105 Kayıt Bulundu.
Bize Ali b. Muhammed, ona Vekî‘, ona Ebu Sinan Saîd b. Sinan, ona Alkame b. Mersed, ona Süleyman b. Büreyde, ona babası (Büreyde b. Husayb)'ın rivayet ettiğine göre: "Rasulullah (sav) bir gün namazı kıldırdıktan sonra bir adam: 'Kırmızı deveyi gören var mı?' dedi. Bunun üzerine Nebî (sav): “İnşallah bulamazsın! Camiler amaçlarına uygun işlerde kullanılsın diye inşa edilmiştir” buyurdu".
Bize Hasan b. Ali el-Hallâl, ona Arim, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Yezid b. Husayfe, ona Muhammed b. Abdurrahman b. Sevban, ona da Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Mescitte alışveriş yapan birini görürseniz 'Allah ticaretine kazanç vermesin' deyin. Yitik malını mescitte ilan ederek arayıp soran birini gördüğünüzde 'İnşallah bulamazsın!' deyin. Ebu İsa et-Tirmîzî şöyle dedi: Ebu Hüreyre'nin hadisi hasen-garibtir. Bazı ilim adamlarının uygulaması bu hadise göre olup mescitlerde alışverişi hoş karşılamazlar. Bu aynı zamanda Ahmed b. Hanbel ve İshak b. Rahuye'nin görüşüdür. Bazı ilim adamları mescitlerde alışverişe ruhsat vermişlerdir.
Bize Yezid b. Halid b. Yezid b. Abdullah b. Mevheb er-Remlî el-Hemdânî; (T) Bize Abdülaziz b. Yahya el-Harrânî, onlara Muhammed b. Seleme; (T) Bize Musa b. İsmail, ona Hammad -bu hadisin lafzı Muhammed b. Seleme'ye aittir-, ona Muhammed b. İshak, ona Muhammed b. İbrahim, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, -Ebu Davud şöyle dedi: Yezid ve Abdülaziz rivayetlerinde Ebu Seleme b. Abdurrahman ve Ebu Ümame b. Sehl demişlerdir-, ona Ebu Said el-Hudrî ve Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in şöyle dediğini nakletmişlerdir: "Kim cuma günü gusleder, en güzel elbisesini giyer, varsa koku sürünür, sonra da cumaya gelip insanların omuzlarına basmadan gelir ve Allah'ın kendisine takdir ettiğini (tahiyyetü'l-mescit namazı) kılarsa, imam hutbe okuduğu andan namazını bitirinceye kadar susarsa, bu yaptıkları, bu cuma ile geçmiş cuma arasındaki günahları için kefaret olur." [Ebu Seleme, Ebu Hureyre'nin iki cuma arasındakilere ifadesine ilave olarak üç gün ziyadesiyle ifadesini de eklediğini belirtmiştir. Yine Ebu Hureyre'nin, çünkü haseneler on misli iledir dediğini nakletmiştir.] [Ebû Davud şöyle dedi: Muhammed b. Ebu Seleme'nin hadisi daha tamdır. Hammad, Ebu Hureyre'nin sözünü (ilavelerini) zikretmemiştir.]
Bize İshak b. Mansur, ona Yahya, ona İbn Cüreyc, ona Atâ, ona Câbir’in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Kim şu sebzeden yerse...” (İlk gün “Sarımsak yerse” demişti, sonra): “Sarımsak, soğan ve pırasa yerse, mescitlerimizde bize yaklaşmasın. Çünkü şüphesiz insanların rahatsız oldukları şeylerden melekler de rahatsız olurlar”.
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Yahya b. Saîd, ona Hişâm, ona Katâde, ona Salim b. Ebu’l-Ca’d, ona Ma’dân b. Ebu Talha’nın rivayet ettiğine göre Ömer b. Hattab şöyle demiştir: Ey insanlar şüphesiz sizler, soğan ve sarımsak denen şu iki sebzeyi yiyorsunuz ki benim kanaatime göre onlar son derece nahoş şeylerdir. "Allah’ın Nebisi (sav) bir kimseden bu iki sebzenin kokusunu aldığı zaman emir verir, o adamı Bakî’e gönderirdi", kendi gözümle gördüm. Bunları yiyecek olanlar muhakkak iyice pişirsinler de kokularını öldürsünler.