168 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan, ona İbn Cüreyc, ona Süleyman b. Musa, ona ez-Zührî, ona Urve, ona da Hz. Aişe (r.anha) rivayet etmiştir. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Velilerinden izinsiz evlenen kadının nikâhı batıldır." Hz. Peygamber buradaki "nikâhı bâtıldır" sözünü üç kez tekrarlamış, sonra şöyle devam etmiştir: "Eğer kocası onunla ilişkide bulunmuşsa, ilişkide bulunduğu için kadına mehir vermesi gerekir. Eğer veliler (kadını evlendirmek konusunda) ihtilafa düşerlerse, devlet başkanı velisi olmayanın velisidir."
Açıklama: Nikâhta velinin rolü ve fonksiyonu, İslâm hukukunda çok tartışılan meselelerden biridir. Rivayetlerin farklılığı, ulemayı da farklı içtihadlara sevk etmiştir. Bu konuda detayda farklılık olmakla birlikte esasta iki görüş vardır: 1- Velinin izni olmadan kıyılan nikâh sahih değildir, yapılan evliliğin hukukî bir değeri yoktur. Buna rağmen yine de evlenip gerdeğe girmişlerse, kurulan ilişkinin karşılığı olarak kadına mehir vermek gerekir. İmâm Mâlik, Şâfiî ve Ahmed b. Hanbel bu görüştedirler. Delilleri de bu konuda rivayet edilen hadislerdir. 2- Hür, akıllı ve mükellef bir kadının, velisinin izni veya haberi olmadan evlenmesi câizdir. Ama velisinin iznini alması müstahaptır, daha güzeldir. Böyle bir kadın kendi nikâhını kendisi kıyabilir. Çünkü bu kadın tasarruf sahibidir; bizzat kendisi hakkında istediği tasarrufta bulunması da onun en tabiî hakkıdır. Hanefî fukahasının görüşü budur. Delilleri de yine bu konuda rivâyet edilen hadislerdir. Bu hadislerde, kendi evliliği konusunda kadının, velisinden daha çok söz sahibi olduğu vurgulanmaktadır. Ayrıca Bakara sûresindeki; “…Kadınların evlenmelerine mani olmayın!” meâlindeki âyet de bu görüşe delil gösterilmiştir. Çünkü bu âyet, söz konusu yetkinin velide değil, bizzat kadının kendisinde olduğunu ifâde etmektedir. Hanefîler, velinin iznini şart koşan rivâyetlerin ya zayıf olduğunu, yahut bunların küçük kızların nikâhıyla ilgili olduğunu, yahut da bu emrin vâcip değil müstahap anlamına geldiğini söylemektedirler. Elbetteki yapılan evliliği sadece evlenecek olan kişilerin değil, her iki âilenin de onaylaması, en doğrusudur. Çünkü evlilik yoluyla iki âile arasında akrabalık tesis edilecektir. Bu akrabalığın daha başlangıçta düşmanlık zeminine oturması, tabiî ki uygun değildir. Dolayısıyla anne-babanın rızası da küçümsenmemelidir. Ama neticede bir evlilik yapılacaksa, bu konuda en çok söz sahibi olması gereken kişi, hiç şüphesiz bizzat o evliliği yapacak olan insandır. Bu konuda daha detaylı bilgi için fıkıh kitaplarına başvurulmalıdır. Kadını evlendirmekte ihtilaf etmeleri halinde, sultanın veli olarak gösterilmesi, tamamen kadını korumak amacını taşımaktadır. Çünkü bu ihtilaf, kadının evlenmesini önleyecek bir şekilde tezahür edebilir. Bu durumda velâyet hakkı hâkime intikal eder.
Bize Muhammed b. Kudame b. A'yen, ona Ebu Ubeyde el-Haddâd, ona Yunus ve İsrail, ona Ebu İshak, ona Ebu Bürde, ona da Ebu Musa'nın (ra) rivayet ettiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Velisiz nikâh olmaz." [Ebû Davud dedi ki: Yunus, Ebu Bürde'den; İsrail'de Ebu İshak vasıtasıyla Ebu Bürde'den rivayet etmiştir.]
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Malik b. Enes, ona Abdullah b. Fadl, ona Nâfi b. Cübeyr b. Mut'im, ona da İbn Abbâs'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Dul kadın evleneceği kimseyi seçme konusunda, velisinden daha hak sahibidir. Bekar kızın da evlilik hususunda izni ve rızası alınır. Onun izin vermesi sükut etmesidir." Tirmîzî der ki: Bu hadis hasen sahihtir. Bu hadisi Şu'be ve Sevrî de Mâlik b. Enes’den rivayet etmişlerdir. Bazı kimseler velisiz nikahın caiz olduğu hakkında bu hadisi delil göstermişlerse de bu hadiste onlara delil olacak bir konu yoktur. Çünkü İbn Abbâs’tan bir çok tarikten "velisiz nikah asla caiz olmaz" şeklinde hadis rivayet edilmiş olup İbn Abbâs da bu hadise göre fetva vererek “velisiz nikah caiz olmaz” demiştir. İlim ehlinin çoğuna göre, Rasulullah'ın (sav)’in, "dul kadın evleneceği kimseyi seçme konusunda, velisinden daha hak sahibidir" buyruğu şu anlama gelmektedir: Velisi, dul kadını, sadece onun talimatı ya da rızası evlendirebilir. Rızası olmadan evlendirirse, Hansâ b. Hızâm hadisinden anlaşılacağı üzere bu nikah geçersiz olur. Dul olan Hansâ'yı babası evlendirmiş, ancak o bunu istememiş Rasulullah (sav) da evliliği iptal etmişti.
Açıklama: Haccac ile İbn Şihab arasında inkita vardır.