Bize Ebu Nuaym (Fadl b. Dükeyn el-Mülâî), ona (Ebu Muhammed) Süfyan b. Uyeyne (el-Hilâlî), ona (Ebu Bekir Muhammed b. Şihab) ez-Zührî, ona (Ebu Muhammed) Ata b. Yezid (el-Cünde'î), ona da Ebu Eyyub'un (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
“Tuvalete gittiğinizde ne küçük ne de büyük tuvalet ihtiyacınızı giderirken kıbleye dönmeyin, ona arkanızı vermeyin." Ebû Eyyüb (el-Ensârî) (ra) dedi ki: “Şam'a gittiğimizde tuvaletlerin kıbleye doğru inşa edildiğini gördük. Artık kıbleden farklı tarafa yönümüzü çeviriyor ve Allah'tan af diliyorduk.” Ebu Muhammed şöyle dedi: "Bu rivayet, Abdülkerim'in rivayet ettiği hadisten daha sahihtir. Abdülkerim, metruk gibidir."
Açıklama: Darimi'nin hadisin diğer bir tarikindeki ravi Abdülkerim için kullandığı şibhu'l-metruk ya da şebîhu'l-metruk, "metrûk râvîden farksız" olan râvîler için kullanılan bir ıstılahtır. Hadis uleması bu kavrama yalan söylemekle ithâm edilen (ittihâmu'r-râvî bi'l-kizb) ravileri tanımlamak için başvurmuşlardır. (Bk. Mehmet Efendioğlu, "Metruk", DİA, XXIX, 415-416)
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38776, DM000692
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا ابْنُ عُيَيْنَةَ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَزِيدَ عَنْ أَبِى أَيُّوبَ عَنِ النَّبِىِّ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ :« إِذَا أَتَيْتُمُ الْغَائِطَ فَلاَ تَسْتَقْبِلُوا الْقِبْلَةَ بِغَائِطٍ وَلاَ بَوْلٍ وَلاَ تَسْتَدْبِرُوهَا ». قَالَ ثُمَّ قَالَ أَبُو أَيُّوبَ : فَقَدِمْنَا الشَّامَ فَوَجَدْنَا مَرَاحِيضَ قَدْ بُنِيَتْ عِنْدَ الْقِبْلَةِ فَنَنْحَرِفُ وَنَسْتَغْفِرُ اللَّهَ. قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ : وَهَذَا أَصَحُّ مِنْ حَدِيثِ عَبْدِ الْكَرِيمِ ، وَعَبْدُ الْكَرِيمِ شِبْهُ الْمَتْرُوكِ.
Tercemesi:
Bize Ebu Nuaym (Fadl b. Dükeyn el-Mülâî), ona (Ebu Muhammed) Süfyan b. Uyeyne (el-Hilâlî), ona (Ebu Bekir Muhammed b. Şihab) ez-Zührî, ona (Ebu Muhammed) Ata b. Yezid (el-Cünde'î), ona da Ebu Eyyub'un (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
“Tuvalete gittiğinizde ne küçük ne de büyük tuvalet ihtiyacınızı giderirken kıbleye dönmeyin, ona arkanızı vermeyin." Ebû Eyyüb (el-Ensârî) (ra) dedi ki: “Şam'a gittiğimizde tuvaletlerin kıbleye doğru inşa edildiğini gördük. Artık kıbleden farklı tarafa yönümüzü çeviriyor ve Allah'tan af diliyorduk.” Ebu Muhammed şöyle dedi: "Bu rivayet, Abdülkerim'in rivayet ettiği hadisten daha sahihtir. Abdülkerim, metruk gibidir."
Açıklama:
Darimi'nin hadisin diğer bir tarikindeki ravi Abdülkerim için kullandığı şibhu'l-metruk ya da şebîhu'l-metruk, "metrûk râvîden farksız" olan râvîler için kullanılan bir ıstılahtır. Hadis uleması bu kavrama yalan söylemekle ithâm edilen (ittihâmu'r-râvî bi'l-kizb) ravileri tanımlamak için başvurmuşlardır. (Bk. Mehmet Efendioğlu, "Metruk", DİA, XXIX, 415-416)
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Tahâret 6, 1/527
Senetler:
1. Ebu Eyyüb el-Ensari (Halid b. Zeyd b. Küleyb b. Salabe b. Abd)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yezid el-Cünde'î (Ata b. Yezid el-Leysî)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Nuaym Fadl b. Dükeyn el-Mülâi (Fadl b. Amr b. Hammâd b. Züheyr b. Dirhem)
Konular:
Adab, tuvalet adabı
KTB, ADAB
KTB, KIBLE
Tuvalet, Kıble, Beyt-i Makdis, kıbleye yönelerek ihtiyaç gidermek
Bize Abdussamed, ona babası, ona Kesir b. Şınzîr, ona da Ata b. Ebû Rabâh, Cabir b. Abdullah'ın (r.a.) şöyle dediğini rivayet etti:
“Rasûlullah (s.a.v.) beni bir işi için dışarı göndermişti. Gittim, sonra o işi yerine getirdim ve döndüm. Rasûlullah'ın (s.a.v.) yanına geldim, selam verdim. Hz. Peygamber (s.a.v.) selamımı almadı. Gönlüme Allah’ın bildiği endişeler düştü, 'Belki de Rasûlullah (s.a.v.) geciktiğim için bana kızdı' diye düşündüm. Tekrar selam verdim, yine selamımı almadı. Gönlüme ilkinden daha kötü, Allah’ın bildiği birtakım korkular düştü. Sonra tekrar selam verdim, bu sefer selamımı aldı ve bana; 'Senin selamını almama engel olan şey, sadece namaz kılıyor olmamdı' dedi. Bu sırada Hz. Peygamber (s.a.v.) bineğinin üzerinde ve kıbleden başka tarafa dönmüş halde idi."
Açıklama: mütabileriyle sahihtir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
71757, HM014843
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الصَّمَدِ حَدَّثَنِي أَبِي حَدَّثَنَا كَثِيرُ بْنُ شِنْظِيرٍ حَدَّثَنَا عَطَاءُ بْنُ أَبِي رَبَاحٍ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ
أَرْسَلَنِي رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي حَاجَةٍ فَانْطَلَقْتُ ثُمَّ رَجَعْتُ وَقَدْ قَضَيْتُهَا فَأَتَيْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَسَلَّمْتُ عَلَيْهِ فَلَمْ يَرُدَّ عَلَيَّ قَالَ فَوَقَعَ فِي نَفْسِي مَا اللَّهُ بِهِ أَعْلَمُ قَالَ قُلْتُ لَعَلَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَجَدَ عَلَيَّ أَنْ أَبْطَأْتُ فَسَلَّمْتُ عَلَيْهِ فَلَمْ يَرُدَّ عَلَيَّ فَوَقَعَ فِي نَفْسِي مَا اللَّهُ أَعْلَمُ أَشَدُّ مِنْ الْأُولَى ثُمَّ سَلَّمْتُ فَرَدَّ عَلَيَّ وَقَالَ أَمَا إِنَّهُ لَمْ يَمْنَعْنِي أَنْ أَرُدَّ عَلَيْكَ إِلَّا أَنِّي كُنْتُ أُصَلِّي فَكَانَ عَلَى رَاحِلَتِهِ مُتَوَجِّهًا لِغَيْرِ الْقِبْلَةِ
Tercemesi:
Bize Abdussamed, ona babası, ona Kesir b. Şınzîr, ona da Ata b. Ebû Rabâh, Cabir b. Abdullah'ın (r.a.) şöyle dediğini rivayet etti:
“Rasûlullah (s.a.v.) beni bir işi için dışarı göndermişti. Gittim, sonra o işi yerine getirdim ve döndüm. Rasûlullah'ın (s.a.v.) yanına geldim, selam verdim. Hz. Peygamber (s.a.v.) selamımı almadı. Gönlüme Allah’ın bildiği endişeler düştü, 'Belki de Rasûlullah (s.a.v.) geciktiğim için bana kızdı' diye düşündüm. Tekrar selam verdim, yine selamımı almadı. Gönlüme ilkinden daha kötü, Allah’ın bildiği birtakım korkular düştü. Sonra tekrar selam verdim, bu sefer selamımı aldı ve bana; 'Senin selamını almama engel olan şey, sadece namaz kılıyor olmamdı' dedi. Bu sırada Hz. Peygamber (s.a.v.) bineğinin üzerinde ve kıbleden başka tarafa dönmüş halde idi."
Açıklama:
mütabileriyle sahihtir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Cabir b. Abdullah el-Ensarî 14843, 5/155
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
3. Ebu Kurra Kesir b. Şınzîr el-Mâzinî (Kesir b. Şınzîr)
4. Ebu Ubeyde Abdulvâris b. Saîd el-Anberî (Abdulvâris b. Saîd b. Zekvân)
5. Ebu Sehl Abdussamed b. Abdulvâris et-Temimî (Abdussamed b. Abdulvâris b. Saîd b. Zekvân)
Konular:
Adab, Selam, selamlaşma adabı
KTB, ADAB
KTB, KIBLE
KTB, SELAM
Namaz, binek üzerinde nafile namaz kılarken kıble dışında bir yöne dönmek
Sahabe, Hz. peygamber'e hizmeti
Selam, aynı şekilde veya daha güzeliyle karşılık vermek
Selam, karşılık verilmeyecek durumlar
Selam, namaz kılana
Herkesin yöneldiği bir kıblesi vardır. (Ey müminler!) Siz hayır işlerinde yarışın. Nerede olursanız olun sonunda Allah hepinizi bir araya getirir. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
53630, KK2/148
Hadis:
وَلِكُلٍّ وِجْهَةٌ هُوَ مُوَلِّيهَا فَاسْتَبِقُوا الْخَيْرَاتِ أَيْنَ مَا تَكُونُوا يَأْتِ بِكُمُ اللّهُ جَمِيعًا إِنَّ اللّهَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Tercemesi:
Herkesin yöneldiği bir kıblesi vardır. (Ey müminler!) Siz hayır işlerinde yarışın. Nerede olursanız olun sonunda Allah hepinizi bir araya getirir. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Bakara 2/148, /
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kudreti
Havz, Havz'da toplanma
KTB, KIBLE
Namaz, namaz kılarken kıbleye yönelmek
Salih Amel, Allah'ın razı olacağı ameller
Bize Yahya b. Musa, Abd b. Humeyd ve daha pek çok kişi -hadisin manası aynı olmak üzere-, onlara Abdürrezzâk, ona Yunus b. Süleym, ona Zührî, ona Urve b. Zübeyr, ona Abdurrahman b. Abdulkârî, ona da Ömer b. Hattâb (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamberʼe (sav) vahiy geldiğinde yüzünün tarafında arı vızıltısı gibi bir ses işitilirdi. (Yine) bir gün kendisine vahiy gelmişti. Biz de (yanında) bir süre bekledik. Bu hal ondan gidince kıbleye yöneldi, ellerini kaldırdı ve 'Allah'ım, bizlere verdiğin hayırlarını arttır; azaltma! Bizlere ikram et; rezil-rüsvâ eyleme! Bizlere ver; bizi mahrum bırakma! Bizleri seç; başkalarını değil! Bizi senden razı kıl; sen de bizden razı ol' şeklinde dua etti. Ardından, 'Bana on ayet indirildi, kim onların gereğini yaparsa cennete girer' buyurdu. Sonra, 'Müminler kurtuluşa ermişlerdir' (Müminûn, 23/1) ayetini devamındaki on ayetin sonuna kadar okudu.'
Bize Muhammed b. Ebân, ona Abdürrezzâk, ona Yunus b. Süleym, ona Yunus b. Yezid, ona da Zührî, bu isnadın benzeri ile ve aynı manaya gelecek şekilde hadisi rivayet etti.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, ilk hadisten daha sahihtir. Bize İshak b. Mansur, ona Ahmed b. Hanbel, Ali b. el-Medînî ve İshak b. İbrahim, onlara Abdürrezzâk, ona Yunus b. Süleym, ona Yunus b. Yezid ona da Zührî, bu hadisi rivayet etmiştir.
Ebu İsa [Tirmizî], 'Abdürrezzâk'tan erken dönemde bu hadisi işitenler/sema edenler, senedde Yunus b. Yezid'i zikretmektedirler. Abdürrezzâk'tan bu hadisi rivayet edenlerden bazıları ise senedde Yunus b. Yezid'e yer vermemişlerdir. Yunus b. Yezid'i zikredenlerin rivayetleri daha sahihtir. Çünkü Abdürrezzâk, Yunus b. Yezid'i bu hadisin senedinde bazen zikretmiş, bazen de zikretmemiştir. (Abdürrezzâk) Yunus'u, senedde zikretmediğinde rivayet mürsel (munkatı) olmaktadırʼ demiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19080, T003173
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ مُوسَى وَعَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ وَغَيْرُ وَاحِدٍ الْمَعْنَى وَاحِدٌ قَالُوا حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ عَنْ يُونُسَ بْنِ سُلَيْمٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَبْدٍ الْقَارِىِّ قَالَ سَمِعْتُ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ رضى الله عنه يَقُولُ كَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم إِذَا أنزلَ عَلَيْهِ الْوَحْىُ سُمِعَ عِنْدَ وَجْهِهِ كَدَوِىِّ النَّحْلِ فَأُنْزِلَ عَلَيْهِ يَوْمًا فَمَكَثْنَا سَاعَةً فَسُرِّىَ عَنْهُ فَاسْتَقْبَلَ الْقِبْلَةَ وَرَفَعَ يَدَيْهِ وَقَالَ « اللَّهُمَّ زِدْنَا وَلاَ تَنْقُصْنَا وَأَكْرِمْنَا وَلاَ تُهِنَّا وَأَعْطِنَا وَلاَ تَحْرِمْنَا وَآثِرْنَا وَلاَ تُؤْثِرْ عَلَيْنَا وَأَرْضِنَا وَارْضَ عَنَّا » . ثُمَّ قَالَ صلى الله عليه وسلم « أُنْزِلَ عَلَىَّ عَشْرُ آيَاتٍ مَنْ أَقَامَهُنَّ دَخَلَ الْجَنَّةَ » . ثُمَّ قَرَأَ ( قَدْ أَفْلَحَ الْمُؤْمِنُونَ ) حَتَّى خَتَمَ عَشْرَ آيَاتٍ . حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَبَانَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ عَنْ يُونُسَ بْنِ سُلَيْمٍ عَنْ يُونُسَ بْنِ يَزِيدَ عَنِ الزُّهْرِىِّ بِهَذَا الإِسْنَادِ نَحْوَهُ بِمَعْنَاهُ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا أَصَحُّ مِنَ الْحَدِيثِ الأَوَّلِ سَمِعْتُ إِسْحَاقَ بْنَ مَنْصُورٍ يَقُولُ رَوَى أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ وَعَلِىُّ بْنُ الْمَدِينِىِّ وَإِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ عَنْ عَبْدِ الرَّزَّاقِ عَنْ يُونُسَ بْنِ سُلَيْمٍ عَنْ يُونُسَ بْنِ يَزِيدَ عَنِ الزُّهْرِىِّ هَذَا الْحَدِيثَ . قَالَ أَبُو عِيسَى: وَمَنْ سَمِعَ مِنْ عَبْدِ الرَّزَّاقِ قَدِيمًا فَإِنَّهُمْ إِنَّمَا يَذْكُرُونَ فِيهِ عَنْ يُونُسَ بْنِ يَزِيدَ وَبَعْضُهُمْ لاَ يَذْكُرُ فِيهِ عَنْ يُونُسَ بْنِ يَزِيدَ وَمَنْ ذَكَرَ فِيهِ يُونُسَ بْنَ يَزِيدَ فَهُوَ أَصَحُّ وَكَانَ عَبْدُ الرَّزَّاقِ رُبَّمَا ذَكَرَ فِى هَذَا الْحَدِيثِ يُونُسَ بْنَ يَزِيدَ وَرُبَّمَا لَمْ يَذْكُرْهُ وَإِذَا لَمْ يَذْكُرْ فِيهِ يُونُسَ فَهُوَ مُرْسَلٌ .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Musa, Abd b. Humeyd ve daha pek çok kişi -hadisin manası aynı olmak üzere-, onlara Abdürrezzâk, ona Yunus b. Süleym, ona Zührî, ona Urve b. Zübeyr, ona Abdurrahman b. Abdulkârî, ona da Ömer b. Hattâb (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamberʼe (sav) vahiy geldiğinde yüzünün tarafında arı vızıltısı gibi bir ses işitilirdi. (Yine) bir gün kendisine vahiy gelmişti. Biz de (yanında) bir süre bekledik. Bu hal ondan gidince kıbleye yöneldi, ellerini kaldırdı ve 'Allah'ım, bizlere verdiğin hayırlarını arttır; azaltma! Bizlere ikram et; rezil-rüsvâ eyleme! Bizlere ver; bizi mahrum bırakma! Bizleri seç; başkalarını değil! Bizi senden razı kıl; sen de bizden razı ol' şeklinde dua etti. Ardından, 'Bana on ayet indirildi, kim onların gereğini yaparsa cennete girer' buyurdu. Sonra, 'Müminler kurtuluşa ermişlerdir' (Müminûn, 23/1) ayetini devamındaki on ayetin sonuna kadar okudu.'
Bize Muhammed b. Ebân, ona Abdürrezzâk, ona Yunus b. Süleym, ona Yunus b. Yezid, ona da Zührî, bu isnadın benzeri ile ve aynı manaya gelecek şekilde hadisi rivayet etti.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, ilk hadisten daha sahihtir. Bize İshak b. Mansur, ona Ahmed b. Hanbel, Ali b. el-Medînî ve İshak b. İbrahim, onlara Abdürrezzâk, ona Yunus b. Süleym, ona Yunus b. Yezid ona da Zührî, bu hadisi rivayet etmiştir.
Ebu İsa [Tirmizî], 'Abdürrezzâk'tan erken dönemde bu hadisi işitenler/sema edenler, senedde Yunus b. Yezid'i zikretmektedirler. Abdürrezzâk'tan bu hadisi rivayet edenlerden bazıları ise senedde Yunus b. Yezid'e yer vermemişlerdir. Yunus b. Yezid'i zikredenlerin rivayetleri daha sahihtir. Çünkü Abdürrezzâk, Yunus b. Yezid'i bu hadisin senedinde bazen zikretmiş, bazen de zikretmemiştir. (Abdürrezzâk) Yunus'u, senedde zikretmediğinde rivayet mürsel (munkatı) olmaktadırʼ demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 23, 5/326
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Ebu Muhammed Abdurrahman b. Abd el-Kâri (Abdurrahman b. Abd b. el-Kârî)
3. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. Yunus b. Süleym es-San'anî (Yunus b. Süleym)
6. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
7. Ebu Zekeriyya Yahya b. Musa el-Huddanî (Yahya b. Musa b. Abdirabbihi b. Salim)
7. Abd b. Humeyd el-Keşşi (Abdulhumeyd b. Humeyd b. Nasr)
Konular:
Dua, dua ederken kıbleye yönelmek
Hz. Peygamber, duaları
KTB, DUA
KTB, KIBLE
KTB, VAHİY
Kur'an, Mü'minun suresi
Teşvik edilenler, İffetli olmak
Vahiy, geliş şekilleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11811, T000351
Hadis:
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ وَيَحْيَى بْنُ آدَمَ قَالاَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ قَالَ بَعَثَنِى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فِى حَاجَةٍ فَجِئْتُ وَهُوَ يُصَلِّى عَلَى رَاحِلَتِهِ نَحْوَ الْمَشْرِقِ وَالسُّجُودُ أَخْفَضُ مِنَ الرُّكُوعِ . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ أَنَسٍ وَابْنِ عُمَرَ وَأَبِى سَعِيدٍ وَعَامِرِ بْنِ رَبِيعَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ جَابِرٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ. وَقَدْ رُوِىَ هَذَا الْحَدِيثُ مِنْ غَيْرِ وَجْهٍ عَنْ جَابِرٍ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ عَامَّةِ أَهْلِ الْعِلْمِ لاَ نَعْلَمُ بَيْنَهُمُ اخْتِلاَفًا . لاَ يَرَوْنَ بَأْسًا أَنْ يُصَلِّىَ الرَّجُلُ عَلَى رَاحِلَتِهِ تَطَوُّعًا حَيْثُمَا كَانَ وَجْهُهُ إِلَى الْقِبْلَةِ أَوْ غَيْرِهَا .
Tercemesi:
Bize Mahmud b. Gaylân, ona Vekî' ve Yahya b. Adem, onlara Süfyân, ona Ebu Zübeyr, ona da Câbir şöyle rivayet etmiştir:
Nebî (sav), bir iş için beni (bir yere) gönderdi. Geldiğimde o, biniti üzerinde doğu tarafına doğru namaz kılıyordu. Secdeler(i), rükû(larından) daha alçak idi.
Bu konuda Enes, İbn Ömer, Ebu Said ve Âmir b. Rabî'a'dan da hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Câbir hadisi hasen-sahih bir hadistir. Bu hadis (yine) Câbir'den pek çok tarik ile rivayet olunmuştur. İlim ehlinin genelinin (âmme) nezdinde amel buna göredir, onlar arasında bir ihtilaf bilmiyoruz. Onlar, yüzü kıbleye ya da başka bir yere doğru olsa da kişinin, biniti üzerinde nafile namaz kılmasında bir beis görmemişlerdir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 143, 2/182
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Zübeyr Muhammed b. Müslim el-Kuraşi (Muhammed b. Müslim b. Tedrus)
3. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
4. Ebu Zekeriyya Yahya b. Adem el-Ümevî (Yahya b. Adem b. Süleyman)
5. Ebu Ahmed Mahmud b. Ğaylan el-Adevi (Mahmud b. Ğaylan)
Konular:
KTB, KIBLE
KTB, NAMAZ,
Namaz, binek üzerinde kılınan namazda kıble
Namaz, deve, merkeb üzerinde
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11812, T000352
Hadis:
حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ وَكِيعٍ حَدَّثَنَا أَبُو خَالِدٍ الأَحْمَرُ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم صَلَّى إِلَى بَعِيرِهِ أَوْ رَاحِلَتِهِ وَكَانَ يُصَلِّى عَلَى رَاحِلَتِهِ حَيْثُمَا تَوَجَّهَتْ بِهِ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَهُوَ قَوْلُ بَعْضِ أَهْلِ الْعِلْمِ لاَ يَرَوْنَ بِالصَّلاَةِ إِلَى الْبَعِيرِ بَأْسًا أَنْ يَسْتَتِرَ بِهِ .
Tercemesi:
Bize Süfyân b. Vekî', ona Ebu Hâlid el-Ahmer, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Nâfi', ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir:
Nebî (sav), devesine ya da binitini (sütre yapmak suretiyle onlara) doğru namaz kıldı. (Aynı zamanda) o, kendisini döndürdüğü yere doğru biniti üzerinde de namaz kılardı.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir. Bu, bir kısım ilim ehlinin görüşüdür ki onlar, deveyi sütre edinmek suretiyle ona doğru namaz kılmada bir beis görmemişlerdir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 144, 2/183
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ubeydullah b. Ömer el-Adevî (Ubeydullah b. Ömer b. Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
4. Ebu Halid Süleyman b. Hayyan el-Caferî (Süleyman b. Hayyan)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Veki' er-Ruâsî (Süfyan b. Veki' b. Cerrâh b. Melîc b. Adî)
Konular:
KTB, KIBLE
KTB, NAMAZ,
Namaz, binek üzerinde kılınan namazda kıble
Namaz, deve, merkeb üzerinde
Namaz, deveye doğru namaz kılmak
Namaz, namazda sütre
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15928, T001016
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا أَبُو صَفْوَانَ عَنْ أُسَامَةَ بْنِ زَيْدٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ أَتَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى حَمْزَةَ يَوْمَ أُحُدٍ فَوَقَفَ عَلَيْهِ فَرَآهُ قَدْ مُثِّلَ بِهِ فَقَالَ « لَوْلاَ أَنْ تَجِدَ صَفِيَّةُ فِى نَفْسِهَا لَتَرَكْتُهُ حَتَّى تَأْكُلَهُ الْعَافِيَةُ حَتَّى يُحْشَرَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مِنْ بُطُونِهَا » . قَالَ ثُمَّ دَعَا بِنَمِرَةٍ فَكَفَّنَهُ فِيهَا فَكَانَتْ إِذَا مُدَّتْ عَلَى رَأْسِهِ بَدَتْ رِجْلاَهُ وَإِذَا مُدَّتْ عَلَى رِجْلَيْهِ بَدَا رَأْسُهُ . قَالَ فَكَثُرَ الْقَتْلَى وَقَلَّتِ الثِّيَابُ . قَالَ فَكُفِّنَ الرَّجُلُ وَالرَّجُلاَنِ وَالثَّلاَثَةُ فِى الثَّوْبِ الْوَاحِدِ ثُمَّ يُدْفَنُونَ فِى قَبْرٍ وَاحِدٍ فَجَعَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَسْأَلُ عَنْهُمْ « أَيُّهُمْ أَكْثَرُ قُرْآنًا » . فَيُقَدِّمُهُ إِلَى الْقِبْلَةِ . قَالَ فَدَفَنَهُمْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَلَمْ يُصَلِّ عَلَيْهِمْ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَنَسٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ مِنْ حَدِيثِ أَنَسٍ إِلاَّ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ . النَّمِرَةُ الْكِسَاءُ الْخَلَقُ . وَقَدْ خُولِفَ أُسَامَةُ بْنُ زَيْدٍ فِى رِوَايَةِ هَذَا الْحَدِيثِ فَرَوَى اللَّيْثُ بْنُ سَعْدٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ كَعْبِ بْنِ مَالِكٍ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بن زيد. وَرَوَى مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ ثَعْلَبَةَ عَنْ جَابِرٍ . وَلاَ نَعْلَمُ أَحَدًا ذَكَرَهُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ أَنَسٍ إِلاَّ أُسَامَةَ بْنَ زَيْدٍ . وَسَأَلْتُ مُحَمَّدًا عَنْ هَذَا الْحَدِيثِ فَقَالَ حَدِيثُ اللَّيْثِ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ كَعْبِ بْنِ مَالِكٍ عَنْ جَابِرٍ أَصَحُّ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe (b. Said), ona Ebu Safvan (Abdullah b. Said), ona Üsame b. Zeyd, ona (Muhammed) b. Şihab, ona da Enes b. Malik şöyle demiştir: “Rasulullah (sav), Uhud günü Hamza’nın cesedinin yanına geldi ve durakladı, cansız bedeninde müsle (gözü oyulmuş kulağı burnu kesilmiş) yapıldığını gördü ve şöyle buyurdu: "Safiyye’yi sıkıntıya sokacak olmasaydım, Hamza’nın cesedini böylece bırakır (vahşi) hayvanların yemesine terk eder kıyamet günü de onların karınlarından diriltilmesini isterdim."
Enes dedi ki: "Sonra Rasulullah (sav), çizgili kumaştan yapılmış bir elbise istedi onunla (Hamza'yı) kefenledi. Bu kumaş başına doğru çekildiğinde ayakları, ayaklarına doğru çekildiğinde ise başı açık kalıyordu."
Enes dedi ki: “Şehitler çok fakat kefen yapılacak malzeme çok azdı.” Enes şöyle devam etti: "Tek kişi veya iki kişi veya üç kişi bir kefene sarılıyor ve bir kabre defnediliyordu. Defnederken Rasulullah (sav) "Hangisinin Kur'ân bilgisi çoktur" diye soruyor ve onu kıbleye doğru öne geçiriyordu. Enes şöyle devam etti: Böylece tüm Uhud şehitlerini defnetti ve onlara cenaze namazı kılmadı.
Tirmizî dedi ki: Enes'in hadisi hasen garib olup sadece bu şekliyle biliyoruz.
Nemire, eskimiş elbise demektir.
Bu hadisin rivayetinde Üsâme b. Zeyd’e muhalefet edilmiştir. Leys b. Sa’d, İbn Şihâb’tan, o Abdurrahman b. Ka’b b. Malik’den, o da Câbir b. Abdullah b. Zeyd’den bu hadisi rivayet etmiştir. Ma’mer ise bu hadisi; Zührî’den, o Abdullah b. Sa’lebe’den, o da Cabir’den rivâyet etmiştir.
Enes ve Zührî’den bu hadisi rivayet eden Üsâme b. Zeyd’den başka bir kimse bilmiyoruz. Muhammed’e bu hadisin (isnadı) hakkında sorduğumda şöyle dedi: "Leys’in, İbn Şihâb’tan, onun Abdurrahman b. Ka’b b. Mâlik’den, onun da Cabir’den rivayet ettiği hadis daha sahihtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cenâiz 31, 3/335
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
3. Ebu Zeyd Üsame b. Zeyd el-Leysî (Üsame b. Zeyd)
4. Ebu Safvân Abdullah b. Said el-Ümevî (Abdullah b. Said b. Abdulmelik b. Mervan)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Cenaze, definde mevtayı kıbleye doğru çevirmek
Cenaze, kefenlemek
Ehl-i Beyt, Hz. Hamza
KTB, CENAZE, CENAİZ
KTB, KIBLE
Siyer, Uhud savaşı / gazvesi
UHUD GAZVESİ
- حدثنا أبو خالد الأحمر عن الأعمش عن عطاء عن أبي عبد الرحمن قال كان يقرأ السجدة وهو على غير القبلة وهو يمشي فيومئ برأسه ثم يسلم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
103802, MŞ004360
Hadis:
- حدثنا أبو خالد الأحمر عن الأعمش عن عطاء عن أبي عبد الرحمن قال كان يقرأ السجدة وهو على غير القبلة وهو يمشي فيومئ برأسه ثم يسلم
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Ebî Şeybe, Musannef-i İbn Ebû Şeybe, Salât 4360, 3/410
Senetler:
()
Konular:
KTB, KIBLE
Kur'an, tilavet secdesi
Tilavet Secdesi, tilavet secdesi yapılışı