Giriş

Bize Hasan b. Ali, ona Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona da Zührî, bu hadisi mana olarak nakletmiştir. Zührî hadise şöyle bir ilavede bulunmuştur: "Bu durum, sadece ona özel bir ruhsattı. Bugün biri bunu yapacak olsa, muhakkak keffaret ödemesi gerekir." [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisi Leys b. Sa'd, Evzâî, Mansur b. Mu'temir ve İrâk b. Mâlik; İbn Uyeyne'nin rivayet ettiği hadisin manasına uygun şekilde nakletmişlerdir. (İçlerinden) Evzâî, hadise 'Allah'tan bağışlanma dile' ilavesinde bulunmuştur.]


Açıklama: Rivayetin tamamı için bk. D002390.

    Öneri Formu
14579 D002391 Ebu Davud, Sıyam, 37

Bize Ahmed b. Yunus, ona İbn Ebu Zi'b, ona (Said. b. Ebu Said) el-Makburî, ona babası (Keysan el-Makburî), ona da Ebu Hüreyre (ra) Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Bir kimse yalan söylemeyi ve yalanla iş görmeyi terk etmezse, Allah'ın (cc), onun yeme içmeyi terk etmesine ihtiyacı yoktur." [Ahmed (b. Yunus) dedi ki; bu hadisin isnadını İbn Ebu Zi'b vasıtasıyla aldım. Ancak bana hadisin metnini (maksadını) İbn Ebu Zi'b'in yanındaki -kardeşinin oğlu olduğunu zannettiğim- bir adam (iyice) anlattı.]


    Öneri Formu
14514 D002362 Ebu Davud, Sıyam, 25

Bize Ebu Nuaym, ona Süfyan, ona Alkame, ona Süleyman b. Büreyde, ona da (Yahya) b. Ya'mer şöyle haber vermiştir: Abdullah b. Ömer'e “Biz uzak beldelere yolculuk yapıyoruz ve orada kaderin olmadığını söyleyen insanlarla karşılaşıyoruz” dedim. Abdullah b. Ömer “Onlarla karşılaştığınızda onlara 'Abdullah b. Ömer sizden uzak, siz de ondan uzaksınız' deyin” diye üç kere tekrarladı, ardından şu hadisi nakletti. "Biz Hz. Peygamber'in (sav) yanındayken bir adam çıkageldi. -Abdullah b. Ömer adamın özelliklerini de anlattı.- Hz. Peygamber (sav) ona 'Yaklaş' dedi. Adam yaklaştı. Tekrar 'Yaklaş' dedi. Adam yaklaştı. Yine 'Yaklaş' dedi adam yine dizleri birbirine değecek kadar yaklaştı ve 'Ey Allah'ın Rasulü! İman nedir? veya bana imandan haber ver' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe ve kadere iman etmendir' dedi. [Süfyan der ki: Sanırım 'kaderin hayrına ve şerrine' ifadesini de kullandı.] Adam 'İslam nedir?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) 'Namaz kılmak, zekat vermek, hacca gitmek, Ramazan orucu tutmak ve cünüplükten gusletmektir' buyurdu. Adam 'Söylediğin her şeyi doğru söyledin, doğru söyledin' dedi. Topluluk 'Biz daha önce Hz. Peygamber'e (sav) karşı bu kadar saygılı bir adam görmedik. Sanki Hz. Peygamber'e (sav) o öğretiyor' dedi. Sonra adam 'Ey Allah'ın Rasulü! Bana ihsandan haber ver' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Allah'a sanki onu görüyormuş gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da o seni görüyor' buyurdu. Biz 'Biz daha önce Hz. Peygamber'e (sav) karşı bu kadar saygılı bir adam görmedik' dedik Adam bunların hepsini 'Doğru söyledin, doğru söyledin' diyerek tasdik ediyordu. Adam 'Bana kıyametin vaktini haber ver' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Bu konuda, sorulan sorandan daha bilgili değildir' dedi. Adam da 'Doğru söyledin' dedi. Biz yine 'Hz. Peygamber'e (sav) bu adamdan daha saygılı bir kişi görmedik' dedik. Adam sonra da ayrılıp gitti. [Süfyan der ki:] Hz. Peygamber (sav) 'Gidin adamı arayın' dedi. Ancak onu bulamadılar. Hz. Peygamber (sav) 'Bu gelen Cibrîl'dir, size dininizi öğretmek için geldi. Bana hangi surette gelse onu tanırdım — bu suret dışında' dedi."


    Öneri Formu
39700 HM000374 İbn Hanbel, I, 52

Bize Müsedded ve Muhammed b. İsa, onlara Süfyan, ona Zührî, ona Humeyd b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Bir adam Nebî'ye (sav) gelip 'Helak oldum' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Ne oldu?' buyurunca, 'Ramazan'da hanımımla beraber oldum' dedi. Rasulullah (sav) 'Azat edeceğin bir köle bulabilir misin? buyurdu. Adam 'Hayır' dedi. Nebî (sav) 'İki ay peş peşe oruç tutabilir misin?' buyurdu. Adam 'Hayır' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Peki altmış fakiri doyurabilir misin?' buyurdu. Adam yine 'Hayır' dedi. Rasulullah (sav) (adama) 'Otur' buyurdu. Derken, Nebî'ye (sav) içerisinde hurma olan bir sepet getirildi. O da adama 'Al, bunu infak et' buyurdu. Adam 'Ya Rasulallah! Medine'nin şu iki taşlığı arasında bizden daha fakir bir aile yok ki' deyince, Rasulullah (sav) ön dişleri gözükene dek güldü ve 'O halde, onu ailene yedir' buyurdu. [Müsedded, başka bir rivayette 'azı dişleri (gözükene dek)' demiştir.]


    Öneri Formu
14576 D002390 Ebu Davud, Sıyam, 37

Bize Cafer b. Müsafir, ona İbn Ebu Füdeyk, ona Hişâm b. Sa'd, ona İbn Şihâb, ona da Ebu Seleme b. Abdurrahman, Ebu Hureyre'nin şöyle dediğini nakletmiştir: "Bir adam Nebî'ye (sav) ramazan ayında orucunu bozmuş olarak geldi... diyerek bu hadisi aktarmış, ancak (hadisin lafızlarında şöyle bir değişiklik yapmıştır. '... Ardından, içerisinde on beş sâ' (45 kg) kadar hurma bulunan bir sepet getirildi. Hz. Peygamber (sav) de adama 'Sen ve ailen onu yiyin. Bir gün (kaza olarak) oruç tut ve Allah'tan af dile' buyurdu.' demiştir."


    Öneri Formu
14585 D002393 Ebu Davud, Sıyam, 37

Bize Abdullah b. Mesleme, ona Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Humeyd b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Bir adam Ramazan'da orucunu bozdu da Rasulullah (sav) ondan, köle azat etmesini veya iki ay peş peşe oruç tutması ya da altmış fakiri doyurmasını istedi. Adam 'Hiçbirine de imkan bulamam' deyince, Hz. Peygamber (sav) 'Otur bakalım' dedi. O esnada Rasulullah'a (sav) içerisinde hurma olan bir sepet getirildi. O da adama 'Al bunu, infak et' buyurdu. Adam 'Ya Rasulallah! Benden daha muhtaç biri yok ki' deyince, Rasulullah (sav) azı dişlerini görünecek şekilde güldü ve adama 'Öyleyse sen ye' buyurdu." [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisi İbn Cüreyc, Zührî'den, Malik rivayetinin lafzına uygun olarak 'Bir adam orucunu bozdu' diyerek aktarmış, ancak hadisi 'Ya köle azat edersin veya iki ay oruç tutarsın ya da altmış fakiri doyurursun' şeklinde (muhatap sıyga ile) nakletmiştir.]


    Öneri Formu
14583 D002392 Ebu Davud, Sıyam, 37

Bize Abdullah b. Muhammed, ona Hişâm (b. Yusuf), ona Ma'mer (b. Raşid), ona (İbn Şihab) ez-Zuhrî, ona (Said) b. Müseyyeb, ona da Ebu Hüreyre (ra), Hz. Peygamber'in (sav) (Yüce Allah'tan naklen) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ademoğlunun her ameli kendisi içindir. Fakat oruç böyle değildir. Çünkü oruç, sadece benim rızam içindir. Onun mükafatını da (hakkıyla) ancak ben veririm. Hiç şüphesiz oruçlunun (açlıktan dolayı oluşan) ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha güzeldir."


    Öneri Formu
19429 B005927 Buhari, Libâs, 78

Bize Müsedded ve Muhammed b. İsa, -mânâ aynıdır- onlara Süfyan, ona ez-Zührî, ona Humeyd b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: Bir adam Nebî'ye (sav) gelip helâk oldum dedi. Hz. Peygamber (sav); "ne oldu" buyurdu. (Adam), Ramazan'da hanımımla beraber oldum dedi. Rasulullah (sav); "azat edeceğin bir köle bulur musun" buyurdu. O, hayır dedi. Nebî (sav); "iki ay peş peşe oruç tutabilir misin" buyurdu. O, hayır dedi. Hz. Peygamber (sav); "(peki), 60 fakiri doyurabilir misin" buyurdu. (Adam), hayır dedi. Rasulullah (sav); (adama), "otur" buyurdu. (Derken), Nebî'ye (sav) içerisinde hurma olan bir sepet getirildi de (o adama) "bunu infak et" buyurdu. O, ya Rasulullah! (Medine'nin) iki taşlığı arasında bizden daha fakir bir aile yok ki dedi. Rasulullah (sav), (bu söz üzerine) ön dişleri gözükene dek güldü! Nebî (sav); "(o halde), onu ailene yedir" buyurdu. [Müsedded, başka bir rivayette azı dişleri demiştir.]


    Öneri Formu
270801 D002390-2 Ebu Davud, Sıyam, 37

Bize Süleyman b. Harb, ona Şu'be; (T) Bize Muhammed b. Kesir, ona Şube, ona Habib b. Ebu Sabit, ona Umare b. Umeyr, ona İbn Mutavvıs, ona babası (Mutavvıs), -Muhammed b. Kesir , ona Ebu Mutavvıs, ona babası şeklinde nakletmiştir- ona da Ebu Hureyre (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah'ın kendisine vermiş olduğu bir ruhsat olmaksızın kim ramazan ayında bir gün orucunu bozsa, tüm seneyi oruç tutsa da bozduğu o orucun yerine geçmez."


    Öneri Formu
270802 D002396-2 Ebu Davud, Sıyam, 38

Bize Harun b. İshak, ona el-Muhâribî, ona el-A'meş, ona İbrahim, ona Alkame ve Esved, onlara da Abdullah, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: Sizden evlenebilen evlensin. (Evlilik için imkan) bulamayan oruç tutsun. Çünkü (oruç), onun için (şehevi arzuları) baskılayıcıdır.


    Öneri Formu
277502 N002243-2 Nesai, Sıyâm, 43