207 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Abdülmelik b. Umeyr, ona Musab, ona Sa'd b. Ebu Vakkâs, ona da Musab b. Sa'd'ın rivayet ettiğine göre Sa'd b. Ebu Vakkâs şu beş şey için dua etmeyi emreder ve onları Rasulullah'tan (sav) (işittiğini) haber verirdi: "Allah'ım cimrilikten sana sığınırım; Allah'ım korkaklıktan sana sığınırım; Allah'ım ömrün düşkün ve rezil dönemine uğramaktan sana sığınırım, Allah'ım dünyanın fitnesinden sana sığınırım, Allah'ım kabir azabından sana sığınırım."
Açıklama: İsnadı Şeyhân'ın şartlarına göre sahihtir.
Bize Ali b. el-Munzir, ona İbn Fudayl, ona Ata b. es-Sâib, ona Ebu Abdurrahman es-Sülemî, ona İbn Mesud’un rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurdu: "Allah'ım! Kovulmuş Şeytanın çarpmasından (ruh ve beden sağlığına zarar veren etkilerinden), üflemesinden (vesvese ve bâtıl sözlerle bizi etkilemesinden) ve üfürmesinden (kibir ve gurur duygularını içimize üflemesinden) Sana sığınırım." [Ravi der ki: Şeytanın çarpması (هَمْزِ) sara nöbeti, ölüm nöbeti, ruhsal sıkıntı; üflemesi (نَفْثِ) şiir (batıl söz); üfürmesi (نَفْخِ) de kibirdir.]
Bize Ahmed b. Hafs, ona babası (Hafs b. Abdullah es-Sülemî), ona İbrahim, ona Süfyan b. Said, ona Ebu Hassan, ona Cesre, ona da Hz. Aişe'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle dua ederdi: "Allahumme Rabbe Cibraîle ve Mikâîle ve Rabbe İsrâfîle; eûze bike min harrı'n-nâr; ve min azâbi'l-kabr" "Cibrîli'n ve Mikâil'in Rabbi olan Allah'ım! İsrâfil'in Rabbi olan Allah'ım! Cehennemin sıcağından ve kabir azabından sana sığınırım"
Bize Muhammed b. İsa, ona Mu'temir (b. Süleyman), ona babası (Süleyman b. Tarhan), ona da Enes b. Malik şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle dua etmiştir: "Allah'ım! Cimrilikten ve yaşlılıktan (bunamaktan) sana sığınırım." [Ebu Davud der ki: الْبُخْلِ kelimesinde “bâ” ve “hâ” harfleri üstün okunur.]
Bize Hüseyin b.Hurays, ona Velîd b. Müslim, ona da Evzâî şöyle demiştir: Ben Zuhrî'ye, Hz. Peygamber'den (sav) Allah'a sığınan kadının kim olduğunu sordum. Zührî şöyle dedi: Bana Urve, Âişe'den (r.anha) şöyle haber vermiştir: Kilabiye kabilesinden bir kadın, (nikah kıyıldıktan) Rasulullah'ın yanına getirildiğinde, Rasulullah (sav) ona yaklaşınca, “senden Allah'a sığınırım” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ona "sen azim Allah'a sığındın, hadi ailenin yanına git" buyurdu.
Bize Abdullah b. Muammed b. Ebu Şeybe ve Ben de Abdullah'tan, ona Muhammed b. Fudayl, ona Ata b. Saib, ona Ebu Abdurrahman, ona da Abdullah'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle dua ederdi: "Allah'ım, şeytanın çarpmasından (هَمْزِ), üflemesinden (وَنَفْثِ) ve üfürmesinden (نَفْخِ) sana sığınırım. Şeytanın çarpması (هَمْزِ) sara nöbeti, ölüm nöbeti, ruhsal sıkıntı; üflemesi (نَفْثِ) şiir (batıl söz); üfürmesi de (نَفْخِ) kibirdir."
Bize Malik, ona kendisinin güvenilir kabul ettiği biri, ona Yakub b. Abdullah b. Eşecc, ona Büsr b. Said, ona Said b. Ebu Vakkâs, ona da Havle bt. Hakîm, Rasulullah'ın (sav) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Kim bir yerde konakladığında 'yarattığı şeylerin şerrinden Allah'ın tam ve noksansız kelimelerine sığınırım' derse oradan ayrılıncaya kadar hiç bir şey ona zarar veremez."
Râvi der ki: Rasulullah (sav) bize namazlarımızda veya [ravi şöyle dedi] namazların ardından dua edeceğimiz şu kelimeleri öğretirdi: "Allah'ım, Senden, (din) işinde devamlılık, doğru yolda kararlılık isterim. Nimetine şükretmeyi ve Sana güzelce kulluk etmeyi istiyorum. Selim (temiz ve arınmış) bir kalp ve doğruyu söyleyen bir dil isterim. Bildiğin (hatalarım) için senden bağışlanma diler, bildiğin hayırlı her şeyi senden ister, bildiğin şerli her şeyden de sana sığınırım."
Açıklama: mütabileriyle hasendir.
Bize Ebu Cevvab, ona Ammar b. Rüzeyk, ona Ata b. Saib, ona Ebu Abdurrahman, ona Abdullah b. Mesud rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) şeytanın çarpmasından (هَمْزِ), üflemesinden (وَنَفْثِ) ve üfürmesinden (نَفْخِ) Allah'a sığınırdı." Ravi (Matar) der ki: Şeytanın çarpması (هَمْزِ) sara nöbeti, ölüm nöbeti, ruhsal sıkıntı; üflemesi (نَفْثِ) şiir (batıl söz); üfürmesi de (نَفْخِ) kibirdir.
Bize İshak el-Ezrâk, ona Şerik, ona Ebu Hişam,ona Ebu Miclez şöyle rivayet etti: Ammâr (b. Yâsir) bize namaz kıldırdı ve namazı kısa tuttu. Cemaat bunu yadırgayınca “Rükû ve secdeleri tam yapmadım mı?” diye sordu. onlar da “Evet (yaptınız)” dediler Bunun üzerine Ammar “biliniz ki ben, rükû ve secdelerde, Rasulullah’ın (sav) yaptığı şu duayı yaptım” dedi: "Allah’ım! Gaybı bilmen ve mahlûkât üzerindeki kudretin hakkı için, hayatın benim için hayırlı olduğunu bildiğin sürece beni yaşat, ölüm benim için daha hayırlıysa canımı al. Gizlide de açıkta da Sana karşı haşyet (derin saygı) duymayı, öfkeliyken de hoşnutken de hak sözü söyleyebilmeyi, fakirlikte de zenginlikte de orta yolu tutmayı isterim. Zatını temaşa eyleme lezzetini ve Sana kavuşma arzusunu bana lütfet. Sıkıntıya sokan musibetten ve saptıran fitneden Sana sığınırım. Allah’ım! Bizi iman ziynetiyle süsle ve bizi doğru yol üzere olan kimselerden eyle!"