Öneri Formu
Hadis Id, No:
38669, DM000592
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ السَّلاَمِ بْنُ حَرْبٍ عَنْ عَبْدِ الأَعْلَى عَنِ الْحَسَنِ : أَنَّهُ دَخَلَ السُّوقَ فَسَاوَمَ رَجُلاً بِثَوْبٍ فَقَالَ : هُوَ لَكَ بِكَذَا وَكَذَا وَاللَّهِ لَوْ كَانَ غَيْرُكَ مَا أَعْطَيْتُهُ. فَقَالَ : فَعَلْتُمُوهَا. فَمَا رُئِىَ بَعْدَهَا مُشْتَرِياً مِنَ السُّوقِ وَلاَ بَائِعاً حَتَّى لَحِقَ بِاللَّهِ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Saîd, ona Abdüsselâm b. Harb, ona Abdüla’lâ, ona el-Hasan’ın rivayet ettiğine göre kendisi, (bir gün) pazara girdi, bir adam ile bir elbiseyi pazarlık etti. Adam: Şuna ve şuna mukabil bu elbise senin olsun. Vallahi, senden başkası olsaydı, bunu ona vermezdim, dedi. Bunun üzerine (el-Hasan): Demek bunu da yaptınız öyle mi, dedi. Bundan sonra –Allah’a kavuşuncaya (vefat edinceye) kadar- ne pazardan bir şey satın aldığı, ne de bir şeyler sattığı görüldü.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Mukaddime 48, 1/468
Senetler:
1. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
2. Abdula'la b. Amir es-Sa'lebî (Abdula'la b. Amir)
3. Ebu Bekir Abdüsselam b. Harb el-Mülai (Abdüsselam b. Harb b. Selm)
4. Ebu Cafer Muhammed b. Said el-Esbehani (Muhammed b. Said b. Süleyman b. Abdullah)
Konular:
Bilgi, alimin/ilmin önemi
Bilgi, Bilgi ve Ahlak
Çarşı, alışveriş yerleri, pazarlar
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ يَحْيَى حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنْ شَقِيقٍ عَنْ أَبِى مَسْعُودٍ الأَنْصَارِىِّ - رضى الله عنه - قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذَا أَمَرَنَا بِالصَّدَقَةِ انْطَلَقَ أَحَدُنَا إِلَى السُّوقِ فَتَحَامَلَ فَيُصِيبُ الْمُدَّ ، وَإِنَّ لِبَعْضِهِمُ الْيَوْمَ لَمِائَةَ أَلْفٍ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7645, B001416
Hadis:
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ يَحْيَى حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنْ شَقِيقٍ عَنْ أَبِى مَسْعُودٍ الأَنْصَارِىِّ - رضى الله عنه - قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذَا أَمَرَنَا بِالصَّدَقَةِ انْطَلَقَ أَحَدُنَا إِلَى السُّوقِ فَتَحَامَلَ فَيُصِيبُ الْمُدَّ ، وَإِنَّ لِبَعْضِهِمُ الْيَوْمَ لَمِائَةَ أَلْفٍ .
Tercemesi:
Bize Said b. Yahya, ona babası (Yahya b. Said), ona el-A'meş, ona Şakîk, ona da Ebu Mesud el-Ensârî (ra) şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav) bize sadaka vermemizi emrettiği zaman içimizden (o an için buna imkanı olmayan) biri çarşıya gider ve ücretle işçilik yapıp bir miktar hurma kazanırdı. (Sonra da onu sadaka olarak verirdi.) Oysa bu gün bazılarının yüz bin dirhem serveti var!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 10, 1/469
Senetler:
1. Ebu Mesud el-Ensarî (Ukbe b. Amr b. Sa'lebe b. Esire b. Asire)
2. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Eyyüb Yahya b. Said el-Ümevî (Yahya b. Said b. Ebân b. Said b. Âs)
5. Ebu Osman Said b. Yahya el-Ümevî (Said b. Yahya b. Said b. Ebân b. Said)
Konular:
Çarşı, alışveriş yerleri, pazarlar
Niyet, Sadaka, niyet ve samimiyet esastır
Sadaka, sadakayı helal maldan vermek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32440, İM004336
Hadis:
حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْحَمِيدِ بْنُ حَبِيبِ بْنِ أَبِى الْعِشْرِينَ حَدَّثَنِى عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَمْرٍو الأَوْزَاعِىُّ حَدَّثَنِى حَسَّانُ بْنُ عَطِيَّةَ حَدَّثَنِى سَعِيدُ بْنُ الْمُسَيَّبِ أَنَّهُ لَقِىَ أَبَا هُرَيْرَةَ فَقَالَ أَبُو هُرَيْرَةَ أَسْأَلُ اللَّهَ أَنْ يَجْمَعَ بَيْنِى وَبَيْنَكَ فِى سُوقِ الْجَنَّةِ . قَالَ سَعِيدٌ أَوَفِيهَا سُوقٌ قَالَ نَعَمْ أَخْبَرَنِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنَّ أَهْلَ الْجَنَّةِ إِذَا دَخَلُوهَا نَزَلُوا فِيهَا بِفَضْلِ أَعْمَالِهِمْ فَيُؤْذَنُ لَهُمْ فِى مِقْدَارِ يَوْمِ الْجُمُعَةِ مِنْ أَيَّامِ الدُّنْيَا فَيَزُورُونَ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ وَيُبْرِزُ لَهُمْ عَرْشَهُ وَيَتَبَدَّى لَهُمْ فِى رَوْضَةٍ مِنْ رِيَاضِ الْجَنَّةِ فَتُوضَعُ لَهُمْ مَنَابِرُ مِنْ نُورٍ وَمَنَابِرُ مِنْ لُؤْلُؤٍ وَمَنَابِرُ مِنْ يَاقُوتٍ وَمَنَابِرُ مِنْ زَبَرْجَدٍ وَمَنَابِرُ مِنْ ذَهَبٍ وَمَنَابِرُ مِنْ فِضَّةٍ وَيَجْلِسُ أَدْنَاهُمْ - وَمَا فِيهِمْ دَنِىءٌ - عَلَى كُثْبَانِ الْمِسْكِ وَالْكَافُورِ مَا يُرَوْنَ أَنَّ أَصْحَابَ الْكَرَاسِىِّ بِأَفْضَلَ مِنْهُمْ مَجْلِسًا . قَالَ أَبُو هُرَيْرَةَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ هَلْ نَرَى رَبَّنَا قَالَ « نَعَمْ هَلْ تَتَمَارَوْنَ فِى رُؤْيَةِ الشَّمْسِ وَالْقَمَرِ لَيْلَةَ الْبَدْرِ » . قُلْنَا لاَ . قَالَ « كَذَلِكَ لاَ تَتَمَارَوْنَ فِى رُؤْيَةِ رَبِّكُمْ عَزَّ وَجَلَّ وَلاَ يَبْقَى فِى ذَلِكَ الْمَجْلِسِ أَحَدٌ إِلاَّ حَاضَرَهُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ مُحَاضَرَةً حَتَّى إِنَّهُ يَقُولُ لِلرَّجُلِ مِنْكُمْ أَلاَ تَذْكُرُ يَا فُلاَنُ يَوْمَ عَمِلْتَ كَذَا وَكَذَا - يُذَكِّرُهُ بَعْضَ غَدَرَاتِهِ فِى الدُّنْيَا - فَيَقُولُ يَا رَبِّ أَفَلَمْ تَغْفِرْ لِى فَيَقُولُ بَلَى فَبِسَعَةِ مَغْفِرَتِى بَلَغْتَ مَنْزِلَتَكَ هَذِهِ . فَبَيْنَمَا هُمْ كَذَلِكَ غَشِيَتْهُمْ سَحَابَةٌ مِنْ فَوْقِهِمْ فَأَمْطَرَتْ عَلَيْهِمْ طِيبًا لَمْ يَجِدُوا مِثْلَ رِيحِهِ شَيْئًا قَطُّ ثُمَّ يَقُولُ قُومُوا إِلَى مَا أَعْدَدْتُ لَكُمْ مِنَ الْكَرَامَةِ فَخُذُوا مَا اشْتَهَيْتُمْ . قَالَ فَنَأْتِى سُوقًا قَدْ حُفَّتْ بِهِ الْمَلاَئِكَةُ فِيهِ مَا لَمْ تَنْظُرِ الْعُيُونُ إِلَى مِثْلِهِ وَلَمْ تَسْمَعِ الآذَانُ وَلَمْ يَخْطُرْ عَلَى الْقُلُوبِ . قَالَ فَيُحْمَلُ لَنَا مَا اشْتَهَيْنَا لَيْسَ يُبَاعُ فِيهِ شَىْءٌ وَلاَ يُشْتَرَى وَفِى ذَلِكَ السُّوقِ يَلْقَى أَهْلُ الْجَنَّةِ بَعْضُهُمْ بَعْضًا فَيُقْبِلُ الرَّجُلُ ذُو الْمَنْزِلَةِ الْمُرْتَفِعَةِ فَيَلْقَى مَنْ هُوَ دُونَهُ - وَمَا فِيهِمْ دَنِىءٌ - فَيَرُوعُهُ مَا يَرَى عَلَيْهِ مِنَ اللِّبَاسِ فَمَا يَنْقَضِى آخِرُ حَدِيثِهِ حَتَّى يَتَمَثَّلَ لَهُ عَلَيْهِ أَحْسَنُ مِنْهُ وَذَلِكَ أَنَّهُ لاَ يَنْبَغِى لأَحَدٍ أَنْ يَحْزَنَ فِيهَا » . قَالَ « ثُمَّ نَنْصَرِفُ إِلَى مَنَازِلِنَا فَتَلْقَانَا أَزْوَاجُنَا فَيَقُلْنَ مَرْحَبًا وَأَهْلاً لَقَدْ جِئْتَ وَإِنَّ بِكَ مِنَ الْجَمَالِ وَالطِّيبِ أَفْضَلَ مِمَّا فَارَقْتَنَا عَلَيْهِ فَنَقُولُ إِنَّا جَالَسْنَا الْيَوْمَ رَبَّنَا الْجَبَّارَ عَزَّ وَجَلَّ وَيَحِقُّنَا أَنْ نَنْقَلِبَ بِمِثْلِ مَا انْقَلَبْنَا » .
Tercemesi:
Bize Hişam b. Ammâr, ona Abdülhamid b. Habib b. Ebu’l-‘İşrîn, ona Abdurrahman b. Amr el-Evzâî, ona Hassan b. Atiye, ona Saîd b. el-Müseyyeb’in rivayet ettiğine göre Ebu Hureyre ile karşılaşmıştım. Ebu Hureyre: Cennetin pazarında Allah’ın, seni ve beni bir araya getirmesini dilerim, dedi. Saîd: Cennette pazar var mı ki, deyince, Ebu Hureyre: Evet dedi. Rasulullah’ın (sav) bana haber verdiğine göre cennetlikler cennete girdikten sonra amellerinin üstünlüğüne göre orada konaklarına yerleşirler. Dünya günlerinden Cuma günü kadar bir süre için onlara verilen izin üzerine aziz ve celil Allah’ı ziyaret ederler. Onlara Arşını gösterir ve cennet bahçelerinden bir bahçe içerisinde onlara tecelli eder. Onlar için nurdan minberler, inciden minberler, yakuttan minberler, zebercetten minberler, altından minberler ve gümüşten minberler kurulur. Onların en alt mertebede olanları –ki aralarında alt mertebede kimse yoktur- misk ve kâfur tepeleri üzerine oturur. Kürsileri (minberleri) üzerinde oturan kimselerin oturdukları yerleri itibariyle kendilerinden daha üstün olduğu onlara gösterilmez (hissettirilmez).
Ebu Hureyre dedi ki: Ben: Ey Allah’ın Rasulü, Rabbimizi görecek miyiz, dedim. O: “Evet, güneşi ve on dördünde ayı görmekte hiç şüphe ve tereddütünüz oluyor mu, buyurdu. Biz: Hayır dedik. Devamla şöyle buyurdu: “Aynı şekilde aziz ve celil Rabbinizi görmekte de şüphe ve tereddüde kapılmayacaksınız. O mecliste aziz ve celil Allah’ın kendisiyle tercümansız ve aracısız birebir konuşmayacağı hiçbir kimse olmayacaktır. Hatta O sizden birisine: Ey filan kişi, şu şu işi yaptığın günü hatırlıyor musun, diyecek ve ona dünyada iken yapmış olduğu bazı günahlarını hatırlatacaktır.” O kişi: Rabbim bana günahlarımı bağışlamamış mıydın, diyecek. Yüce Allah: Elbette bağışladım, zaten mağfiretimin genişliği sayesinde sen bu konumuna ulaşabildin, diyecek. Onlar bu halde iken, üstlerinden bir bulut onları bürüyüverecek, üzerlerine kesinlikle benzerini duymadıkları hoş bir koku yağdıracak, sonra da: Haydi sizin için hazırlamış olduğun ikram ve lütuflara kalkın, canınızın çektiği her ne ise onu alın, buyuracak. Bunun üzerine biz, meleklerin her tarafını kuşattıkları bir pazara geleceğiz. O pazarda gözlerin benzerini görmediği, kulakların işitmediği ve kalplerin hatırlarından geçirmediği şeyler vardır. Bu sefer canımızın çektiği ne olursa, bize (konaklarımıza) taşınıp götürülecek. Orada ne bir şey satılır, ne bir şey satın alınır. O pazarda cennetlikler birbirleriyle karşılaşırlar, yüksek konumdaki bir adam gelir ve daha aşağı mertebedeki birisiyle karşılaşır –ki aralarında daha aşağı mertebede kimse yoktur- onun üzerindeki elbiselerden (alt mertebedeki kişi) hoşlanınca, daha sözünü tamamlamadan, derhal onun üzerinde ondan daha güzel elbiseler görünür. Çünkü orada hiç kimsenin üzülmemesi gerekir.” Devamla buyurdu ki: “Sonra evlerimize döneceğiz, eşlerimiz bizi karşılayacak, merhaba hoş safa geldiniz, bizden ayrıldığınız vakitteki hale göre daha da güzel ve daha hoş kokularla geri geldiniz, diyecekler. Biz de: Biz bugün, aziz, celil ve Cebbâr Rabbimizle oturduk, geldiğimiz bu şekilde size dönmek de bundan dolayı gayet doğrudur, yerindedir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zühd 39, /703
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Said b. Müseyyeb el-Kuraşî (Said b. Müseyyeb b. Hazn b. Ebu Vehb)
3. Hassan b. Atiyye el-Muharibî (Hassan b. Atiyye)
4. Ebu Amr Abdurrahman b. Amr el-Evzaî (Abdurrahman b. Amr b. Yahmed)
5. Abdülhamid b. Habib eş-Şami (Abdülhamid b. Habib b. Ebu'l İşrin)
6. Hişam b. Ammar es-Sülemî (Hişam b. Ammar es-Sülemî)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın görülmesi, rü'yetullah, cemalullah
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Çarşı, alışveriş yerleri, pazarlar
CENNET TASVİRLERİ
Cennet,
Cennet, Cennetlikler, vasfı , sıfatı , yaşamı vs.
Cennet, Dereceleri
Cennet, Nimetleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9584, M006665
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ بَرَّادٍ الأَشْعَرِىُّ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ - وَاللَّفْظُ لِعَبْدِ اللَّهِ - قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ بُرَيْدٍ عَنْ أَبِى بُرْدَةَ عَنْ أَبِى مُوسَى عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِذَا مَرَّ أَحَدُكُمْ فِى مَسْجِدِنَا أَوْ فِى سُوقِنَا وَمَعَهُ نَبْلٌ فَلْيُمْسِكْ عَلَى نِصَالِهَا بِكَفِّهِ أَنْ يُصِيبَ أَحَدًا مِنَ الْمُسْلِمِينَ مِنْهَا بِشَىْءٍ » . أَوْ قَالَ « لِيَقْبِضْ عَلَى نِصَالِهَا » .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Berrâd el-Eşarî ve Muhammed b. Alâ, -lafız Abdullah'a aittir-, onlara Ebu Üsame, ona Büreyd, ona Ebu Bürde, ona Ebu Musa, Hz. Peygamber'den şöyle rivayet etmiştir: "Sizden biri kendisiyle ok varken, bizim mescidimize veya pazar yerimize uğrarsa, müslümanlardan birine onlardan bir şey isabet etmemesi için avucuyla demirlerinden tutsun." veya "Uçlarını kapatsın" dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Birr ve's-sıla ve'l-edeb 6665, /1081
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Bürde b. Ebu Musa el-Eş'arî (Amir b. Abdullah b. Kays b. Süleym)
3. Büreyd b. Abdullah el-Eşari (Büreyd b. Abdullah b. Ebu Bürde)
4. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
5. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
Çarşı, alışveriş yerleri, pazarlar
KTB, ADAB
Silah, Ok, Mızrak, silah vb. eşyaları dikkatli taşıma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10749, İM000786
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « صَلاَةُ الرَّجُلِ فِى جَمَاعَةٍ تَزِيدُ عَلَى صَلاَتِهِ فِى بَيْتِهِ وَصَلاَتِهِ فِى سُوقِهِ بِضْعًا وَعِشْرِينَ دَرَجَةً » .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre'den rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu, demiştir:
"Adamın (mescidde) cemaatla kıldığı namaz (ın sevabı, tek başına) evinde kıldığı ve çarşısında kıldığı namaz (ın sevabın) dan yirmi küsur derece fazladır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mesâcid ve'l-cemaât 16, /134
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Çarşı, alışveriş yerleri, pazarlar
İbadethane, Camii, mescitlerde ibadete teşvik
Namaz, cemaatle
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11290, B002050
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَمْرٍو عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ - رضى الله عنهما - قَالَ كَانَتْ عُكَاظٌ وَمِجَنَّةُ وَذُو الْمَجَازِ أَسْوَاقًا فِى الْجَاهِلِيَّةِ ، فَلَمَّا كَانَ الإِسْلاَمُ فَكَأَنَّهُمْ تَأَثَّمُوا فِيهِ فَنَزَلَتْ ( لَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ أَنْ تَبْتَغُوا فَضْلاً مِنْ رَبِّكُمْ ) فِى مَوَاسِمِ الْحَجِّ ، قَرَأَهَا ابْنُ عَبَّاسٍ .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Süfyan, ona Amr’ın rivâyet ettiğine göre o, İbn Abbas’ın (r.anhumâ) şöyle dediğini rivâyet etmiştir: Ukâz, Micenne ve Zülmecâz cahiliye dönemindeki büyük panayırlar idi. İslam geldikten sonra bu hususta (bu panayırlarda ticaret yapmaktan dolayı) günaha gireceklerini düşündüler. “(Hac zamanında) Rabbinizden rızık istemenizde size bir günah yoktur” (Bakara, 2/198) buyruğu nâzil oldu. İbn Abbas (bu âyeti) “hac mevsimlerinde” fazlalığı ile (Kur’ân’dan bir ibare olarak) okumuştur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Buyû' 1, 1/593
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
3. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
4. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Çarşı, alışveriş yerleri, pazarlar
Hac, hacda Ticaret, Alış-veriş,
Panayır, cahiliye ve İslami dönemde panayır ve fuarlar
Ticaret
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15584, İM001567
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ بْنِ سَمُرَةَ حَدَّثَنَا الْمُحَارِبِىُّ عَنِ اللَّيْثِ بْنِ سَعْدٍ عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِى حَبِيبٍ عَنْ أَبِى الْخَيْرِ مَرْثَدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ الْيَزَنِىِّ عَنْ عُقْبَةَ بْنِ عَامِرٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لأَنْ أَمْشِىَ عَلَى جَمْرَةٍ أَوْ سَيْفٍ أَوْ أَخْصِفَ نَعْلِى بِرِجْلِى أَحَبُّ إِلَىَّ مِنْ أَنْ أَمْشِىَ عَلَى قَبْرِ مُسْلِمٍ وَمَا أُبَالِى أَوَسَطَ الْقُبُورِ قَضَيْتُ حَاجَتِى أَوْ وَسَطَ السُّوقِ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. İSmail b. Semure, ona el-Muharibî, ona el-Leys b. Sa'd, ona Yezid b. Ebu Habib, ona Ebu'l Hayr Mersed b. Abdullah el-Yezenî, ona da Ukbe b. Âmir anlatıyor: Rasulullah buyurdular ki:
"Bir ateş koru veya bir kılıç üzerinde yürümek veya ayakkabımı ayağımla dikmek, bana bir müslümanın kabri üzerinde yürümekten daha sevimlidir. Ha kabirler arasında abdestimi bozmuşum, ha çarşı ortasında. (Nazarımda ikisi de birdir)."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mâ câe fi'-cenâiz 45, /251
Senetler:
1. Ebu Amr Ukbe b. Âmir el-Cühenî (Ukbe b. Âmir b. Abs b. Amr b. Adî)
2. Ebu Hayr Mersed b. Abdullah el-Yeznî (Mersed b. Abdullah)
3. İbn Ebu Habib Yezid b. Kays el-Ezdî (Yezid b. Süveyd)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Muhammed Abdurrahman b. Muhammed el-Muharibi (Abdurrahman b. Muhammed b. Ziyad)
6. Muhammed b. İsmail el-Ahmesi (Muhammed b. İsmail b. Semure)
Konular:
Çarşı, alışveriş yerleri, pazarlar
Kabir, üzerinde oturma, vs'nin yasak olması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30084, İM003579
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَعَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ ح وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى وَعَبْدُ الرَّحْمَنِ قَالُوا حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ سِمَاكِ بْنِ حَرْبٍ عَنْ سُوَيْدِ بْنِ قَيْسٍ قَالَ أَتَانَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَسَاوَمَنَا سَرَاوِيلَ .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve Ali b. Muhammed, o ikisine Veki'; (T) Bize Muhammed b. Beşşar, ona Yahya ve Abdurrahman, onlara Süfyan, ona Simak b. Harb, ona da Süveyd b. Kays (ra) şöyle demiştir: Peygamber (sav) (Minâ'da elbise sattığımız esnada) yanımıza geldi ve bir uzun iç don pazarlık ederek maden satın aldı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Libâs 12, /579
Senetler:
1. Ebu Merheb Süveyd b. Kays ez-Zühlî (Süveyd b. Kays)
2. Simak b. Harb ez-Zühlî (Simak b. Harb b. Evs b. Halid)
3. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
4. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Çarşı, alışveriş yerleri, pazarlar
Hz. Peygamber, elbiseleri
Ticaret, pazarlık yapmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35393, DM000006
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنِى اللَّيْثُ حَدَّثَنِى خَالِدٌ - هُوَ ابْنُ يَزِيدَ - عَنْ سَعِيدٍ - هُوَ ابْنُ أَبِى هِلاَلٍ - عَنْ هِلاَلِ بْنِ أُسَامَةَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنِ ابْنِ سَلاَمٍ أَنَّهُ كَانَ يَقُولُ : إِنَّا لَنَجِدُ صِفَةَ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- : إِنَّا أَرْسَلْنَاكَ شَاهِداً وَمُبَشِّراً وَنَذِيراً وَحِرْزاً لِلأُمِّيِّينَ ، أَنْتَ عَبْدِى وَرَسُولِى ، سَمَّيْتُهُ الْمُتَوَكِّلَ ، لَيْسَ بِفَظٍّ وَلاَ غَلِيظٍ ، وَلاَ صَخَّابٍ بِالأَسْوَاقِ ، وَلاَ يَجْزِى بِالسَّيِّئَةِ مِثْلَهَا ، وَلَكِنْ يَعْفُو وَيَتَجَاوَزُ ، وَلَنْ أَقْبِضَهُ حَتَّى يُقِيمَ الْمِلَّةَ الْمُتَعَوِّجَةَ بِأَنْ يَشْهَدَ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ ، يَفْتَحُ بِهِ أَعْيُناً عُمْياً وَآذَاناً صُمًّا وَقُلُوباً غُلْفاً. قَالَ عَطَاءُ بْنُ يَسَارٍ : وَأَخْبَرَنِى أَبُو وَاقِدٍ اللَّيْثِىُّ أَنَّهُ سَمِعَ كَعْباً يَقُولُ مِثْلَمَا قَالَ ابْنُ سَلاَمٍ.
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Sâlih, ona Leys, ona Hâlid b. Yezid, ona Said b. Ebu Hilâl, ona Hilâl b. Üsâme, ona Atâ b. Yesâr, ona da İbn Selâm şöyle rivayet etmiştir:
Biz Rasulullah'ın (sav) vasfını [eski kutsal kitaplarımızda] bulurduk. "Biz seni şahit, müjdeleyici, uyarıcı ve ümmîlere koruyucu olarak gönderdik. Sen benim kulum ve peygamberimsin! Seni, ne öfkeli ne sert ne çarşı-pazarda bağırıp çağıran ne de kötülüğe kötülükle karşılık veren mütevekkil olarak isimlendirdim. O ancak affeder ve [hataları] görmezden gelir. Yoldan çıkmış kavim Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik etmek ve onunla kör gözleri, sağır kulakları ve kilitli kalpleri açmak suretiyle doğruyu bulmalarına dek kendisini vefat ettirmeyeceğim!
Atâ b. Yesâr şöyle demiştir: Ebu Vâkid el-Leysî'nin bana aktardığına göre o, İbn Selâm'ın dediği gibi [rivayeti] Kâ'b'dan işitmiş.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Mukaddime 2, 1/157
Senetler:
1. Ebu Yusuf Abdullah b. Selam (Abdullah b. Selam b. el- Hâris)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. İbn Ebu Meymune Hilal b. Ebu Meymune el-Kuraşî (Hilal b. Ali b. Üsame)
4. Said b. Ebu Hilal el-Leysi (Said b. Ebu Hilal)
5. Halid b. Yezid el-Cümehî (Halid b. Yezid)
6. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
7. Ebu Salih Abdullah b. Salih el-Cüheni (Abdullah b. Salih b. Muhammed b. Müslim)
Konular:
Çarşı, alışveriş yerleri, pazarlar
Hz. Peygamber, hasaisi, cevamiu'l-kelim
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7460, M006315
Hadis:
حَدَّثَنِى عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ حَمَّادٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى الْقَيْسِىُّ كِلاَهُمَا عَنِ الْمُعْتَمِرِ - قَالَ ابْنُ حَمَّادٍ حَدَّثَنَا مُعْتَمِرُ بْنُ سُلَيْمَانَ - قَالَ سَمِعْتُ أَبِى حَدَّثَنَا أَبُو عُثْمَانَ عَنْ سَلْمَانَ قَالَ لاَ تَكُونَنَّ إِنِ اسْتَطَعْتَ أَوَّلَ مَنْ يَدْخُلُ السُّوقَ وَلاَ آخِرَ مَنْ يَخْرُجُ مِنْهَا فَإِنَّهَا مَعْرَكَةُ الشَّيْطَانِ وَبِهَا يَنْصِبُ رَايَتَهُ . قَالَ وَأُنْبِئْتُ أَنَّ جِبْرِيلَ عَلَيْهِ السَّلاَمُ أَتَى نَبِىَّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَعِنْدَهُ أُمُّ سَلَمَةَ - قَالَ - فَجَعَلَ يَتَحَدَّثُ ثُمَّ قَامَ فَقَالَ نَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لأُمِّ سَلَمَةَ « مَنْ هَذَا » . أَوْ كَمَا قَالَ قَالَتْ هَذَا دِحْيَةُ - قَالَ - فَقَالَتْ أُمُّ سَلَمَةَ ايْمُ اللَّهِ مَا حَسِبْتُهُ إِلاَّ إِيَّاهُ حَتَّى سَمِعْتُ خُطْبَةَ نَبِىِّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُخْبِرُ خَبَرَنَا أَوْ كَمَا قَالَ قَالَ فَقُلْتُ لأَبِى عُثْمَانَ مِمَّنْ سَمِعْتَ هَذَا قَالَ مِنْ أُسَامَةَ بْنِ زَيْدٍ .
Tercemesi:
Bana Abdü'1-A'la b. Hammad ile Muhamraed b. Abdi'l-'la El-Kaysî ikisi birden Mu'temir'den rivayet ettiler. İbnü Hammad (Dedi ki) : Bize Mu'temir b. Süleyman rivayet etti. (Dedi ki) : Ben babamdan dinledim. (Dedi ki) : Bize Ebû Osman, Selman'dan rivayet etti. föyle demiş: Yapabilirsen sakın pazara ilk giren ve ondan son çıkan ılma! Çünkü pazar şeytanın savaş yeridir. Sancağını oraya diker.
Şunu da söylemiş: Haber aldım ki: Cibril (Aieyhisselâm) Nebiyyullalı (Salkıllahü Aleyhi ve. Sellem)'e gelmiş. Yanında tJmmü Seleme bulunuyormuş. Resûlüllah (Satlallahti Aleyhi ve Sellem) onunla konuşmağa başlamış. |Sonra Cibril kalkmış (gitmiş). Bunun üzerine Nebiyyullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem}'nın Seleme'ye :
«Kİm bu?» diye sormuş. Yahut nasıl dediyse öyledir. Ümmü Seleme:
— Bu DıhyeMir, demiş. Bilâhare Ümmü Seleme şöyle dermiş :
— Allah'a yemin olsun ki, onu ancak Dıhye sanmıştım. Nihayet Ne-Ibiyyullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in bizim bu haberimizi bildiren hut-| besini işittim. Yahut nasıl dediyse öyledir,
Râvi demiş ki: Ebû Osman'a : Sen bunu kimden işittin? diye sordum :
— Üsâme b. Zeyd'den cevabını verdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâilü's-sahâbe 6315, /1023
Senetler:
()
Konular:
Çarşı, alışveriş yerleri, pazarlar
Hz. Peygamber, hanımları, Ümmü Seleme
Melekler, Cebrail