168 Kayıt Bulundu.
Bize Bişr b. Hilal, ona Cafer b. Süleyman, ona Yezid er-Rişk, ona Mutarrif b. Abdullah, ona da İmran b. Husayn'a "karısını boşayıp da sonra (dönmüş olmak için) onunla cinsî münasebette bulunan ve ne onu boşadığını ne de ona döndüğünü şahitlendirmeyen bir kimse (nin durumu) sorulmuş da sen sünnete aykırı olarak boşanmışsın, (yine) sünnete aykırı olarak dönmüşsün. Onun boşandığını da kendisine dönüldüğünü de şahitlindir ye (böyle şahitsiz boşamayı ve dönmeyi) bir daha yapma diye cevap vermiş."
Açıklama: Buradaki “dönmek”ten maksat, ric’î bir talakla karısını boşadıktan sonra süresi içinde eşine tekrar dönüp eski nikâhı ile ve kalan iki talakla evliliğini devam ettirmektir. Bu rivayet, talakı da ric’ati de şahitlendirmek gerektiğini ifade etmektedir. Ancak bu rivayet mevkûftur, yani İmrân b. Husayn’ın kendi sözüdür. Ama bir sahabînin; “Sen sünnete aykırı davranmışsın” diyerek yaptığı açıklama, usûlcüler tarafından hükmen merfû kabul edilir. Bununla birlikte bu konu, fukaha arasında ihtilaflıdır. İmâm Şâfiî ile Ahmed b. Hanbel’den gelen bir rivâyete göre, talakı ve ric’ati şahitlendirmek farzdır. Delilleri de talak âyetinde geçen; “İçinizden adâlet sahibi iki kişiyi şâhit tutun!” (Talak, 2) mealindeki ayet ile bu hadistir. Buna mukabil İmam Mâlik, Hanefîler ve Ahmed b. Hanbel’den gelen başka bir rivayete göre de şahitlendirmek sadece müstahaptır. Âyet ve hadisteki ifadeler, vücûba değil, nedbe delâlet etmektedir.
Bize Müsedded, ona Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona İbrahim, ona el-Esved, ona da Hz. Aişe (r.anha) demiştir ki: Rasulullah'a (sav), bir adamın üç talakla boşadığı karısı başka bir kocayla evlenir de kadının yeni kocası onunla gerdeğe girip cinsî münâsebette bulunmadan onu boşarsa bu kadının ilk kocasıyla evlenmesi helâl olur mu? diye soruldu, Hz. Peygamber (sav), "kadın ikinci kocasının balcığından ve o da kadının balcığından tatmadıkça ilk kocaya helâl olmaz" buyurdu.
Açıklama: "Balcık" kelimesi, kinâî bir lafızdır, cinsel ilişkiden kinayedir. Burada cinsel ilişkinin zevki, balın tadına benzetilmiştir. İslâm hukukuna göre kocasından boşanan bir kadının tekrar onunla evlenebilmesi için, kadının mutlaka başka bir erkekle sahih bir nikâh akdi ile evlenmesi gerekir. Hatta sadece nikâh kıyması yeterli olmayıp mutlaka onunla gerdeğe girmesi gerekir. Ondan sonra da normal şekilde ikinci kocasından ayrılması veya kocasının ölüp kendisinin dul kalması lazımdır. Ancak bundan sonra kadın ilk kocası ile tekrar evlenebilir. Şayet ikinci kocası ile evlenmesi sahih bir nikâh kastıyla değil de anlaşmalı bir evlilik yapılırsa veya nikâhtan sonra gerdeğe girilmezse, kadın ilk kocasına yine helâl değildir. İkinci evliliğin mutlaka sahih bir nikâh akdi ile yapılması ve ortada herhangi bir anlaşmanın olmaması gerekir. Aynı şekilde boşanmanın da hileli bir anlaşma sonucu değil, normal yollarla yapılmış olması gerekir. Aksi halde kadının ilk kocası ile yeniden evlenmesi yine câiz olmaz. Bu konuda mezhep imamları müttefiktirler.
Bize Ahmed b. Muhammed el-Mervezî, ona Ali b. Hüseyin b. Vakıd, ona babası, ona Yezid en-Nahvî, ona da İkrime rivâyet etmiştir: İbn Abbas (rav),"boşanmış kadınlar kendi başlarına üç temizlik süresi beklerler. Onların rahimlerinde Allah'ın yarattığını gizlemeleri helal değildir" (Bakara, 228) mealindeki ayet hakkında şöyle dedi: "Bu ayetin nüzul sebebi şudur: Bir adam karısını boşadığında, üç talak vermiş olsa dahi, ona tekrar dönmek hakkına yine en çok kendisi sahipti. İşte bu hüküm nesh edildi ve "Talak ikidir"(Bakara, 229) mealindeki ayeti nazil oldu.
Açıklama: Cahiliyette ve İslâm’ın ilk dönemlerinde cârî olan uygulamaya göre, özellikle sıkıntıya düşürmek gayesiyle kadınlar boşanır, âdet hâli geçtikten sonra tekrar alınır ve bu hal sürüp giderdi. “Talak ikidir” mealindeki ayetle bu uygulama yürürlükten kaldırılmıştır.