2184 Kayıt Bulundu.
Bize Musa, ona Ebu Avane, ona Ebu Bişr, ona Yusuf b. Mâhek ona da Abdullah b. Amr şöyle rivayet etmiştir: Katıldığımız bir seferde Hz. Peygamber (sav) bir ara bizden geride kalmış ve sonra bize yetişmişti. Bu arada ikindi namazının vakti girmiş, edâsı için az zaman kalmıştı. Biz de abdest alıp ayaklarımızı mesh etmeye başlamıştık ki Hz. Peygamber (sav) yüksek sesle, iki veya üç kez "ateşte yanacak şu topuklara yazık!" diye seslendi.
Açıklama: Hz. Peygamber (sav), ashâbı acele ettikleri için mesh eder gibi az su kullanmaları nedeniyle uyarmıştır (Bk. İbn Hacer, Fethu'l-Bârî, Beyrut: Dârü'l-Marife, 1379, I, 265).
Bize İbrahim, ona Salih b. Keysan ona İbn Şihab, ona Urve, ona da Humran şöyle rivayet etmiştir: Osman abdest aldıktan sonra 'Size bir hadis rivayet edeyim mi? Şu âyet olmasaydı onu size rivayet etmezdim' dedi. Ardından şöyle devam etti: Ben Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işittim: "Güzelce abdest alıp namazını kılan bir kimsenin, kıldığı o namaz ile kılacağı bir sonraki namaz arasında işlediği günahlar bağışlanır." Urve, Osman'ın kastettiği âyetin (İndirdiğimiz açık delilleri gizleyenler...) (Bakara 2/159) âyeti olduğunu söylemiştir.
Bize Abdan, ona Abdullah, ona Yunus, ona ez-Zührî, ona Ebu İdris ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Abdest alan kimse burnunu iyice temizlesin. Taşla taharetlenen kimse de taşların sayısını tek yapsın."
Bize, Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Ebu Zinad, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizden biriniz abdest alırken burnuna su verip temizlesin. Taşla taharetlenen kimse de taşın sayısını tek yapsın. Sizden biriniz uykudan uyandığında abdest suyuna sokmadan önce elini yıkasın. Çünkü hiç biriniz elinin gece boyunca vücudunun nerelerine temas ettiğini bilemez."
Bize Ebu Yeman, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona, Ata b. Yezid, ona da Osman b. Affân'ın mevlası Humran şöyle demiştir: Kendisi, Osman'ı abdest suyu isterken gördü. Osman, Su kabından ellerine su döktü ve ellerini üçer kez yıkadı. Sonra sağ elini abdest suyunun içine daldırarak su alıp ağzına ve burnuna su verdi ve burnunu temizledi. Ardından üç kere yüzünü ve yine üç kere dirseklere kadar ellerini yıkadı. Sonra başını mesh etti. Ardından her bir ayağını üçer kez yıkadı. Hz. Peygamber'i (sav) kendisinin abdest aldığı şekilde abdest alırken gördüğünü söyledi ve onun (sav) şöyle buyurduğunu belirtti: "Kim benim aldığım şu abdest gibi abdest alıp gönlünden herhangi (kötü) bir şey geçirmeksizin iki rekat namaz kılarsa daha önce işlemiş olduğu günahlar bağışlanır."
Bize Adem b. Ebu İyas, ona, Şube, ona da Muhammed b. Ziyad şöyle rivayet etmiştir: Ebu Hureyre'yi -yanımıza uğramıştı ve bu arada İnsanlar bir kaptan abdest alıyordu- şöyle derken işittim: Abdestlerinizi güzelce alın. Zira Ebu Kâsım (sav) "Ateşte yanacak (abdest alırken iyi yıkanmayan) şu topuklara yazık!" buyurmuştur.
Bize Adem b. Ebu İyas, ona İbn Ebu Zi'b, ona Said el-Makburî, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle dediğini nakletmiştir: "Bir kul abdestini bozmaksızın mescitte namazı beklediği sürece namazda sayılır." Bunun üzerine yabancı bir adam 'Peki hades (abdesti bozan şey) nedir, Ey Ebu Hureyre?' diye sormuş, Ebu Hureyre de yellenmeyi kastederek '(abdesti bozan şey) sestir' demiştir.
Bize Abdulaziz b. Abdullah el-Üveysî, ona İbrahim b. Sa'd, ona İbn Şihab, ona Ata b. Yezid, ona da Osman'ın mevlası Hamran'ın rivayet ettiğine göre kendisi, Osman b. Affân'ı abdest almak için su kabı isterken gördü. Osman getirilen kaptan avuçlarına üç kere su döktü ve onları yıkadı. Sonra sağ elini su kabına daldırdı. Ağzına ve burnuna su verdi. Ardından üçer kere yüzünü ve dirseklerine kadar ellerini yıkadı. Daha sonra başını mesh etti. Sonra ayaklarını bileklerine kadar üçer kere yıkadı ve Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu söyledi: "Kim benim aldığım şu abdest gibi abdest alıp gönlünden herhangi bir şey geçirmeksizin iki rekat namaz kılarsa daha önce işlemiş olduğu günahlar bağışlanır."
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Said el-Makburî ona da Ubeyd b. Cüreyc şöyle rivayet etmiştir: "Kendisi, Abdullah b. Ömer'e 'Ey Ebu Abdurrahman! Görüyorum ki arkadaşlarından hiçbirisinin yapmadığı dört şeyi yapıyorsun.' demiş, Abdullah da 'O dört şey ey nedir, İbn Cüreyc?' diye sormuştur. Bunun üzerine İbn Cüreyc 'Kâbe'nin sadece Rüknülyemânî ile Hacerülesved rüknüne dokunuyor; tabaklanmış kılsız deriden ayakkabılar giyiyor; kıyafetlerini sarı boya ile boyuyor; Mekke'de insanlar [Zilhicce ayının] hilâlini gördüklerinde telbiye getir(ip ihrama gir)dikleri halde sen [Zilhicce ayının sekizine denk gelen] terviye gününe kadar telbiye getir(ip ihrama gir)miyorsun.' demiştir. Buna mukabil Abdullah, Ubeyd b. Cüreyc'e şöyle cevap vermiştir: 'Kâbe'nin sadece iki rüknüne dokunmamın nedeni, Hz. Peygamber'i (sav) yalnız bu iki rükne dokunurken görmemiş olmamdır. Tabaklanmış deri ayakkabı giymemin nedeni de yine Hz. Peygamber'in (sav) kılsız bir ayakkabı giydiğini ve onlar ayağındayken abdest aldığını gördüğüm için bu ayakkabıları giymeyi sevmemdir. Sarı boya kullanmamın nedeni de benzer şekilde Hz. Peygamber'in (sav) kıyafetlerini sarıya boyadığını gördüğüm için benim de kıyafetlerimi sarıya boyamayı seviyor olmamdır. Telbiye getir(ip ihrama girmeyi), terviye gününde gerçekleştirmemin nedeni de yine Hz. Peygamber'in (sav), bineğiyle hareket etmedikçe telbiye getirdiğini görmemiş olmamdır."
Açıklama: Abdullah b. Ömer'in "Hz. Peygamber'in (sav) kılsız bir ayakkabı giydiği ve onlar ayağındayken abdest aldığı " şeklindeki ifadesinde kastedilen mesh değil, ayakların yıkanmasıdır (‘Aynî, ‘Umdetü’l-kārî, Beyrut: Dârü ihyâi türâsi’l-‘Arabî, III, 24).
Bize Hafs b. Ömer, ona Şube, ona Eşas b. Süleym, ona babası (Süleym b. Esved) ona da Mesruk'un rivayet ettiğine göre Aişe şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sav) ayakkabısını giyerken, saçını tararken, abdest alırken ve diğer bütün işlerini gerçekleştirirken sağdan başlamayı severdi."