Öneri Formu
Hadis Id, No:
274417, İM003078-3
Hadis:
حَدَّثَنَا سَلَمَةُ بْنُ شَبِيبٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَنْبَأَنَا مَعْمَرٌ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِى كَثِيرٍ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ رَافِعٍ - مَوْلَى أُمِّ سَلَمَةَ - قَالَ سَأَلْتُ الْحَجَّاجَ بْنَ عَمْرٍو عَنْ حَبْسِ الْمُحْرِمِ فَقَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ كُسِرَ أَوْ مَرِضَ أَوْ عَرِجَ فَقَدْ حَلَّ وَعَلَيْهِ الْحَجُّ مِنْ قَابِلٍ » .
قَالَ عِكْرِمَةُ فَحَدَّثْتُ بِهِ ابْنَ عَبَّاسٍ وَأَبَا هُرَيْرَةَ فَقَالاَ صَدَقَ . قَالَ عَبْدُ الرَّزَّاقِ فَوَجَدْتُهُ فِى جُزْءِ هِشَامٍ صَاحِبِ الدَّسْتَوَائِىِّ فَأَتَيْتُ بِهِ مَعْمَرًا فَقَرَأَ عَلَىَّ أَوْ قَرَأْتُ عَلَيْهِ .
Tercemesi:
Bize Seleme b. Şebib, ona Abdürrezzak, ona Ma‘mer, Yahya b. Ebu Kesir, ona İkrime, ona da Ümmü Seleme’nin azatlısı Abdullah b. Râfi’in şöyle dediğini rivayet etti: El-Haccac b. Amr’a ihramlı kimsenin engellenmesi hali hakkında soru sordum. O şu cevabı verdi: Rasulullah (sav): “Kimin (bir kemiği) kırılır, hastalanır yahut topallayacak hale gelirse, o, ihramdan çıkmış olur ve ertesi sene hac yapmakla mükellef olur.”
İkrime dedi ki: Ben bu hadisi İbn Abbas ve Ebu Hureyre’ye rivayet ettim, her ikisi de, (Haccâc)doğru söylemiştir, dediler.
Abdürrezzak dedi ki: Ben bu hadisi ed-Destevâî’nin arkadaşı Hişam’a ait bir cüz içinde (yazılmış) buldum, onu Ma‘mer’e götürdüm ve ya o bana ya da ben ona okudum.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Menâsik 85, /501
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Ebu Abdurrahman Seleme b. Şebîb el-Mismeî' (Seleme b. Şebîb)
Konular:
Hac, İhram
Hac, İhramdan çıkmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
274418, İM003078-2
Hadis:
حَدَّثَنَا سَلَمَةُ بْنُ شَبِيبٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَنْبَأَنَا مَعْمَرٌ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِى كَثِيرٍ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ رَافِعٍ - مَوْلَى أُمِّ سَلَمَةَ - قَالَ سَأَلْتُ الْحَجَّاجَ بْنَ عَمْرٍو عَنْ حَبْسِ الْمُحْرِمِ فَقَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ كُسِرَ أَوْ مَرِضَ أَوْ عَرِجَ فَقَدْ حَلَّ وَعَلَيْهِ الْحَجُّ مِنْ قَابِلٍ » .
قَالَ عِكْرِمَةُ فَحَدَّثْتُ بِهِ ابْنَ عَبَّاسٍ وَأَبَا هُرَيْرَةَ فَقَالاَ صَدَقَ . قَالَ عَبْدُ الرَّزَّاقِ فَوَجَدْتُهُ فِى جُزْءِ هِشَامٍ صَاحِبِ الدَّسْتَوَائِىِّ فَأَتَيْتُ بِهِ مَعْمَرًا فَقَرَأَ عَلَىَّ أَوْ قَرَأْتُ عَلَيْهِ .
Tercemesi:
Bize Seleme b. Şebib, ona Abdürrezzak, ona Ma‘mer, Yahya b. Ebu Kesir, ona İkrime, ona da Ümmü Seleme’nin azatlısı Abdullah b. Râfi’in şöyle dediğini rivayet etti: El-Haccac b. Amr’a ihramlı kimsenin engellenmesi hali hakkında soru sordum. O şu cevabı verdi: Rasulullah (sav): “Kimin (bir kemiği) kırılır, hastalanır yahut topallayacak hale gelirse, o, ihramdan çıkmış olur ve ertesi sene hac yapmakla mükellef olur.”
İkrime dedi ki: Ben bu hadisi İbn Abbas ve Ebu Hureyre’ye rivayet ettim, her ikisi de, (Haccâc)doğru söylemiştir, dediler.
Abdürrezzak dedi ki: Ben bu hadisi ed-Destevâî’nin arkadaşı Hişam’a ait bir cüz içinde (yazılmış) buldum, onu Ma‘mer’e götürdüm ve ya o bana ya da ben ona okudum.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Menâsik 85, /501
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Ebu Abdurrahman Seleme b. Şebîb el-Mismeî' (Seleme b. Şebîb)
Konular:
Hac, İhram
Hac, İhramdan çıkmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
281622, B004157-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ مَرْوَانَ وَالْمِسْوَرِ بْنِ مَخْرَمَةَ قَالاَ خَرَجَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَامَ الْحُدَيْبِيَةِ فِى بِضْعَ عَشْرَةَ مِائَةً مِنْ أَصْحَابِهِ ، فَلَمَّا كَانَ بِذِى الْحُلَيْفَةِ قَلَّدَ الْهَدْىَ وَأَشْعَرَ وَأَحْرَمَ مِنْهَا . لاَ أُحْصِى كَمْ سَمِعْتُهُ مِنْ سُفْيَانَ حَتَّى سَمِعْتُهُ يَقُولُ لاَ أَحْفَظُ مِنَ الزُّهْرِىِّ الإِشْعَارَ وَالتَّقْلِيدَ ، فَلاَ أَدْرِى - يَعْنِى - مَوْضِعَ الإِشْعَارِ وَالتَّقْلِيدِ ، أَوِ الْحَدِيثَ كُلَّهُ .
Tercemesi:
Bize Ali b. Abdullah (el-Medînî), ona Süfyan (b. Uyeyne el-Hilâlî), ona (Ebu Bekir Muhammed b. Şihab) ez-Zührî, ona Urve (b. Zübeyr el-Esedî) ona da Mervan (b. Haken) ve Misver b. Mahrama şöyle rivayet etmişlerdir:
"Hudeybiye yılında Hz. Peygamber (sav) bin küsür ashabıyla birlikte (Medine'den) çıktı. Zü'l-Hüleyfe'ye varınca kurbanlıklara gerdanlıkları astı, (kurbanlıkları) işaretledi ve oradan ihrama girdi."
(Ali b. Abdullah el-Medînî şöyle dedi): "Ben bu hadisi Süfyan'dan (b. Uyeyne el-Hilâlî) kaç kere dinlediğimi unuttum. En sonunda o şöyle demişti: 'Ben (Muhammed b. Şihab) ez-Zührî'den kurbanlıkları işaretleme ve gerdanlık takma kısmını ezberlemedim.'. Ancak burada kastettiği işaretleme ve gerdanlıkların takıldığı bölüm mü, yoksa hadisin tamamı mı, onu bilmiyorum."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 35, 2/85
Senetler:
1. Misver b. Mahreme el-Kuraşi (Misver b. Mahreme b. Nevfel b. Üheyb b. Abdümenaf)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Hasan Ali b. el-Medînî (Ali b. Abdullah b. Cafer b. Necîh)
Konular:
Hac, İhram
Kurban, Hedy kurbanını işaretlemek
Siyer, Hudeybiye Anlaşması
Siyer, Hudeybiye Günü
Umre, Hz. Peygamber'in
Öneri Formu
Hadis Id, No:
281623, B004178-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ قَالَ سَمِعْتُ الزُّهْرِىَّ حِينَ حَدَّثَ هَذَا الْحَدِيثَ ، حَفِظْتُ بَعْضَهُ ، وَثَبَّتَنِى مَعْمَرٌ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ عَنِ الْمِسْوَرِ بْنِ مَخْرَمَةَ وَمَرْوَانَ بْنِ الْحَكَمِ يَزِيدُ أَحَدُهُمَا عَلَى صَاحِبِهِ قَالاَ خَرَجَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَامَ الْحُدَيْبِيَةِ فِى بِضْعَ عَشْرَةَ مِائَةً مِنْ أَصْحَابِهِ ، فَلَمَّا أَتَى ذَا الْحُلَيْفَةِ قَلَّدَ الْهَدْىَ ، وَأَشْعَرَهُ ، وَأَحْرَمَ مِنْهَا بِعُمْرَةٍ ، وَبَعَثَ عَيْنًا لَهُ مِنْ خُزَاعَةَ ، وَسَارَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم حَتَّى كَانَ بِغَدِيرِ الأَشْطَاطِ ، أَتَاهُ عَيْنُهُ قَالَ إِنَّ قُرَيْشًا جَمَعُوا لَكَ جُمُوعًا ، وَقَدْ جَمَعُوا لَكَ الأَحَابِيشَ ، وَهُمْ مُقَاتِلُوكَ وَصَادُّوكَ عَنِ الْبَيْتِ وَمَانِعُوكَ . فَقَالَ « أَشِيرُوا أَيُّهَا النَّاسُ عَلَىَّ ، أَتَرَوْنَ أَنْ أَمِيلَ إِلَى عِيَالِهِمْ وَذَرَارِىِّ هَؤُلاَءِ الَّذِينَ يُرِيدُونَ أَنْ يَصُدُّونَا عَنِ الْبَيْتِ ، فَإِنْ يَأْتُونَا كَانَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ قَدْ قَطَعَ عَيْنًا مِنَ الْمُشْرِكِينَ ، وَإِلاَّ تَرَكْنَاهُمْ مَحْرُوبِينَ » . قَالَ أَبُو بَكْرٍ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، خَرَجْتَ عَامِدًا لِهَذَا الْبَيْتِ ، لاَ تُرِيدُ قَتْلَ أَحَدٍ وَلاَ حَرْبَ أَحَدٍ ، فَتَوَجَّهْ لَهُ ، فَمَنْ صَدَّنَا عَنْهُ قَاتَلْنَاهُ . قَالَ « امْضُوا عَلَى اسْمِ اللَّهِ » .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed ona da Süfyan (b. Uyeyne el-Hilâlî) şöyle rivayet etti:
"Ben bu hadisi (Muhammed b. Şihab) ez-Zührî'den işittim ve bir kısmını ezberledim. Ma'mer'den (b. Raşid el-Ezdî) duyduğum ise beni doğruladı. Ona Urve b. Zübeyr ona da Misver b. Mahreme ve Mervan b. Hakem, her ikisi de diğerinden biraz farklı anlatarak şöyle rivayet ettiler:
'Hz. Peygamber (sav) Hudeybiye yılında bine yakın ashabıyla (Medine'den) yola çıktı. Zü'l-Huleyfe'ye geldiklerinde O (sav) kurbanlıklara gerdanlıkları taktı, onları işaretleri ve buradan umre niyetiyle ihrama girdi. Huzaa'a'dan bir gözcüyü de önden gönderip akabinde Hz. Peygamber (sav) yola devam etti. Ğadîru'l-Eştât'ta varınca gözcüsü gelip şöyle haber verdi: 'Kureyş seninle savaşmak, Beytullah'tan alıkoymak ve (Mekke'ye girmeni) engellemek üzere bir grup insanı topladığı gibi farklı kabilelerden de insanları senin aleyhine birleştirmiştir.' Bunun üzerine O (sav) şöyle buyurdu: 'Ey insanlar, bana fikrinizi söyleyin. Bizi Beytullah'tan alıkoymaya niyetlenenlerin evlad u iyaline saldırayım mı? Eğer (ailelerini savunmak için geri dönüp) karşımıza çıkarlarsa Allah (cc) müşriklerden bir gözü kesmiştir. Aksi takdirde (karşımıza çıkmaz ve Beytullah'tan bizi alıkoymaya devam ederlerse) onların (evlad u iyalleri ile) her şeylerini alırız.' Ebu Bekir (es-Sıddîk) şöyle dedi: 'Ya Rasulullah (sav), sen Beytullah'ı kastederek yola çıktın. Kimseyi öldürmek ve kimseyle savaşmak niyetinde değildin. Sen ona (Beytullah'a) yönel. Bizi ondan alıkoyan olursa, onunla savaşırız.' Bunun üzerine O (sav) şöyle buyurdu: 'Allah'ın (cc) adıyla yola devam edin.' ' "
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 35, 2/87
Senetler:
1. Ebu Abdulmelik Mervan b. Hakem el-Kuraşi (Mervan b. Hakem b. Ebu As b. Ümeyye)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Hac, İhram
Hz. Peygamber, müşriklerle ilişkileri
Kurban, Hedy kurbanını işaretlemek
Siyer, Hudeybiye Günü
Siyer, Hz. Peygamber'in gazveleri
Umre, Hz. Peygamber'in
Yönetim, İstişare / Danışma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282551, B004158-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ مَرْوَانَ وَالْمِسْوَرِ بْنِ مَخْرَمَةَ قَالاَ خَرَجَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَامَ الْحُدَيْبِيَةِ فِى بِضْعَ عَشْرَةَ مِائَةً مِنْ أَصْحَابِهِ ، فَلَمَّا كَانَ بِذِى الْحُلَيْفَةِ قَلَّدَ الْهَدْىَ وَأَشْعَرَ وَأَحْرَمَ مِنْهَا . لاَ أُحْصِى كَمْ سَمِعْتُهُ مِنْ سُفْيَانَ حَتَّى سَمِعْتُهُ يَقُولُ لاَ أَحْفَظُ مِنَ الزُّهْرِىِّ الإِشْعَارَ وَالتَّقْلِيدَ ، فَلاَ أَدْرِى - يَعْنِى - مَوْضِعَ الإِشْعَارِ وَالتَّقْلِيدِ ، أَوِ الْحَدِيثَ كُلَّهُ .
Tercemesi:
Bana Ali b. Abdullah, ona Süfyan (b. Uyeyne), ona ez-Zührî (Muhammed b. Şihab), ona Urve (b. Zübeyr), da ona Mirvan b. Hakem ve Misver b. Mahreme şöyle demiştir: Rasulullah (sav) Hudeybiye yılında ashabından yüz kişilik on küsür birlikle birlikte (Medine'den) yola çıktı. Zü-l Huleyfe'ye geldiklerinde Rasulullah (sav) kurbanlık develerine gerdanlık taktı ve (kurbanlık olanları) işaretledi, kendisi de orada umre niyetiyle ihrama girdi.
Ravi (Ali b. Abdullah) dedi ki: Ben bu hadisi Sufyan'dan kaç kere duyduğumu saymadım. Nihayet Sufyan'dan şöyle duydum: Ben Muhammed b. Müslim ez-Zuhrî'den kurbanlık develeri işaretlemeyi ve gerdanlık takma ile ilgili bilgiyi ezberlemedim. İşaretleme ve gerdanlık takma yerini de bilmiyorum veya hadisin tamamını da bilmiyorum.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 35 , 2/85
Senetler:
1. Ebu Abdulmelik Mervan b. Hakem el-Kuraşi (Mervan b. Hakem b. Ebu As b. Ümeyye)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Hasan Ali b. el-Medînî (Ali b. Abdullah b. Cafer b. Necîh)
Konular:
Hac, İhram
Kurban, Hedy kurbanını işaretlemek
Siyer, Hudeybiye Anlaşması
Siyer, Hudeybiye Günü
Umre, Hz. Peygamber'in
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282552, B004179-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ قَالَ سَمِعْتُ الزُّهْرِىَّ حِينَ حَدَّثَ هَذَا الْحَدِيثَ ، حَفِظْتُ بَعْضَهُ ، وَثَبَّتَنِى مَعْمَرٌ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ عَنِ الْمِسْوَرِ بْنِ مَخْرَمَةَ وَمَرْوَانَ بْنِ الْحَكَمِ يَزِيدُ أَحَدُهُمَا عَلَى صَاحِبِهِ قَالاَ خَرَجَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَامَ الْحُدَيْبِيَةِ فِى بِضْعَ عَشْرَةَ مِائَةً مِنْ أَصْحَابِهِ ، فَلَمَّا أَتَى ذَا الْحُلَيْفَةِ قَلَّدَ الْهَدْىَ ، وَأَشْعَرَهُ ، وَأَحْرَمَ مِنْهَا بِعُمْرَةٍ ، وَبَعَثَ عَيْنًا لَهُ مِنْ خُزَاعَةَ ، وَسَارَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم حَتَّى كَانَ بِغَدِيرِ الأَشْطَاطِ ، أَتَاهُ عَيْنُهُ قَالَ إِنَّ قُرَيْشًا جَمَعُوا لَكَ جُمُوعًا ، وَقَدْ جَمَعُوا لَكَ الأَحَابِيشَ ، وَهُمْ مُقَاتِلُوكَ وَصَادُّوكَ عَنِ الْبَيْتِ وَمَانِعُوكَ . فَقَالَ « أَشِيرُوا أَيُّهَا النَّاسُ عَلَىَّ ، أَتَرَوْنَ أَنْ أَمِيلَ إِلَى عِيَالِهِمْ وَذَرَارِىِّ هَؤُلاَءِ الَّذِينَ يُرِيدُونَ أَنْ يَصُدُّونَا عَنِ الْبَيْتِ ، فَإِنْ يَأْتُونَا كَانَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ قَدْ قَطَعَ عَيْنًا مِنَ الْمُشْرِكِينَ ، وَإِلاَّ تَرَكْنَاهُمْ مَحْرُوبِينَ » . قَالَ أَبُو بَكْرٍ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، خَرَجْتَ عَامِدًا لِهَذَا الْبَيْتِ ، لاَ تُرِيدُ قَتْلَ أَحَدٍ وَلاَ حَرْبَ أَحَدٍ ، فَتَوَجَّهْ لَهُ ، فَمَنْ صَدَّنَا عَنْهُ قَاتَلْنَاهُ . قَالَ « امْضُوا عَلَى اسْمِ اللَّهِ » .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed, ona da Süfyan (b. Uyeyne) şöyle demiştir: Ben bu hadisi ez-Zührî'den (Muhammed b. Şihab) rivayet ettiğinde duymuştum. Bir kısmını ondan ezberledim. Bana Ma'mer b. Raşid, ona Urve b. Zübeyr, ona Misver b. Mahreme ve Mervan b. Hakem bu hadisi hatırlattı (ثَبَّتَنِى). Misver ve Mervan'dan birisi (hadis rivayetinde) diğerinin rivayetine eklemeler yapıyordu. Misver ile Mervan şöyle demişlerdir: Peygamber (sav) Hudeybiye yılında ashabından yüzer kişilik on bölükle birlikte sefere çıktı. Zü'ü-Huleyfe'ye geldiği zaman kurbanlık develerine gerdanlık taktı ve o hayvanları (kurban olarak ayırmak için) işaretledi. Sonra da burada umre niyetiyle ihrama girdi. Rasulullah (sav), Huzâa kabilesinden bir gözcüsünü de (keşif için) gönderdi. Kendisi de (yanındakilerle birlikte) Gadîru'l-Eştât mevkiine kadar ilerledi. Burada gözcüsü geldi ve şu haberleri söyledi: "Kureyş senin aleyhinde birçok insanı toplamış ve Ehâbiş denilen toplulukları da yanlarına almışlar. Müşrikler seninle muhakkak savaşacaklar ve Ka'be'yi ziyaretten seni men edecekler. Mekke'ye girmene de engel olacaklar" dedi. Bu haber üzerine Rasulullah (sav): "Ey insanlar! Bana fikrinizi söyleyiniz: Bizi Ka'be'yi ziyaretten men etmek isteyen şu müşriklerin aileleri üzerine harekete geçmeyi uygun buluyor musunuz? Eğer bu sırada müşrikler bize karşı gelirlerse (onlarla savaşırız) çünkü Allah (ac) müşriklerin bir gözü kesmiştir (yani bir casusumuzu müşriklerin gözünden korumuştur). Eğer müşrikler üzerimize gelmezlerse bu düşmanlarımızı yenilmiş halde bırakırız" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Bekir: "Ey Allah'ın Rasulü! Sen şu Beyt'i ziyaret maksadıyla yola çıktın. Bir kimseyi öldürmek ve bir kimse ile savaşmak istemezsin. Bu durumda Ka'be'ye doğru devam et. Her kim bizi Ka'be'yi ziyaret etmekten men ederse, onunla savaşırız! dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Allah'ın ismi üzerine (Allah için ismini anarak) devam edin!" buyurdu
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 35, 2/87
Senetler:
1. Ebu Abdulmelik Mervan b. Hakem el-Kuraşi (Mervan b. Hakem b. Ebu As b. Ümeyye)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Hac, İhram
Hz. Peygamber, müşriklerle ilişkileri
Kurban, Hedy kurbanını işaretlemek
Siyer, Hudeybiye Günü
Umre, Hz. Peygamber'in
Yönetim, İstişare / Danışma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282553, B004179-3
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ قَالَ سَمِعْتُ الزُّهْرِىَّ حِينَ حَدَّثَ هَذَا الْحَدِيثَ ، حَفِظْتُ بَعْضَهُ ، وَثَبَّتَنِى مَعْمَرٌ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ عَنِ الْمِسْوَرِ بْنِ مَخْرَمَةَ وَمَرْوَانَ بْنِ الْحَكَمِ يَزِيدُ أَحَدُهُمَا عَلَى صَاحِبِهِ قَالاَ خَرَجَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَامَ الْحُدَيْبِيَةِ فِى بِضْعَ عَشْرَةَ مِائَةً مِنْ أَصْحَابِهِ ، فَلَمَّا أَتَى ذَا الْحُلَيْفَةِ قَلَّدَ الْهَدْىَ ، وَأَشْعَرَهُ ، وَأَحْرَمَ مِنْهَا بِعُمْرَةٍ ، وَبَعَثَ عَيْنًا لَهُ مِنْ خُزَاعَةَ ، وَسَارَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم حَتَّى كَانَ بِغَدِيرِ الأَشْطَاطِ ، أَتَاهُ عَيْنُهُ قَالَ إِنَّ قُرَيْشًا جَمَعُوا لَكَ جُمُوعًا ، وَقَدْ جَمَعُوا لَكَ الأَحَابِيشَ ، وَهُمْ مُقَاتِلُوكَ وَصَادُّوكَ عَنِ الْبَيْتِ وَمَانِعُوكَ . فَقَالَ « أَشِيرُوا أَيُّهَا النَّاسُ عَلَىَّ ، أَتَرَوْنَ أَنْ أَمِيلَ إِلَى عِيَالِهِمْ وَذَرَارِىِّ هَؤُلاَءِ الَّذِينَ يُرِيدُونَ أَنْ يَصُدُّونَا عَنِ الْبَيْتِ ، فَإِنْ يَأْتُونَا كَانَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ قَدْ قَطَعَ عَيْنًا مِنَ الْمُشْرِكِينَ ، وَإِلاَّ تَرَكْنَاهُمْ مَحْرُوبِينَ » . قَالَ أَبُو بَكْرٍ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، خَرَجْتَ عَامِدًا لِهَذَا الْبَيْتِ ، لاَ تُرِيدُ قَتْلَ أَحَدٍ وَلاَ حَرْبَ أَحَدٍ ، فَتَوَجَّهْ لَهُ ، فَمَنْ صَدَّنَا عَنْهُ قَاتَلْنَاهُ . قَالَ « امْضُوا عَلَى اسْمِ اللَّهِ » .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed, ona da Süfyan (b. Uyeyne) şöyle demiştir: Ben bu hadisi ez-Zührî'den (Muhammed b. Şihab) rivayet ettiğinde duymuştum. Bir kısmını ondan ezberledim. Bana Ma'mer b. Raşid, ona Urve b. Zübeyr, ona Misver b. Mahreme ve Mervan b. Hakem bu hadisi hatırlattı (ثَبَّتَنِى). Misver ve Mervan'dan birisi (hadis rivayetinde) diğerinin rivayetine eklemeler yapıyordu. Misver ile Mervan şöyle demişlerdir: Peygamber (sav) Hudeybiye yılında ashabından yüzer kişilik on bölükle birlikte sefere çıktı. Zü'ü-Huleyfe'ye geldiği zaman kurbanlık develerine gerdanlık taktı ve o hayvanları (kurban olarak ayırmak için) işaretledi. Sonra da burada umre niyetiyle ihrama girdi. Rasulullah (sav), Huzâa kabilesinden bir gözcüsünü de (keşif için) gönderdi. Kendisi de (yanındakilerle birlikte) Gadîru'l-Eştât mevkiine kadar ilerledi. Burada gözcüsü geldi ve şu haberleri söyledi: "Kureyş senin aleyhinde birçok insanı toplamış ve Ehâbiş denilen toplulukları da yanlarına almışlar. Müşrikler seninle muhakkak savaşacaklar ve Ka'be'yi ziyaretten seni men edecekler. Mekke'ye girmene de engel olacaklar" dedi. Bu haber üzerine Rasulullah (sav): "Ey insanlar! Bana fikrinizi söyleyiniz: Bizi Ka'be'yi ziyaretten men etmek isteyen şu müşriklerin aileleri üzerine harekete geçmeyi uygun buluyor musunuz? Eğer bu sırada müşrikler bize karşı gelirlerse (onlarla savaşırız) çünkü Allah (ac) müşriklerin bir gözü kesmiştir (yani bir casusumuzu müşriklerin gözünden korumuştur). Eğer müşrikler üzerimize gelmezlerse bu düşmanlarımızı yenilmiş halde bırakırız" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Bekir: "Ey Allah'ın Rasulü! Sen şu Beyt'i ziyaret maksadıyla yola çıktın. Bir kimseyi öldürmek ve bir kimse ile savaşmak istemezsin. Bu durumda Ka'be'ye doğru devam et. Her kim bizi Ka'be'yi ziyaret etmekten men ederse, onunla savaşırız! dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Allah'ın ismi üzerine (Allah için ismini anarak) devam edin!" buyurdu
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 35, 2/87
Senetler:
1. Misver b. Mahreme el-Kuraşi (Misver b. Mahreme b. Nevfel b. Üheyb b. Abdümenaf)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Hac, İhram
Hz. Peygamber, müşriklerle ilişkileri
Kurban, Hedy kurbanını işaretlemek
Siyer, Hudeybiye Günü
Umre, Hz. Peygamber'in
Yönetim, İstişare / Danışma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282554, B004179-4
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ قَالَ سَمِعْتُ الزُّهْرِىَّ حِينَ حَدَّثَ هَذَا الْحَدِيثَ ، حَفِظْتُ بَعْضَهُ ، وَثَبَّتَنِى مَعْمَرٌ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ عَنِ الْمِسْوَرِ بْنِ مَخْرَمَةَ وَمَرْوَانَ بْنِ الْحَكَمِ يَزِيدُ أَحَدُهُمَا عَلَى صَاحِبِهِ قَالاَ خَرَجَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَامَ الْحُدَيْبِيَةِ فِى بِضْعَ عَشْرَةَ مِائَةً مِنْ أَصْحَابِهِ ، فَلَمَّا أَتَى ذَا الْحُلَيْفَةِ قَلَّدَ الْهَدْىَ ، وَأَشْعَرَهُ ، وَأَحْرَمَ مِنْهَا بِعُمْرَةٍ ، وَبَعَثَ عَيْنًا لَهُ مِنْ خُزَاعَةَ ، وَسَارَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم حَتَّى كَانَ بِغَدِيرِ الأَشْطَاطِ ، أَتَاهُ عَيْنُهُ قَالَ إِنَّ قُرَيْشًا جَمَعُوا لَكَ جُمُوعًا ، وَقَدْ جَمَعُوا لَكَ الأَحَابِيشَ ، وَهُمْ مُقَاتِلُوكَ وَصَادُّوكَ عَنِ الْبَيْتِ وَمَانِعُوكَ . فَقَالَ « أَشِيرُوا أَيُّهَا النَّاسُ عَلَىَّ ، أَتَرَوْنَ أَنْ أَمِيلَ إِلَى عِيَالِهِمْ وَذَرَارِىِّ هَؤُلاَءِ الَّذِينَ يُرِيدُونَ أَنْ يَصُدُّونَا عَنِ الْبَيْتِ ، فَإِنْ يَأْتُونَا كَانَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ قَدْ قَطَعَ عَيْنًا مِنَ الْمُشْرِكِينَ ، وَإِلاَّ تَرَكْنَاهُمْ مَحْرُوبِينَ » . قَالَ أَبُو بَكْرٍ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، خَرَجْتَ عَامِدًا لِهَذَا الْبَيْتِ ، لاَ تُرِيدُ قَتْلَ أَحَدٍ وَلاَ حَرْبَ أَحَدٍ ، فَتَوَجَّهْ لَهُ ، فَمَنْ صَدَّنَا عَنْهُ قَاتَلْنَاهُ . قَالَ « امْضُوا عَلَى اسْمِ اللَّهِ » .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed, ona da Süfyan (b. Uyeyne) şöyle demiştir: Ben bu hadisi ez-Zührî'den (Muhammed b. Şihab) rivayet ettiğinde duymuştum. Bir kısmını ondan ezberledim. Bana Ma'mer b. Raşid, ona Urve b. Zübeyr, ona Misver b. Mahreme ve Mervan b. Hakem bu hadisi hatırlattı (ثَبَّتَنِى). Misver ve Mervan'dan birisi (hadis rivayetinde) diğerinin rivayetine eklemeler yapıyordu. Misver ile Mervan şöyle demişlerdir: Peygamber (sav) Hudeybiye yılında ashabından yüzer kişilik on bölükle birlikte sefere çıktı. Zü'ü-Huleyfe'ye geldiği zaman kurbanlık develerine gerdanlık taktı ve o hayvanları (kurban olarak ayırmak için) işaretledi. Sonra da burada umre niyetiyle ihrama girdi. Rasulullah (sav), Huzâa kabilesinden bir gözcüsünü de (keşif için) gönderdi. Kendisi de (yanındakilerle birlikte) Gadîru'l-Eştât mevkiine kadar ilerledi. Burada gözcüsü geldi ve şu haberleri söyledi: "Kureyş senin aleyhinde birçok insanı toplamış ve Ehâbiş denilen toplulukları da yanlarına almışlar. Müşrikler seninle muhakkak savaşacaklar ve Ka'be'yi ziyaretten seni men edecekler. Mekke'ye girmene de engel olacaklar" dedi. Bu haber üzerine Rasulullah (sav): "Ey insanlar! Bana fikrinizi söyleyiniz: Bizi Ka'be'yi ziyaretten men etmek isteyen şu müşriklerin aileleri üzerine harekete geçmeyi uygun buluyor musunuz? Eğer bu sırada müşrikler bize karşı gelirlerse (onlarla savaşırız) çünkü Allah (ac) müşriklerin bir gözü kesmiştir (yani bir casusumuzu müşriklerin gözünden korumuştur). Eğer müşrikler üzerimize gelmezlerse bu düşmanlarımızı yenilmiş halde bırakırız" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Bekir: "Ey Allah'ın Rasulü! Sen şu Beyt'i ziyaret maksadıyla yola çıktın. Bir kimseyi öldürmek ve bir kimse ile savaşmak istemezsin. Bu durumda Ka'be'ye doğru devam et. Her kim bizi Ka'be'yi ziyaret etmekten men ederse, onunla savaşırız! dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Allah'ın ismi üzerine (Allah için ismini anarak) devam edin!" buyurdu
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 35, 2/87
Senetler:
1. Ebu Abdulmelik Mervan b. Hakem el-Kuraşi (Mervan b. Hakem b. Ebu As b. Ümeyye)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Hac, İhram
Hz. Peygamber, müşriklerle ilişkileri
Kurban, Hedy kurbanını işaretlemek
Siyer, Hudeybiye Günü
Umre, Hz. Peygamber'in
Yönetim, İstişare / Danışma