna devam etti. İçimden geçirdiğim şeyi yapmamıştı. Sonra Ömer çıkageldi. Ona da, Allah’ın kitabından bir ayet sordum. Amacım belliydi, karnımı doyursun istiyordum. O da biraz sonra ayrılıp gitmişti. Beni anlamamıştı. Sonra Efendimiz Ebü’l-Kâsım Muhammed (sav) çıkageldi. Karşıdan beni görünce gülümsedi ve “Ey Ebu Hureyre” dedi. “Buyurun, Ey Allah’ın Rasulü!” dedim. Efendimiz (sav) “Haydi, benimle gel!” diye söyledi. Yürümeye başladı, takıldım peşine. Evine girdi. (Ben de gireyim mi?) diye izin istedim. (Durma gir) diyerek izin verdi. Evde bir tas süt buldu ve ‘Bu sütü size kim getirdi?’ diye sordu. “Falan kimse bize hediye olarak getirmişti” dediler. Bunun üzerine Allah’ın Resulü, “Ebu Hureyre !” dedi. Ben de “Buyur, Ey Allah’ın elçisi!” dedim. “Suffa öğrencilerine git ve onları buraya çağır” dedi. Suffa öğrencileri Müslümanların misafirleriydi. Onların ne servetleri, ne de aileleri vardı. Allah’ın Resulü, kendisine sadaka geldiğinde ondan hiçbir şey yemez, onu doğruca Suffa öğrencilerine yönlendirirdi. Hediye geldiğinde ise Suffa öğrencilerine haber gönderir, kendisi bu hediyeden alır, Suffa’dakileri de hediyeye ortak ederdi. Bu sefer Suffa öğrencilerinin çağrılması hoşuma gitmemişti. Peygamber’in elçisi olarak Suffa’dakileri çağırmaya giderken, bir taraftan da kendi kendime söyleniyordum: “Bir tas süt Suffadakilerin hangisine yetecek! Allah'ın Resulü, bir tas sütü onlar arasında dolaştırmamı emredecek ki, benim payıma bundan ne düşebilir? Ben açlığımı giderecek kadar ondan içmek isterdim, Ne yapalım, Allah’a ve Resulüne itaatten başka çare yok.” (Az sonra) Suffa’ya vardım. Suffa’da kalan öğrencilere Efendimiz’in (sav) davetini ilettim. Hz. Peygamber’in yanına girince herkes yerini aldı. Efendimiz (sav), “Ebu Hureyre! Süt tasını al, onlara ikram et” buyurdu. Ben tası alıp tek tek herkese vermeye başladım. Tası her eline alan doyasıya içiyor, sonra tası tekrar bana veriyor, bende bir başkasına veriyordum. Sonunda bardağı Efendimize verdim. Orada bulunan herkes doyuncaya kadar içmişti. Allah'ın Resulü, süt tasını aldı ellerinin arasına koydu, sonra başını kaldırarak gülümsedi ve “Ebu Hureyre iç!” dedi. İçtim. Sonra tekrar “İç!” buyurdu. Efendimiz “iç” dedikçe, içip durdum. Sonunda şöyle dedim: “Seni hak ile gönderen Allah’a yemin olsun ki, artık içecek halim kalmadı.” Nihayet, Hz. Peygamber tası eline aldı, Allah’a hamd etti, besmele çekti ve O da sütten içti. [Tirmizî: Bu hadis hasen-sahihtir.]


    Öneri Formu
14345 T002477 Tirmizi, Sıfatü’l-Kıyâme, 36

Bize Abde b. Abdullah el-Huzâî el-Basrî, ona Yahya b. Adem, ona İbrahim b. Humeyd er-Ruâsî, ona Hişam b. Urve, ona Muhammed b. İbrahim et-Teymî, Enes b. Mâlik’in şöyle anlattığını rivayet etti: Kilâb kabilesinden bir adam Hz. Peygamber’e (sav) erkek hayvanın döllemesi karşılığında ücret alınır mı diye sordu. Rasul-i Ekrem bunu yasakladı. Adam “Biz erkek hayvanı bu iş için veririz ve bu yüzden bize hediye olarak bir şeyler verilir” deyince; Hz. peygamber (sav) bu işin karşılığında hediye almaya izin verdi. [Tirmîzî: “Bu hadis hasen-garibtir. Hadisi sadece İbrahim b. Humeyd’in Hişam b. Urveden yaptığı rivayetle bilmekteyiz.”]


    Öneri Formu
18081 T001274 Tirmizi, Buyu,45

Bize el-Hasan b. Kaza’a, ona Halid İbnü’l-Haris, ona Muhammed b. Amr, Sa’d b. Muaz’ın oğlu Amr’ın oğlu Vâkıd’ın şöyle anlattığını rivayet etti: Enes b. Malik, Medine’ye geldiğinde yanına varıp ona selam verdim. Bana “Sen kimlerdensin?” dedi. Ben de "Sa’d b. Muaz’ın oğlu Amr’ın oğlu Vâkıd’ım” dedim. Enes “Şüphesiz Sa’d, insanların içinde mertebesi en yüksek ve boyu en uzun olanlarındandı” dedikten sonra ağladı. Epey ağladıktan sonra şöyle dedi: “Hz. Peygamber (sav) Dûmetü'l-Cendel hükümdarı Ükeydir’e bir heyet göndermişti. O da Hz. Peygamber’e hediye olarak altın sırmalı atlastan (dibac) mamul bir cübbe göndermişti. Hz. Peygamber (sav) onu giydi ve minbere çıkıp oturdu, konuşmadan geri indi. Ashab elleriyle cübbeye dokunmaya başlayınca Hz. Peygamber (sav) “Cübbe hoşunuza mı gitti. Sa’d’ın Cennetteki mendilleri bu gördüğünüz cübbeden daha güzeldir” buyurdu.


    Öneri Formu
25950 N005304 Nesai, Zînet, 88

Bize Ebu Bekir b. Ebu şeybe, ona Abdullah b. Nümeyr, ona Muhammed b. İshak, ona Yahya b. Abbâd b. Abdullah b. ez-Zübeyr, ona babası, müminlerin annesi Hz. Ayşe’nin şöyle anlattığını rivayet etti: Necâşî, Hz. Peygamber’e (sav) Habeş işi kaşı olan altın yüzüğün (asılı) bulunduğu bir halka hediye etti. Hz. Peygamber (sav) yüzüğü ondan uzak durarak, bir çubukla veya bir parmağı ile aldı. Sonra Ebü’I- Âs’ın kızını yani kızının kızı Ümame’yi çağırdı ve “Bunu sen takın kızcağızım” buyurdu.


    Öneri Formu
30237 İM003644 İbn Mâce, Libâs, 40

Bize Amr b. Osman b. Said b. Kesir b. Dinar el-Hımsî, ona babası, ona Muhammed b. Abdurrahman b. Irk, ona babası, en-Nu’man b. Beşîr’in şöyle anlattığını rivayet etti: Hz. Peygamber’e (sav) Tâif’ten bir miktar (yaş) üzüm hediye edilmişti. Rasul-i Ekrem (sav) beni çağırarak “Şu salkımı al da anana ulaştır” dedi. Ben de üzümü anama ulaştırmadan önce yedim. Birkaç gece sonra Hz. Peygamber (sav) bana “Üzüm salkımı ne oldu, onu anana ulaştırdın mı?” diye sordu. Ben de “Hayır (anama ulaşmadı)” dedim. Hz. Peygamber bana vefasız, dedi.”


    Öneri Formu
31579 İM003368 İbn Mâce, Et'ime, 61


    Öneri Formu
22381 N002568 Nesai, Zekât, 72


    Öneri Formu
37396 HM000100 İbn Hanbel, I, 17

Bize Hişam b. Ammar, ona İsmail b. Ayyaş, ona Utbe b. Humeyd ed-Dabbî, Yahya b. Ebu İshak el-Hünâî’nin şöyle anlattığını rivayet etti: Enes b. Mâlik’e şunu sordum: Bizden bir adam, (din) kardeşine mal borç veriyor. Borç alan kişi, borç verene bir hediye verebilir mi? Enes dedi ki: Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: “Her hangi biriniz bir borç verir, sonra borcu alan kişi, borç verene bir hediye vermek veya onu bineğine bindirmek istediği zaman sakın o bineğe binmesin ve o hediyeyi kabul etmesin. Ancak borç olayından önce, aralarında buna benzer hediye alma ve verme âdetleri varsa bunu yapabilirler.”


    Öneri Formu
25238 İM002432 İbn Mâce, Sadakât, 19