Giriş

Bize Süleyman b. Harb, ona Şu’be; (T) bize Muhammed b. Beşşar, ona Gunder, ona Şu’be, ona Abdulmelik b. Meysera, ona Zeyd b. Vehb, Hz. Ali’nin (ra) şöyle dediğini rivayet etti: "Hz. Peygamber bana siyerâ adı verilen ipek karışımlı kumaştan yapılmış bir elbise giydirdi. Müteakiben ben o elbiseyi giyerek dışarı çıktığımda, Rasûlullah’ın (sav) yüzündeki öfkeyi gördüm. Bunun üzerine elbiseyi parçalayıp, eşlerim arasında bölüştürdüm."


Açıklama: Hadislerde geçen "siyera" kelimesi "kaburgayı andıran kalın ipek çizgi desenleri olan bir elbise olup Yemen'de yapılır ve ipek oranı keten, pamuk ve yün gibi karışımlardan daha fazladır." şeklinde açıklanmıştır. Sîbeveyh ise kelimeyi "som ipek" şeklinde açıklamıştır. Bu, Siyera adlı kumaşın som ipek veya ipek karışımlı çeşitli iplerden dokunmuş şekilleri olduğunu göstermektedir (Bilgi için bkz. Ebu Ubeyd Kasım b. Sellam, Garîbu'l-hadîs, I, 228; İbnü'l-Esîr, en-Nihâye, II, 443)

    Öneri Formu
276742 B005840-2 Buhari, Libâs, 30

Bize İshak b. Mansur, ona Abdullah b. Nümeyr, ona Ubeydullah, ona Nâfi, ona İbn Ömer Hz. Ömer’in (ra) şöyle anlattığını rivayet etti: Mescidin kapısında ibrişimle karışık alaca bezden (siyerâ) dokunmuş bir elbise satıldığını gördüm. Hz. Peygamber’e “Ey Allah’ın Rasulü! Keşke bunu satın alsan da Cuma günleri ve yanına heyetler geldiğinde giysen” dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): “Bunu ancak ahirette nasibi olmayanlar giyer” buyurdu. Bir süre sonra Hz. Peygamber'e (sav) o elbiselerden getirilmişti. O da onlardan birini bana gönderdi. Ben de “Ey Allah’ın Rasûlü! Onu bana giydiriyorsun. Halbu ki sen o elbise hakkında neler söylemiştin!” dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): “Onu sana giyesin diye vermedim, onu sana birilerine giydiresin veya satıp parasından istifade edesin diye verdim” dedi. Ben de onu annemiz bir (babamız ayrı) müşrik bir kardeşime verdim.


Açıklama: Hz. Ömer'in Kardeşi Zeyd b. Hattab'ın anne bir -Esmâ binti Vehb- kardeşinin Dimyâtiye göre süt kardeşi Osman b. Hakim'e giydirdi bkz. Kastallânî, Ahmed b. Muhammed b. Abdilmelik, İrşadü's-sârî li şerhi sahihi buhârî, (Mısır, Matbaatü'l-kübrâ el-Emiriyye, 1323), 2/163.

    Öneri Formu
25933 N005297 Nesai, Zînet, 83

Bana Mâlik'ten, ona Nafi’den, Abdullah b. Ömer’in şöyle anlattığı rivayet edilmiştir: Ömer b. el-Hattab, mescidin kapısında saf ipekten yapılmış bir elbise görünce “Ya Rasulullah! Keşke bu elbiseyi satın alsan da cuma günleri ve yanına elçiler geldiği zaman giysen” dedi. Rasulullah da “Bunu ancak ahirette nasibi olmayan giyer” buyurdu. Daha sonra Rasulullah’a (sav) bu elbiselerden gelince, Ömer b. Hattab’a bir elbise verdi. Hz. Ömer (ra) “Ya Rasulallah! Onu bana gönderdin. Halbuki sen Utarid’in elbisesi hakkında neler söylemiştin!” deyince Rasulullah “Onu sana giymen için vermedim” dedi. Hz. Ömer (ra) de bu elbiseyi Mekke'deki müşrik kardeşine verdi.


Açıklama: "Siyerâ" ipekli bir giysi türüdür. Sîbeveyh, siyerâ kelimesini saf ipek olarak şerh etmiştir. Dolayısıyla hulletün siyerâ ibaresi ile saf ipekten elbise kastedilmektedir. (Bk. İbnü'l-Esîr, en-Nihâye, II, 433)

    Öneri Formu
38596 MU001672 Muvatta, Libâs, 8

Bize Züheyr b. Harb, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Ebu Zinad, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in şöyle dediğini rivayet etti: "Dikkat edin! Sabahleyin bir kap, akşamleyin bir kap süt veren bir deveyi belli bir süre yararlanıp geri vermek üzere bir aileye ödünç veren bir kimse için bunun sevabı pek büyük olur."


    Öneri Formu
4117 M002357 Müslim, Zekat, 73

Bize Muhammed b. Ahmed b. Ebu Halef, ona Zekeriyya b. Adî, ona Ubeydullah b. Amr, ona Zeyd, ona Adî b. Sabit, ona Ebu Hazim, ona Ebu Hureyre Hz. Peygamber'in bazı münkerleri yasak ettiğini ve bazı iyilikleri tavsiye ettiği birçok hasletlerden söz ederek şöyle dediğini rivayet etti: "Her kim birine belli bir süre istifade edip sonra geri vermek üzere ödünç olarak sabah ve akşam bir sadaka yani sabah ve akşam sütü veren sağmal bir hayvan verirse (büyük bir ecre nail olur ve çok sevap kazanır.)"


    Öneri Formu
4119 M002358 Müslim, Zekat, 74

Bize Ubeydullah b. Muaz, ona babası, ona Şube: (T) Bize Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşâr -hadisin lafzı ona aittir- o ikisine Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona el-Hakem, ona İbrahim, ona el-Esved, Hz. Ayşe'nin şöyle anlattığını rivayet etti: Hz. Peygamber'e (sav) sığır eti getirdiler ve bu et Berîre'ye sadaka olarak verildi dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber; "o, Berîre'ye sadaka, bize de hediyedir" dedi.


    Öneri Formu
4367 M002486 Müslim, Zekat, 171

Bize el-Hasan b. Kaza’a, ona Halid İbnü’l-Haris, ona Muhammed b. Amr, Sa’d b. Muaz’ın oğlu Amr’ın oğlu Vâkıd’ın şöyle anlattığını rivayet etti: Enes b. Malik, Medine’ye geldiğinde yanına varıp ona selam verdim. Bana “Sen kimlerdensin?” dedi. Ben de "Sa’d b. Muaz’ın oğlu Amr’ın oğlu Vâkıd’ım” dedim. Enes “Şüphesiz Sa’d, insanların içinde mertebesi en yüksek ve boyu en uzun olanlarındandı” dedikten sonra ağladı. Epey ağladıktan sonra şöyle dedi: “Hz. Peygamber (sav) Dûmetü'l-Cendel hükümdarı Ükeydir’e bir heyet göndermişti. O da Hz. Peygamber’e hediye olarak altın sırmalı atlastan (dibac) mamul bir cübbe göndermişti. Hz. Peygamber (sav) onu giydi ve minbere çıkıp oturdu, konuşmadan geri indi. Ashab elleriyle cübbeye dokunmaya başlayınca Hz. Peygamber (sav) “Cübbe hoşunuza mı gitti. Sa’d’ın Cennetteki mendilleri bu gördüğünüz cübbeden daha güzeldir” buyurdu.


    Öneri Formu
25950 N005304 Nesai, Zînet, 88

Bize Ubeyd b. İsmail, ona Ebu Üsame, ona Hişam, ona babası, ona da Aişe (r.anha) şöyle demiştir: Ben hiçbir kadını Hatice'yi kıskandığım kadar kıskanmadım. Hatice, benim Rasulullah (sav) ile evlenmemden üç sene önce vefat etmişti. Hatice'yi kıskanmamın sebebi ise, Rasulullah'ın (sav) sık sık onu zikretmesini duymam, Allah'ın, Peygamber'e (sav), Hatice'yi cennette inciden yapılmış bir ev ile müjdelemesini emretmiş olması ve bir de Rasulullah'ın (sav) bir koyun keserek etini Hatice'nin dostlarına hediye etmesidir.


    Öneri Formu
19645 B006004 Buhari, Edeb, 23

Bize Kuteybe, ona Süfyân, ona Süleyman el-Ahvel, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbas şöyle demiştir: Perşembe günü! Ah o perşembe günü! Rasulullah'ın (sav) ağrısı şiddetlendi ve "bana bir şey getirin de size bundan sonra asla sapmayacağınız bir şey yazayım" buyurdu. Hz. Peygamber'in huzurunda tartışmak yakışıksız olduğu halde, oradakiler aralarında tartışıp 'Rasulullah (sav) hastalığından dolayı ne dediğini bilecek halde değil' dediler ve o sözünü tekrar ettirmeye giriştiler. Rasulullah (sav) da "beni (rahat) bırakın! İçinde bulunduğum durum, beni çağırdığınızdan daha hayırlıdır" buyurdu. Hz. Peygamber (sav) üç şeyi tavsiye etti ve şöyle buyurdu: "Müşrikleri Arap yarımadasından çıkarın, heyetlere benim muamele ettiğim gibi muamele edin." Üçüncüsünde sükût etti yahut söyledi de ben unuttum.


    Öneri Formu
34595 B004431 Buhari, Megâzî, 83


    Öneri Formu
4247 M002433 Müslim, Zekat, 131