2184 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Salih, ona Leys (b. Sa'd), ona Ukayl (b. Halid), (Muhammed) b. Şihâb, ona Abdulmelik b. Ebu Bekir b. Hâris b. Hişâm, ona Hârice b. Zeyd el-Ensârî, ona da babası Zeyd b. Sabit (ra) Rasulullah'ı (sav) şöyle derken işittiğini rivayet etmiştir: "Ateşin değdiği şeylerden dolayı abdest (almak gerekir)." Ebu Muhammed'e (ed-Dârimî): "Bunun (zahirî hükmünü) benimser misin?" denildi. O da "hayır" dedi.
Bize Ebû Abdullah, ona Ebû Bekir b. Abdullah, ona el-Hasan b. Süfyan, ona Ebû Bekir b. Ebî Şeybe, ona da Zeyd b. el-Hubâb rivâyet etti, hadisi kendi isnadıyla zikretti ve şöyle dedi: Kendisine Ebû Osman, ona Cübeyr b. Nüfeyr b. Malik el-Hadramî, ona da Ukbe b. Âmir rivâyet etti. Bunu Müslim Sahîh'de Ebû Bekir b. Ebî Şeybe'den rivayet etti. İbn Ömer ve Enes'in bu konudaki rivayetlerinde şu dua cümlesi de yer almaktadır: "Allah'ım, beni tövbe edenlerden ve temizlenenlerden eyle!" Bu rivâyet, diğeriyle birlikte Kitabu'd-Daavât bölümünde tahric edilmiştir.
Bize Seleme b. Şebîb, ona el-Hasan b. Muhammed b. A'yun, ona Ma'kıl, ona Ebû'z-Zübeyr, ona da Hz. Ömer (ra) rivâyet etmiştir: "Bir adam öğle namazı için abdest alıyordu. Ayağında tırnak kadar bir yere suyu ulaştıramamıştı. Rasûlullah (sav) onu gördü ve, "- Git, abdestini güzelce al!" buyurdu. Adam da gidip tekrar abdest aldı ve namazını kıldı. Ebû Bekir dedi ki: Bu hadisi Hz. Ömer'e, buradaki rivâyetten başka bir yolla isnad eden birini bilmiyoruz. Bunu el-A'meş, Ebû Süfyan'dan, o da Hz. Ömer'den mevkûf olarak rivâyet etmiştir.
Bize Muhammed b. el-Müsennâ, ona Ebû Âmie, ona Abdurrahman b. Verdân, ona Ebû Seleme b. Abdurrahman, ona da Humrân şöyle rivâyet etti: "Hz. Osman'ı abdest alırken gördüm; üç defa ellerini yıkadı, üç defa yüzünü ve üç defa da kollarını yıkadı. Üç kere de başını meshetti. Üç kere de ayaklarını yıkadı ve sonra da, 'Ben Rasûlullah'ın (sav) böyle abdest aldığını gördüm' dedi. Ayrıca, "Bundan daha kısa abdest alana da yeterlidir" buyurdu. Ebû Seleme'nin Humrân'da, bundan başka bir rivâyetinin olduğunu bilmiyoruz.
Bize Muhammed b. el-Müsennâ, ona Abdul'a'lâ, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona Atâ b. Yezîd el-Leysî, ona da Humrân şöyle rivâyet etti: "Hz. Osman abdest alırken ağzına ve burnuna su verdi, üç defa ellerini ve kollarını yıkadı, başını meshetti, ayaklarını da üç kere yıkadı. Sonra da, ben Rasûlullah'ın (sav) böyle abdest aldığını gördüm ve sonra da duydum: "Kim benim şu abdestim gibi abdest alır, hemen arkasından iki rekât namaz kılar ve bu namazda da kendine bir şey konuşmazsa, geçmiş günahları bağışlanır."
Bize Ahmed b. Ebân, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Zeyd b. Eslem, ona da Humrân şöyle rivâyet etti: "Hz. Osman'a abdest alması için su verdim, şöyle söyledi: İnsanlar, ne olduğunu bilmediğim bazı hadisleri Rasûlullah'dan (sav) rivâyet ediyorlar. Ben, Rasûlullah'ın (sav) şu benim aldığım gibi abdest aldığını gördüm ve sonra da şöyle söylediğini duydum: "Şu benim aldığım gibi abdest alanın geçmiş günahları bağışlanır. Onun camiye gitmesine ve namaz kılmasına fazladan sevap yazılır." Bu hadisi bu lafızla sadece Hz. Osman'dan rivâyet edildiğini biliyoruz. Bu konuda Hz. Osman'dan rivâyet edilen bu isnad zinciri, hasen senetlerdendir.
Bize el-Hasan b. Yahya, ona İshak b. İdris, ona Abdulvâhid b. Ziyâd, ona Osman b. Hakîm, ona Muhammed b. el-Münkedir, ona Humrân, ona da Hz. Osman Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivâyet etti: "Kim güzelce abdest alırsa, tırnaklarının altına varıncaya kadar işlemiş olduğu hataları vücudundan dökülür." Osman b. Hakîm'in, Muhammed b. el-Münkedir'den, o Humrân'dan ve o da Hz. Osman'dan tarîkıyla bu hadîsten başka bir rivâyetini bilmiyoruz. Onu Osman b. Hakîm'den, sadece Abdulvâhid b. Ziyâd rivâyet etti.
Bize el-Hasan b. es-Sabbâh el-Bezzâr, ona Halef b. Temîm, ona İsmail b. İbrahim b. Muhâcir, ona babası, ona Mücahid, ona Humrân b. Ebân şöyle rivâyet etti: "Hz. Osman'ı (ra) gördüm, su istedi ve abdest aldı, sonra da Rasûlullah'ın (sav) şöyle söylediğini işittim, dedi: "Kim güzelce abdest alıp temizlenir, sonra da namaz kılarsa geçmiş günahlarına kefaret olur." Hz. Osman sonra arkadaşlarına döndü ve 'Allah aşkına size soruyorum, ben bunu Rasûlullah'dan (sav) işitmedim mi?' dedi. Bu sözü üç veya dört kez tekrarladı. Yanındakiler de, 'Evet, biz de işittik' dediler." Mücahid'in Humrân vasıtasıyla Hz. Osman'dan bundan başka bir rivâyetinin olduğunu bilmiyoruz. Bunu İsmail b. İbrahim'den başka biri İbrahim b. Muhâcir'den, o da İkrime b. Halid'den rivâyet etmiştir. Birinin İbrahim b. Muhâcir Mücahid'den ve o da Humrân'dan rivâyet etti dediğini bilmiyoruz, bunu sadece Halef İsmail'den rivâyet etmiştir.
Bize Abdullah b. Salih, ona Leys (b. Sa'd), ona Ukayl (b. Halid), ona (Muhammed) b. Şihâb, ona Cafer b. Amr b. Ümeyye, ona da babası Amr b. Ümeyye (ra), "Rasulullah'ı (sav) elindeki bir koyun küreğinden (et) kesip yerken gördüğünü, sonra Peygamberin (sav) namaza çağrıldığını, bunun üzerine et kestiği bıçağı elinden attığını, sonra da kalkıp ve (yeniden) abdest almadığı halde namazı kıldırdığını" rivayet etmiştir.
Bize Ebû'l-Alâ el-Hasan b. Sevvâr, ona Leys, ona Muâviye, ona Ebû Osman, ona Cübeyr b. Nüfeyr rivâyet etti. (T) Yine bize Rabîa b. Yezîd, ona Ebû İdris el-Havlânî rivâyet etti. (T) Yine bize Abdülvehhâb b. Buht, ona el-Leys b. Süleym el-Cühenî, bütün bunlara da Ukbe b. Âmir (ra) şöyle dedi: "Biz bazen kendimize zaman ayırır, (bu yüzden) develeri nöbetleşe güderdik. Develeri gütme sırası bana gelmişti, akşam vakti olunca onları sevk ettim. Sonra Rasûlullah'a (sav) yetiştim, ayakta insanlara konuşma yapıyordu. Yanına geldiğimde şöyle diyordu: "Sizden biri güzelce abdest alır, abdest suyunu uzuvlarına iyice ulaştırır, sonra kalkar kalbi ve bütün benliğiyle yönelerek iki rekât namaz kılarsa, cennet ona nvacip olur ve günahları bağışlanır." O anda ben; 'Bu ne kadar güzel!' demişim. Önümde duran biri; 'Ya Ukbe, bundan önceki daha güzeldi' dedi. Baktım ki o kişi, Ömer b. el-Hattâb imiş. Kendisine; "- O nedir, ey Ebû Hafs!" diye sordum. Hz. Ömer (ra) şöyle cevap verdi: "- Sen gelmeden önce Rasûlullah (sav) şöyle demişti: "Sizden biri güzelce abdest alır, suyu uzuvlarına iyice ulaştırır, sonra da, 'Eşhedu en lâ ilâhe illallâhu vahdehu lâ şerîke leh ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve rasûluh' (Şehâdet ederim ki Allah'tan başka ilâhy yoktur, O te3ktir, eşi-ortağı yoktur. Yine şehâdet ederim ki Muhammed Allah'ın kulu vfe rasûlüdür) derse, kendisine cennetin sekiz kapısı da açılır ve dilediğinden içeri girer."