2184 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Eyyüb, Süreyc b. Yunus, Kuteybe b. Saîd ve Ali b. Hucr, İsmail b. Cafer'den, -İbn Eyyüb, İsmail'den "Haddesena" sigasını kullanmış, hadisi şeyhinden işittiğini belirtmiştir-, ona Alâ'dan, ona Ebû Alâ Abdurrahman b. Yakub'dan ona Ebû Hureyre'den (ra) rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) mezarlığa gelip "Selam size ey müminlerin diyarı! Allah'ın dilediği zaman biz de size katılacağız! Kardeşlerimi görmüş olmayı çok isterdim" buyurmuştu. (Orada bulunan ashâb): "Biz senin kardeşlerin değil miyiz, ey Allah'ın resulü?" diye sordular. Hz. Peygamber "Siz benim ashâbımsınız. Kardeşlerimiz ise henüz gelmeyenlerdir" buyurdu. "Ümmetinden daha gelmeyenleri nasıl tanıyor ve biliyorsun ey Allah'ın resulü?" diye sordular. Hz. Peygamber "Bir adamın simsiyah atlar arasında alnı ve ayakları beyazlı atları olsa onları seçemez mi?" diye sordu. "Elbette seçer" dediler. Hz. Peygamber bunun üzerine şöyle buyurdu: "Onlar aldıkları abdest sebebiyle alınlarında ve ayaklarında nur olduğu halda gelirler. Ben onları havuza götürürüm. Dikkat ediniz! Bazı kimseler benim havuzumdan kaybolup (başka bir sürüye katılmış) devenin kovulduğu gibi kovulacaklar. Ben onlara "Haydi, buraya gelin" derim. Ama "Onlar senden sonra hallerini değiştirdiler" denilir. Ben de 'Öyleyse uzak olsunlar, uzak olsunlar' derim."
Açıklama: Burada havuzdan uzaklaştırılanların Rasulullah'tan sonra yaşayan mürted ve munafıklar olduğu belirtilir. Bunların abdest yerlerinin parlaması caiz görülmüştür. (Nevevî, Şerhu Muslim, III, 136-137). Nitekim kendilerine kahraman denilsin diye savaşıp ölenlerin kanlarıyla Allah huzuruna getirilmesinde benzer bir mana bulunabilir. Ancak Allah onların niyetleri ila-i kelimetullah olmadığı için amellerini kabul etmemiştir.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Yahyâ b. Sa'id ve Muhammed b. Ca'fer rivayet etti (T); Bize Bekir b. Halef Ebû Hatenü'l-Mukriî, ona Yezîd b. Zürey' rivayet etti ve dedi ki bize Şu'be, ona Katâde, ona Ebû Melîh b. Usâme, ona babası Umeyr el-Huzelî'den (ra) rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah temizlenilmeden kılınan namazı ve ganimetten hile ile alınan maldan verilen sadakayı kabul etmez."
Bize Süleyman b. Davud ve Haris b. Miskin, o ikisine İbn Vehb; ona Malik b. Enes, Yunus ve Amr b. Haris, o üçüne İbn Şihab ez-Zühri, ona Abbad b. Ziyad, ona Urve b. Muğîra ona da babası Muğîra b. Şube şöyle demiştir. Tebük gazvesinde Hz. Peygamber (sav) abdest alırken ona su döktüm, o da mestlerine meshetti. Ebu Abdurrahman (Nesâî) şöyle demiştir: [bu rivayette] İmam Malik, Urve b. Muğira'yı [isnadda] zikretmemiştir.
Bize Suveyd b. Sa'id, ona Ali b. Müshir, ona Ebû Süfyân Tarîf es-Sa'diyyi (T); Bize Ebû Kureyb Muhammed b. Alâi, ona Ebû Muâviye, ona Ebû Süfyân es-Sa'diyyi, ona Ebû Nadre, ona Ebû Sa'id el-Hudrî'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Namazın anahtarı temizliktir. Onun tahrimi (başlangıcı) iftitah tekbiri, tahlili de selam vermektir."
Bize, Hişâm b. Ammar, ona Sadaka b. Halid, ona Utbe b. Ebî Hakîm, ona Talha b. Nafi’ Ebu Süfyan, ona da Ebû Eyyüb el-Ensarî ile Cabir b. Abdullah ve Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet ettiler: “Orada gerçekten temizlenmek isteyen insanlar vardır. Allah da temizlenmeye çalışanları sever” (Tevbe, 9/108) meâlindeki âyet nazil olduğunda Rasûlullah (sav); “- Ey Ensar topluluğu! Cenâb-ı Hak sizi temizliğinizden dolayı övüyor, siz nasıl temizleniyorsunuz?" diye sordu. Onlar da; “- Namaz için abdest alırız, cünüplükten dolayı da yıkanırız. Abdest bozunca da su ile temizleniriz” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav); “- İşte o, budur. O halde buna sımsıkı sarılınız” buyurdu.
Bize Sevvâr b. Abdullah b. Sevvâr, ona Halid b. el-Hâris, ona Abdulmelik rivâyet etti. (T) Yine bize Abdurrahman b. Muhammed b. Sellâm, ona İshak el-Ezrak, ona Abdülmelik, ona Atâ, ona İbnü'z-Zübeyr'in azatlısı Eymen, -Halid’in ifadesine göre Zübeyr'in azatlısı Eymen- ona Tübey', ona da Kâ'b'ın şöyle dediğini rivayet etti: "Kim güzelce abdest alır, sonra namaz kılarsa – Abdurrahman’nın rivayetine göre, yatsı namazını kılarsa-, ardından dört rekât daha kılar ve namazını da tastamam kılar, –Sevvâr’ın rivâyetinde 'etemme' fiili yerine 'yutimmu' fiili kullanılır- rükû ve secdelerini güzelce yapar, ne okuduğunu da bilir ve anlarsa -Sevvâr’ın rivâyetinde 'yekteriu' fiili yerine 'yekrau' fiili kullanılır- bunlar onun için kadir gecesi değerinde bir ibadet olur."
Bize Suveyd b. Sa'id, ona Ali b. Müshir, ona Ebû Süfyân Tarîf es-Sa'diyyi (T); Bize Ebû Kureyb Muhammed b. Alâi, ona Ebû Muâviye, ona Ebû Süfyân es-Sa'diyyi, ona Ebû Nadre, ona Ebû Sa'id el-Hudrî'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Namazın anahtarı temizliktir. Onun tahrimi (başlangıcı) iftitah tekbiri, tahlili de selam vermektir."
Bize Ebû Abdullah el-Hâfız, ona Ebû’l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona Muhammed b. Abdullah b. Abdülhakem, ona İbn Vehb, ona Hayve b. Şureyh, ona el-Velîd b. Ebî’l-Velîd, ona Eyyub b. Halid b. Ebî Eyyub el-Ensârî, ona da babası vasıtasıyla dedesi, Rasûlullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivâyet etti: “Evliliğine talip olduğun kızı içinde tut, sonra güzelce abdest al, sonra Cenâb-ı Hakk’ın senin için takdir buyurduğu kadar namaz kıl, sonra rabbine hamd eyle ve O’nun şanını yücelt, sonra da şöyle dua et: Allah’ım; şüphesiz senin her şeye gücün yeter, bense âcizim. Sen her şeyi bilirsin, ama ben bilemem. Sen, gaybleri de çok iyi bilirsin. Eğer falan kadın –burada o kadının ismini zikreder- benim için, benim dinim, dünyam ve ahiretim için hayırlı ise onu bana takdir eyle. Eğer benim dinim, dünyam ve ahiretim için ondan başka bir kadın daha hayırlı ise, bana onu takdir buyur.”
Bize Sevvâr b. Abdullah b. Sevvâr, ona Halid b. el-Hâris, ona Abdulmelik rivâyet etti. (T) Yine bize Abdurrahman b. Muhammed b. Sellâm, ona İshak el-Ezrak, ona Abdülmelik, ona Atâ, ona İbnü'z-Zübeyr'in azatlısı Eymen, -Halid’in ifadesine göre Zübeyr'in azatlısı Eymen- ona Tübey', ona da Kâ'b'ın şöyle dediğini rivayet etti: "Kim güzelce abdest alır, sonra namaz kılarsa – Abdurrahman’nın rivayetine göre, yatsı namazını kılarsa-, ardından dört rekât daha kılar ve namazını da tastamam kılar, –Sevvâr’ın rivâyetinde 'etemme' fiili yerine 'yutimmu' fiili kullanılır- rükû ve secdelerini güzelce yapar, ne okuduğunu da bilir ve anlarsa -Sevvâr’ın rivâyetinde 'yekteriu' fiili yerine 'yekrau' fiili kullanılır- bunlar onun için kadir gecesi değerinde bir ibadet olur."
Bize, Hişâm b. Ammar, ona Sadaka b. Halid, ona Utbe b. Ebî Hakîm, ona Talha b. Nafi’ Ebu Süfyan, ona da Ebû Eyyüb el-Ensarî ile Cabir b. Abdullah ve Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet ettiler: “Orada gerçekten temizlenmek isteyen insanlar vardır. Allah da temizlenmeye çalışanları sever” (Tevbe, 9/108) meâlindeki âyet nazil olduğunda Rasûlullah (sav); “- Ey Ensar topluluğu! Cenâb-ı Hak sizi temizliğinizden dolayı övüyor, siz nasıl temizleniyorsunuz?" diye sordu. Onlar da; “- Namaz için abdest alırız, cünüplükten dolayı da yıkanırız. Abdest bozunca da su ile temizleniriz” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav); “- İşte o, budur. O halde buna sımsıkı sarılınız” buyurdu.