Giriş

Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys b. Said el-Makburî, ona Şerîk b. Abdullah b. Ebu Nemir, ona Enes b. Mâlik şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) ile birlikte mescitte oturuyorduk. Devenin üzerinde bir adam geldi ve devesini çökertti ve bağladı. Sonra 'Hanginiz Muhammed?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) sahabileri arasında dayanmış duruyordu. 'İşte arkasına yaslanan beyaz zattır' dedik. Adam ona 'Ey Abdülmuttalib oğlu!' diye hitap etti. Hz. Peygamber (sav) "Buyur diyerek cevap verdi." Bunun üzerine adam 'Sana bazı sorular soracağım. Bu sorular çok ağırdır. Bana incinme' dedi. Hz. Peygamber (sav) "İstediğini sorabilirsin" buyurdu. 'Senin ve senden öncekilerin rabbinin hatırına söyle! Allah seni bütün insanlara mı gönderdi?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Elbette öyledir" buyurdu. Adam 'Allah aşkına söyle! Allah sana gündüz ve gece beş vakit namaz kılmayı mı emretti?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Elbette öyledir" buyurdu. Adam 'Allah aşkına söyle! Allah sana yılın bu ayında oruç tutmayı emretti mi?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Elbette öyledir" buyurdu. Adam 'Allah aşkına söyle Allah sana zenginlerimizden zekat alıp fakirlerimize dağıtmamızı mı emretti?' diye sordu. Hz. Peygamber "Elbette öyledir" diye cevap verdi. Adam 'Senin getirdiklerine iman ettim. Ben arkamda bıraktığım kavmimin elçisiyim. Adım Dımam b. Sa'lebe'dir. Sa'd b. Bekir oğullarının kardeşiyim' dedi. Bu hadisi ayrıca Musa ve Ali b. Abdülhamid, Süleyman'dan, o Sabit'ten, o Enes b. Mâlik'ten o da Hz. Peygamber'den (sav) bu şekilde rivayet etmiştir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Musa b. İsmail arasında inkita vardır.

    Öneri Formu
278026 B000063-2 Buhari, İlim, 6

Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys b. Said el-Makburî, ona Şerîk b. Abdullah b. Ebu Nemir, ona Enes b. Mâlik şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) ile birlikte mescitte oturuyorduk. Devenin üzerinde bir adam geldi ve devesini çökertti ve bağladı. Sonra 'Hanginiz Muhammed?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) sahabileri arasında dayanmış duruyordu. 'İşte arkasına yaslanan beyaz zattır' dedik. Adam ona 'Ey Abdülmuttalib oğlu!' diye hitap etti. Hz. Peygamber (sav) "Buyur diyerek cevap verdi." Bunun üzerine adam 'Sana bazı sorular soracağım. Bu sorular çok ağırdır. Bana incinme' dedi. Hz. Peygamber (sav) "İstediğini sorabilirsin" buyurdu. 'Senin ve senden öncekilerin rabbinin hatırına söyle! Allah seni bütün insanlara mı gönderdi?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Elbette öyledir" buyurdu. Adam 'Allah aşkına söyle! Allah sana gündüz ve gece beş vakit namaz kılmayı mı emretti?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Elbette öyledir" buyurdu. Adam 'Allah aşkına söyle! Allah sana yılın bu ayında oruç tutmayı emretti mi?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Elbette öyledir" buyurdu. Adam 'Allah aşkına söyle Allah sana zenginlerimizden zekat alıp fakirlerimize dağıtmamızı mı emretti?' diye sordu. Hz. Peygamber "Elbette öyledir" diye cevap verdi. Adam 'Senin getirdiklerine iman ettim. Ben arkamda bıraktığım kavmimin elçisiyim. Adım Dımam b. Sa'lebe'dir. Sa'd b. Bekir oğullarının kardeşiyim' dedi. Bu hadisi ayrıca Musa ve Ali b. Abdülhamid, Süleyman'dan, o Sabit'ten, o Enes b. Mâlik'ten o da Hz. Peygamber'den (sav) bu şekilde rivayet etmiştir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ali b. Abdülhamid arasında inkita vardır.

    Öneri Formu
278027 B000063-3 Buhari, İlim, 6

Bana Muhammed b. Hatim ve Abdurrahman b. Bişr, onlara Behz, ona Şube, ona Muhammed b. Osman b. Abdullah b. Mevheb ve babası Osman, onlara Musa b. Talha, ona Ebu Eyyüb el-Ensari Hz. Peygamber'den bu hadisin bir benzerini rivayet etmiştir. İlgili hadis şöyle: Hz. Peygamber (sav) bir seferde iken bir bedevi çıkageldi. Devesinin yedeğini yahut yularını tuttu ve Ey Allah'ın Rasulü! -yahut Ey Muhammed!- Beni cennete yaklaştıracak, cehennemden uzaklaştıracak bir şey söyle bana! dedi. Hz. Peygamber (sav) bir süre sustu, sonra ashabına baktı ve "muvaffak oldu -doğru soruyu buldu-" dedi ve o kişiye "nasıl (ne) sormuştun?" diye sordu. O adam sorusunu tekrarladı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav); "Allah'a ibadet eder, ona hiçbir şeyi ortak koşmaz, namaz kılar, zekât verir ve akraba ile bağını sıkı tutarsın. Haydi deveyi bırak!" buyurdu.


    Öneri Formu
499 M000105 Müslim, İman, 13

Bize Abbas b. Abdülazim el-'Anberî, ona Dahhâk b. Mahled, ona Muhammed b. Rifâa, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası (Ebu Sâlih es-Semmân), ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Nebî (sav) pazartesi ve perşembe günleri oruç tutardı. Ona (bunun nedenini merak ederek) 'Yâ Rasulullah! Sen pazartesi ve perşembe günü oruç tutuyorsun!' dediler. Hz. Peygamber (sav) de 'Çünkü Allah (cc), küs olan kişiler hariç pazartesi ve perşembe günü her müslümanı bağışlar. Onlar hakkında da 'Barışıncaya dek onları kendi hallerine bırakın buyurur' dedi."


    Öneri Formu
17176 İM001740 İbn Mâce, Sıyâm, 42


    Öneri Formu
7081 M006116 Müslim, Fadâil, 132

Bize İbn Beşşâr, ona Muaâz b. Hişam, ona babası (Hişam ed-Destüvâî), ona İbn Müsennâ, ona İbn Ebu Adî, ona Said; (T) Bana Züheyr b. Harb, ona Affân, ona Ebân, onlara da Katade hadisi bu isnad ile yukarıdaki rivayete benzer şekilde nakletmiştir. Said ve Hişam rivayetinde Hz. Peygamber'e (sav) kırat hakkında sorulduğu, onun da 'Uhud dağı kadardır' buyurduğu (ilavesi) vardır.


    Öneri Formu
3697 M002197 Müslim, Cenaiz, 57

Bize Ziyad b. Eyyub, ona İsmail b. Uleyye, ona Hişam, ona Yahya b. Ebu Kesîr, ona Hilal, ona Atâ b. Yesâr rivayet ettiğine göre Ebu Saîd el-Hudrî (ra) şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) minbere, biz de etrafına oturmuştuk. Dünya ve süslerinden bahsetti ve 'Benden sonra sizin önünüze dünya nimetlerin bolca açılmasından endişe ederim' buyurdu. Bir adam 'Hayır (mal), kötülüğe yol açar mı ki?' diye sordu. Rasulullah (sav) ona cevap vermedi. Oradakiler adama 'Rasulullah sana bir şey demediği halde sen onunla neden konuşuyorsun?' diye çıkıştılar. Hz. Peygamber'e (sav) bir ağırlık çöktü ve kendinden geçti, kendine gelince terini sildi. Sonra Rasulullah (sav) 'Soru soran kişiyi göreyim! Hayır (mal) kötülük getirmez elbette. Ancak baharda yağmurla biten otlardan bazıları hayvanları, öldürür ya da zehirler, bazıları ise besler. Ot yiyerek hayatını sürdürenler bunun dışındadır. Onlar semirinceye kadar yerler, güneşe dönüp güneşlenir, oynar, zıplar, işer ve tekrar otlarlar. İşte dünya malı böle yeşil ve tatlıdır. Müslüman zengin kendisine verilen servetten yetime, fakire, yolda kalmışlara infak ederse ne güzeldir! Hakkı olmadığı halde bir şeyi alan kişi ise yiyip yiyip doymayan gibidir. O aldığı şeyler, kıyamet günü onun aleyhinde şahitlik yapacaktır."


    Öneri Formu
22439 N002582 Nesai, Zekât, 81


    Öneri Formu
7080 M006115 Müslim, Fadâil, 131