133 Kayıt Bulundu.
Bize Haccâc b. Minhâl, ona Hammâd b. Seleme, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona Numan b. Ebu Ayyâş, ona da Ebu Saîd el-Hudrî (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah'ın (cc) rızasını kazanmak için O'nun yolunda bir gün oruç tutan her bir kul ile cehennemin arasını muhakkak ki Allah yetmiş yıllık (mesafe kadar) uzaklaştırır."
Bize en-Nüfeylî, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Safvan b. Süleym ve Sa'd b. Said, o ikisine Ömer b. Sabit el-Ensari, ona da Hz. Peygamber'in sahabîsi Ebu Eyyüb (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Kim ramazan orucunu tutar sonra da peşinden şevval ayında da altı gün oruç tutarsa sanki o yılı oruçlu geçirmiş gibi olur."
Bize Süleyman b. Harb ve Müsedded, onlara Hammad b. Zeyd, ona Ğaylan b. Cerir, ona Abdullah b. Mabed ez-Zimmanî, ona da Ebu Katade (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Bir adam Nebî'ye (sav) gelip 'Ya Rasulullah! Nasıl oruç tutuyorsun?' dedi. Hz. Peygamber (sav) adamın sorusuna öfkelendi. Ömer bunu görünce 'Rab olarak Allah'tan, din olarak İslâm'dan, peygamber olarak da Muhammed'den (sav) razı olduk! Allah'ın gazabından ve Rasulü'nün öfkesinden yine Allah'a sığınırız' dedi. Rasulullah'ın (sav) öfkesi dinene dek Ömer (ra) bu sözleri tekrar etti. (Soruyu soran adam) 'Ey Allah'ın Rasulü! Senenin tamamını oruçlu geçiren kimsenin durumu nasıldır?' dedi. Hz. Peygamber 'O kimse ne oruç tutmuş ne de iftar etmiş sayılır' buyurdu. Müsedded rivayetinde 'O kimse oruç tutmamış iftar da etmemiştir' veya 'Ne oruç tutmuş ne de iftar etmiştir' demiştir. Bu şüphe hadisin râvisi Ğaylan'dan kaynaklanmaktadır. (Adam) ;Ey Allah'ın Rasulü! İki gün oruç tutup bir gün tutmayanın durumu nasıldır?' diye sorunca, Hz. Peygamber 'Bu oruca kim güç yetirebilir ki?' buyurdu. (Adam) Ey Allah'ın Rasulü! Peki bir gün oruç tutup bir gün tutmayanın hali nasıldır?' dedi. Hz. Peygamber 'Bu, Davud'un (as) orucudur' buyurdu. (Adam), Ey Allah'ın Rasulü! Bir gün oruç tutup iki gün tutmayanın durumu nasıldır?' deyince, Hz. Peygamber "Buna gücümün yeteceğini umuyorum' dedi ve şöyle ekledi 'Her aydan üç gün ve ramazan ayından ramazan ayına tutulan oruç, senenin tamamını oruçlu geçirmek gibidir. Allah'tan, arefe günü orucunu önceki ve sonraki senenin günahlarına kefaret kılacağını ümit ediyorum. (Aynı şekilde) Allah'ın, Aşure orucunu da önceki senenin günahlarına kefaret kılacağını ümit ederim."
Bize Hasan b. Ali, ona Abdürrezzak (b. Hemmâm), ona Mamer (b. Raşid), ona (İbn Şihâb) ez-Zührî, ona (Said) İbn Müseyyeb ve Ebu Seleme, onlara da Abdullah b. Amr b. Âs (r.anhumâ) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) karşıma çıktı ve bana 'Senin, geceleri (sürekli) namaz kılacağım ve gündüzleri de (daima) oruç tutacağım dediğin bana ulaştı' buyurdu. (Abdullah) 'Evet ey Allah'ın Rasulü! Bunu dedim' karşılığını verdi. Hz. Peygamber (sav) '(Geceleri hem) namaz kıl (hem) uyu. Oruç tut ama (bazı günler de) tutma. Her aydan üç gün oruç tut. Bu, tüm seneyi oruçlu geçirmek gibidir' buyurdu. Ben 'Ey Allah'ın Rasulü! Bundan daha fazlasını yapabilirim' deyince, 'O halde, bir gün oruç tut, iki gün tutma' buyurdu. Ben tekrar 'Bundan daha fazlasını yapabilirim' deyince, 'O zaman, bir gün oruç tut, bir gün tutma. Bu orucun orta yoludur ve Davud'un (as) orucudur' buyurdu. Ben 'Bundan da fazlasını yapabilirim' deyince, Rasulullah (sav) 'Bundan daha faziletli bir oruç yoktur' buyurdu.
Bize Muhammed b. Rumh b. Muhacir, ona Leys, ona İbn Hâd, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona Numan b. Ebu Ayyâş, ona da Ebu Said el-Hudrî (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Cenâb-ı Hak, Allah yolunda bir gün oruç tutan her bir kulun yüzünü, oruçlu olduğu o gün sebebiyle cehennemden yetmiş sene uzaklaştırır."
Açıklama: Tercümede mana esas alınmıştır. Arapça dil kuralları -kısmen- ihlal edilmiştir.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Amr en-Nâkıd, onlara İbn Uyeyne, ona İbn Ebu Lebîd, ona da Ebu Seleme şöyle rivayet etmiştir: "Aişe'ye (r.anha) Rasulullah'ın (sav) tuttuğu oruçlar hakkında sorduğumda şöyle cevap verdi: 'Hz. Peygamber (sav), biz (o ayı) hep oruçlu geçirdi diyecek şekilde (bazı ayları) oruçlu geçirir, bazılarında da hiç oruç tutmadı diyecek şekilde, (o ayda) hiç oruç tutmazdı. Ben Hz. Peygamber'in (sav) şaban ayındaki kadar daha fazla oruç tuttuğu başka bir ay görmedim. Bazen şaban ayının tamamını, bazen de tamamına yakınını oruçlu geçirirdi.'"
Bize Nuaym b. Hammâd, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Safvân ve Sa'd b. Said, onlara Ömer b. Sâbit, ona da Ebu Eyyûb, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ramazanı oruçlu geçiren, ardından da şevval ayından altı gün oruç tutan kimse için bu, senenin tamamını oruçlu geçirmek (gibi)dir."
Bana Ebu Tahir, ona Abdullah b. Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb; (T) Bana Harmele b. Yahya, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Said b. Müseyyeb ve Ebu Seleme b. Abdurrahman, onlara da Abdullah b. Amr (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'a (sav) 'Yaşadığım sürece, geceleri sürekli namaz kılacağım, gündüzleri de devamlı oruç tutacağım' dediğim haber verilmiş. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Bunları söyleyen sen misin?' buyurdu. Nebî'ye (sav) '(Evet) ya Rasulullah! O sözü ben söyledim' deyince, Hz. Peygamber (sav) 'Buna güç yetiremezsin. Bazen oruç tut bazen tutma. (Gecenin bir kısmında) uyu, (bir kısmında da) namaz kıl. Ayın üç gününde oruç tut. Zira iyilikler, on katı ile ödüllendirilir. Böylece senenin tamamı oruçlu geçirilmiş gibi olur' buyurdu. 'Bundan daha fazlasını yapabilirim' dedim. Nebî (sav) 'O zaman, bir gün oruç tut, iki gün tutma' buyurdu. 'Ya Rasulullah! Bundan daha fazlasını da yapabilirim' deyince, 'O halde bir gün oruç tut, bir gün tutma. Bu, Dâvûd'un (as) orucudur ve oruçların da en mutedilidir' buyurdu. 'Bundan da fazlasını yapabilirim' dediğimde ise Allah Rasulü 'Bundan daha faziletlisi yoktur' buyurdu. Abdullah b. Amr (r.anhuma) (sonradan) 'Rasulullah'ın (sav) söylediği üç günü kabul etmem, bana ailemden ve malımdan daha hoş gelirdi' diyerek hayıflanmıştır.
Bize Vehb b. Cerîr, ona Hişâm, ona Yahya, ona Ömer b. Hakem b. Sevbân, ona Kudâme b. Maz'ûn'un mevlâsı, ona da Üsâme'nin mevlâsı şöyle rivayet etmiştir: Üsâme (b. Zeyd), Vadilkurâ denilen yerdeki arazisine merkebiyle giderdi. Yolda (olmasına rağmen) pazartesi ve perşembe günleri oruç tutardı. Ona 'Yaşlandığın ve zayıfladığın (veya yorgun düştüğün) halde neden yolculukta pazartesi ve perşembe günleri oruç tutuyorsun?' diye sordum. Üsâme de şöyle dedi: "Rasulullah (sav) pazartesi ve perşembe günleri oruç tutar ve şöyle buyururdu: 'İnsanların amelleri pazartesi ve perşembe günleri (Allah'a) arz olunur.'"
Bize Osman b. Muhammed, ona Süfyân b. Uyeyne, ona Amr b. Dînâr, ona Amr b. Evs, ona da Abdullah b. Amr, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah'a (ac) en sevimli gelen oruç, Dâvûd'un (as) orucudur. O, bir gün oruç tutar, bir gün tutmazdı. Allah'a (ac) en sevimli gelen namaz da Dâvûd'un namazıdır. O, gecenin yarısı (geçince) namaz kılar, (geri kalan) üçte birinde uyur, (geride kalan) altıda birinde de Allah'ı tesbih ederdi." [Ebu Muhammed (ed-Dârimî) şöyle demiştir: Hadisin son ifadesi yanlış veya hatalıdır. Doğrusu, 'Gecenin yarısı (geçince) uyur, (geri kalan) üçte birinde namaz kılar, (geride kalan) altıda birinde de Allah'ı tesbih ederdi' şeklindedir.