34 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Kuteybe, ona Hâtim b. İsmail, ona da Yezid b. Ebu Ubeyd, eleme b. Ekva'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), akşam namazını güneş battığında ve perde arkasına çekildiği (gözden kaybolduğu) zaman kılardı." [Tirmizî şöyle demiştir: Bu konuda Cabir, es-Sunâbihî, Zeyd b. Halid, Enes, Râfi' b. Hadîc, Ebu Eyyüb, Ümmü Seleme, Abbas b. Abdülmuttalib ve İbn Abbas'tan da hadis rivayet edilmiştir. Abbas'ın hadisi, kendisinden mevkuf olarak rivayet edilmiştir; bu (böyle nakledilmesi), daha sahihtir. Sunâbihî ise, Nebî'den (sav) hadis işitmemiştir. O, Ebu Bekir'in arkadaşıdır. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Seleme b. Ekva'ın bu hadisi, hasen-sahih bir hadistir. Nebî'nin (sav) ashabının ve onlardan sonra gelen tâbiînin ilim ehli olanlarının pek çoğunun görüşü bu yöndedir; akşam namazını ilk vakitte kılmayı tercih etmişler ve geciktirmeyi hoş görmemişlerdir. O kadar ki, bazı alimler, akşam namazının sadece bir vaktinin olduğunu söylemiştir. Onlar bu görüşlerinde, Cebrâil'in Hz. Peygamber'e (sav) namaz kıldırması ile alakalı hadise dayanmışlardır. Bu, İbn Mübarek ve Şâfiî'nin de görüşüdür.]
Açıklama: ''وَتَوَارَتْ بِالْحِجَابِ'' ifadesi şârihler tarafından ''إِذَا غَرَبَتِ الشَّمْسُ'' ifadesinin tefsiri olarak anlaşıldığından durum, tercümedeki gibi ifade edilmiştir.
Bize Hennâd, ona Muhammed b. Fudayl, ona A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Namazın başlangıç ve sonu (olmak üzere iki vakti) vardır. Öğle namazının ilk vakti, güneşin (tepeden) batıya doğru meyletmeye başladığı; son vakti ise ikindi namazının girdiği vakittir. İkindi namazının ilk vakti, kendi vaktinin girdiği; son vakti ise güneşin sarardığı vakittir. Akşam namazının ilk vakti, güneşin battığı; son vakti ise ufkun (çizgisinin) kaybolduğu vakittir. Yatsı namazının ilk vakti, ufkun (çizgisinin) kaybolduğu vakit; son vakti ise gece yarısıdır. Sabah namazının ilk vakti fecrin doğduğu; son vakti ise güneşin doğduğu vakittir." [Tirmizî şöyle demiştir: Bu konuda Abdullah b. Amr'dan da hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Muhammed'i (Buhârî'yi) şöyle derken işittim: 'Namaz vakitleri konusunda el-A'meş'in Mücahid'den rivayet ettiği hadis, Muhammed b. Fudayl'ın el-A'meş'ten naklettiği hadisten daha sahihtir. Muhammed b. Fudayl'ın rivayet ettiği hadis hatalıdır; hata eden de Muhammed b. Fudayl'dır.' derken işittim. Bize Hennâd, ona Ebu Üsame, ona Ebu İshak el-Fezârî, ona el-A'meş, ona da Mücahid şöyle rivayet etmiştir: "Namazın başlangıç ve sonu (olmak üzere iki vakti) olduğu söylenirdi...' (Ravi hadisin bundan sonrasını), Muhammed b. Fudayl'ın el-A'meş'ten rivayet ettiği hadisin manasına benzer bir şekilde nakletmiştir.]
Bize Ebu Bekir Muhammed b. Ebân, ona Abdurrahman b. Mehdi, ona da Ebu Avâne (bir önceki hadisi) bu isnad ile [ona Ebu Bişr, ona Beşir b. Sabit, ona da Habib b. Salim, Numân b. Beşir'in şöyle dediğini rivayet etmiştir:] benzer şekilde rivayet etmiştir. [Hadisin metni şöyledir: Ben, bu namazın (yatsı namazının) vaktini insanların en iyi bileniyim. "Rasulullah (sav), yatsıyı namazını ayın üçüncü gecesindeki batışı zamanında kılardı."] [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hadisi Hüşeym, ona Ebu Bişr, ona Habîb b. Salim, ona da Nuamân b. Beşir (senediyle) rivayet etmiştir. Ancak Hüşeym, senedde Beşir b. Sabit'i zikretmemiştir. Ebu Avâne hadisi, bize göre daha sahihtir. Çünkü Yezid b. Harun, ona Şu'be, ona da Ebu Bişr senediyle, Ebu Avâne'nin rivayetini benzer bir şekilde rivayet etmiştir.]
Bize Hennâd, ona Abde, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Said el-Makburî, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ümmetime zorluk çıkaracak olmasaydım, yatsı namazını gecenin üçte birine -ravi şüpheye düşmüştür- ya da yarısına kadar geciktirmelerini emrederdim." [Tirmizî şöyle demiştir: Bu konuda Cabir b. Semüre, Cabir b. Abdullah, Ebu Berze, İbn Abbas, Ebu Said el-Hudrî, Zeyd b. Hâlid ve İbn Ömer'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Ebu Hureyre'nin bu hadisi, hasen-sahih bir hadistir. Nebî (sav)'nin ashabı ile tâbiînin ilim ehli olanlarının ve başka âlimleri tercihi bu yöndedir. Onlar, yatsı namazını geciktirmeyi benimsemişlerdir. Ahmed (b. Hanbel) ve İshak da bu görüştedir.]