486 Kayıt Bulundu.
Bize Hişâm b. Ammâr, ona Bakiyye b. Velîd, ona Sadaka b. Halid, ona Yahya b. Hâris ez-Zimârî, ona Ebu Esma (Amr b. Mersed) er-Rahabî, ona Rasulullah'ın (sav) mevlâsı Sevbân, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ramazan orucundan sonra altı gün oruç tutan kimse, yılın tamamını oruç tutmuş (gibi) olur. (Kim bir iyilik yaparsa, ona yapmış olduğu iyiliğin on katı (sevap) verilir.) (En'âm, 6:160)"
Bize Ebu Bekir b. Şeybe, ona İsa b. Yunus, ona Sevr b. Yezid, ona Halid b. Ma'dân, ona da Abdullah b. Büsr, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Üzerinize farz olan oruç hariç, cumartesi günü oruç tutmayınız. Eğer biriniz (o gün) bir üzüm çubuğu veya bir dal parçasından başka yiyecek bir şey bulamazsa, onu emsin.” [Bize Humeyd b. Mes'ade, ona Süfyan b. Habib, ona Sevr b. Yezid, ona Halid b. Ma'dan, ona Abdullah b. Büsr, ona da kardeşi (es-Sammâ’), Rasulullah'tan (sav) bu hadisin benzerini rivayet etmiştir.]
Bana Hilâl b. Alâ, ona babası (Alâ b. Hilâl), ona Ubeydullah, ona Zeyd, ona Ebu İshak, ona Abdullah b. Hâris, ona da Ali b. Ebu Tâlib, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah tebâreke ve teâla şöyle buyurmuştur: 'Oruç benim için tutulur ve onun karşılığını da (hakkıyla) ancak ben veririm. Orucunu açtığındaki ve Rabbine kavuştuğundaki olmak üzere, oruçlu için iki sevinç vakti vardır.' Canım kudret elinde olan Allah'a (cc) and olsun ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha hoştur."
Bize Ali b. Harb, ona Muhammed b. Fudayl, ona Ebu Sinân Dirâr b. Mürre, ona Ebu Salih, ona da Ebu Said, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah tebâreke ve teâla şöyle buyurmuştur: 'Oruç benim için tutulur ve onun karşılığını da (hakkıyla) ancak ben veririm. Oruçlunun iki sevinci vardır. Orucunu açtığında bir sevinir, bir de Allah'a kavuşup da mükafatını aldığında sevinir.' Muhammed'in canı kudret elinde olan Allah'a (cc) andolsun ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha hoştur."
Bize Süleyman b. Davud, ona İbn Vehb, ona Amr, ona Münzir b. Ubeyd, ona Ebu Salih es-Semmân, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (Rabbinden rivayetle) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Oruç benim için tutulur ve onun karşılığını da (hakkıyla) ancak ben veririm. Oruç tutan kimse, şu iki vakitte sevinir: Biri iftar ettiği zaman, diğeri de Allah'a (cc) kavuştuğu günde. Oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha hoştur.'
Bize İshak b. İbrahim, ona Cerîr, ona A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Adem oğlunun işlediği bir amel için, on katından yedi yüz katına kadar sevap yazılır. Allah (ac) 'Oruç bunun dışındadır. Zira o, ancak benim için tutulur ve onun karşılığını da (hakkıyla) ancak ben veririm. Kulum şehvetini ve yemesini benim için terk eder' buyurmuştur. Oruç, oruç tutan kimse için bir kalkandır. Oruçlu kişi için, biri orucunu açtığı, diğeri de Rabbine kavuştuğu zaman olmak üzere iki sevinç anı vardır. Oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha hoştur."
Bize Rebî b. Süleyman, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Said b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah (ac) şöyle buyurmuştur: 'Oruç ibadeti hariç, ademoğlunun her ameli ona aittir. Oruç ise benim için tutulur ve onun karşılığını da (hakkıyla) ancak ben veririm.' Muhammed'in canı kudret elinde olan Allah'a andolsun ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah nezdinde misk kokusundan daha hoştur."
Bize Yahya b. Habîb b. 'Arabî, ona Hammâd, ona Vâsıl, ona Beşşâr b. Ebu Seyf, ona Velid b. Abdurrahman, ona İyâz b. Ğutayf, ona da Ebu Ubeyde, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Oruç, gıybet edilmediği süre (sahibi için) kalkandır."
Bize Muhammed b. Abdullah b. Abdülhakem, ona Şuayb, ona Leys, ona İbn Hâd, ona Süheyl, ona İbn Ebu Ayyâş, ona da Ebu Said (el-Hudrî), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah (ac), kendi yolunda bir gün oruç tutan her bir kulun yüzünü, oruçlu olduğu o gün sebebiyle cehennemden yetmiş yıllık mesafede uzaklaştırır."
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona, Ebu Davud et-Tayâlisî, ona Ebân b. Yezid, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Zeyd b. Sellâm, ona Ebu Sellâm, ona da Hâris el-Eş’arî, Nebi’den (sav) şuna yakın ve bu manada şu hadisi rivayet etmiştir: "Şüphesiz Allah (cc), Zekariya oğlu Yahya’ya (as), gereğince amel etmesi, İsrailoğullarına tebliğ edip onların da amel etmeleri için beş şeyi emretmişti: Yahya (as), neredeyse bu emri yerine getirmekte gecikecekken, İsa (as) ona şöyle dedi: 'Allah (cc) senden gereğince amel etmen, İsrailoğullarına da amel etmeleri için beş şeyi onlara emretmeni istemişti. Ya onlara, bu emirleri sen tebliğ edersin ya da ben yaparım.' Bunun üzerine Yahya (as), 'Eğer benden önce onları sen söyleyecek olursan, yerin dibine geçirilmekten yahut da azaba uğratılmaktan korkarım' deyip insanları Beyt’ül-Makdis’te topladı. Mescid ağzına kadar dolup taştı, hatta insanlar balkonlara çıktılar. Yahya dedi ki: 'Allah bana gereğince amel etmem, size de gereğince amel etmenizi bildirmek üzere, şu beş şeyi emretti: 'Onlardan ilki, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmaksızın O'na ibadet etmenizdir. Şüphesiz Allah’a ortak koşanın misali, kendi öz malından altın ya da gümüş mukabilinde bir köle satın alıp da ona 'Bu benim evim, bu da benim işimdir. Sen işini yap, bana da (kazandığından) öde' demesi, o kölenin ise çalışıp, ödemesini efendisinden başkasına yapması gibidir. Sizden hanginiz kölesinin böyle davranmasını arzu eder? Allah size namazı da emretti. Namaz kılarken sağa sola dönüp bakmayın. Zira Allah, kulu namazdayken yüzünü başka tarafa çevirmediği sürece, yüzünü kuluna çevirir. Size oruç tutmanızı da emrediyorum. Bunun misali ise, bir topluluk arasında olup, beraberinde herkesin kokusundan çok hoşlandığı içinde misk bulunan küçük bir kese taşıyan bir adama benzer. Şüphesiz oruçlu kimsenin ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha hoştur. Size sadaka vermenizi de emrediyorum. Bunun misali de şuna benzer: Bir adamı düşmanı esir alıp, elini boynuna bağlar ve boynunu da vurmak üzere onu herkesin önüne getirir. O adam onlara 'Ben az çok elimde ne varsa canımın fidyesi olarak verip kurtulmak istiyorum' der ve fidyeyle canını onların ellerinden kurtarır. Sizlere Allah’ı anmanızı da emrediyorum. Bunun misali de, düşmanın peşinden koşarak takip ettiği bir adama benzer. Bu kimse kaçarken, son derece sağlam bir kaleye ulaşır ve onlardan kendisini kurtarır. İşte kul da kendisini şeytandan ancak Allah’ı anmakla koruyabilir.” Nebi (sav) da şöyle buyurmuştur: "Ben de sizlere Allah’ın bana emretmiş olduğu şu beş şeyi emrediyorum: Dinleyip itaat etmek, cihad etmek, hicret etmek ve cemaatle birlikte bulunmak. Zira kim cemaatten bir karış kadar ayrılacak olursa, dönmesi durumu hariç, boynundan İslam’ın (güven) ipini çıkarmış olur. Cahiliyye davası güden kimse ise cehennemde diz üstü çökecektir. Bir adam 'Ey Allah’ın Rasulü! Namaz kılsa da oruç tutsa da mı?' diye sorunca, Rasulullah (sav) 'Namaz kılsa da oruç tutsa da!' buyurdu ve 'O halde ey Allah'ın kulları! Siz, sizleri müslümanlar, müminler olarak isimlendiren Allah’ın davasını güdünüz' buyurdu." [Ebu İsa dedi ki: Bu, hasen-sahih-garip bir hadistir. Ebu Sellâm el-Habeşî’nin adı Mamtûr'dur. Bu hadisi Ali b. el-Mübarek de Yahya b. Ebu Kesir’den rivayet etmiştir.]