255 Kayıt Bulundu.
Bize İshak b. İbrahim, ona Abdullah b. el-Haris el-Mahzûmî, ona Hanzala b. Ebu Süfyan ona Salim b. Abdullah, İbn Ömer’in şöyle anlattığını rivayet etti: Hz. Ömer (ra) pazara çıktığında kalın ipekli kumaştan (atlas) yapılmış bir elbise satıldığını gördü. Hz. Peygamber'e (sav) gelerek “Ey Allah'ın Rasulü! Şu elbiseyi satın al, Cuma günleri ve heyetler geldiğinde giyersin” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): “Onu ancak ahirette nasibi olmayanlar giyer” buyurdu. Daha sonra Hz. Peygamber'e (sav) o elbiselerden üç tane getirildi. Onlardan birini Ömer’e, birini Ali’ye birini de Üsâme’ye verdi. Ömer, Rasulullah’a gelip “Ey Allah'ın Rasûlü! Bunu bana göndermişsin ama onun hakkında daha önce neler söylemiştin! ” dedi. Bunun üzerine hz. Peygamber: “Onu sat ihtiyacını karşıla veya hanımlarına bölüştür başörtü yapsınlar” buyurdu.
Açıklama: Rivayet diğer kaynaklarda son önerinin Hz. Ali'ye tavsiye edildiği şeklindedir.
Bize Ahmed b. Salih, ona Abdullah b. Vehb, ona Yunus ve Amr b. Haris, ona İbn Şihab, ona Salim b. Abdullah, babasının (Ömer b. Hattab) bu kıssayı nakledip; dibaç cübbe dedi. Ve sonra bu konuda şunları söyledi: Hz. Peygamber, Ömer b. el-Hattab'a atlas (dîbâc) bir cübbe göndermiş ve Hz. Peygamber; "onu satarsın ve parası ile ihtiyacını görürsün" buyurmuştur.
Bize Ahmed b. Salih, ona Abdullah b. Vehb, ona Yunus ve Amr b. Haris, ona İbn Şihab, ona Salim b. Abdullah, babasının (Ömer b. Hattab) bu kıssayı nakledip; dibaç cübbe dedi. Ve sonra bu konuda şunları söyledi: Hz. Peygamber, Ömer b. el-Hattab'a dîbâ adı verilen kumaşı ince ipekten dokunmuş bir cübbe göndermiş ve Hz. Peygamber; "onu satarsın ve parası ile ihtiyacını görürsün" buyurmuştur.
Bize Süleyman b. Davud, ona İbn Vehb, ona Yunus b. Yezid ve Amr b. el-Haris, onlara İbn Şihab, ona Salim, babasının şöyle anlattığını rivayet etti: Ömer b. Hattab (ra) çarşıda kalın ipekten (atlas) yapılmış bir elbise gördü, hemen onu alarak Hz. Peygamber'e (sav) getirdi. “Ey Allah’ın Rasulü! Bunu satın al, bayramlarda ve elçiler geldiğinde güzelce giyersin” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): “Bu, ancak nasibi olmayanların giysisidir” veya “Bunu ancak nasibi olmayanlar giyer” dedi. Aradan Allah Teâlâ’nın dilediği kadar bir süre geçti ve Hz. Peygamber (sav) Ömer’e ipekten yapılmış (atlas) bir cübbe gönderdi. Ömer o elbiseyi alıp Hz. Peygamber’e (sav) kadar geldi ve “Ey Allah’ın Rasulü! Bu, ancak nasibi olmayanların giysisidir demiştiniz. Sonra da onu bana gönderdiniz. (Bu ne haldir?)” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): “Onu sat ve bedeli ile ihtiyacını gör” buyurdu.
Bize Süleyman b. Davud, ona İbn Vehb, ona Yunus b. Yezid ve Amr b. el-Haris, onlara İbn Şihab, ona Salim, babasının şöyle anlattığını rivayet etti: Ömer b. Hattab (ra) çarşıda kalın ipekten yapılmış bir elbise gördü, hemen onu alarak Rasulullah’a (sav) getirdi. 'Ey Allah’ın Rasulü! Bunu satın al, bayramlarda elçiler geldiğinde onunla daha güzel görünürsün.' dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (sav): "Bu, ancak nasibi olmayanların giysisidir." veya "Bunu ancak nasibi olmayanlar giyer." dedi. Aradan Allah Teâlâ’nın dilediği kadar bir süre geçti ve Rasûlullah (sav) Ömer’e ipekten yapılmış bir cübbe gönderdi. Ömer o elbiseyi alıp Peygamber’e (sav) kadar geldi ve 'Ey Allah’ın Rasulü! Bu, ancak nasibi olmayanların giysisidir demiştiniz. Sonra da onu bana gönderdiniz?.' dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (sav) "Onu sat ve bedeli ile ihtiyacını gör." buyurdu.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Abdussamed, ona babası (Abddülvaris b. Said), ona da Yahya b. Ebu İshak şöyle rivayet etti: Salim b. Abdullah bana “İstebrak nedir?” dedi. Ben de “Dîbâc denilen ipek kumaşın kalın ve sert olan türüdür” dedim. O da ben, babam Abdullah b. Ömer’den işittim, şöyle diyordu dedi: Hz. Ömer, bir adamın üzerinde istebrak kumaştan yapılmış bir takım elbise gördü ve o takım elbiseyi Hz. Peygamber’e getirdi de “Yâ Rasûlallah! Bu takım elbiseyi satın al da insanların hey’etleri senin huzuruna geldikleri zaman onu giy! dedi.” Hz. Peygamber: “ipek elbiseyi ancak (ahiretten) nasibi olmayan kimse giyer” buyurdu. Aradan bir süre geçti. Sonra Hz. Peygamber (sav) Hz. Ömer’e (istebrak türünden ipek) bir takım elbise gönderdi. Hz. Ömer hemen bu elbiseyi Peygamber'e getirdi ve “(Yâ Rasulallah!) Bunun benzeri olan takım elbise hakkında o söylediklerin ortada dururken bunu bana gönderdin?” dedi. Hz. Peygamber: “Ben bunu sana ancak (satılıp da) karşılığında bir mal elde edesin diye gönderdim” dedi. [(Ravi) “İbn Ömer bu hadisten dolayı kumaşta (ipek) nişan olmasından hoşlanmazdı” demiştir.]
Açıklama: Sahihu'l-buhârî ravilerinden Müstemli ve Hamevî لِتُصِيبَ بِهَا şeklinde مَالاً temyizi zikretmeden nakletmişlerdir. bkz. Kastallânî, Ahmed b. Muhammed b. Ebî Bekr b. Abdilmelik, İrşâdü's-sârî li şerhi sahihi'l-Buhârî (Mısır: el-Matbaatü'l-Kübrâ el-Emiriyye, 1323), 9/55.
Bana Ebü't-Tâhir ile Harmele b. Yahya -Lafız Harmele’ye aittir-; bu ikisine İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Salim b. Abdullah, Abdullah b. Ömer’in (ra) şöyle anlattığını rivayet etti: 'Ömer b. el-Hattâb (ra) pazarda satılan kalın ipek kumaştan (istebrak) yapılmış bir elbise buldu. Ve onu alarak Rasûlullah’a getirdi: 'Ya Rasulallah! Bunu satın al. Bayram ve heyetler için onunla süslenirsin' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Bu ancak nasibi olmayanların giysisidir." buyurdu. Aradan Allah’ın (cc) dilediği kadar bir süre geçti. Sonra Rasûlullah (sav) ona ibrişim adı da verilen ince ipekten (dîbâc) yapılmış bir cübbe gönderdi. Ardından Ömer, cübbe ile yola çıktı ve onu Rasûlullah’a getirerek 'Ya Rasûlallah! "Bu ancak nasibi olmayanların giysisidir." veya "Bunu ancak nasibi olmayanlar giyer." dedin. Sonra da onu bana gönderdin?' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Onu satarsın ve bir ihtiyacını görürsün!" cevabını verdi.